ceza ile sonuçlanan olayın ayrıntısı (istifa ile ilgili)

Kodla Büyü

erdem22

Site Gezgini
Mesajlar
88
Bu olayı bir çok arkadaşım sorduğu için ayrı bir başlıkta sunuyorum, yöneticilerimiz gerekli görürse farklı bir yere de taşıyabiliriz.
Olay daha önce bu başlıkta geçmişti. http://www.bilgisayarbilisim.net/ok...yar-ogretmeni-f28/ve-istifa-ettim-t61953.html

Olayı anlatırken objektif olabilmek için 3. bir kişinin ağzından yazmıştım. Onu düzenleyip burda yayınlıyorum.

Okul koridorunda, son tenefüste, 7. sınıfta okuyan 2 öğrenci yumruk yumruğa kavga yapmaktadır. Bu esnada dersinden çıkan ve nöbet görevi olmayan bir öğretmen (aynı zamanda öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni) öğrencileri sözlü olarak uyarmıştır. Buna rağmen ayrılmayan ve kavgayı 5. sınıflardan birinin içine girerek devam ettiren öğrencilere, öğretmen müdahalede bulunmuştur. Sınıf içerisinde rehberlik faaliyeti yapılacağından dolayı 2. sınıflardan 8. sınıflara kadar kalabalık bir ortam bulunmaktadır. Bu nedenle kavgayı bir şekilde durdurmaya kararlı olan öğretmen eli ile her iki öğrenciyi ayırmaya çalışsa da kavganın şiddetini arttıran öğrencileri, o sınıfın hemen yanındaki boş odaya almıştır. Öğretmen müdahale esnasında, öğrencileri odaya sert bir şekilde atmış, bu esnada öğrencilerden biri, diğerinin ayağına takılıp düşmüştür. İçeride de ikişer tokat atıp daha önce de benzer şekilde kavgaya karışan bu öğrencilere bir daha kavga yapmamaları konusunda uyarmıştır. Olay sonrasında, kendilerini idareye sevk etmiş, konu hakkında sözleşme imzalamalarını söylemiştir. Okul idaresi de öğrencilere, öğretmenlerinden özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş ve işlem yapmadan geri göndermiştir. Daha sonra öğrenciler öğretmenlerinin yanlarına gelerek kendilerinden özür dilemişlerdir.

Öğrencilerden biri, evine gittikten sonra, babasını arayarak, öğretmen tarafından dayak yediğini söylemiş, bunun üzerine müftülükte memur olan babası, çocuğunu alarak sağlık ocağından rapor almıştır. Öğrenci arkadaşıyla kavga esnasında yüzüne aldığı darbe ve izleri, öğretmenin kendisini dövdüğü esnada olduğunu söylemiştir. Sağlık ocağında görevli olan polis memuru, olayı kayda alırken, diğer kavga eden çocuğun kendi oğlu olduğunu öğrenmiştir. Polis olan bu veli, öğretmen hakkında şikayetçi olmamış, hatta bu tür bir hareket için rapor almaya gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da diğer veli resmi işlemi yapmıştır. Daha sonra olay karakola intikal etmiş, karakoldaki polislerin böyle bir olay için gereksiz olduğu düşüncesiyle veliyi ikna edip şikayetçi olmamasını sağlamışlardır. Sağlık raporuna göre olayı kayda alan doktor (!), bu durumu karakola bildirdiği için kamu davası açılmıştır. Bu arada öğrenci(!) de karakolda verdiği ifadesinde öğretmenlerinin, kendilerini arkadaşıyla bahçede şakalaşırken üst kattaki odasına alarak kafasını duvara vurduğunu belirtmiştir.

