MEB+ULAŞTIRMA B.="Fatih Projesi"

Kodla Büyü
Durum
Konu kilitlenmiştir.
Arkadaşlar başlık fatih projesi ama konu ebitefolara kaymış.

BT formatör öğretmenlerinin görevi farklı ebitefoların ki farklı. Aslına bakılırsa onların işi hizmet içi kurslar açmak ve bt formatör öğretmenlere destek vermek takip etmek yardımcı olmak.
Şu ana kadar tanıdığım tanıştığım tüm ebitefo arkadaşlarımın da görevleri haricinde hatta bitefolardan kat kat fazla çalıştıklarına şahidim ve biliyorum, bizlerin çoğu 17 ye kadar durmayı kabul edemezken onlar 17 de çıktıklarında şükrediyorlar ve görevleri haricinde her türlü işe de (umaykut hocamızın bahsettiklerinin daha fazlasıdır) yetişmeye çalışıyorlar.

Görevini hakkıyla yapan tüm ebitefo arkadaşlarıma kolaylıklar dilerim, şahsen ben hiçbir dönem bu görevi üstlenmekte gönüllü olamadım, bu görevin zorluğunu ve kafa ağrısını sıkıntılarını yaşayan bilir. Bizler okullarımızda bizi yatıyor diye görenlerden şikayet ederken ebitefolara haksız yere yüklenmek bence haksızlıktır, istisnalar olabilir ama kaideyi bozmaz.

iyi forumlar saygılar
 
the_korsan' Alıntı:
Arkadaşlar başlık fatih projesi ama konu ebitefolara kaymış.

BT formatör öğretmenlerinin görevi farklı ebitefoların ki farklı. Aslına bakılırsa onların işi hizmet içi kurslar açmak ve bt formatör öğretmenlere destek vermek takip etmek yardımcı olmak.
Şu ana kadar tanıdığım tanıştığım tüm ebitefo arkadaşlarımın da görevleri haricinde hatta bitefolardan kat kat fazla çalıştıklarına şahidim ve biliyorum, bizlerin çoğu 17 ye kadar durmayı kabul edemezken onlar 17 de çıktıklarında şükrediyorlar ve görevleri haricinde her türlü işe de (umaykut hocamızın bahsettiklerinin daha fazlasıdır) yetişmeye çalışıyorlar.

Görevini hakkıyla yapan tüm ebitefo arkadaşlarıma kolaylıklar dilerim, şahsen ben hiçbir dönem bu görevi üstlenmekte gönüllü olamadım, bu görevin zorluğunu ve kafa ağrısını sıkıntılarını yaşayan bilir. Bizler okullarımızda bizi yatıyor diye görenlerden şikayet ederken ebitefolara haksız yere yüklenmek bence haksızlıktır, istisnalar olabilir ama kaideyi bozmaz.

iyi forumlar saygılar

Sayın admin yorumunuz için teşekkür ederim.

Elbette istisnalar var ancak dediğiniz gibi çoğu arkadaşım öğretmenlikte olacak yükün çok daha fazlasıyla karşılaşıyor. Ayrıca yapamadığımız herşey (görevlendirmelerdeki takılmalar, BT kurdurtamadığımız okullar) bizlerde maddi yorgunluğa ek manevi yorgunlukta oluşturuyor. Ancak aklımızda hep yaptığımız ekstra mesailerin eğitim-öğretimin iyileştirilmesi için olduğu düşüncesi var.

Neyse yorumunuz ve anlayışınız için teşekkürler.
 
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..
 
umaykut' Alıntı:
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..

Sayın umaykut forum yazarı 2000 yılından kalma pclerin 4 tanesinin kasanızda olduğunu söylediniz sanırım tep-1 laboratuarınız var, biliyorsunuzdur bakanlık 36 hafta içinde bunların yenilemeleri bitecek diye bir mail gönderdi.
Sonra okulda ne yapacağınızı bana yazabilirmisiniz. Madde madde lütfen, bende görevlendirme sebebinizle gerçekte olan arasındaki farkı vesilenizle öğrenebileyim. Zira dediğiniz gibi tüm öğretmenler sadece pc arızaları ile uğraşıyorsa pcler sıfırlanınca formatörlere gerek kalmıyor.

Diğer öğretmenler derseniz eğer onların sorunlarını çözmeliyiz derseniz o da doğrudur o zaman sizde şunu yapın.

1- 4 haneli iki sayıyı çarpmak isterseniz matematik öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu sayıları çarpıver diyin.
2- Yediğiniz birşeyn tadı kötüyse bozuk gibiyse kimya/fen teknoloji öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şunda bozulma varmı bak bozulmuşsa ne oranda onu bir söyliyiver diyin.
3- Ailenize mektup yazmak isterseniz yada bu foruma yanıt yazacaksanız türkçe öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu metni bir yaz kötü anlatım olmasın diyin.
4- BT sınıfının duvarı dökülür yada rutubetten kabarırsa teknoloji tasarım öğretmeninin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu duvardaki ufak yeri sıvayıver deyin.
5- BT sınıfının duvarı dökülür yada rutubetten kabarırsa teknoloji tasarım öğretmeninin sınıfına girdikten sonra resim öğretmeninin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu duvardaki ufak yeri boyayıver deyin.

Yukarıdakiler komik ve üzücü ancak okulda (Bilgisayar/Bilişim teknolojileri yada Formatör) Öğretmenlerinin yaptıkları uzmanlık gerektirmeyen her öğretmenin yada her vatandaşın yapabileceği şeylerdir. (Örn: kablom çıktı, klavyem basmıyor, telefonum çekmiyor) biz okulda bu işleri yapıyorsak diğer öğretmenlerde yukarıda saydığım işlerimizi yapsınlar değilmi.

Not: Yukarıdaki metin istanbulda çaşitli branşlardan öğretmenlere belki 50 kez tekrarlanmıştır. Ama ekran açılmıyor diyen türkçe öğretmenine ben de o zaman sizde benim metinlerimi yazıcaksınız bundan sonra diyorum ve bu hararetli bir konuşmanını girişi oluyor. :)
 
ist_koord' Alıntı:
umaykut' Alıntı:
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..
Sonra okulda ne yapacağınızı bana yazabilirmisiniz. Madde madde lütfen, bende görevlendirme sebebinizle gerçekte olan arasındaki farkı vesilenizle öğrenebileyim. Zira dediğiniz gibi tüm öğretmenler sadece pc arızaları ile uğraşıyorsa pcler sıfırlanınca formatörlere gerek kalmıyor.
PC ler yenilenince arızılıanmıyor mu ? Sayın öğretmenim, bu nasıl yorumdur, sanırım branşınız bilgisayar değil... Gelelim formatörlük hususuna; ben biliyorumki burdaki arkadaşların çoğu yıllardır formatör olmasa bile, diğer bir çok branştaki gibi dersim bitti ben çıkar giderim demiyor ve diyemediği için bu halde... Suçumuz, çalışmakmış... Bizler milli eğitimin son yıllarda yaptığı uygulamalardan bunu anladık... 5. yılım bu... 5 yılda 30 saat dersten 10 saat derse düştü dersim... Dedik ya suçumuz dersimiz bitince çıkıp gitmemek okuldauki problemleri çözmekmiş... Nasıl olsa salak bunlar okulda duruyor dediler önce ders saati bırakmadılar, sonra formatörlük belası çıkardılar, baktılar bilgisayar öğret. uyanıyor, zorunlu yaptılar... Şimide başta salak gibi çalıştığımız için, her yerde olduğu gibi şimdi ne oluyor size diyorlar... Ne diyeyim haklılar!!!!!
NOT: Salak ibaresi bizim kendimize yakıştırdığımız değildir... Milli eğitimin gözünde öyleyiz... Yoksa Öğret. mes. gereğini yapmak, aldığın parayı hak etmeye çalışmak asla salaklık değildir!
 
benim görev yaptığım ilçe küçük bir ilçe ilçedeki tek bilgisayar öğretmeniyim.. ve formatörüm...(mecburen) ilçe il merkezine 40km ve yolu oldukça zor.... meslekte 3.yılım ve bundan öncede 1 dönem formatör olmuştum.. bakın bugüne kadar ebitefo kavramını sadece bu forumdan okudum... bugüne kadar çünkü bugün bir arkadaş vasıtasıyla bizden sorumlu il mem de görevlendirme ile çalışan bir ingilizce öğretmeni arkadaşla irtibata geçtim.. o da deridimize çare olmadı ama sorun değil... demek istediğim ben ilk atandığım günden beri arıza bildirimi yapmadım çünkü bilmiyordum.. çalıştığım 3 okul müdürü ve 4 müdür yardımcısı da ya bilmiyorlardı yada belli etmediler.. hep kendi imkanlarımızla hallettim... halledemediğim yerde elden bir servisten yardım almak istedim uzak diyerek gelmediler... sorun şu ki kimse çıkıp sizin gerçekte göreviniz şu bunu yapmayın şunu yapmayın demesin.. bu hariçten gazel olur.. ben buraya geldiğimde bilgisayarlar kaderlerine terk edilmişti.. tüm ilçe sevindi bilgisayrcımız var artık diye... ben nasıl diyeyim ki bu insalara benim görevim BDE rehberliği kusura bakmayın diye... bu gerçeği bilen beni anlar.. Anadolunun bu kasaba/ilçe karışımı ıssız yerinin gerçeğini gören, empati kurabilen ya da yaşayan herkes ne demek istediğimi anlayacaktır... Şu halde yaşadıklarımızı çözmek için oldukça kararlı bir irade gerekiyor.. bizzat meb bu konuda kararlı olmazsa özellikle taşrada bu sorunların çözüleceğine inanmıyorum.. ...hepinize iyi günler sayın forum yazarları....
 
