İdarecilerin durumu iyilestirilmelidir

Kodla Büyü
2 yıl müdür yardımcılığı hemde taşımalı ve öğlenleride yemek gelen bir okulda
4 yıldır falan 18 20 saat dersim var ve BTR görevim var
5 6 yılda 30 saat derse girip sadece öğretmenlik yaptım.
Zaten idarecilik zor bir görev olsa insanlar idareci olmak için sıraya girmez müdür yardımcısı ister öğretmen yapar.
12 saat ders yazar çoğu idareci işim var der derse girmez.
Bana göre en zoru 30 saat derse girmektir.
Ne müdür yardımcılığı ne de BTR olmak çok zor işler değil bana göre
Şimdi 20 saat dersim var hemde BTR yim ve çok mutluyum.
 
Haklı eleştiriler var, haksız olanlar var.
1 yıl düz lisede öğretmenlik
2 yıl ortaokulda öğretmenlik
2 yıl idarecilik
1 yıl meslek lisesinde (asker öğretmenlik)
6 yıl MEBBİS yöneticiliği (halen)
Çalıştım. Hiçbir görevi istediğim dışında yapmadım. Ama içlerinde en zor ve sorumluluk açısından sıkıntılı olan müdür yardımcılığı oldu. Hocam kendini sorguluyor belki fikir almak istemiş. Ama idarecilik cidden iş değil şahsi görüşüm. Bütün işler dönüp dolaşıp sizi buluyor. Kendinizi nasıl ve nerde verimli ve rahat hissediyorsaniz orada çalışın. Yoksa hangi iş olursa olsun külfet gelecektir size. ben ilçe MEM de MEBBİS ci olarak çalışıyorum, belki idarecilik ten daha fazla yoruluyorum ama mutluyum isimde gücümdeyim. Ama şunun da bilincinde olmak lazım. Kimse müdür , müdür yardımcısı olarak atanmadı hepimiz öğretmeniz.
 
Şahsi görüşüm idareci dediğin ek ders ücreti, sınav ücreti, nöbet ücreti almamalıdır.Öğretmenden idareci değil, işletmeciden idareci olmalıdır.Adam bilanço okuyor, muhasebe biliyor, organizasyon,proje yönetimi,veritabanı okumuş.İdareciliki halen öğretmenlik zannedenler var.Okullar bu yüzden iyi yönetilemiyor.
Katılmıyorum sayın hocam. Bazı ihtisas meslekleri için idarecilerin meslek içinden çıkması taraftarıyım ama bu bile kendi başına yetmiyor. Eğitim ve sağlık bu konuların başında geliyor.

Yetmeme meselesi de şu, örneğin sınavla şube müdürü olmak için bile 10 yıl hizmet şartı var, 4-5 yılı da hatırladığım kadarıyla öğretmen kadrosunda geçmeli. Bu anlaşılabilir bir şey. Sınıf ortamının tozunu yutmuş oluyor en azından.

Ancak şöyle bir çelişki var: Örneğin eğitim fakültelerindeki hocalardan çoğu lisans eğitiminden sonra neredeyse hiç öğretmen olarak çalışmadan seni öğretmen olarak yetiştiriyor. Hayatında köy okulu görmemiş, Ankara'nın doğusuna geçmemiş, YİBO Nedir bilmeyen, ikili öğretim, taşımalı eğitim vb. bihaber akademisyenler şöyle yapmalısın böyle yapmalısın diye ahkam kesiyor. Bu insanlar MEB okulunda ders vermemiş oluyor çoğu zaman. Lisans eğitimi esnasındaki okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması derslerini saymıyorum, onlar en fazla "simülasyon" sayılabilir belki.

Mesleğin içinden ya da içinden gibi görünenler ile bile pek yol alamazken işletme mezunu, sınıftaki ve sınıfın dışındaki öğretmenin halinden nasıl anlar?

Bakın bir arkadaş tespiti yapmış, idareci olunca sınıf atladığını zannedenler var. Öğretmen yazıyor hala Mebbis'te kadrolarında açıp baksınlar.

Işin kötüsü de kendi yapmadıkları şeyleri öğretmenden beklemeleri. Örneğin müdürümüz İngilizce öğretmeni, diğer hocadan neler bekliyor ama Erasmus projesi için bir paragraflık yeri bile Google translate yapıyor, dersi nasıl işlediğini hiç söylemeyeyim bile...