Olaydan 5 ay sonra görülen davada öğretmen sanık olarak davaya çağrılmıştır. Davada öğrenci kavga etmediklerini, sadece arkadaşını kovaladığını belirtmiştir. Daha önce şikayetçi olmadığını belirten veli ise dava esnasında, öğretmenin kendisinden ve çocuğundan özür dilemediğini belirterek şikayetçi olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu olay nedeniyle oğlunun sınıfını değiştirmek zorunda kaldığını, başarısının düştüğünü eklemiştir.
Çocuk verdiği ifadesinde, müdür yardımcısının kendilerini gördüklerinde "siz birinden dayak yemişe benziyorsunuz, sizi kim dövdü böyle" dediğini de söylemiştir. (Bu ifade nedeniyle hakim müdür yardımcısına da soruşturma açmıştır. Davası ayrıca yapılacaktır.)

Davada sosyolog görevi ile hazır bulunan bir rehber öğretmen (farklı okuldan), mahkeme sonucunda görüşü sorulduğunda çocuğun doğru söylediğine inandığını (!) ancak etki altında kalıp kalmadığı hakkında bir fikir sahibi olmadığını belirtmiştir.

Mahkeme sonucunda;
- Öğretmen 3 ayrı maddeden dolayı 6000 YTL para cezası (14 taksit) ya da 6 ay hapis
- Okul idaresine de, olayı fark etmelerine rağmen öğretmen hakkında işlem yapmadıkları için soruşturma açılmıştır.
- 1 hafta temyiz hakkı verilmiştir. KARAR TECİL EDİLMEMİŞTİR.

Bu arada, öğretmen hakkında ayrıca yapılan idari soruşturma sonucu hazırlanan ve öğretmenin suçlu olmadığı kanaatindeki dosya ise il milli eğitimden(!) geri dönmüş, öğretmenin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrası, öğretmene maaştan kesme cezası da uygulanmıştır.

Öğretmen hakkında kısa bilgiler:
- 7 yıllık memur
- Olayın gerçekleştiği ilçede 3 aydır görevde
- Daha önce olumsuz sicil kaydı yok, hatta teşekkür+takdir+aylıkla ödüllendirmesi var
- 4 yıl önce sınıfta kavga eden öğrencilerini ayırırken yaptığı fiziksel müdahale dışında dayağa karşı, müdahalesi yok.
 
"Daha önce olumsuz sicil kaydı yok, hatta teşekkür+takdir+aylıkla ödüllendirmesi var" siciliniz bu şekilde olunca haklı çıkmadınız mı hocam karşı bir dava açılmadı mı?
 
Hocam çok geçmiş olsun öncelikle. Bu arada inş yeni işinizde hakettiğiniz rahat kavuşursunuz. Davayı temyiz e götürdünüz mü ? Ordan bir sonuç çıkmadı mı?
 
İşte milli eğitim öğretmenine bukadar değer ver(m)iyor.
İşte milli eğitim öğretmenine bukadar değer ver(m)iyor.
İşte milli eğitim öğretmenine bukadar değer ver(m)iyor.

ve bir veli bu kadar terbiyesiz ve bir öğrenci de babası kadar terbiyesiz
 
Veliler fantezileri gerçekleştiği için mutlu olmalı. Asıl cezayı kendi çocukları onlara er veya geç verecektir. Bekleyinde görün.
 
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun. İnanın sizden çok biz üzüldük. Öğretmenin iyi niyetinin kendisine karşı silah olarak çevrilmesi malesef oluyor.

Ben şunu bilirim ve şunu söylerim: Bir öğrenci sorunluysa %99 değil %100 hatta %1000 velisi de sorunludur.
 
öncelikle çok geçmiş olsun hocam

anlattığınız olaydaki en masum kişi olmanıza karşı en mağdur siz edilmişsiniz. ancak anlatılanlarda bir de ibretlik durum var. o da her ne surette olursa olsun öğrencilere fiziksel bir müdehalenin yanlışlığı. belki öğrencileri dizginlemenin en pratik yolu ama... Günümüz velileri maalesef öğrencilerini kutsal varlık olarak görüyorlar ve öğretmenlere kesinlikle saygı duymuyorlar. O yüzden öğretmen olarak gerçekten çok dikkatli olmamız gerekiyor.

anlatılanlara ilişkin merak ettiklerim ise koridor kalabalıktı demişsiniz hiç mi öğrencilerin kavga ettiklerini doğrulayan öğrenci şahitleriniz olmadı?

ayrıca keşke kavga ettiğini gördüğünüz öğrenciler hakkında tutanak tutup idarenin disiplin sürecini başlatmasını isteseydiniz... başlatmamaları durumunda ise idarecileri ilçeye şikayet etseydiniz. çünkü ortaya çıkan durumda okul idaresine yansıyan resmi bir kavga olayı yok gibi görünüyor!
 
