ceza ile sonuçlanan olayın ayrıntısı (istifa ile ilgili)

Kodla Büyü
Sayın hocam öncelikle çok geçmiş olsun yeni iş hayatınızda başarılar dilerim.
Sözleşmeli öğretmende olsanız sendika üyesi olabiliyordunuz anlaşılan siz üye olmamışsınız ki sendika işe karışmamış sendika bütün işleri hallederdi.
 
ismailt' Alıntı:
Yıl 2010 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Okul koridorunda, son tenefüste, 7. sınıfta okuyan 2 öğrenci yumruk yumruğa kavga yapmaktadır. Bu esnada dersinden çıkan ve nöbet görevi olmayan bir öğretmen (aynı zamanda öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni) öğrencileri sözlü olarak uyarmıştır. Buna rağmen ayrılmayan ve kavgayı 5. sınıflardan birinin içine girerek devam ettiren öğrencilere, öğretmen müdahalede bulunmuştur. Sınıf içerisinde rehberlik faaliyeti yapılacağından dolayı 2. sınıflardan 8. sınıflara kadar kalabalık bir ortam bulunmaktadır. Bu nedenle kavgayı bir şekilde durdurmaya kararlı olan öğretmen eli ile her iki öğrenciyi ayırmaya çalışsa da kavganın şiddetini arttıran öğrencileri, o sınıfın hemen yanındaki boş odaya almıştır. Öğretmen müdahale esnasında, öğrencileri odaya sert bir şekilde atmış, bu esnada öğrencilerden biri, diğerinin ayağına takılıp düşmüştür. İçeride de ikişer tokat atıp daha önce de benzer şekilde kavgaya karışan bu öğrencilere bir daha kavga yapmamaları konusunda uyarmıştır. Olay sonrasında, kendilerini idareye sevk etmiş, konu hakkında sözleşme imzalamalarını söylemiştir. Okul idaresi de öğrencilere, öğretmenlerinden özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş ve işlem yapmadan geri göndermiştir. Daha sonra öğrenciler öğretmenlerinin yanlarına gelerek kendilerinden özür dilemişlerdir.

Öğrencilerden biri, evine gittikten sonra, babasını arayarak, öğretmen tarafından dayak yediğini söylemiş, bunun üzerine müftülükte memur olan babası, çocuğunu alarak sağlık ocağından rapor almıştır. Öğrenci arkadaşıyla kavga esnasında yüzüne aldığı darbe ve izleri, öğretmenin kendisini dövdüğü esnada olduğunu söylemiştir. Sağlık ocağında görevli olan polis memuru, olayı kayda alırken, diğer kavga eden çocuğun kendi oğlu olduğunu öğrenmiştir. Polis olan bu veli, öğretmen hakkında şikayetçi olmamış, hatta bu tür bir hareket için rapor almaya gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da diğer veli resmi işlemi yapmıştır. Daha sonra olay karakola intikal etmiş, karakoldaki polislerin böyle bir olay için gereksiz olduğu düşüncesiyle veliyi ikna edip şikayetçi olmamasını sağlamışlardır. Sağlık raporuna göre olayı kayda alan doktor (!), bu durumu karakola bildirdiği için kamu davası açılmıştır. Bu arada öğrenci(!) de karakolda verdiği ifadesinde öğretmenlerinin, kendilerini arkadaşıyla bahçede şakalaşırken üst kattaki odasına alarak kafasını duvara vurduğunu belirtmiştir.

Olaydan 5 ay sonra görülen davada öğretmen sanık olarak davaya çağrılmıştır. Davada öğrenci kavga etmediklerini, sadece arkadaşını kovaladığını belirtmiştir. Daha önce şikayetçi olmadığını belirten veli ise dava esnasında, öğretmenin kendisinden ve çocuğundan özür dilemediğini belirterek şikayetçi olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu olay nedeniyle oğlunun sınıfını değiştirmek zorunda kaldığını, başarısının düştüğünü eklemiştir.
Çocuk verdiği ifadesinde, müdür yardımcısının kendilerini gördüklerinde "siz birinden dayak yemişe benziyorsunuz, sizi kim dövdü böyle" dediğini de söylemiştir. (Bu ifade nedeniyle hakim müdür yardımcısına da soruşturma açmıştır. Davası ayrıca yapılacaktır.)