Ben kendi adıma idareci olduğuma pişman değilim. Amacım müdür olmaktı. Çünkü müdür yardımcısı olunca inisiyatif alamıyorsun, karar verici değilsin. Müdür olunca bile bir yere kadar. Şikayetçi olduğumuz bazı konularda bir şeyler değiştirebilmemiz için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.

Resmen benim "dokunulmazım" dediğim yaz tatilinden feragat edemezken, ne rapor ne yıllık izin hiçbir şey kullanmadım bu sene. Bana sorumluluk hissi verdiğini ve olgunluk kattığını düşünüyorum. İdeal şartlarda olmasak bile.

Ayrıca farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Okulumda az öğretmen var ama hepsiyle aram iyi. Objektif davranmaya çalıştığım için birçok kez arada da kaldım (özellikle müdür ve öğretmenler arasında) ama çözüme ulaşıyoruz.

Çok uzun yazdım kusura bakmayın.

Ancak bir alttaki arkadaşın yorumuna da katılıyorum bu kadar sert yorumları beklemiyordum açıkçası.

Idarecilik ile ilgili düzeltilmesi gereken birçok şey var. Ha lafımız dinleniyor mu tabi ki hayır. Ankara'daki okul yüzü görmemiş insanlar bizim kaderimizi belirliyor.
 
Yazdığınızda haklısınız saygı gösteriyorum.Ama 22 senedir çalıştığım okullar öğretmen anlayışıyla yönetiliyor.İdareciler dışardan olmalı ki okullarda duygusallığa,yandaşlığa,hafifliğe yer verilmesin.Okulların öğretmenler odası lokantaya döndü.
 
Siz nasıl ki bütün öğretmenleri genelleyerek böyle bir çıkarımda bulunduysanız arkadaşlarda karşılaştıkları idareciler üzerinden genelleyerek yazmışlar hocam. Yakışmayan ne gerçekten anlamadım. Nitekim bende aynı zamanda liseden hocam olan müdür yardımcımızın pansiyonlu okulda ne kadar güçlüklerle mücadele ettiğini bildiğim için bütün idarecilerinde aynı kefede tutulup iyileştirme yapılamayacağını ve işin arap saçı olduğunu yazmaya çalıştım. Ortada yakışmayacak bir durum yok yani kusura bakmayın.
Aradığım yorum
 
Hepimiz öğretmeniz ve yöneticiliğin belli avantajlarını görünce İSTEĞE BAĞLI yönetici oluyoruz. Bunlar: tüm yıl tam ek ders, çok az derse girme, kariyer basamaklarında yükselme vs. Gayri resmi olarak: Okula geç gelme-erken ayrılma, bazen hiç gelmeyip ek dersini alma, resmi ders görevini başka işleri öne sürerek yapmama vs.

Bence şu andaki ek ders ve mali konular %80-90 doğru. Bir kaç iyileştirme yapılabilir belki. Ancak şunu söyleyeyim istanbul gibi bir yerde bile okulların yönetici kadroları kolay kolay boş kalmıyor. Bu durumda aman aman bir iyileştirme beklenmemeli.
 
Bazı konular vardır işin içinden çıkamazsın her konuşan haklı gibi durur çünkü herkes kendi bakış açısıyla en ideali söylemeye çalışır bu konudada o var ve kim haklı kim haksiza girmeden "Boş yapma" gibi tartışma kültürünü ciddi anlamda düşüren aynı tarafta olduğunu bildiği halde karşıya galebe çalmaya aşağılamaya çalışan söylemler işte bizim ekders vb para değil itibar dediğimiz şeyi maalesef yerle yeksan ediyor. Allah rızası için yeniden öğretmenlik vakarini hâlini ayağa kaldıracak yeni nesil içi boş duygusuz şeylerden uzak duralım.Konuda kim haklı kim haksız zerre umrumda değil.Vesselam
 
Öğretmenlik ten kaçmak için veya buradaki topluluğun anlayacağı şekilde yazayım: norm fazlası olmamak, okul okul gezmemek, veliyle öğrencilerle uğraşmamak, para için, ve de öğretmenliği kullanıp koltuk sevdasında olmak için düşünüyorum... Öğretmenlik ne olursa olsun yapılması gereken Asli görevimizdir... Bir öğretmenin uzun yıllar önce söylediği bir sözü yazıp bitirmek istiyorum.. öğretmenlik yapmayan, yapamayanlar idareci olurlar demişti.. zamanla hak verdim
 