hızlıtürk' Alıntı:
benim görev yaptığım ilçe küçük bir ilçe ilçedeki tek bilgisayar öğretmeniyim.. ve formatörüm...(mecburen) ilçe il merkezine 40km ve yolu oldukça zor.... meslekte 3.yılım ve bundan öncede 1 dönem formatör olmuştum.. bakın bugüne kadar ebitefo kavramını sadece bu forumdan okudum... bugüne kadar çünkü bugün bir arkadaş vasıtasıyla bizden sorumlu il mem de görevlendirme ile çalışan bir ingilizce öğretmeni arkadaşla irtibata geçtim.. o da deridimize çare olmadı ama sorun değil... demek istediğim ben ilk atandığım günden beri arıza bildirimi yapmadım çünkü bilmiyordum.. çalıştığım 3 okul müdürü ve 4 müdür yardımcısı da ya bilmiyorlardı yada belli etmediler.. hep kendi imkanlarımızla hallettim... halledemediğim yerde elden bir servisten yardım almak istedim uzak diyerek gelmediler... sorun şu ki kimse çıkıp sizin gerçekte göreviniz şu bunu yapmayın şunu yapmayın demesin.. bu hariçten gazel olur.. ben buraya geldiğimde bilgisayarlar kaderlerine terk edilmişti.. tüm ilçe sevindi bilgisayrcımız var artık diye... ben nasıl diyeyim ki bu insalara benim görevim BDE rehberliği kusura bakmayın diye... bu gerçeği bilen beni anlar.. Anadolunun bu kasaba/ilçe karışımı ıssız yerinin gerçeğini gören, empati kurabilen ya da yaşayan herkes ne demek istediğimi anlayacaktır... Şu halde yaşadıklarımızı çözmek için oldukça kararlı bir irade gerekiyor.. bizzat meb bu konuda kararlı olmazsa özellikle taşrada bu sorunların çözüleceğine inanmıyorum.. ...hepinize iyi günler sayın forum yazarları....

"Bütün ilçe sevindi bilgisayarcımız var diye" yazmışsınız. Bu çok güzel...Zaten insanların değer verdiğini görünce iş tamircilik de olsa üzülmüyorum ben. Şimdi çalıştığım okula ilk geldiğimde BT sınıfındaki bilgisayarlar çalışmaz durumdaydı, bütün seminer dönemini çalışarak geçirdim. Diğer öğretmenler 12' yi iple çekerken ben okuldan 5:30'da çıktım, üstelik eşimle beraber çalıştık. Ben küçük bir ilçede değilim, İstanbul'da merkezi bir okuldayım. Ama imkanları kısıtlı bir okul daha doğrusu önceki idarenin kaderine bıraktığı bir okul. Koskoca okulda çalışmalarımı takdir eden sadece 1 kişi var, seminer dönemindeki çalışmalarıma şahit olan müdür yardımcımız. Demek istediğim emek her yerde takdirle karşılanmıyor. Çalışmalarımı takdir yerine, bir süre sonra "görevin tabi yapacaksın" diyen kendini bilmez öğretmenlerle karşılaştım. İşte bu yüzden zaman zaman gerekiyor "bu benim görevim değil" demek. Şimdi yaptığım her işi vicdanım için ve beni her konuda destekleyen müdür yardımcımız için yapıyorum. Diğerlerine de "benim görevim değil" diyorum. Bence forumda yazan arkadaşlar(ben de dahil) bu durumu kastediyorlar.
 
zulfikar1985' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
umaykut' Alıntı:
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..
Sonra okulda ne yapacağınızı bana yazabilirmisiniz. Madde madde lütfen, bende görevlendirme sebebinizle gerçekte olan arasındaki farkı vesilenizle öğrenebileyim. Zira dediğiniz gibi tüm öğretmenler sadece pc arızaları ile uğraşıyorsa pcler sıfırlanınca formatörlere gerek kalmıyor.
PC ler yenilenince arızılıanmıyor mu ? Sayın öğretmenim, bu nasıl yorumdur, sanırım branşınız bilgisayar değil... Gelelim formatörlük hususuna; ben biliyorumki burdaki arkadaşların çoğu yıllardır formatör olmasa bile, diğer bir çok branştaki gibi dersim bitti ben çıkar giderim demiyor ve diyemediği için bu halde... Suçumuz, çalışmakmış... Bizler milli eğitimin son yıllarda yaptığı uygulamalardan bunu anladık... 5. yılım bu... 5 yılda 30 saat dersten 10 saat derse düştü dersim... Dedik ya suçumuz dersimiz bitince çıkıp gitmemek okuldauki problemleri çözmekmiş... Nasıl olsa salak bunlar okulda duruyor dediler önce ders saati bırakmadılar, sonra formatörlük belası çıkardılar, baktılar bilgisayar öğret. uyanıyor, zorunlu yaptılar... Şimide başta salak gibi çalıştığımız için, her yerde olduğu gibi şimdi ne oluyor size diyorlar... Ne diyeyim haklılar!!!!!
NOT: Salak ibaresi bizim kendimize yakıştırdığımız değildir... Milli eğitimin gözünde öyleyiz... Yoksa Öğret. mes. gereğini yapmak, aldığın parayı hak etmeye çalışmak asla salaklık değildir!

Sayın zulfikar1985 forum yazarı; Öncelikle barnşım kısmını çözelim.

Buca Teknik lisesi Bilgisayar Bölümü ( Donanım)
Ege Üniversitesi B.Ö.T.E.
mezuniyetlerim o sebeple her bilgisayar arızalanır bilirim sayın hocam. Yeni bilgisayarı açarmısınız hocam tamir için bunu merak ettim.
Okuldaki tüm bilgisayarlara Format atmak kısmına gelince acronis diyorum başka birşey demiyorum.

Bir hayal gerçek değil, ancak hayal bu hafta okulda hiçbirşey bozulmadı siz ne yapıyorsunuz onu sordum.
Okuldaki sıradan bir sınıf yada branş öğretmeni kendi bilgisayarına format atamazmı? Mesela siz ona rehberlik etseniz format atmayla ilgili bir deztek materyali hazırlasanız bu öğretmen o işi halledebilecek zihinsel kapasitede değilmi. Ancak 3 senedir işim olduğu için biliyorum destek materyali hazırlamak, rehberlik etmek anlatmaktan çok daha zordur. Benim branşım bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliğidir sayın öğretmenim ve bir sürü sınıf arkadaşım, bir sürü dostum var egeden-dokuz eylülden bu branşdaşlarımın %99'u "öğretmenler nasıl yapsın hocam" diyerek " o çok uzun sürer ben hemen çözüyorum" diyerek öğretmenlerin sorunlarını çözmek adı altında gelişim süreçlerine ket vuruyor ve bu sürecin sonunda kendisine bağımlı olan öğretmenlerin yükü altında ezildiğinden şikayet ediyor.
Ben Elektronik/Bilgisayarcı kökenli bir BÖTEliyim sayın öğretmenim son 5 yıl içinde okulda öğretmenlikte yaptım, sanırım en az sizin kadar bilgisayarda formatladım ancak bugün benim annem evinde bilgisayarını kullanıyor, bir sorunu olduğunda ifade edebiliyor, kendi programlarını ekleyip kaldırabiliyorsa -- kendisi 50 küsür yaşında ve ortaokul mezunudur, bu duruma gelmesi uzun ve sıkıntılı bir süreçti-- sizin öğretmenleriniz bunları yapamıyorsa oturup bir düşünmemiz lazım değilmi sayın bilgisayar öğretmenim.
 
mutlak_adeger' Alıntı:
hızlıtürk' Alıntı:
benim görev yaptığım ilçe küçük bir ilçe ilçedeki tek bilgisayar öğretmeniyim.. ve formatörüm...(mecburen) ilçe il merkezine 40km ve yolu oldukça zor.... meslekte 3.yılım ve bundan öncede 1 dönem formatör olmuştum.. bakın bugüne kadar ebitefo kavramını sadece bu forumdan okudum... bugüne kadar çünkü bugün bir arkadaş vasıtasıyla bizden sorumlu il mem de görevlendirme ile çalışan bir ingilizce öğretmeni arkadaşla irtibata geçtim.. o da deridimize çare olmadı ama sorun değil... demek istediğim ben ilk atandığım günden beri arıza bildirimi yapmadım çünkü bilmiyordum.. çalıştığım 3 okul müdürü ve 4 müdür yardımcısı da ya bilmiyorlardı yada belli etmediler.. hep kendi imkanlarımızla hallettim... halledemediğim yerde elden bir servisten yardım almak istedim uzak diyerek gelmediler... sorun şu ki kimse çıkıp sizin gerçekte göreviniz şu bunu yapmayın şunu yapmayın demesin.. bu hariçten gazel olur.. ben buraya geldiğimde bilgisayarlar kaderlerine terk edilmişti.. tüm ilçe sevindi bilgisayrcımız var artık diye... ben nasıl diyeyim ki bu insalara benim görevim BDE rehberliği kusura bakmayın diye... bu gerçeği bilen beni anlar.. Anadolunun bu kasaba/ilçe karışımı ıssız yerinin gerçeğini gören, empati kurabilen ya da yaşayan herkes ne demek istediğimi anlayacaktır... Şu halde yaşadıklarımızı çözmek için oldukça kararlı bir irade gerekiyor.. bizzat meb bu konuda kararlı olmazsa özellikle taşrada bu sorunların çözüleceğine inanmıyorum.. ...hepinize iyi günler sayın forum yazarları....