Davada sosyolog görevi ile hazır bulunan bir rehber öğretmen (farklı okuldan), mahkeme sonucunda görüşü sorulduğunda çocuğun doğru söylediğine inandığını (!) ancak etki altında kalıp kalmadığı hakkında bir fikir sahibi olmadığını belirtmiştir.

Mahkeme sonucunda;
- Öğretmen 3 ayrı maddeden dolayı 6000 YTL para cezası (14 taksit) ya da 6 ay hapis
- Okul idaresine de, olayı fark etmelerine rağmen öğretmen hakkında işlem yapmadıkları için soruşturma açılmıştır.
- 1 hafta temyiz hakkı verilmiştir. KARAR TECİL EDİLMEMİŞTİR.
Bu arada, öğretmen hakkında ayrıca yapılan idari soruşturma sonucu hazırlanan ve öğretmenin suçlu olmadığı kanaatindeki dosya ise il milli eğitimden(!) geri dönmüş, öğretmenin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrası, öğretmene maaştan kesme cezası da uygulanmıştır.


*************************************************************************

Yıl 1440 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi

Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.

Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.

Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.

Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.

Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.

Plan muhteşem işlemişti…

O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…


****************************************************************
Ben bunu facebookda paylaşmayı düşünüyorum arkadaşlar ne dersiniz?

arkadaşların izni olur da paylaşırsanız biz de beğeniriz hocam.

Bu arada hocam geçmiş olsun. Temyize kesin götürün davanızı. Ayrıca kendi şahitlerinizi bulun öğrencilerden. O sırada sınıfta olan ve dövüşen öğrencileri görenler elbette vardır. Okulunuzda kamera kayıt olanağı varsa ondan faydalanın. Bir de arkadaşlarından bir iki tanesini ayartın, ses kayıt cihazı verin ellerine ve gizlice arkadaşlarının konuşmalarını kaydettirin. Seçtiğiniz öğrencilere dikkat edin kaş yaparken göz çıkartmasınlar. Sonra sıkıntıya düşmeyin bu konuda. Güzelce konuştursunlar ve sonra kimseye şunu yaptık demesinler.
 
serci2001' Alıntı:
Sayın hocam öncelikle çok geçmiş olsun yeni iş hayatınızda başarılar dilerim.
Sözleşmeli öğretmende olsanız sendika üyesi olabiliyordunuz anlaşılan siz üye olmamışsınız ki sendika işe karışmamış sendika bütün işleri hallederdi.

Hocam ne yapardı sendika hiçbir şey yapmazdı muhtemel.
Bu konuda yaptığı bir örnek çalışma var mı?
 
Hocam öncelikle geçmiş olsun. Size yapılan öğretmenliğin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Arkadaşlar Fatih Sultan Mehmet ile Hocası Akşemsettinin bir olayını paylaşmışlar. Benzer bir olayda Dersimiz Atatürk Filmini izleyenler hatırlayacaklardır Ulu Önderimiz, Başöğretmenimiz ATATÜRK'ün manevi kızlarının derste öğretmeni dinlememeleri, yaramazlık ve huzursuzluk yapmaları sonucu öğretmenleri tarafından kovulması ve çocukların eve gelerek durumu Atatürke anlatması ve Atatürk'ünde çocukları öğretmenlerine götürerek ondan özür diletmesidir. Geçmişimizde nice örnekler varken bugün dışarıdaki karkaşa ve kaos ortamının, toplumsal yozlaşmanın hat safhaya çıktığı ve daha da durmaya benzemeyeceği bu günde Size bunları yaşatanları Allaha havale ediyorum. "Turhank" arkaşdaşımız sendika ne yapardı dedi. En azından sendika avukatını görevlndirirdi. Bu tip konularda gerçekten çok işe yarar sendika. Tekrar geçmiş olsun hocam.
 
kendi memurunu satan bir camia.polisi emniyet doktoru sağlık bakanlığı korurken milli eğitim öğretmenini hedef tahtası yapıyor
 
enestar' Alıntı:
ismailt' Alıntı:
Yıl 2010 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Ben bunu facebookda paylaşmayı düşünüyorum arkadaşlar ne dersiniz?

arkadaşların izni olur da paylaşırsanız biz de beğeniriz hocam.