İnşallah o çocuklar o ana babanın başına illet olurlar da başkasının günahına girmek ne demekmiş burunlarında fitil fitil gelir. Allah kahretsin ya ne için uğraşıyoruz ulan biz?
 
Başka öğrencilerin şahit olarak dinlenmemesi kısmını ben de hiç anlamadım.
 
Ecdadımızdan ibretlik bir hikaye...

Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.

Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.

Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.

Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.

Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.

Plan muhteşem işlemişti…

O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…


Böyle bir ecdadın torunu olmaktan gurur duyarken, bu ve buna benzer durumlarda hep hakkı yenen ve zarar gören öğretmen olmaktan utanıyorum.

Geçmiş olsun dileklerimle hocam. Hakkınızda hayırlısı ne ise o olsun.
 
mfk' Alıntı:
İnşallah o çocuklar o ana babanın başına illet olurlar da başkasının günahına girmek ne demekmiş burunlarında fitil fitil gelir. Allah kahretsin ya ne için uğraşıyoruz ulan biz?

+1

Yalnız benim ettiğim beddua seninkinden bin beter.
 
erdem22' Alıntı:
Bu olayı bir çok arkadaşım sorduğu için ayrı bir başlıkta sunuyorum, yöneticilerimiz gerekli görürse farklı bir yere de taşıyabiliriz.
Olay daha önce bu başlıkta geçmişti. http://www.bilgisayarbilisim.net/ok...yar-ogretmeni-f28/ve-istifa-ettim-t61953.html

Olayı anlatırken objektif olabilmek için 3. bir kişinin ağzından yazmıştım. Onu düzenleyip burda yayınlıyorum.

Okul koridorunda, son tenefüste, 7. sınıfta okuyan 2 öğrenci yumruk yumruğa kavga yapmaktadır. Bu esnada dersinden çıkan ve nöbet görevi olmayan bir öğretmen (aynı zamanda öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni) öğrencileri sözlü olarak uyarmıştır. Buna rağmen ayrılmayan ve kavgayı 5. sınıflardan birinin içine girerek devam ettiren öğrencilere, öğretmen müdahalede bulunmuştur. Sınıf içerisinde rehberlik faaliyeti yapılacağından dolayı 2. sınıflardan 8. sınıflara kadar kalabalık bir ortam bulunmaktadır. Bu nedenle kavgayı bir şekilde durdurmaya kararlı olan öğretmen eli ile her iki öğrenciyi ayırmaya çalışsa da kavganın şiddetini arttıran öğrencileri, o sınıfın hemen yanındaki boş odaya almıştır. Öğretmen müdahale esnasında, öğrencileri odaya sert bir şekilde atmış, bu esnada öğrencilerden biri, diğerinin ayağına takılıp düşmüştür. İçeride de ikişer tokat atıp daha önce de benzer şekilde kavgaya karışan bu öğrencilere bir daha kavga yapmamaları konusunda uyarmıştır. Olay sonrasında, kendilerini idareye sevk etmiş, konu hakkında sözleşme imzalamalarını söylemiştir. Okul idaresi de öğrencilere, öğretmenlerinden özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş ve işlem yapmadan geri göndermiştir. Daha sonra öğrenciler öğretmenlerinin yanlarına gelerek kendilerinden özür dilemişlerdir.