"Bütün ilçe sevindi bilgisayarcımız var diye" yazmışsınız. Bu çok güzel...Zaten insanların değer verdiğini görünce iş tamircilik de olsa üzülmüyorum ben. Şimdi çalıştığım okula ilk geldiğimde BT sınıfındaki bilgisayarlar çalışmaz durumdaydı, bütün seminer dönemini çalışarak geçirdim. Diğer öğretmenler 12' yi iple çekerken ben okuldan 5:30'da çıktım, üstelik eşimle beraber çalıştık. Ben küçük bir ilçede değilim, İstanbul'da merkezi bir okuldayım. Ama imkanları kısıtlı bir okul daha doğrusu önceki idarenin kaderine bıraktığı bir okul. Koskoca okulda çalışmalarımı takdir eden sadece 1 kişi var, seminer dönemindeki çalışmalarıma şahit olan müdür yardımcımız. Demek istediğim emek her yerde takdirle karşılanmıyor. Çalışmalarımı takdir yerine, bir süre sonra "görevin tabi yapacaksın" diyen kendini bilmez öğretmenlerle karşılaştım. İşte bu yüzden zaman zaman gerekiyor "bu benim görevim değil" demek. Şimdi yaptığım her işi vicdanım için ve beni her konuda destekleyen müdür yardımcımız için yapıyorum. Diğerlerine de "benim görevim değil" diyorum. Bence forumda yazan arkadaşlar(ben de dahil) bu durumu kastediyorlar.

Merhaba sayın öğretmenim;
Çalışmalarınızdan dolayı ellerinize sağlık diyorum. istanbulda çoğu diğer ilde olmayan bir şekilde geçen sene 185 BT sınıfı kurduk bu senede il özel idare bütçesinden 92 BT sınıfı daha kuruyoruz ancak elbette tüm okullarımızın tüm dertlerine çözüm olmak mümkün olmuyor. Size çabalarınızdan dolayı teşekkür ederim. Eğer isterseniz okulunuzu belirtirseniz okulunuza gelip mini bir toplantıyla "teknoloji toplumunda öğretmenin ödevleri bu noktada BT öğretmeninin yapması gerekenler ve yapabilecekleri " anlatmak için gelebilirim.
 
mutlak_adeger' Alıntı:
hızlıtürk' Alıntı:
benim görev yaptığım ilçe küçük bir ilçe ilçedeki tek bilgisayar öğretmeniyim.. ve formatörüm...(mecburen) ilçe il merkezine 40km ve yolu oldukça zor.... meslekte 3.yılım ve bundan öncede 1 dönem formatör olmuştum.. bakın bugüne kadar ebitefo kavramını sadece bu forumdan okudum... bugüne kadar çünkü bugün bir arkadaş vasıtasıyla bizden sorumlu il mem de görevlendirme ile çalışan bir ingilizce öğretmeni arkadaşla irtibata geçtim.. o da deridimize çare olmadı ama sorun değil... demek istediğim ben ilk atandığım günden beri arıza bildirimi yapmadım çünkü bilmiyordum.. çalıştığım 3 okul müdürü ve 4 müdür yardımcısı da ya bilmiyorlardı yada belli etmediler.. hep kendi imkanlarımızla hallettim... halledemediğim yerde elden bir servisten yardım almak istedim uzak diyerek gelmediler... sorun şu ki kimse çıkıp sizin gerçekte göreviniz şu bunu yapmayın şunu yapmayın demesin.. bu hariçten gazel olur.. ben buraya geldiğimde bilgisayarlar kaderlerine terk edilmişti.. tüm ilçe sevindi bilgisayrcımız var artık diye... ben nasıl diyeyim ki bu insalara benim görevim BDE rehberliği kusura bakmayın diye... bu gerçeği bilen beni anlar.. Anadolunun bu kasaba/ilçe karışımı ıssız yerinin gerçeğini gören, empati kurabilen ya da yaşayan herkes ne demek istediğimi anlayacaktır... Şu halde yaşadıklarımızı çözmek için oldukça kararlı bir irade gerekiyor.. bizzat meb bu konuda kararlı olmazsa özellikle taşrada bu sorunların çözüleceğine inanmıyorum.. ...hepinize iyi günler sayın forum yazarları....

"Bütün ilçe sevindi bilgisayarcımız var diye" yazmışsınız. Bu çok güzel...Zaten insanların değer verdiğini görünce iş tamircilik de olsa üzülmüyorum ben. Şimdi çalıştığım okula ilk geldiğimde BT sınıfındaki bilgisayarlar çalışmaz durumdaydı, bütün seminer dönemini çalışarak geçirdim. Diğer öğretmenler 12' yi iple çekerken ben okuldan 5:30'da çıktım, üstelik eşimle beraber çalıştık. Ben küçük bir ilçede değilim, İstanbul'da merkezi bir okuldayım. Ama imkanları kısıtlı bir okul daha doğrusu önceki idarenin kaderine bıraktığı bir okul. Koskoca okulda çalışmalarımı takdir eden sadece 1 kişi var, seminer dönemindeki çalışmalarıma şahit olan müdür yardımcımız. Demek istediğim emek her yerde takdirle karşılanmıyor. Çalışmalarımı takdir yerine, bir süre sonra "görevin tabi yapacaksın" diyen kendini bilmez öğretmenlerle karşılaştım. İşte bu yüzden zaman zaman gerekiyor "bu benim görevim değil" demek. Şimdi yaptığım her işi vicdanım için ve beni her konuda destekleyen müdür yardımcımız için yapıyorum. Diğerlerine de "benim görevim değil" diyorum. Bence forumda yazan arkadaşlar(ben de dahil) bu durumu kastediyorlar.


o ilk baştaki sevinç öyle devam etmedi öğretmenim.. keşke öyle olsaydı sonra çok çatıştım özellikle ilçe memle birçok konuda ezmeye kalktılar sorun şu ki küçük ilçenin sorunu büyk oluyor... her sorun hemen büyütülüp tartışma konusu oluyor .. snaki okulu müdür değilde iube müdürü yönetiyormuş gibi bizzat iç işlere karışabiliyorlar... neyse bunlar değil esas mesele.. sorun biz buraya bilinçli gelmedik!! ve hala görevi bizi bilinçlendirmek ve yardımcı olmak olanlara ulaşamıyorum sorun bu bende....
 
sayın ist_koord isimli öğretmenim " teknoloji toplumunda öğretmenin ödevleri bu noktada BT öğretmeninin yapması gerekenler ve yapabilecekleri " adlı seminerinizle ilgili evrak,sunu vb. materyaliniz mevcutsa rica etsem benimle paylaşabilir misiniz? teşekkürler...
 
ist_koord' Alıntı:
umaykut' Alıntı:
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..

Sayın umaykut forum yazarı 2000 yılından kalma pclerin 4 tanesinin kasanızda olduğunu söylediniz sanırım tep-1 laboratuarınız var, biliyorsunuzdur bakanlık 36 hafta içinde bunların yenilemeleri bitecek diye bir mail gönderdi.
Sonra okulda ne yapacağınızı bana yazabilirmisiniz. Madde madde lütfen, bende görevlendirme sebebinizle gerçekte olan arasındaki farkı vesilenizle öğrenebileyim. Zira dediğiniz gibi tüm öğretmenler sadece pc arızaları ile uğraşıyorsa pcler sıfırlanınca formatörlere gerek kalmıyor.

Diğer öğretmenler derseniz eğer onların sorunlarını çözmeliyiz derseniz o da doğrudur o zaman sizde şunu yapın.

1- 4 haneli iki sayıyı çarpmak isterseniz matematik öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu sayıları çarpıver diyin.
2- Yediğiniz birşeyn tadı kötüyse bozuk gibiyse kimya/fen teknoloji öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şunda bozulma varmı bak bozulmuşsa ne oranda onu bir söyliyiver diyin.
3- Ailenize mektup yazmak isterseniz yada bu foruma yanıt yazacaksanız türkçe öğretmenin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu metni bir yaz kötü anlatım olmasın diyin.
4- BT sınıfının duvarı dökülür yada rutubetten kabarırsa teknoloji tasarım öğretmeninin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu duvardaki ufak yeri sıvayıver deyin.
5- BT sınıfının duvarı dökülür yada rutubetten kabarırsa teknoloji tasarım öğretmeninin sınıfına girdikten sonra resim öğretmeninin sınıfına girin ders sırasında hocam bir gelde şu duvardaki ufak yeri boyayıver deyin.

Yukarıdakiler komik ve üzücü ancak okulda (Bilgisayar/Bilişim teknolojileri yada Formatör) Öğretmenlerinin yaptıkları uzmanlık gerektirmeyen her öğretmenin yada her vatandaşın yapabileceği şeylerdir. (Örn: kablom çıktı, klavyem basmıyor, telefonum çekmiyor) biz okulda bu işleri yapıyorsak diğer öğretmenlerde yukarıda saydığım işlerimizi yapsınlar değilmi.