Bu arada hocam geçmiş olsun. Temyize kesin götürün davanızı. Ayrıca kendi şahitlerinizi bulun öğrencilerden. O sırada sınıfta olan ve dövüşen öğrencileri görenler elbette vardır. Okulunuzda kamera kayıt olanağı varsa ondan faydalanın. Bir de arkadaşlarından bir iki tanesini ayartın, ses kayıt cihazı verin ellerine ve gizlice arkadaşlarının konuşmalarını kaydettirin. Seçtiğiniz öğrencilere dikkat edin kaş yaparken göz çıkartmasınlar. Sonra sıkıntıya düşmeyin bu konuda. Güzelce konuştursunlar ve sonra kimseye şunu yaptık demesinler.

Bu konuyu paylaşmamın sebebi, öğretmen arkadaşlarımızın ve özellikle bunu duyacak velilerin kendi paylarına bazı sonuçlar çıkartabilmesi. O yüzden paylaşılmasında herhangi bir sorun görmüyorum. Tabi belki ileride biri çıkıp vay efendim sen bunları niye kamuoyuna aktarıyosun, bu da yanlış, al sana ceza derse de çok şaşırmam heralde.
 
artık öğretmenin bu kadar ezilmesine bir dur demek lazım. onunda yolu disiplin kurallarını artırmaktan geçiyor bence. en azılı öğrenciyi bile okuldan atmak için nerdeyse başbakan onayı gerekiyor, okadar zor. ama öğretmenin ceza alması için yaprak kımıldaması yeterli.
 
Velilerden önce suç aranması gerekenler var hocam. Mahkemeye neden o gün koridorda uyaran diğer öğretmen çağrılmaz veya çağrılmasa bile neden kendisi tanık olarak gitmez? Ya o rehber öğretmene ne demeli? Okulda kavgaya şahit olan kalabalık sınıftaki onca öğrenci yalancı bir tek şikayetçi olan öğrence mi doğru? Okulunuzdaki(şükür ki sizin adınıza artık eski olmuş) öğretmenlerin hepsinede ayrı bir pencere açmak istiyorum... Yazık ki ne yazık bir meslektaşınız haklı olduğu halde haksız duruma düşecek siz hepiniz susacaksınız.
 
cagdas' Alıntı:
artık öğretmenin bu kadar ezilmesine bir dur demek lazım. onunda yolu disiplin kurallarını artırmaktan geçiyor bence. en azılı öğrenciyi bile okuldan atmak için nerdeyse başbakan onayı gerekiyor, okadar zor. ama öğretmenin ceza alması için yaprak kımıldaması yeterli.
Hocam elimizdekileri işletsek oda yeterli ama eğitimci yanımız ağır basıyor. Kazanabilirmiyiz diye çabalıyoruz. Esnetiyoruz. Sonuç; bizi esnete esnete bir hâl ediyorlar ondan sonra. (Liseler için yazdım.)
 
ben eve gittiğimde babama "okulda öğretmenden dayak yedim" desem bide babam döverdi.şimdi bu öğrenci milleti ne dese yapılıyo.ulan ağzımı bozacam sabah sabah.bi öğretmen arkadaşımın bi lafı var "öğrenci milleti ........ ya benzer okşadıkça...."
öğretmenliğin kral olduğu zaman öğrenci, öğrenciliğin kral olduğu zaman öğretmendik!
 