Öğrencilerden biri, evine gittikten sonra, babasını arayarak, öğretmen tarafından dayak yediğini söylemiş, bunun üzerine müftülükte memur olan babası, çocuğunu alarak sağlık ocağından rapor almıştır. Öğrenci arkadaşıyla kavga esnasında yüzüne aldığı darbe ve izleri, öğretmenin kendisini dövdüğü esnada olduğunu söylemiştir. Sağlık ocağında görevli olan polis memuru, olayı kayda alırken, diğer kavga eden çocuğun kendi oğlu olduğunu öğrenmiştir. Polis olan bu veli, öğretmen hakkında şikayetçi olmamış, hatta bu tür bir hareket için rapor almaya gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da diğer veli resmi işlemi yapmıştır. Daha sonra olay karakola intikal etmiş, karakoldaki polislerin böyle bir olay için gereksiz olduğu düşüncesiyle veliyi ikna edip şikayetçi olmamasını sağlamışlardır. Sağlık raporuna göre olayı kayda alan doktor (!), bu durumu karakola bildirdiği için kamu davası açılmıştır. Bu arada öğrenci(!) de karakolda verdiği ifadesinde öğretmenlerinin, kendilerini arkadaşıyla bahçede şakalaşırken üst kattaki odasına alarak kafasını duvara vurduğunu belirtmiştir.

Olaydan 5 ay sonra görülen davada öğretmen sanık olarak davaya çağrılmıştır. Davada öğrenci kavga etmediklerini, sadece arkadaşını kovaladığını belirtmiştir. Daha önce şikayetçi olmadığını belirten veli ise dava esnasında, öğretmenin kendisinden ve çocuğundan özür dilemediğini belirterek şikayetçi olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu olay nedeniyle oğlunun sınıfını değiştirmek zorunda kaldığını, başarısının düştüğünü eklemiştir.
Çocuk verdiği ifadesinde, müdür yardımcısının kendilerini gördüklerinde "siz birinden dayak yemişe benziyorsunuz, sizi kim dövdü böyle" dediğini de söylemiştir. (Bu ifade nedeniyle hakim müdür yardımcısına da soruşturma açmıştır. Davası ayrıca yapılacaktır.)

Davada sosyolog görevi ile hazır bulunan bir rehber öğretmen (farklı okuldan), mahkeme sonucunda görüşü sorulduğunda çocuğun doğru söylediğine inandığını (!) ancak etki altında kalıp kalmadığı hakkında bir fikir sahibi olmadığını belirtmiştir.

Mahkeme sonucunda;
- Öğretmen 3 ayrı maddeden dolayı 6000 YTL para cezası (14 taksit) ya da 6 ay hapis
- Okul idaresine de, olayı fark etmelerine rağmen öğretmen hakkında işlem yapmadıkları için soruşturma açılmıştır.
- 1 hafta temyiz hakkı verilmiştir. KARAR TECİL EDİLMEMİŞTİR.

Bu arada, öğretmen hakkında ayrıca yapılan idari soruşturma sonucu hazırlanan ve öğretmenin suçlu olmadığı kanaatindeki dosya ise il milli eğitimden(!) geri dönmüş, öğretmenin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrası, öğretmene maaştan kesme cezası da uygulanmıştır.

Öğretmen hakkında kısa bilgiler:
- 7 yıllık memur
- Olayın gerçekleştiği ilçede 3 aydır görevde
- Daha önce olumsuz sicil kaydı yok, hatta teşekkür+takdir+aylıkla ödüllendirmesi var
- 4 yıl önce sınıfta kavga eden öğrencilerini ayırırken yaptığı fiziksel müdahale dışında dayağa karşı, müdahalesi yok.


off ne hikaye beee alkışşş...
öğretmenlik ayaklar altında malesef
 
dizi gibi, okurken daha önce den hikayeyi bilmeme rağmen, tüylerim diken diken oldu sinirden. bırakacaksın bunların çoluğunda çocuğunu da.......davayı açanlardan birinin polis, birinin de müftülükte çalıştığına dikkat çekmek istiyorum, ikisi de memur, ya hakaret etsem az gelecek, küfür etsem yeri değil. sözün bittiği yer derler ya.