Not: Yukarıdaki metin istanbulda çaşitli branşlardan öğretmenlere belki 50 kez tekrarlanmıştır. Ama ekran açılmıyor diyen türkçe öğretmenine ben de o zaman sizde benim metinlerimi yazıcaksınız bundan sonra diyorum ve bu hararetli bir konuşmanını girişi oluyor. :)

birincisi kasamda 4 kasa yok, arabamın bagajında 4 kasa var..
hatta bugün 5 oldu..
ikincisi ben kasalar bilgisayar laboratuarının demedim..
sınıflardaki bilgisayarlar.. Onları da yenileseniz hocam hazır el atmışken..
okulda yapacaklarımı ve yaptıklarımı buraya yazarsam server çöker diye korkuyorum hocam!
4 haneli sayıyla çarpmayla tamirci olmak arasında nasıl bir bağ kurdun anlamadım hocam?

biz bilişim teknolojileri öğretmeni olmak için eğitim aldık tamirci olmak için eğitim almadık!
ama matematik öğretmeni matematik öğretmek için eğitim aldı!
hocam sen sınıf öğretmeninin format atmasından bahsetmişsin de,
tc kimlik numarasını bilmeyen bir öğretmene, bilgisayarın monitörden açıldığını zanneden bir öğretmene,
amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden diyen bir öğretmene nasıl format attırabilirsin?
"ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir"
size kalsa herkes ve herşey 10 numara çalışıyor, bir tek biz formatör öğretmenler yatıyoruz!!!
imaj almayla ilgili de çok ahkam kesmişsiniz de..
olay sadece imaj almak olsa keşke..
işlemcinin macunu kuruyunca da imaj alınca makina çılır mı hocam?
harddisk yanınca da imaj kurtarır mı?
cdrom bozulunca imaj almak kurtarır mı?
monitör tüpü arızalanınca imaj kurtarır mı?
projeksiyon kablosu takılacak imaj kurtarır mı?
monitör çoklayıcının adaptörü bozulunca imaj kurtarır mı?
daha yazayım mı?
saygılar..
 
birincisi kasamda 4 kasa yok, arabamın bagajında 4 kasa var..
hatta bugün 5 oldu..
ikincisi ben kasalar bilgisayar laboratuarının demedim..
sınıflardaki bilgisayarlar.. Onları da yenileseniz hocam hazır el atmışken..
okulda yapacaklarımı ve yaptıklarımı buraya yazarsam server çöker diye korkuyorum hocam!
4 haneli sayıyla çarpmayla tamirci olmak arasında nasıl bir bağ kurdun anlamadım hocam?


Sayın forum yazarı çok önemli olduğunu düşünmediğim yazım yanlışımdan (araba - kasa ) dolayı özür dilerim.
Yazın hocam iyi örneklerse server çöksün forum yöneticilerinin bu iyi yolda serverin çökmesinden rahatsız olacağını zannetmem.
4 haneli sayı kısmında gene örneğin başında kesilmişsiniz kalanlarıda okusaydınız ben dersleri sırasında öğretmenlerden onların alanlarına giren küçük yardımlar istemenizi ve tepkilerini görmenizi söylemiştim. Tamircilikle arasında bir bağ olmadığı için bağ kuramamanızı normal kabul ediyorum tekrar okursanız eminim tüm örneklerdeki kinayeyi çözebileceksiniz.

biz bilişim teknolojileri öğretmeni olmak için eğitim aldık tamirci olmak için eğitim almadık!
ama matematik öğretmeni matematik öğretmek için eğitim aldı!
hocam sen sınıf öğretmeninin format atmasından bahsetmişsin de,
tc kimlik numarasını bilmeyen bir öğretmene, bilgisayarın monitörden açıldığını zanneden bir öğretmene,
amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden diyen bir öğretmene nasıl format attırabilirsin?
"ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir"

2 saat ve zorunlu bilgisayar dersiniz olsa umarım olur. Bu cümleyi " amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden" bir yada birkaç öğrenciniz size söylese dersten çıkmalarına müsade edecekmisiniz. Sonrada neden saldın diye soran diğer branşdaşlarınza "ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir" ben onlara bilgi vermem mi diyeceksiniz ( bu eğitmenliği çok sevdim motivasyon derdi sıfır). :)

size kalsa herkes ve herşey 10 numara çalışıyor, bir tek biz formatör öğretmenler yatıyoruz!!!
Benim böyle bir cümleme rastlayamazsınız birkere bir önceki metinde bile bunun tam tersini söylemişim bence sizde benim gibi bir aksaklık olduğunun farkındasınız tek fark sizin benim bu aksaklıkta hiç suçum yok ben mazlumum demeniz. Ben ise size daha öncede yadım bakanlıkta hatalıdır, idarelerde hatalıdır, öğretmenlerde hatalıdır ancak BT öğretmenleride hatalıdır diyorum. Lütfen benim söylemediğim şeyleri bendenmiş gibi lanse etmeyin.

imaj almayla ilgili de çok ahkam kesmişsiniz de..
olay sadece imaj almak olsa keşke..
işlemcinin macunu kuruyunca da imaj alınca makina çılır mı hocam?
harddisk yanınca da imaj kurtarır mı?
cdrom bozulunca imaj almak kurtarır mı?
monitör tüpü arızalanınca imaj kurtarır mı?
projeksiyon kablosu takılacak imaj kurtarır mı?
monitör çoklayıcının adaptörü bozulunca imaj kurtarır mı?
daha yazayım mı
?

Hocam bir BÖTEliyseniz merakımdan soruyorum
işlemci fanı söküp macun sürmek,
harddisk yanması nedir anlayamdım ama onu tamir etmek,
cdrom bozulunca dediğiniz(cd gözünde tozlanma, okumam, cdromu görmeme, cdyi çizme,kapağın açılmaması) tamir etmek,
monitör tüpü bözülunca tamir etmek( burada ben üniversiteden evvel epson ve ncr de çalıştım bu tüp çözümünüzü ayrıca merak ettim bana şu mönitördeki tazeleme sıkıntılarını çözen dengeleyici mıknatıstan evde var derseniz de şaşırmıyacağım artık),
adaptör tamir etmek,
bunları okuldaki hangi derste gördünüz eğer görmediyseniz ve bilmeden geldiyseniz ( ben 1 sene elekronik, 3 sene bilgisayar donanım okudum stajlarımı epsonda yaptım, öğretmenlikten evvel NCR da çalıştım) ben bnları bilemiyorum demeniz gerekirdi sanırım. Eğer siz öğrendiyseniz okuldaki arkadaşlarınızdaki öğrenme özrü nereden geliyor acaba bu diğer başlıktaki(her-telden-f29/bugun-en-mutsuz-gunum-t54546-120.html) kıssaya dokunurmu ucundan.
Saygı bizden efendim.
 
biraz daha bekleyip görmek lazım.Burada irdelenmesi gereken öncelikle bu projenin çıktı verileri.spesifik amaçları olduğu sürece en kötü işin bile pozitif geri dönüşleri mutlaka olur.BT sorunlarının bitmeyeceği gerçeği ışığıdan olaylara daha bilimsel yaklaşmak gerekiyor artık.MEB'in mevcut konjuktürdeki yerinin bilindiği gerçeğini göz önünde tutarsak,çok fazla birşey beklemek ve yapılacağını iddia etmek umut tacirliğinden öteye gitmez.Kalifiye BT'cilere her sektörde kendilerini ifade edebilecek bir nokta bulacaktır.
 
hocam biz de Anadolu Teknik Bilgisayar mezunuyuz..
bizden o sorunları tamir etmemiz beklenmiyor..
çözüm bekleniyor..
Arızalı tüpü çıkarıp tamir eden formatör olacağını sanmıyorum..
ama o monitörü tozun içinden söküp, servise arabayla biz götürüyoruz.. (benzin parası da cabası..)
cd romun arızalı olduğunu biz tespit edip, yeni cd romu biz takıyoruz,
arızalı adaptörü, masanın üzerine çıkıp, dolabın üstünden biz söküyor, yenisini biz takıyoruz,
sadece imaj almakla bütün sorunlarımız bitmiyor yani..
onu anlatmak istedim..
buraya ne kıssalar yazarım da..
işim çok kusura bakmayın..
 