zulfikar1985' Alıntı:
Velilerden önce suç aranması gerekenler var hocam. Mahkemeye neden o gün koridorda uyaran diğer öğretmen çağrılmaz veya çağrılmasa bile neden kendisi tanık olarak gitmez? Ya o rehber öğretmene ne demeli? Okulda kavgaya şahit olan kalabalık sınıftaki onca öğrenci yalancı bir tek şikayetçi olan öğrence mi doğru? Okulunuzdaki(şükür ki sizin adınıza artık eski olmuş) öğretmenlerin hepsinede ayrı bir pencere açmak istiyorum... Yazık ki ne yazık bir meslektaşınız haklı olduğu halde haksız duruma düşecek siz hepiniz susacaksınız.
Olayı gören kaç öğretmen var! Bana sadece 1 öğretmen var gibi geldi.
 
Ayrıca nöbetçi öğretmen durumu o gün Nöbet Defterine kaydetmiş mi?
 
ben de aynı durumyadım galiba.veli gelmiş şikayet etmiş. az önce müdür çağırdı. :( bu ne yaa
 
sert_hard' Alıntı:
Ecdadımızdan ibretlik bir hikaye...

Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.

Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.

Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.

Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.

Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.

Plan muhteşem işlemişti…

O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…


Böyle bir ecdadın torunu olmaktan gurur duyarken, bu ve buna benzer durumlarda hep hakkı yenen ve zarar gören öğretmen olmaktan utanıyorum.

Geçmiş olsun dileklerimle hocam. Hakkınızda hayırlısı ne ise o olsun.
:alkis:
 
öğretmenlikte 5. yılım ama ilk senemde öğrendimki öğrenciye güvenmeyeceksin, inanmayacaksın. hele ilköğretim çoğu olayları çarpıtarak anlatıyor.hele veli sanki bizim paramızı kendi ödüyormuş gibi davranıyor.geçen gün bende dövdükm bir öğrenciyi, tokat attım..beni müdüre şikayet edeceğini söyledi bende seni disipline verdiğimde görüşürsün müdürünle dedim...her teneffüs başka bir çocuğun ya boynunu ya bacağını tutan ve anladığım kadarıyla problemli bir öğrenci.. ne olursa olsun walla.umrumda değil.gelen veli de mümkünse benle görüşmesin gitsin müdüre.
 
gel de soğuma meslekten... Yazıklar olsun o velilere, böyle insanların çocuklarını eğitmek için uğraş dur işin yoksa. Sen çocuğuna önce ahlak, doğruluk, kul hakkı, vicdan nedir onu öğret...
 
hocam siz çocuklara değil velilere tokat atmalıymışsınız... şerefsiz adiler... nankörler... çok şey söylerimde içimde kalsın şimdilik...
 
Arkadaşım öncelikle çok geçmiş olsun...Arkadaşlar lütfen yazdıklarımı yanlış anlamayın ama şikayetçi olan veli müftülük görevlisi.Ben çocukluğumda her yaz kuran kursuna gittim ve yok yere sebeplerden dayak yedim.Allah'ın gücüne gitmesin ama çocuk aklı dinden soğudum o dönem.Geçenlerde görev yaptığım kasabanın imamıyla biz de benzer bir problem yaşadık.Okulumuzda törenlere geç kalan öğrencilere ceza olsun diye küçük bahçemizde formaliteden mıntıka temizliği yaptırıyoruz(yerde gördükleri cips paketlerini alıp çöpe atıyorlar) Bizim imamın oğlu törenlere hep geç kalır.Nöbetçi öğretmen arkadaşım onu da uygulama hakkında uyarıp yerden bir-iki çöp al öyle git diye uyardı.İmam efendi olayı görüp hışımla geldi ve Türkiye'nin hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmadığını,buna hakkımız olmadığını ve bizi şikayet edeceğini söyledi.Durum biraz garipti,nöbetçi öğretmen ben değildim ama adam bana bağırıyordu.(Nöbetçi öğretmen olmamam önemli değildi) sanki nöbetçi öğretmen benmişim gibi bunda kötü birşey olmadığını çocuğun yerden iki tane çöpü almasının kimseye zararı olmadığını söyledim ama laf anlatamadım.Beni idarecilere şikayet etmiş ve devam ederse valiye kadar giderim demiş.İki gün sonra okulda yakaladım imamı.Çocuklara verdiği kuran kursunda, temizlik konusunu imanın temeli olarak anlatıp anlatmadığını sordum.Sustu.Peki hangi yüzle anlatıyon dedim ses yok.Ne acıdır ki insanlar kendi kurumunda yaptıklarını görmez ama eline fırsat verildiğinde de karşındakinin ensesine binmek için elinden geleni yapar...
 