tekrar geçmiş olsun, istifanı verdin, çektin gittin ya, devlet düşünsün.
 
acer50' Alıntı:
dizi gibi, okurken daha önce den hikayeyi bilmeme rağmen, tüylerim diken diken oldu sinirden. bırakacaksın bunların çoluğunda çocuğunu da.......davayı açanlardan birinin polis, birinin de müftülükte çalıştığına dikkat çekmek istiyorum, ikisi de memur, ya hakaret etsem az gelecek, küfür etsem yeri değil. sözün bittiği yer derler ya.

tekrar geçmiş olsun, istifanı verdin, çektin gittin ya, devlet düşünsün.


hocam aman diyim, davayı açan sadece 1 çocuğun babası, diğeri yani polis olan olayı engellemeye çalışıyor.
 
tufa' Alıntı:
öncelikle çok geçmiş olsun hocam

anlatılanlara ilişkin merak ettiklerim ise koridor kalabalıktı demişsiniz hiç mi öğrencilerin kavga ettiklerini doğrulayan öğrenci şahitleriniz olmadı?

ayrıca keşke kavga ettiğini gördüğünüz öğrenciler hakkında tutanak tutup idarenin disiplin sürecini başlatmasını isteseydiniz... başlatmamaları durumunda ise idarecileri ilçeye şikayet etseydiniz. çünkü ortaya çıkan durumda okul idaresine yansıyan resmi bir kavga olayı yok gibi görünüyor!

hocam ne diyelim tecrübesizlik ve insanlara güven... Olay sadece bir kamu davasıydı, veli ve öğrencinin davaya geleceğinden bile haberim yoktu. Gelse bile zaten şikayetçi değildi. Bu nedenle ne avukat tuttum ne de şahit ayarladım. Dava esnasında aynen şu konuşma oldu...

(hakim)... sayın veli, daha önce öğretmenden şikayetçi olmadığınızı belirtmişsiniz, şimdi şikayetçi misiniz?
(veli)... evet sayın hakim şikayetçiyim çünkü öğretmen gelip bizden özür dilemedi

yorum sizin
 
Hocam büyük geçmiş olsun.Yaşadığınız tecrübeyi yaşayarak tecrübe etmek en büyük ahmaklığımız olur.Paylaştığınız için saolun...
 
yazıklar olsun yaaa.. bi kurum personeline ancak bu kadar sahip çıkamaz..
geçen sene askerliğimi asker öğretmen olarak vanda yaptım. farklı okulda çalışan ev arkadaşlarımdan biri aldığı rapor yüzünden idareyle karşı karşıya geldi (malûm kesebilecekleri ek ders ücreti olmayınca zorlarına gitmiş galiba) ve olay milli eğitim müdürlüğüne kadar taşındı kendi müdürü tarafından. hatta askeriyeye bile intikal etti. (olayın detaylarına girip yanlış bişey söylemek istemiyorum) kısacası arkadaşımız parça parça olmak üzere toplamda 27 gün rapor almış ve bu bağlı bulunduğumuz kurum tarafından askeriyeye intikal ettiriliyor ve askeriyenin cevabı; "63 gün daha istirahat hakkı vardır. kullanabilir." soruşturmayı haketti veya haketmedi söz konusu bu değil. söz konusu bi kurum personeline nasıl sahip çıkması gerektiğidir.
 