"Bu cümleyi " amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden" bir yada birkaç öğrenciniz size söylese dersten çıkmalarına müsade edecekmisiniz. Sonrada neden saldın diye soran diğer branşdaşlarınza "ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir" ben onlara bilgi vermem mi diyeceksiniz ( bu eğitmenliği çok sevdim motivasyon derdi sıfır). :)"
hocam, motivasyon tamam da..
Anlattıklarınızı ancak bir hizmetiçi eğitim kursunda verebiliriz öğretmenlere..
Hizmetiçi eğitim kursuna katılmayan bir öğretmene nasıl motivasyon sağlayabiliriz?
evde mi anlatıcaz format atmayı?
tenefüste mi öğreticez update etmeyi?
ders anlatırken mi anlatıcaz antivirüs kurmayı?
Derste öğrencilere bu konuları anlatmaya gelince..
Ders mi? o da ne? Ders mi kaldı hocam?
Olsa dersimiz, kalmazdı derdimiz!!
(Bak bu güzelmiş bunu yazayım bir kenara) :)
BT Öğretmenleri de hatalıdır kousuna gelince..
2002'de Bilişim Teknolojileri Öğretmeniyken (!) yani dersimiz 2 saatken..
yani tamirci olmak zorunda olmadığımız zamanlarda (!) hiç bir bilişim teknolojileri öğretmeni suçlu değildi..
Çünkü matematik öğretmeni gibi dersimizi anlatıp, çıkıyorduk..
Sorun oldu mu teknik servis çağırıyorduk! Derste olduğumuz için bazı işler bize gelemiyor, Zorunlu olarak çözülüyordu.
şimdi mi?
Dersimiz yok.. Mesai Saatlerinde okulda durmamız gerekiyor..
Bu yüzden de iş üstüne iş yağıyor.. Neden çünkü boş oturmayalım diye..
İyi de biz boş oturmak istemiyoruz, ders anlatmak istiyoruz..
bilmem anlatabildim mi?
Dersimizin bir saate düşürülmesinde bizim ne gibi bir hatamız olduğunu söylerseniz hatamızı kabul edebilirim..
saygılar..
 
umaykut' Alıntı:
"Bu cümleyi " amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden" bir yada birkaç öğrenciniz size söylese dersten çıkmalarına müsade edecekmisiniz. Sonrada neden saldın diye soran diğer branşdaşlarınza "ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir" ben onlara bilgi vermem mi diyeceksiniz ( bu eğitmenliği çok sevdim motivasyon derdi sıfır). :)"
hocam, motivasyon tamam da..
Anlattıklarınızı ancak bir hizmetiçi eğitim kursunda verebiliriz öğretmenlere..
Hizmetiçi eğitim kursuna katılmayan bir öğretmene nasıl motivasyon sağlayabiliriz?
evde mi anlatıcaz format atmayı?
tenefüste mi öğreticez update etmeyi?
ders anlatırken mi anlatıcaz antivirüs kurmayı?
Derste öğrencilere bu konuları anlatmaya gelince..
Ders mi? o da ne? Ders mi kaldı hocam?
Olsa dersimiz, kalmazdı derdimiz!!
(Bak bu güzelmiş bunu yazayım bir kenara) :)
BT Öğretmenleri de hatalıdır kousuna gelince..
2002'de Bilişim Teknolojileri Öğretmeniyken (!) yani dersimiz 2 saatken..
yani tamirci olmak zorunda olmadığımız zamanlarda (!) hiç bir bilişim teknolojileri öğretmeni suçlu değildi..
Çünkü matematik öğretmeni gibi dersimizi anlatıp, çıkıyorduk..
Sorun oldu mu teknik servis çağırıyorduk! Derste olduğumuz için bazı işler bize gelemiyor, Zorunlu olarak çözülüyordu.
şimdi mi?
Dersimiz yok.. Mesai Saatlerinde okulda durmamız gerekiyor..
Bu yüzden de iş üstüne iş yağıyor.. Neden çünkü boş oturmayalım diye..
İyi de biz boş oturmak istemiyoruz, ders anlatmak istiyoruz..
bilmem anlatabildim mi?
Dersimizin bir saate düşürülmesinde bizim ne gibi bir hatamız olduğunu söylerseniz hatamızı kabul edebilirim..
saygılar..

Sayın hocam gene manipule etmişsiniz sözleri tekrar daha açayım;

Hayal ediniz 2 saat ve zorunlu bilgisayar dersiniz olsa umarım olur.
" amaaaan hocam sen bunları boşuna anlatıyorsun, ben hiç anlamam bu işlerden" Cümlesini 5-a yada 6-b sınıfndan öğrenciniz/öğrencileriniz size söylese dersten çıkmalarına müsade edecekmisiniz. Sonrada neden saldın diye soran diğer bilgisayar öğretmeni arkadaşına "ne anlattığım, ne kadar dinlediğinizdir" ben onlara bilgi vermem mi diyeceksiniz.

Gene anlamadıysanız resimli ifade edeceğim hocam.

Bana hala Cebitte öğretmenlere office anlatılması olayı ile ilgili "Öğretmen öğretmekle, 5. sınıf öğrencisine fark vardır" cümlesini açıklamadınız. Neden Öğretmene office öğretmeye gerk yoktur da öğrenciye office öğretmeye gerek vardır? Öğrenciyi ne olarak düşünüyorsunuz bunu açıklasanız çok sevinirim.

Müfredatla ilgili görüşlerinizse çok hoş
zaten aramızda tek fark müfredat
BEN öncelikle müfredatın içinden öğrencinin kendi kendine öğrenmesini başarabileceği içerikler komple kalksın akabinde dersin saatinin arttırlıması için girişimler başlasın diyorum.
SİZ Birinci derdimiz müfredat değil ders saati arttırılsın biz zaten müfredata uymayıp öğrenciye gerekenleri anlatırız diyorsunuz.(mfk yazarın söylediğini böyle anladım).

Bakanlık yapmış ancak biz üzerinde gerkli düzenlemeleri yaparız ders olsun yeter demişsiniz. Bakanlık bunu kabul etse ve deseki tamam müfredat var ancak siz öğrenci yararına gerekli gördükleriniz doğrultusunda kitapları hiç açmayabilrsiniz (mfkdan alıntıdır). Öğrencinizde gelse deseki "hocam yeni sistemde ben kendi öğrenmemden mesulüm sizin önerdiğiniz içerik yerine ben kendi yararıma olan içeriği okuyacağım" kabul edecekmisiniz etmiyecekseniz neden? Klasik cevabınızla "öğretmenin müfredatı öğrenci yararına ihlali ile öğrencinin kendi yararına ihlali arasında fark vardır " mı diyeceksiniz.

Not: 2006 da basamaklı yapı rizede seminerle açıklandığında ilk inceleyenlerdenim 2007 de güncelleme sonrasında da gene uzun uzun inceleme fırsatım oldu. Merak etmeyiniz.
 
ist_koord' Alıntı:
zulfikar1985' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
umaykut' Alıntı:
kimin ne kadar çalıştığını kimse bilemez bu bir..
ikincisi benim asıl kızdığım nokta okul formatörlerinin yatıyor zannedilmesi..
"Donanım arızalarını btariza.meb.gov.tr ye bildiriyorsunuz. Geriye okul idaresindeki pcler kalıyor ki onlara da en fazla bir format atılır. Bu da tamircilik oluyorsa diyecek bir şeyim yok."
işler bu kadar kolay değil onu anlatmaya çalışıyorum..
şimdiye kadar okuldan hiç 5 ten önce çıkmadım..
saygılar.. iyi forumlar..
Sonra okulda ne yapacağınızı bana yazabilirmisiniz. Madde madde lütfen, bende görevlendirme sebebinizle gerçekte olan arasındaki farkı vesilenizle öğrenebileyim. Zira dediğiniz gibi tüm öğretmenler sadece pc arızaları ile uğraşıyorsa pcler sıfırlanınca formatörlere gerek kalmıyor.
PC ler yenilenince arızılıanmıyor mu ? Sayın öğretmenim, bu nasıl yorumdur, sanırım branşınız bilgisayar değil... Gelelim formatörlük hususuna; ben biliyorumki burdaki arkadaşların çoğu yıllardır formatör olmasa bile, diğer bir çok branştaki gibi dersim bitti ben çıkar giderim demiyor ve diyemediği için bu halde... Suçumuz, çalışmakmış... Bizler milli eğitimin son yıllarda yaptığı uygulamalardan bunu anladık... 5. yılım bu... 5 yılda 30 saat dersten 10 saat derse düştü dersim... Dedik ya suçumuz dersimiz bitince çıkıp gitmemek okuldauki problemleri çözmekmiş... Nasıl olsa salak bunlar okulda duruyor dediler önce ders saati bırakmadılar, sonra formatörlük belası çıkardılar, baktılar bilgisayar öğret. uyanıyor, zorunlu yaptılar... Şimide başta salak gibi çalıştığımız için, her yerde olduğu gibi şimdi ne oluyor size diyorlar... Ne diyeyim haklılar!!!!!
NOT: Salak ibaresi bizim kendimize yakıştırdığımız değildir... Milli eğitimin gözünde öyleyiz... Yoksa Öğret. mes. gereğini yapmak, aldığın parayı hak etmeye çalışmak asla salaklık değildir!

Sayın zulfikar1985 forum yazarı; Öncelikle barnşım kısmını çözelim.

Buca Teknik lisesi Bilgisayar Bölümü ( Donanım)
Ege Üniversitesi B.Ö.T.E.
mezuniyetlerim o sebeple her bilgisayar arızalanır bilirim sayın hocam. Yeni bilgisayarı açarmısınız hocam tamir için bunu merak ettim.
Okuldaki tüm bilgisayarlara Format atmak kısmına gelince acronis diyorum başka birşey demiyorum.