öncelikle geçmiş olsun hocam.. geçen sene bizde bir öğretmen çocuğa tokat atmış. öğleden sonra velisi geldi. veli bağırıp çağırıyor. iri yarı bi hocamız var. velinin omzuna attı elini. dedi bu çocuğu dövmekle hata yapmış. bunun babasını döveceksin. sonra adam yumuşadı gitti :D
 
serci2001' Alıntı:
Sayın hocam öncelikle çok geçmiş olsun yeni iş hayatınızda başarılar dilerim.
Sözleşmeli öğretmende olsanız sendika üyesi olabiliyordunuz anlaşılan siz üye olmamışsınız ki sendika işe karışmamış sendika bütün işleri hallederdi.
insan haklı olduğu bir konuda neden başka kurum ve kuruluşlardan destek almak zorunda olsun, sendika olsan bu sefer a sendikası yapamaz b sendikası olmalıydı derdik. Olay tamamen Hüseyin ÇELİK le başlayan saçmalıkların ürünü. yazıyı facebookta paylaşmak isteyen arkadaşlar var, bence diğer memur forumlarında da paylaşılabilir, herkes okullarda neler olduğunu, okulların ne hale geldiğini bilmeli.
 
bote67' Alıntı:
zulfikar1985' Alıntı:
Velilerden önce suç aranması gerekenler var hocam. Mahkemeye neden o gün koridorda uyaran diğer öğretmen çağrılmaz veya çağrılmasa bile neden kendisi tanık olarak gitmez? Ya o rehber öğretmene ne demeli? Okulda kavgaya şahit olan kalabalık sınıftaki onca öğrenci yalancı bir tek şikayetçi olan öğrence mi doğru? Okulunuzdaki(şükür ki sizin adınıza artık eski olmuş) öğretmenlerin hepsinede ayrı bir pencere açmak istiyorum... Yazık ki ne yazık bir meslektaşınız haklı olduğu halde haksız duruma düşecek siz hepiniz susacaksınız.
Olayı gören kaç öğretmen var! Bana sadece 1 öğretmen var gibi geldi.

Hocam okulumuzdaki öğretmen arkadaşların bir günahı yok. Mahkemeden sonra hepsi şahit olarak yaz geliyim dediler. Bu olay son tenefüste olduğu için, idarecilerimiz de hemen her gün benzerlerini yaşadıkları için haklı olarak işlem yapmadılar. bu nedenle nöbetçi öğretmenin de resmi ya da gayri resmi olarak haberi olmadı. Olayın koptuğu nokta, çocuğun sonradan gidip de sağlık ocağından rapor alması. Raporda da "yüzü kızarmıştır" yazıyo sadece... Gidicektim doktora ne kızarması doktor bey, bunun yüzü kızarır mı hiç? :)

Tüm iyi niyetiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Beddua etmek benim de içimden gelse de yapmıyorum, siz de yapmayın. Bir arkadaşımın dediği gibi, en güzel karşılığı zaten kendi YETİŞTİRDİĞİ çocuktan alıcak o veli.
 
olayı yeni duyduğum için soruyorum. Öğretmen arkadaş öğrencileri ayırırken müdahale sırasında darp kullandı mı acaba?
Bir de bir kişi evet yaptı diyor diye hemen suçlu mu oluyoruz?
Siz de hayır yapmadı diye şahit gösterin o zaman (Eğer yapılmadıysa).
 