Bunun üzerine çok yazılır belki ama, kısaca, evet, idarecilerin maaş veya ek ders konusunda farklı değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun pandemi süreciyle de ilgisi yok. İdareciler iyi, kötü konusu da konuyla alakasız. Öğretmenler yatıyor yatmıyor olayı da konuyla alakasız. Yönetmelik varolan çalışma prensibine göre yazılır. Yok müdürler çalışmıyormuş ek ders keselim denilmez.

İdarecilikten nefret ediyorum ama durum budur.
 
Öğretmenlik kadar güzel bir iş yok, sınıfa girip öğrenciyle sohbet etmek, onlarla birseyler paylaşabilmek bile ruhumuzu besliyor, İdarecilikte hakkıyla yapıldığında büyük sorumluluk ve iş yükü getiren bir görev... Hakkıyla yapıldığında öğretmenliğin ve idareciliğin birbirine kıyaslanması çok manasız ... muamma25 arkadaşımızda aslında yaşadığı durumu ifade etmeye çalıştı yada ben öyle anladım, öğretmenliğe kıymet vermese zaten istifa etmeyi düşünmezdi... İdarecisiyle öğretmeniyle aynı geminin yolcularıyız ...
 
Değerli arkadaşlar konuyu açan kişi olarak ben idarecilikten önce öğretmenim. Dersimizin degersizlesmesi ve okulların idareci ihtiyacı olduğu ve bir mudur arkadaşın müdür yardımcısı bulamaması ve ciddi ısrarı üzerine idarecilige başladım. Gerçekten çok çalıştım. Oyleki para bulunmadığı dönemde okulu boyamaya bile yardım ettim. Ders programlarını öğretmenler nasıl istediyse, nöbet gününü ne zaman istedilerse yaptım. Şükür seviliyorum. Lakin idarecilik gerçekten çalışan insan için zor. Ben vurdumduymaz değilim. O yüzden de çok yıprandım ve artık sorgulamaya başladım. Mali olarak ve manevi olarakta bir faydasını görmedim idareciligin. Zira bizim girdiğimiz tüm sınavlara öğretmenler girebiliyor. Örneğin öğretmen yks için görev almaya bile naz yaparken biz kaç gündür okul düzenliyoruz. Alacağımız paranın bile çok farkı yok. Ve okula idareci aradık kimsenin umurunda olmadı. Kimse istemedi .bende artık bir sorgulama dönemine girdim. Olay bundan ibarettir. Hepinizi seviyorum lakin bazılarının yorumları hakikaten çok saygısız. Bu okullarda da çok yaygın oldu. Herkesi saygıya davet ediyorum. Selametle
 
Ben 6 sene öğretmenlik yaptım 4 yıl idarecilik yaptım. Kimse kusura bakmasın idarecilik gerçekten bir yükümlülük. Okulda bir öğrenciye bişey olsa idareci sorumludur. Boş yapmayın. Öğretmenlik idarecilikten kolaydır. Bende diyorum ki gerçekten yoruluyorum ve ailemi ihmal ediyorum .Bunun bir artisi olmalı

istifa et mesekgı bırak anlamında degıl de ıdarecılık gorevını bırakıp sızde bızım gıbı evde gecırın demek ıstemısler. Hiçbir iş kolay değildir. Her işin kendine göre sorumlulukları vardır ve bunu yapmak özveri degil görevdir.
 
"Ve okula idareci aradık kimsenin umurunda olmadı. Kimse istemedi" demişsiniz ya hocam.Durumu bu özetliyor aslında. Kimse idareci olmasa, bu şartlarda kimse idarecilik yapmasa o zaman şartlar iyileşir diye düşünüyorum.

Hocama bu konuda katılıyorum ama sağolsun bazı sendika temsilcileri üye konusunda okulları kontrol altında tutmak için dediklerini yaptırabilecekleri arkadaşlara sürekli gaz veriyor, zaten bu tartışmanın kaynağı da o arkadaşlar, idareci olduktan sonra

Bir taraftan dişinin geçtiği öğretmene baskı yapıp, sendikalarının üye sayısını koruyorlar.