Bir hayal gerçek değil, ancak hayal bu hafta okulda hiçbirşey bozulmadı siz ne yapıyorsunuz onu sordum.
Okuldaki sıradan bir sınıf yada branş öğretmeni kendi bilgisayarına format atamazmı? Mesela siz ona rehberlik etseniz format atmayla ilgili bir deztek materyali hazırlasanız bu öğretmen o işi halledebilecek zihinsel kapasitede değilmi. Ancak 3 senedir işim olduğu için biliyorum destek materyali hazırlamak, rehberlik etmek anlatmaktan çok daha zordur. Benim branşım bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliğidir sayın öğretmenim ve bir sürü sınıf arkadaşım, bir sürü dostum var egeden-dokuz eylülden bu branşdaşlarımın %99'u "öğretmenler nasıl yapsın hocam" diyerek " o çok uzun sürer ben hemen çözüyorum" diyerek öğretmenlerin sorunlarını çözmek adı altında gelişim süreçlerine ket vuruyor ve bu sürecin sonunda kendisine bağımlı olan öğretmenlerin yükü altında ezildiğinden şikayet ediyor.
Ben Elektronik/Bilgisayarcı kökenli bir BÖTEliyim sayın öğretmenim son 5 yıl içinde okulda öğretmenlikte yaptım, sanırım en az sizin kadar bilgisayarda formatladım ancak bugün benim annem evinde bilgisayarını kullanıyor, bir sorunu olduğunda ifade edebiliyor, kendi programlarını ekleyip kaldırabiliyorsa -- kendisi 50 küsür yaşında ve ortaokul mezunudur, bu duruma gelmesi uzun ve sıkıntılı bir süreçti-- sizin öğretmenleriniz bunları yapamıyorsa oturup bir düşünmemiz lazım değilmi sayın bilgisayar öğretmenim.
Hocam, ilk olarak ben orda branşınıza hakaret falan etmedim. Eğer öyle anlaşıldıysam hakkınızı helal ediniz, affediniz. Format olayını nerden çıkardınız, onca yazdığım şeyden anlayabilmiş değilim. Yeni bilgisayarı tamir için açarmısınız demişsiniz. Açmasak yazmazdık heralde değil mi? Hemde ilk göreve başladığım yılda açmak zorunda kalmıştım güvenlik kartları sebebiyle. Bir çok BT sınıfında güvenlik kartlarını çalışır halde bir sitem elde edebilmek için Acronisle kartsız olarak image lerini alıp, kart çıkarılmış durumda bilg. yükleyip, sonra güvenlik kartlarını takmak zorunda kaldığımızıda biliyor olmalısınız. Öğretmenlere gösteremezmisiniz v.s. demişsiniz. Ne için göstereceğiz evlerindeki bilg. format atsınlar diye mi? Evlerindeki bilgisayarlarından bizene! Yok okuldaki bilgisayarlar konusunda konuşuyor isek, sizce bilgisayar öğretmeni ne iş yapar diye sızlanmayacaklar mı? Onlara göre matematikçi okulda tenefüslerde v.s. soru çözer, bilgisayarcı format atar PC'lere bakar veya bakmakla yükümlüdür. Haaa birde bilgisayarcı ne yapar, yatar hocam yatar... Onlara göre böyle... Birde zihinsel kapasiteden bahsetmişsiniz, bunun zihin kapasitesiyle alakası yok hocam, kişilerin neler yapmak istedikleriyle alakası var. Senin arkadaşlarının %99'u öyle söylerken sanıyormusun ki sen bu öğrenmek isteyen öğretmenlere ket vurdu? Bu çağda mümkün mü hocam? Birçok eğitici formatör başka branşlardandı ben ilk göreve başladığımda şimdi durum nasıl bilemiyorum. Onlarada mı BÖTE'liler eğitim verdi? Birde son olarak benim görevim kimi eğitmek hocam? Öğretmenleri mi? Öğrencileri mi? Haydi kampanya başlatalım. Okullarımızda okul çıkışı olmak üzere gönüllü kurs düzenleyelim öğretmenlere yönelik. Kaç kişi katılacak söyleyeyim mi? Taş çatlasa %10. %10'a anlattım diyelim. Geriye kalan %90 ne yapacak? Burda daha kritik soru hizmet içi eğitim ne amaçla vardır? Son 5 yılda temel bilgisayar kullanımı kursuna kaçtane öğretmen gitmiştir? Ne kazanmıştır? Veya bunun ne kadarını kullanmaktadır? Yoksa direk Bilgisayarcıyı mı çağırmaktadır sorun oluştuğunda. Burda suçu Eğiticilere mi bulayım yoksa öğretmenlere mi? Sence?
Geçen sene çalıştığım okulda bilmem kaç saat ve üzeri bilg. sertifikası olanları v.s. yazmam istenmişti ilçeden istatistik için. Öğretmenlerin dosyalarını karıştırırken neler gördüm neler... Kimlerde nesertifikalar var; ağzım 2 metre açık kalmıştı. Bizim okuldaki öğretmenlerin hepsi canavar bilg. kullanıcısıymışta meğer benden gizlerlermiş kendilerini.
Teorikte çok şey söylenir ama bu ülkede ben pratiğe bakarım hocam. Ve ne yazıkki iş pratiğe döküldüğünde hep ezilen biziz. İnanın şu gün birileri deseki şu kadar saatten fazla bilgisayar kurs sertifikası olan MEB öğretmenlerine haftada 6 ekders fazla yazılacaktır diye. Bakın ne belgeler dökülür ortaya... Ama iş mi var ortada, bilgisayarcı varken kime ne işten...
O kadar doluyumki bu mevzuda ne yazdımıda bilmiyorum şu an herşey birbirinede girmiş olabilir. Anlatılacak çok şey var ama buraya inanın sığmaz. Yazdıklarımda varsa rencide edici bir şey şimdiden affola...
 
ist koord isimli forum yazarı,
ya anlamıyorsunuz, ya da anlamamakta ısrar ediyorsunuz!
ben diyorum ki öğretmenlere bir dersi anlatabilmemiz için hizmetiçi eğitim kursu açmamız lazım..
öğretmenler de açtığımız hizmetiçi eğitim kursuna katılmadıkları için,
öğretmenlere ders anlatma şansımız yok!
"öğretmene anlatmakla öğrenciye anlatmak arasında fark var" dan kastım buydu!
Öğrenci dersten istediği zaman çıkamaz, ben bunları biliyorum girmiycem bu derse diyemez,
ama öğretmen der..
kaldı ki ÖĞRETMENLER AÇTIĞIMIZ KURSA KATILMIYORLAR!
bilmem anladınız mı?
bunu da anlamadıysanız RESİMLE de çizsem anlamazsınız sanırım..
rica etsem :
müfredatın içinden öğrencinin kendi kendine öğreneceği içerikleri bana burada sayabilir misiniz hocam?
bir de şunu açıklamadınız :
Dersimizin bir saate düşürülmesinde bizim ne gibi bir hatamız olduğunu ???
biz de 2002 yılında eski müfredatta ders anlatanlardan ve süreci en yakın yaşayanlardanız siz de merak etmeyiniz!
 
olaya uzak olduğunuz ilk cümlenizden belli oluyor :
"Hayal ediniz 2 saat ve zorunlu bilgisayar dersiniz olsa umarım olur."
doğru cümle "umarım" yerine dersinizi 2 saate çıkarmak için "elimizden geleni yapıyoruz" olsa ne güzel olurdu değil mi?

bana elleri yara bere içinde olan,
üstü başı toz toprak içinde olan,
ilçe milli eğitimin her türlü işine çağırılan,
hemen hemen her komisyonda görev verilen,
azıcık kalan (!) ders saatinde bile kapısı çalınıp da "hocam bir problem var bakar mısınız ?" denilen,
öğlen dersi bittiğinde sınıfın kapısını kapatıp çıkamayan,
bilgisayarı tenefüste açık bırakamayan,
ders bittiğinde de sonradan gelip de tek tek onları kapatan,
hizmetlilerin bile elinde kasayla görüp de acıdığı,
dersi 2 saatten 1 saate düşen,
öğrencilerin gözünde notun da kalkmasıyla birlikte
"amaaaan hocam ne de olsa not vermiyorsunuz diyerek" iyice şamata dersine dönen ve hiç bir yaptırımı olmayan,
ve bizimle aynı parayı alan bizden başka bir tane öğretmen söyleyebilir misiniz?

bir kere de "evet hocam haklısınız,
çok sorunlarınız var, çok sıkıntılarınız var,
dersinizin 1 saate düşmesi kötü oldu,
diğer derslerin notu dururken, sizin notunuzun kaldırılması size haksızlık,
bunların farkındayız,
biz de bunları düzeltmek için uğraşıyoruz
" deyin dişimi kıracağım!

hani bizi çocuk yerine koyup masallar, kıssalar anlatıyorsunuz ya,
sanki biz söylenilenleri anlamıyormuşuz gibi..
sonra da sınava tabi tutuyorsunuz ya "bu kıssadan ne anladınız?" diye
işte bizim o masallara karnımız tok artık..
 
ist koord isimli forum yazarı,
ya anlamıyorsunuz, ya da anlamamakta ısrar ediyorsunuz!
ben diyorum ki öğretmenlere bir dersi anlatabilmemiz için hizmetiçi eğitim kursu açmamız lazım..
öğretmenler de açtığımız hizmetiçi eğitim kursuna katılmadıkları için,
öğretmenlere ders anlatma şansımız yok!
"öğretmene anlatmakla öğrenciye anlatmak arasında fark var" dan kastım buydu!
Öğrenci dersten istediği zaman çıkamaz, ben bunları biliyorum girmiycem bu derse diyemez,
ama öğretmen der..
kaldı ki ÖĞRETMENLER AÇTIĞIMIZ KURSA KATILMIYORLAR!
bilmem anladınız mı?