wes' Alıntı:
olayı yeni duyduğum için soruyorum. Öğretmen arkadaş öğrencileri ayırırken müdahale sırasında darp kullandı mı acaba?
Bir de bir kişi evet yaptı diyor diye hemen suçlu mu oluyoruz?
Siz de hayır yapmadı diye şahit gösterin o zaman (Eğer yapılmadıysa).

hocam benim verdiğim zarar öğrencilerin birbirlerine verdiklerinin çeyreği bile değil. Ama yalan söylemediğim için olay bu noktaya geldi zaten. Odaya alıp 2 şer tokat attım, ancak sakinleştiler ve birbirlerinden ayrıldılar zaten. Diğer türlü "lütfen birbirinize vurmayın sevgili öğrenciler" gibi ifadelerin ne kadar etkili olamayacağını siz zaten benden iyi biliyorsunuz. Ben onları odaya alana kadar ne kadar ciddi olduğumu anlamadılar zaten. Yoksa ayrılmaya niyetleri yoktu.

Karakolda verdiğim ifadede de "elimin ucu ile dürttüm ifadesi vardı", tabi sağolsun polis memuru kanunları benden daha iyi bildiği için bu şekilde yumuşatarak yazdı. Bu ifade bile sizin yanmanıza yetiyor. Ama yok yalan söyleyip bi de şahit bulunrsanız o zaman başınız bu kadar ağrımaz. Ama ben mahkemeyi düşünüp bir 7. sınıf öğrencisinin karşısında öğretmeni olarak yalan söyleyerek kurtulmayı kendime yedirememiştim. Pişman da olmadım. Hatta daha sonra başsavcıya çıktığımda hapis yatmaya razı olduğumu söyledim. Karar şimdilik temyizde... Bu arada 2. mahkeme de Mayısta...
 
odabasalparslan' Alıntı:
Arkadaşım öncelikle çok geçmiş olsun...Arkadaşlar lütfen yazdıklarımı yanlış anlamayın ama şikayetçi olan veli müftülük görevlisi.Ben çocukluğumda her yaz kuran kursuna gittim ve yok yere sebeplerden dayak yedim.Allah'ın gücüne gitmesin ama çocuk aklı dinden soğudum o dönem.Geçenlerde görev yaptığım kasabanın imamıyla biz de benzer bir problem yaşadık.Okulumuzda törenlere geç kalan öğrencilere ceza olsun diye küçük bahçemizde formaliteden mıntıka temizliği yaptırıyoruz(yerde gördükleri cips paketlerini alıp çöpe atıyorlar) Bizim imamın oğlu törenlere hep geç kalır.Nöbetçi öğretmen arkadaşım onu da uygulama hakkında uyarıp yerden bir-iki çöp al öyle git diye uyardı.İmam efendi olayı görüp hışımla geldi ve Türkiye'nin hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmadığını,buna hakkımız olmadığını ve bizi şikayet edeceğini söyledi.Durum biraz garipti,nöbetçi öğretmen ben değildim ama adam bana bağırıyordu.(Nöbetçi öğretmen olmamam önemli değildi) sanki nöbetçi öğretmen benmişim gibi bunda kötü birşey olmadığını çocuğun yerden iki tane çöpü almasının kimseye zararı olmadığını söyledim ama laf anlatamadım.Beni idarecilere şikayet etmiş ve devam ederse valiye kadar giderim demiş.İki gün sonra okulda yakaladım imamı.Çocuklara verdiği kuran kursunda, temizlik konusunu imanın temeli olarak anlatıp anlatmadığını sordum.Sustu.Peki hangi yüzle anlatıyon dedim ses yok.Ne acıdır ki insanlar kendi kurumunda yaptıklarını görmez ama eline fırsat verildiğinde de karşındakinin ensesine binmek için elinden geleni yapar...
:verymad: :verymad: :verymad: :verymad: :verymad:
 
Geri
Üst