Bir taraftan okullari istatistik kurumuna çevirdiler, bazılarının kapasitesi sınırlı olduğu için gerçekten faydalı işleri anlayamıyorlar, yaptığın iş değil kaç resim çektiğin, sosyal medyada nasıl paylaştığın kıymetli oluyor. Arkadaş aylarca uğraşıyor kod yazdırıyor, robotik çalışmalar yapıyor, farklı projeler üretiyor adam gidip hayran hayran drone uçuran çocuğu izliyor, sonra hocam bize drone alalım bak ne güzel uçuyor diyor. Bence 1 tane kaliteli iş onlarca saçma sapan işten ögrenci için çok daha fazla fayda sağlıyor ama bu arkadaşlar basit olsun hocam yap yeterki diyor, öğretmen isteksiz, öğrenci isteksiz havanda su dövüyor.

Bazı arkadaşları öyle gazlamislar ki ben artık öğretmenler odasına giremem diyeni duydum.

İdareciliği sendika üye aracı olarak kullanmaktan ve sendika tekelinden kurtaramadiğımız sürece bence bu sıkıntıları yaşamaya devam edeceğiz maalesef.
 
Ben de 2 senedir mecburi olarak idarecilik yapiyorum. Eski okulumda norm fazlasi olmustum, fatih projesi yurutulmeyen bu sebeple btr olamayacagim, 1 sene icinde de tekrar norm fazlasi olacagim bir okula tayin istemek zorunda kalmistim, o yuzden idarecilik bir kacis noktasi oldu, en azindan yerim belli olur diye dusunmustum. Mudur yrdmcisi olarak atandigim okul 600 ogrencili, 40 ogretmenli, ogrenci profili olarak cok problemli bir bolgede, polis, ambulans eksik olmaz okuldan. Goreve ilk basladigimda ilk 3 ay gecmeyen bas agrilarim olmustu. Acaba yarin ne olay olacak okulda diye yasiyorum resmen. Her neyse, cok cok daha kotu sartlarda okullar vardir belki de bilemiyorum. Ekders olayina gelince, btr ogretmeni ile ayni ekdersi aliyoruz. Ve yasadigim stresi, okula giderken her gun ayaklarimin geri geri gitmesini dusundugumde, ilk mesaji yazan arkadasa katilmamak elde degil. Bir artisi olmali idareciligin, okulun tum sorumlulugunu sirtlanmanin, omrumden omur gitmesinin olumlu anlamda bir getirisi olmalidir belki de. En azindan bir avuntu olurdu bizim gibiler icin. Bana da istifa et diyenler olucaktir. Istifa ettigimde gidebilecegim bos bir okul yok yasadigim yerde. Simdi okul mudurum yer degistirecek, mudur vekili yaparlar beni buyuk ihtimalle. Isler hepten zorlasicak. Il ici, il disi tayinleri beklemekten baska carem kalmadi. Kimsenin ne sartlarda calistigini, neler cektigini kimse bilemez.
 
Hocam durumu çok güzel özetlemişsiniz
Hocama bu konuda katılıyorum ama sağolsun bazı sendika temsilcileri üye konusunda okulları kontrol altında tutmak için dediklerini yaptırabilecekleri arkadaşlara sürekli gaz veriyor, zaten bu tartışmanın kaynağı da o arkadaşlar, idareci olduktan sonra

Bir taraftan dişinin geçtiği öğretmene baskı yapıp, sendikalarının üye sayısını koruyorlar.

Bir taraftan okullari istatistik kurumuna çevirdiler, bazılarının kapasitesi sınırlı olduğu için gerçekten faydalı işleri anlayamıyorlar, yaptığın iş değil kaç resim çektiğin, sosyal medyada nasıl paylaştığın kıymetli oluyor. Arkadaş aylarca uğraşıyor kod yazdırıyor, robotik çalışmalar yapıyor, farklı projeler üretiyor adam gidip hayran hayran drone uçuran çocuğu izliyor, sonra hocam bize drone alalım bak ne güzel uçuyor diyor. Bence 1 tane kaliteli iş onlarca saçma sapan işten ögrenci için çok daha fazla fayda sağlıyor ama bu arkadaşlar basit olsun hocam yap yeterki diyor, öğretmen isteksiz, öğrenci isteksiz havanda su dövüyor.