İşte bu gibi olayları gördüğümden, hani abartacağım ama, iki öğrenci birbirini öldürse elimi sürmem... Çünkü benzer olayları bende yaşadım gördüm. Bir tokat yüzünden arkadaşın biri sürgün edildi... Haaaa öyle mi Milli Eğitim; öğrenci her türlü terbiyesizliği yapsın biz de bakalım... O zaman bende bana ne derim... İlköğretimde disiplin diye bir şey yok. Öğrenciye hiçbir yaptırım yok.. Eskiden öğretmen bizi dövse evde söylemeye korkardık. Çünkü bir de evde dayak yerdik, sen ne halt ettin de öğretmen kızdı diye... Ama şimdi öğrenciler kral! Öğrenci bizi dövse ceza bile almaz... Ama öğretmen öğrencinin kulağını çekse vaaay anam vaaayyyy... Hemen gelir veli !!! Benim öğrencimin PSİKOLOJİSİ bozulduuuuu... Allah ıslah etsin hepsini... Allah sabır versin bütün Öğretmen Arkadaşlara... Ne diim... BANA NEEEEEEE deyin geçin (Doğru olmasada malesef durum bu)
 
işte bu hocamız için bir şey yapmamız gerekmezmi. Formatörlük için her yeri ayağa kaldırdık, neden bu öğretmenimiz için susalımki...
 
karışsan dert karışmasan dert her önüne gelen bir tekme daha atıyor öğretmenlere ne iş arkadaş ya :-1:
 
Müftülükte görev yapan o memuru Allaha Havale ediyorum.Olaki bir şekilde memur vrya çocuk üzerinde de hakkım varsa helal etmiyorum.Bu dünya da işinizi bir şekilde çevirdiniz diyelim.Ya ahirette ne yapacaksınız???
 
Size mi kaldı kardeşim memleketi kurtarmak. Bırakın yesinler birbirlerini. Kanunların , yönetmeliklerin çarkında ezilir gidersiniz.
 
Yıl 2010 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi
Okul koridorunda, son tenefüste, 7. sınıfta okuyan 2 öğrenci yumruk yumruğa kavga yapmaktadır. Bu esnada dersinden çıkan ve nöbet görevi olmayan bir öğretmen (aynı zamanda öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni) öğrencileri sözlü olarak uyarmıştır. Buna rağmen ayrılmayan ve kavgayı 5. sınıflardan birinin içine girerek devam ettiren öğrencilere, öğretmen müdahalede bulunmuştur. Sınıf içerisinde rehberlik faaliyeti yapılacağından dolayı 2. sınıflardan 8. sınıflara kadar kalabalık bir ortam bulunmaktadır. Bu nedenle kavgayı bir şekilde durdurmaya kararlı olan öğretmen eli ile her iki öğrenciyi ayırmaya çalışsa da kavganın şiddetini arttıran öğrencileri, o sınıfın hemen yanındaki boş odaya almıştır. Öğretmen müdahale esnasında, öğrencileri odaya sert bir şekilde atmış, bu esnada öğrencilerden biri, diğerinin ayağına takılıp düşmüştür. İçeride de ikişer tokat atıp daha önce de benzer şekilde kavgaya karışan bu öğrencilere bir daha kavga yapmamaları konusunda uyarmıştır. Olay sonrasında, kendilerini idareye sevk etmiş, konu hakkında sözleşme imzalamalarını söylemiştir. Okul idaresi de öğrencilere, öğretmenlerinden özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş ve işlem yapmadan geri göndermiştir. Daha sonra öğrenciler öğretmenlerinin yanlarına gelerek kendilerinden özür dilemişlerdir.

Öğrencilerden biri, evine gittikten sonra, babasını arayarak, öğretmen tarafından dayak yediğini söylemiş, bunun üzerine müftülükte memur olan babası, çocuğunu alarak sağlık ocağından rapor almıştır. Öğrenci arkadaşıyla kavga esnasında yüzüne aldığı darbe ve izleri, öğretmenin kendisini dövdüğü esnada olduğunu söylemiştir. Sağlık ocağında görevli olan polis memuru, olayı kayda alırken, diğer kavga eden çocuğun kendi oğlu olduğunu öğrenmiştir. Polis olan bu veli, öğretmen hakkında şikayetçi olmamış, hatta bu tür bir hareket için rapor almaya gerek olmadığını anlatmaya çalışsa da diğer veli resmi işlemi yapmıştır. Daha sonra olay karakola intikal etmiş, karakoldaki polislerin böyle bir olay için gereksiz olduğu düşüncesiyle veliyi ikna edip şikayetçi olmamasını sağlamışlardır. Sağlık raporuna göre olayı kayda alan doktor (!), bu durumu karakola bildirdiği için kamu davası açılmıştır. Bu arada öğrenci(!) de karakolda verdiği ifadesinde öğretmenlerinin, kendilerini arkadaşıyla bahçede şakalaşırken üst kattaki odasına alarak kafasını duvara vurduğunu belirtmiştir.

