8. sene oldu artık burada yazılanların hemen hemen hepsiyle karşılaştım. Şimdiki aklım olsaydı ilk yıllarda bilmiyorum der geçerdim. Bundan bir kaç sene öncesine kadar hayatım 2200 öğrenciye sahip bir okul, ikili öğretim, 60-70 öğretmen, 3 BT sınıfı (önceki yıllarda harap olmuş hepsi pentium II bilgisayarlar), sınıf öğretmenlerinde projeksiyon ve bilgisayarlar, 30-32 arası değişen haftalık bilgisayar ders saati ve geceleri aveanın ücretsiz öğretmen hattı desteğinden oluşuyordu

... Kısacası bitkisel hayat. Son yıllarda biraz daha rahatladı durumlar.
İnternete bağlanamayan yada başka problemleri olan arkadaşlar ücretsiz öğretmen hattına güvenip sürekli arıyorlar geceleri, bende tüm günün getirdiği baş ağrısı eşliğiyle yardımcı olmaya çalışıyorum. Bazıları 1 saat sürüyor. Sonrasında arayan arkadaşlar niye meşguldü tel diye serzenişte bulunuyorlar

Neyse bir yaz yurtdışına çıktım 1 haftalık tatil için. Ben unutmuşum herşeyi kafayı formatlamışım, başka bir alem başka bir dünya, meydanda dolaşıyorum manzaranın keyfi gece 11 suları telefonum çaldı. Alo der demez karşıdaki
hocam internete giremiyorum diyerek giriş yaptı. O lafı duyunca bende bir şimşek çaktı ve beynimin iletişimini kısada olsa kestiğim tarafı yeniden uyandı. Anlattı, araya girmeme izin vermeden aralıksız, neyse pes ettim dinledim bir süre. Hocam dedim modem ayarlarına gircez ama şu an yurtdışındayım. İstersen modemim teknik servisini ara sen çok yazmasın sana. Bir sessizlik oldu (dumur süreci)

haa neresi falan dedi şaşkın bi ifadeyle. Bir kaç saniye içinde kapadı teli. Tabi benim kendime gelmem zaman aldı.
Benzer bir olay, başka bir yaz Kaş'tayım Ağustos ayı sabah otelin bahçesinde denize karşı kahvaltıyı bitirmiş çay içiyorum. Müdür yardımcısı aradı. Hocam nerdesin acil gelmen lazım vs.. (15 dakika sonra orada olmasam okul havaya uçacakmış izlenimi veriyor o ifadeyle) Hocam dedim Kaş'tayım. İyikide burdayım size kolay gelsin