Bazı arkadaşları öyle gazlamislar ki ben artık öğretmenler odasına giremem diyeni duydum.

İdareciliği sendika üye aracı olarak kullanmaktan ve sendika tekelinden kurtaramadiğımız sürece bence bu sıkıntıları yaşamaya devam edeceğiz maalesef.
 
Ben de konuya şu şekilde yorum yazayım: Sağlık çalışanı bu savaşta canla başla mücadele ediyor. Aldığı tavandan ek ödeme yaklaşık 1500 TL (ailemdeki sağlıkçılardan biliyorum). Öte yandan biz idareciler ve öğretmenler bundan daha fazla ekders alıyoruz. Yaptığımız işi onlarla kıyaslayınca... Konuyu açan hocam bir de onların ruh halini düşünün.
 
Ben de konuya şu şekilde yorum yazayım: Sağlık çalışanı bu savaşta canla başla mücadele ediyor. Aldığı tavandan ek ödeme yaklaşık 1500 TL (ailemdeki sağlıkçılardan biliyorum). Öte yandan biz idareciler ve öğretmenler bundan daha fazla ekders alıyoruz. Yaptığımız işi onlarla kıyaslayınca... Konuyu açan hocam bir de onların ruh halini düşünün.
Bu bakış açısı bana yanlış geliyor hocam :) evet sağlıkçıların bu süreçte gerçekten çok büyük fedakarlıkları oldu, hepimiz minnettarız.. Ama ücretlerimizin kıyaslanması yanlış,
Ona bakarsanız asker ve polisin maaşının çok çok çok olması lazım, adamlar canlarını hiçe sayıp birçok göreve katılıyorlar... Her iş her meslek kendi kulvarında kıyaslanmalı bence , tabi bunlar benim fikrim...
 
Benim de yorumlarda dikkatimi çeken şu oldu. Bir şekilde idarecilik yapmış (kadrolu-görevlendirme-6 ay-1 yıl vb.) arkadaşlarımızın birçoğu ekdersin arttırılması yönünde fikir bildirmiş. Her iki görevi de yapanların yorumlarını dikkate almak lazım diye düşünüyorum
 
İdarecilerin hepsi aynı kafada. Hepsi zorluğundan isyan ediyorlar. Ama ne hikmetse idarecilik sınavı oldu mu ilk bunlar başvuruyor. Birbirleriyle kavga ediyorlar. Süresi biten uzatmak için kırk takla açıyor.
Arz talep denen olay var. Bu paraya idareci olmak isteyen ve sınava giren on binler var. Beğenmezsen istifa edersin.
 
Bu bakış açısı bana yanlış geliyor hocam :) evet sağlıkçıların bu süreçte gerçekten çok büyük fedakarlıkları oldu, hepimiz minnettarız.. Ama ücretlerimizin kıyaslanması yanlış,
Ona bakarsanız asker ve polisin maaşının çok çok çok olması lazım, adamlar canlarını hiçe sayıp birçok göreve katılıyorlar... Her iş her meslek kendi kulvarında kıyaslanmalı bence , tabi bunlar benim fikrim...
Hocam söylemek istediğim maaş değil. Bu süreçte verilen ek ödeme. Doğudaki askere verilen terör tazminatı gibi. Ya da bize verilen ekders gibi. Benim garipsediğim durum bu. Yoksa maaş kıyaslaması zaten içinden çıkılmaz bir hal alır
 
İdarecilik de yaptım il ve ilçe meblerde çalıştım.Görev yerine ve görevin ismine göre özel bir tazminat olmalı.Bu öğretmen de yok.Babam polislikten emekli olalı 25 sene oluyor dün maaşına baktık 203 lira özel tazminat eklenmiş.Enişte subay.Doğuda şehir, ilçe yada sınıra gitse özel tazminat alıyor.1500 ila 5000 arasında maaş harici değişebiliyor.Bu yüzden bakan beyin bu işleri cazip hale getirmesi lazım.
Abdest almak için okulun çatısına güneş enerjisi taktıran müdürler var.Yöneticiliğin imajı değişmeli.Banka müdürlüğü polis müdürlüğü gibi forsu olmalı.
 
Geri
Üst