Sayın Hocam gene nereden nereye çektiniz eski yazılara bakınız
BEn CEBİTTE bulunan kitleye öğrenme engelli gibi ofice 2010 anlatıldı diyorum, Bu tarz içeriklerin anlatılmasına karşıyım diyorum
Siz bana "öğretmene anlatmakla öğrenciye anlatmak arasında fark var" dediniz şimdi tutmuş nereden nereye çektiniz.
O salondakiler bilgisayar öğretmeniydi deseniz değil içlerinde İngilizce,müzik öğretmenleri vardı.
Oradaki herkes katıldı kimse çıkmadı sizin mantğınıza göre O zaman CEBİTTE aynı bir hizmetiçi eğitim gibi microsofttaki gencin office 2010 anlatması doğrudur diyorsunuz yani siz.
Lütfen sorumun etrafında daireler çizmeyin ben o salonda bulunanlara da okuldaki öğrencilerede çalışırken öğrenilebilecek office 2010 programının anlatılmasına karşı olduğumu
söyledim siz ise öğretmen farklı 5. sınıf öğrencisi farklı dediniz nereden bu düşünceniz hangi kuramdan.


bunu da anlamadıysanız RESİMLE de çizsem anlamazsınız sanırım..

rica etsem :
müfredatın içinden öğrencinin kendi kendine öğreneceği içerikleri bana burada sayabilir misiniz hocam?
Gelelim ricanıza ben güncellemeleriyle beraber inceledim derken beni müfradatı tanımamakla suçlayana siz ben müfredat ilk problem öğrenci hala edilgen konumda derken "Müfredatın eksikleri ve hataları olmasına rağmen, düzgün ve faydalı bir şekilde hazırlandığını düşünüyorum.." diyen siz bana yardımcı olurmusuz öğrencinin öz-yönelim ile öğrenme örnekleri nelerdir müfredatta. Bulamazsanız eğer son on senede mezun bir öğretmen olarak "düzgün ve faydalıyı" açıklayabilirmisiniz lütfen.


bir de şunu açıklamadınız :
Dersimizin bir saate düşürülmesinde bizim ne gibi bir hatamız olduğunu ???
biz de 2002 yılında eski müfredatta ders anlatanlardan ve süreci en yakın yaşayanlardanız siz de merak etmeyiniz!
okullara gelmiş en son kuşak öğretmenler olarak(son 8 senedir) eski müfredatın yada 2006 da değişen basamaklı müfredatın yada 2007 güncellenen müfredatın doğru olduğunun savunucusu olmak "hatalarına rağmen düzgün ve faydalıdır demek " hata değilmidir; Branşdaşınız " ben müfredatı uygulamıyorum kitabada bakmıyorum" dediğinde "olurmu öyle şey bu iş çocuk oyuncağımı 47 den beri getirilmeye çalışılan eğitimde birlik ilkesine ne oldu" diye itiraz etmemniz hata değilmidir; Branşdaşınıza " senin çocuğunu sınıf öğretmeni müfredat göre eğitmese sanada hocam ben kitabı açmıyorum onlar için yararlı olanı ben bilirim dese kabul edermisin elbette olmaz" diye ikaz etmemeniz hata değilmidir, bana 2002 den beri katıldığınız bölge zümrelerini getirebilirmisiniz yada siz il/ilçe söyleyin düzgün bir bölge zümre başkanınız varsa ben temin ederim o zümrelerde bu şekilde dersin öğrenciye ve yeni eğitim sistemine katkısı düşüktür müfredatın değiştirilmesi gereklidiri yazdırtmadıysanız bu hata değilmidir.
 
Hocam size isimler vreceğim siz görüşün:
olaya uzak olduğunuz ilk cümlenizden belli oluyor :
"Hayal ediniz 2 saat ve zorunlu bilgisayar dersiniz olsa umarım olur."
doğru cümle "umarım" yerine dersinizi 2 saate çıkarmak için "elimizden geleni yapıyoruz" olsa ne güzel olurdu değil mi?

Benim CEBİT te ki organizasyon için ve 21'indeki eylem için yaptıklarıma dair Reha BIYIK beyle yada oraya gelen EĞİTİCİ BT FORMATÖRLERiyle,
Eğitekte genel müdür yardımcısıyla konuştuklarımla ilgili Bolu ilinde BT öğretmeni Adem FIRAT beyle görüşünüz,
Sırf bu değil pekçok sorunlarınızla ilgili birebir ilgileniyormuyuz diye Kağıthane profilo Barış iöo da Onur beyle görüşün,
Bunlarla konuşun edep edin(şahsım adına söylüyorum) sonra benim sorduğum soru için yazdığım girizgahtaki kelimeyi manipule edin.
Aklıma iki şey geliyor ya soru ağır geldi öğrencinin edilgen pozisyonu ile ilgili konuşmak istemiyorsunuz ve MAT olmayayım PAT olsun diye manevralar yapıyorsunuz YADA branşın sorunları sebebiyle baskı altındasınız okuduğunuzu özümseyemiyorsunuz.


bana elleri yara bere içinde olan,
üstü başı toz toprak içinde olan,
ilçe milli eğitimin her türlü işine çağırılan,
hemen hemen her komisyonda görev verilen,
azıcık kalan (!) ders saatinde bile kapısı çalınıp da "hocam bir problem var bakar mısınız ?" denilen,
öğlen dersi bittiğinde sınıfın kapısını kapatıp çıkamayan,
bilgisayarı tenefüste açık bırakamayan,
ders bittiğinde de sonradan gelip de tek tek onları kapatan,
hizmetlilerin bile elinde kasayla görüp de acıdığı,
dersi 2 saatten 1 saate düşen,
öğrencilerin gözünde notun da kalkmasıyla birlikte
"amaaaan hocam ne de olsa not vermiyorsunuz diyerek" iyice şamata dersine dönen ve hiç bir yaptırımı olmayan,
ve bizimle aynı parayı alan bizden başka bir tane öğretmen söyleyebilir misiniz?
Bu özelliklerin tamamına sahip kimseyi söyliyemem

Ama dersten çıkraılıp ilçe müdürünün öznsözü yazdırılan türkçe öğretmeni söylebilirim ( Buca lisesi- özlen hanım)
CEBİT teki ifadesiyle "bizler sadece enstrüman çalabiliyoruz diye protokol masalarına meze oluyoruz" diyen müzik öğretmeni söyliyebilirim ( Öğretmen Yusuf kardeş İÖO- Özge Bey)
Matematik biliyor diye dersten çıkıp ilçedeki idarecisine(okulda değil) ALES çalıştıran matematik öğretmeni söyliyebilrim(bunu o gün yüzyüze konuşalım avrupa yakasında bir ilçemiz)
Bunlarda bizim başımıza gelenlerde yanlış örnekleri isteğiniz üzerine verdim amacım pekçok branşta sıkıntılar olduğunu örneklendirebilmek


bir kere de "evet hocam haklısınız,
çok sorunlarınız var, çok sıkıntılarınız var,
dersinizin 1 saate düşmesi kötü oldu,
diğer derslerin notu dururken, sizin notunuzun kaldırılması size haksızlık,
bunların farkındayız,
biz de bunları düzeltmek için uğraşıyoruz
" deyin dişimi kıracağım!

Hocam Dişinizi kırmayın çünkü bu cümleleri sizin istediğiniz gibi aynen söylemem bir öğretmen olarak mümkün değil
"evet hocam haklısınız,
çok sorunlarınız var, çok sıkıntılarınız var,
dersinizin 1 saate düşmesi kötü oldu,
diğer derslerin notu dururken, sizin notunuzun kaldırılması size haksızlık,
bunların farkındayız
"
Diğer derslerinde not baskısından kurtarılması için elimden geleni yapıyorum emin olunuz ölçme-değerlendirmenin öğrenci üzerinde demoklesin kılıc gibi sallanması tamamen yanlıştır. Bunun sadece seçmeli derslere(bilgisayar değil seçmeli derslerin tamamında notla değerlendirme yok bu dönem verilen Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi dersinde de not yok mesela) özgün değil tüm derslerin not ve devamsızlık motivasyonundan kurtulması için elimden geleni yapıyorum susturmazlarsa yapmayada devam edeceğim. Siz 30 saate çıkacak derslerinizin ve ardından eve gittiğiniz güzel günlerinizin hayalinde olabiirsiniz beni tanıyan bilir benim tek derdim sistemi öğrencilerden yana bir milim oynatabilmektir( bunu yukarıda isimleri yazılı olan yada beni tanıyan istediğiniz kişiye sorunuz) bu bağlamda istediğinizi söyliyebilirim dişleriniz sizde kalsın öğretmenim okulda bilinçsiz kişilerle uğraşırken sıkmanız gerekir lazım olur.

hani bizi çocuk yerine koyup masallar, kıssalar anlatıyorsunuz ya,
sanki biz söylenilenleri anlamıyormuşuz gibi..
sonra da sınava tabi tutuyorsunuz ya "bu kıssadan ne anladınız?" diye
işte bizim o masallara karnımız tok artık..[/quote]
Sanırım masallara karnınız tok değil kulaklarınız kapalı sayın hocam tutturmuşsunuz bir mağdur edebiyatı ki mağdursunuz burada hemfikiriz ben sadece biz sütten çıkmış ak kaşığıza katılmıyorum.
Sizinle ayrılıdğımız iki nokta var
1- siz diyorsunuz ki " suçsuz ve mağduruz"
ben diyorum ki " mağduruz ancak bu mağduriyette diğer paydaşlar gibi bizimde payımız var."

2- siz diyorsunuz ki "müfredat düzgün ve faydalı sadece dersi iki saat yapın yeter öncelikli sorun ders saati"
ben diyorum ki " müfredat sıkıntılı öğrenci hala bu içerikle öğretmen bağımlı ve edilgen müfreat yeniden düzenlenmeli ve ardından ders iki saat yapılmalı öncelikli sorun ders saati değil müfredattır."
 
kaos.bu hamur çok su götürürür.
zaten şuan teknik eleman statüsündeyiz ileride biraz daha yoğun olcaz ve dersler kaldırılırsa öğretmenlik sadece isimde kalcak.belki isim de olmaz.
 
