- Mesajlar
- 3,489
2002 yılında İzmit mitinginde başbakan: “Şu sisteme bakın hele ülkede 72.000 öğretmen açığı var. Sen sınavla öğretmen seçiyorsun, hangi akla hizmet ediyorsunuz! Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın, önüne neden engel koyuyorsunuz! İnşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz.”
Bütün öğretmenler 10 yıl önceki bu temennilerinizden ötürü minnettar ve hepsi şu an kulaklarınızı çınlatıyor emin olun…
2002 yılında Gaziantep mitinginde aynı başbakan: “Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, Müzik öğretmeni Beden Eğitimi dersine giriyor niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de… Bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak.”
Gelelim 2002 Samsun mitingine: “Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına; siz merak etmeyin biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğinizde ‘Ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam.’ korkun olmayacak çünkü sınav olmayacak.”
Bu bize değildi, yandaş ‘badem’ciklereydi sanırım… Ne de olsa üniversiteyi bitirince “ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam” korkusu bir tek onlarda yok…
2002 İstanbul mitingi: “Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun. Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın. O kadar sene beklet sonra al, o damda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin.”
Dilin kemiği, sallamanın sınırı yok. Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Kayıtları ile sabit olan bu söylemleri hatırlatmakta fayda var. “İspatlamayan __________ ve namerttir” suçlamalarına karşı gerekli önlemleri de almış bulunmaktayım. Zaten ne faşistliğimiz ne de dinsizliğimiz kaldı, bir de __________ ve namert durumuna düşmeyelim…
Tabi biz şimdi sorsak cevap alamayacağız yine de seslenelim: “Ey aval aval ‘BAKAN’… Madem öğretmen ihtiyacın yok okullarda ki ücretli öğretmenlik denen saçmalık ne demek oluyor? Alanıyla alakasız derslere girmek zorunda bıraktığınız bu modern kölelere dair bir açıklamanız var mı? Hangi hastanede ücretli doktorluk, hangi emniyet dairesinde ücretli polislik ya da hangi mahkemede ücretli avukatlık mevcut? Öğretmenliği günü kurtarmak zorunda olanların mesleği haline getirdiniz, insanları nelere muhtaç ettiniz ve utanmadan ihtiyacımız yok diyorsunuz…”
http://www.ilk-kursun.com/haber/111154
Bütün öğretmenler 10 yıl önceki bu temennilerinizden ötürü minnettar ve hepsi şu an kulaklarınızı çınlatıyor emin olun…
2002 yılında Gaziantep mitinginde aynı başbakan: “Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, Müzik öğretmeni Beden Eğitimi dersine giriyor niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de… Bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak.”
Gelelim 2002 Samsun mitingine: “Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına; siz merak etmeyin biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğinizde ‘Ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam.’ korkun olmayacak çünkü sınav olmayacak.”
Bu bize değildi, yandaş ‘badem’ciklereydi sanırım… Ne de olsa üniversiteyi bitirince “ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam” korkusu bir tek onlarda yok…
2002 İstanbul mitingi: “Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun. Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın. O kadar sene beklet sonra al, o damda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin.”
Dilin kemiği, sallamanın sınırı yok. Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Kayıtları ile sabit olan bu söylemleri hatırlatmakta fayda var. “İspatlamayan __________ ve namerttir” suçlamalarına karşı gerekli önlemleri de almış bulunmaktayım. Zaten ne faşistliğimiz ne de dinsizliğimiz kaldı, bir de __________ ve namert durumuna düşmeyelim…
Tabi biz şimdi sorsak cevap alamayacağız yine de seslenelim: “Ey aval aval ‘BAKAN’… Madem öğretmen ihtiyacın yok okullarda ki ücretli öğretmenlik denen saçmalık ne demek oluyor? Alanıyla alakasız derslere girmek zorunda bıraktığınız bu modern kölelere dair bir açıklamanız var mı? Hangi hastanede ücretli doktorluk, hangi emniyet dairesinde ücretli polislik ya da hangi mahkemede ücretli avukatlık mevcut? Öğretmenliği günü kurtarmak zorunda olanların mesleği haline getirdiniz, insanları nelere muhtaç ettiniz ve utanmadan ihtiyacımız yok diyorsunuz…”
http://www.ilk-kursun.com/haber/111154