Olaydan 5 ay sonra görülen davada öğretmen sanık olarak davaya çağrılmıştır. Davada öğrenci kavga etmediklerini, sadece arkadaşını kovaladığını belirtmiştir. Daha önce şikayetçi olmadığını belirten veli ise dava esnasında, öğretmenin kendisinden ve çocuğundan özür dilemediğini belirterek şikayetçi olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu olay nedeniyle oğlunun sınıfını değiştirmek zorunda kaldığını, başarısının düştüğünü eklemiştir.
Çocuk verdiği ifadesinde, müdür yardımcısının kendilerini gördüklerinde "siz birinden dayak yemişe benziyorsunuz, sizi kim dövdü böyle" dediğini de söylemiştir. (Bu ifade nedeniyle hakim müdür yardımcısına da soruşturma açmıştır. Davası ayrıca yapılacaktır.)

Davada sosyolog görevi ile hazır bulunan bir rehber öğretmen (farklı okuldan), mahkeme sonucunda görüşü sorulduğunda çocuğun doğru söylediğine inandığını (!) ancak etki altında kalıp kalmadığı hakkında bir fikir sahibi olmadığını belirtmiştir.

Mahkeme sonucunda;
- Öğretmen 3 ayrı maddeden dolayı 6000 YTL para cezası (14 taksit) ya da 6 ay hapis
- Okul idaresine de, olayı fark etmelerine rağmen öğretmen hakkında işlem yapmadıkları için soruşturma açılmıştır.
- 1 hafta temyiz hakkı verilmiştir. KARAR TECİL EDİLMEMİŞTİR.
Bu arada, öğretmen hakkında ayrıca yapılan idari soruşturma sonucu hazırlanan ve öğretmenin suçlu olmadığı kanaatindeki dosya ise il milli eğitimden(!) geri dönmüş, öğretmenin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrası, öğretmene maaştan kesme cezası da uygulanmıştır.


*************************************************************************

Yıl 1440 Öğrenci - Veli- Öğretmen ilişkisi

Fatih Sultan Mehmet daha küçük bir çocukken, hocası Akşemsettin'e çok büyük cefalar çektirirmiş.
Sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman' “Sen bana bir şey diyemezsin, ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi.

Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir o kadar da çaresizdi.Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu. Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu.

Birgün artık herşeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona sıkılarak anlattı. Padişah durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı.Aman yarabbi bu ne plandı,mümkün değildi bu planı uygulamak.Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Fatih Sultan Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi.

Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı.

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı.Güvendiği babası tokat yemişti.Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu.

Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi.

Plan muhteşem işlemişti…

O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı artık…


****************************************************************
Ben bunu facebookda paylaşmayı düşünüyorum arkadaşlar ne dersiniz?
 
muallimim' Alıntı:
Hocam öncelikle çok geçmiş olsun. İnanın sizden çok biz üzüldük. Öğretmenin iyi niyetinin kendisine karşı silah olarak çevrilmesi malesef oluyor.

Ben şunu bilirim ve şunu söylerim: Bir öğrenci sorunluysa %99 değil %100 hatta %1000 velisi de sorunludur.
:+1: meb saolsn personelıne cok sahıp cıkıo öğretmenlerin değeri sıfır ...
 
Hocam çok büyük geçmiş olsun diycez ama ne desek yüreğinin ateşini almaz herhalde..Fuzili'nin dediği gibi
Sussam gönül razı değil , konuşsam faydası yok böyle insanlara..
 
Geri
Üst