Hocam size isimler vreceğim siz görüşün:
olaya uzak olduğunuz ilk cümlenizden belli oluyor :
"Hayal ediniz 2 saat ve zorunlu bilgisayar dersiniz olsa umarım olur."
doğru cümle "umarım" yerine dersinizi 2 saate çıkarmak için "elimizden geleni yapıyoruz" olsa ne güzel olurdu değil mi?

Benim CEBİT te ki organizasyon için ve 21'indeki eylem için yaptıklarıma dair Reha BIYIK beyle yada oraya gelen EĞİTİCİ BT FORMATÖRLERiyle,
Eğitekte genel müdür yardımcısıyla konuştuklarımla ilgili Bolu ilinde BT öğretmeni Adem FIRAT beyle görüşünüz,
Sırf bu değil pekçok sorunlarınızla ilgili birebir ilgileniyormuyuz diye Kağıthane profilo Barış iöo da Onur beyle görüşün,
Bunlarla konuşun edep edin(şahsım adına söylüyorum) sonra benim sorduğum soru için yazdığım girizgahtaki kelimeyi manipule edin.
Aklıma iki şey geliyor ya soru ağır geldi öğrencinin edilgen pozisyonu ile ilgili konuşmak istemiyorsunuz ve MAT olmayayım PAT olsun diye manevralar yapıyorsunuz YADA branşın sorunları sebebiyle baskı altındasınız okuduğunuzu özümseyemiyorsunuz.


bana elleri yara bere içinde olan,
üstü başı toz toprak içinde olan,
ilçe milli eğitimin her türlü işine çağırılan,
hemen hemen her komisyonda görev verilen,
azıcık kalan (!) ders saatinde bile kapısı çalınıp da "hocam bir problem var bakar mısınız ?" denilen,
öğlen dersi bittiğinde sınıfın kapısını kapatıp çıkamayan,
bilgisayarı tenefüste açık bırakamayan,
ders bittiğinde de sonradan gelip de tek tek onları kapatan,
hizmetlilerin bile elinde kasayla görüp de acıdığı,
dersi 2 saatten 1 saate düşen,
öğrencilerin gözünde notun da kalkmasıyla birlikte
"amaaaan hocam ne de olsa not vermiyorsunuz diyerek" iyice şamata dersine dönen ve hiç bir yaptırımı olmayan,
ve bizimle aynı parayı alan bizden başka bir tane öğretmen söyleyebilir misiniz?
Bu özelliklerin tamamına sahip kimseyi söyliyemem

Ama dersten çıkraılıp ilçe müdürünün öznsözü yazdırılan türkçe öğretmeni söylebilirim ( Buca lisesi- özlen hanım)
CEBİT teki ifadesiyle "bizler sadece enstrüman çalabiliyoruz diye protokol masalarına meze oluyoruz" diyen müzik öğretmeni söyliyebilirim ( Öğretmen Yusuf kardeş İÖO- Özge Bey)
Matematik biliyor diye dersten çıkıp ilçedeki idarecisine(okulda değil) ALES çalıştıran matematik öğretmeni söyliyebilrim(bunu o gün yüzyüze konuşalım avrupa yakasında bir ilçemiz)
Bunlarda bizim başımıza gelenlerde yanlış örnekleri isteğiniz üzerine verdim amacım pekçok branşta sıkıntılar olduğunu örneklendirebilmek


bir kere de "evet hocam haklısınız,
çok sorunlarınız var, çok sıkıntılarınız var,
dersinizin 1 saate düşmesi kötü oldu,
diğer derslerin notu dururken, sizin notunuzun kaldırılması size haksızlık,
bunların farkındayız,
biz de bunları düzeltmek için uğraşıyoruz
" deyin dişimi kıracağım!

Hocam Dişinizi kırmayın çünkü bu cümleleri sizin istediğiniz gibi aynen söylemem bir öğretmen olarak mümkün değil
"evet hocam haklısınız,
çok sorunlarınız var, çok sıkıntılarınız var,
dersinizin 1 saate düşmesi kötü oldu,
diğer derslerin notu dururken, sizin notunuzun kaldırılması size haksızlık,
bunların farkındayız
"
Diğer derslerinde not baskısından kurtarılması için elimden geleni yapıyorum emin olunuz ölçme-değerlendirmenin öğrenci üzerinde demoklesin kılıc gibi sallanması tamamen yanlıştır. Bunun sadece seçmeli derslere(bilgisayar değil seçmeli derslerin tamamında notla değerlendirme yok bu dönem verilen Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi dersinde de not yok mesela) özgün değil tüm derslerin not ve devamsızlık motivasyonundan kurtulması için elimden geleni yapıyorum susturmazlarsa yapmayada devam edeceğim. Siz 30 saate çıkacak derslerinizin ve ardından eve gittiğiniz güzel günlerinizin hayalinde olabiirsiniz beni tanıyan bilir benim tek derdim sistemi öğrencilerden yana bir milim oynatabilmektir( bunu yukarıda isimleri yazılı olan yada beni tanıyan istediğiniz kişiye sorunuz) bu bağlamda istediğinizi söyliyebilirim dişleriniz sizde kalsın öğretmenim okulda bilinçsiz kişilerle uğraşırken sıkmanız gerekir lazım olur.

hani bizi çocuk yerine koyup masallar, kıssalar anlatıyorsunuz ya,
sanki biz söylenilenleri anlamıyormuşuz gibi..
sonra da sınava tabi tutuyorsunuz ya "bu kıssadan ne anladınız?" diye
işte bizim o masallara karnımız tok artık..[/quote]
Sanırım masallara karnınız tok değil kulaklarınız kapalı sayın hocam tutturmuşsunuz bir mağdur edebiyatı ki mağdursunuz burada hemfikiriz ben sadece biz sütten çıkmış ak kaşığıza katılmıyorum.
Sizinle ayrılıdğımız iki nokta var
1- siz diyorsunuz ki " suçsuz ve mağduruz"
ben diyorum ki " mağduruz ancak bu mağduriyette diğer paydaşlar gibi bizimde payımız var."

2- siz diyorsunuz ki "müfredat düzgün ve faydalı sadece dersi iki saat yapın yeter öncelikli sorun ders saati"
ben diyorum ki " müfredat sıkıntılı öğrenci hala bu içerikle öğretmen bağımlı ve edilgen müfreat yeniden düzenlenmeli ve ardından ders iki saat yapılmalı öncelikli sorun ders saati değil müfredattır."
 
her seferinde yeni bir haber vardır diye tıklıyorum başlığı ama ikili dialoglar yazılmış oluyor lütfen başlıkla alakadar olalım. :sleep:
 
öncelikle forumu işgal ettiysem özür dilerim ancak her seferinde cevap hakkı doğduğu için cevap hakkımı kullanıyorum..
sonralıkla hala
"BT dersinin 1 saate düşürülmesinde Bilişim Öğretmenleri'nin ne suçu var?" bunu açıklayamamışsınız!
bekliyorum..
"Müfredat düzgün ve faydalı" kısmında neden başındaki "eksikleri ve hataları olmasına rağmen" kısmını kestiniz?
uzatmak istemiyorum..
biz burada BT Formatör öğretmenlerinin sorunlarını konuşuyoruz,
siz bana 1 tane müzik öğretmeni, 1 tane matematik öğretmeninden örnek veriyorsunuz..
yorum yok!
bizi anlamayacaksınız..
son olarak edebi sizden öğreneceksek yandık!
buraya başka cevap yazmayacağım çünkü sorunlarımızı anlayamayacaksınız..
ve kişiselleştireceksiniz ve yine bana saldıracaksınız..
"anlamıyorsun, edeb öğren, buraya zümrelerinizi yazın" gibi..
ben diyorum ki "dersimiz yok, nasıl anlatalım", siz diyorsunuz ki "derste neden öz yönelim kullanmıyorsunuz?"
4. ve 5. sınıflardan BT dersinin kaldırıldığını biliyor musunuz acaba?
özümseyebildiniz mi acaba?
olmayan şeyin içeriğini değiştirmekten bahsediyorsunuz..
siz anladığım kadarıyla BT Öğretmenlerinden sorumlu koordinatör öğretmensiniz..
Diğer derslerin notunun kaldırılması için uğraştığınız zamanınızı, BT derslerinin 2 saate çıkarılması ve zorunlu olması için harcasanız..
Mağdur edebiyatı yapıyorsunuz demişsiniz..
Mağdur olan kişi edebiyat yapmaz.. Ona uzaktan bakanlar edebiyat yapar.. (alın size hisse)
saygılarımla..
 
mesele kral çıplak diyebilmekte ama o da zor işte bazen... diyemiyoruz... bakıyor ama görmüyor kralın halini çünkü o kraldan beklentiler var nasıl çıplak diyebilsin ona... bu yüzden bazı tartışmalar boşuna... kolay gelsin herkese özellikle kralcılara!!!!!
 
ne kadar tartışırsanız tartışın meb sizden önce düşündü bile istemeyen sınıf öğretmeni isteyen kordinatör rehber formatör öğretmen olacak seneye . kalıcı olarak.
 
Durum
Konu kilitlenmiştir.
Geri
Üst