Maaşlardan memnun musunuz arkadaşlar?

Kodla Büyü
beni tanımadan yaptığım ya da yapmakta olduğum çalışmaları bilmeden konuşmaya devam edin saygılar sevgiler :)
O zaman olduğunuz gibi ya da yaptığınız çalışmalara uygun yorumlar yazarsanız sizi yanlış tanımak durumunda kalmayız. Sayın hocam hangi niyetle hangi duygu haliyle yazdığınızı bilemiyorum ama son mesajlarınızı öncesini bilmeden(birçok kişinin forum ortamında bilmesi mümkün değil) okuyup düşündüğümde insan böyle yazıyor ister istemez. Sevgi ve saygıyla.
 
arkadaşlar belediye işçileri nasıl haklarını aldı iyi bakmak lazım, komik zam artışına rağmen ne yaptı memurlar, 3600 sözü vardı 3 yıl oldu ses seda yok
 
Son düzenleme:
Sayın hocam Kirene örneğini vermekteki amacım sizin diyojen gibi mi olalım çıkışınızdır. Elbette ikiside uç nokta ben mutedil olmayı ve maddi anlamda eksiğin hiçbir zaman bitmeyeceğini dolayısıyla idealistlikle maddiyatın doğru orantılı olmayacağını söylüyorum. Mesaj uzun olduğu için anlaşılır olsun diye kırmızı yazdım. İnşallah sorun etmemişinizdir. İğneleme demeyelim o mesaja canlı bir örnek gelince konuştuğumuz konunun üzerine sadece bunun görülmesini istedim.. Üstelik sizden başka da bunu savunan birçok kişi vardı burada. Bende tavrınız ve nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
 
0 değil hocam ödülleri var. Para dersen para, tabi kendine güveniyorsan, ama erik dikmek daha kolay gelir kapısı BT öğretmeni için! Paradan büyük ödülü de var diyeceğim de ne faydası olur bilemiyorum. Bazı arkadaşlar müreffehlikle idealistliği doğru orantılı gösteriyorlardı. Bakın 400 kök erikte olsa idealistlik olmuyor demekki. İnsanoğlunun bir vadi altını olsa bir daha ister gözünü en son toprak doyurur. Hadis-i Şerif

Hocam ben kendime güvenmiyorum, benden daha iyi proje çıkaranlar olabilir pekalâ. Emeğimin karşılığını yine de almam gerekmez mi? Emeğinin karşılığını alamayan insan erik de diker, tarım da yapar, taksiye de çıkar, oturur kendi projesini de geliştirir, boş zamanında alnının teriyle kazanacağı her şeyi de yapabilir. Hatta boş boş oturabilir de. Üstelik tarım yapıp ekonomiye katkıda bulunmak kötü bir şey değil. Ne güzel, üretime katkıda bulunuyor hocamız.

İdealizm ile köleliği, para düşkünü olmak ile hakkını istemeyi birbirine karıştırıyoruz.

Dünyada insanın en kıymetli şeyi zamandır dostlar. Bedava çalışacağına adam/kadın evinde oturur, çoluğuna çocuğuna vakit ayırır. Niye gitsin de bedava çalışsın yahu. Gönüllülük ile bedava çalışmak da birbirinden farklı şeyler. Yarışmalara hazırlanırken verilen çabanın da bir karşılığı olmalı. "Gel bunu gönüllü ver" dersen bu bildiğiniz bedava çalışmak olur. Siz kabul edebilirsiniz ama bunu kabul etmiyor diye kimseyi kınayamazsınız. Kimse bedava ders anlatmak zorunda değil. Öğretmenliği de ulvi amaçlarla, düşük maaşla yapmayı kabul ediyor olabilirsiniz ama kabul etmiyor diye kimseyi kınayamayız, para düşkünü, maddiyatçı vs. olmakla suçlayamayız.

Valla arkadaşlar biz nasıl komünist bir eğitim sisteminden çıktıysak, bir şeylerin karşılığı olduğunu anlatamıyoruz. Eminim sağlık, hukuk vs. gibi diğer sektörlerde de görülüyordur ama eğitim ve yazılım sektöründe bu çok daha şiddetli gözlemleniyor. İnsanlar her şey bedava olsun, karşılıksız olsun istiyor. Öğrenciler de, veliler de, okul idareleri de, hatta görüyoruz ki burada öğretmenler de anlamıyor bunu. İsteniyor ki kitaplar, eğitimler, materyaller, eğitim yazılımları, harcanan zaman, her şey bedava olsun. Oysa hayatta bedava diye bir şey yok, bedava sandığınız şey yüzde yüz başkasının emeği.

Ben de ev sahibine "bedava oturmak istiyorum, eğitim çalışanıyım, gönül işi, üç ay da benden kira alma, bu işin meyvelerini toplum olarak 10 yıl 20 yıl sonra alacağız" desem nasıl bir küfür yerim acaba bilmiyorum. :)

İki araştırmadan bahsedeceğim. Birincisi üniversite öğrencileri arasında: İki grup üniversite öğrencisinden körler için kitapları seslendirmeleri isteniyor. Bir gruba bu işin gönüllü bir iş olduğunu söylüyorlar, diğer gruba ise mesela saati 5 liradan ücret ödeyebileceklerini söylüyorlar. Gönüllü olan grupta katılım çok daha fazla oluyor. Çünkü manevi tatmin var. Diğer grupsa "5 liraya bu iş yapılmaz" diye düşünüyor. O 5 lira "Keriz miyim?" ben dedirtiyor, motivasyonu zehirliyor.

Bu yarışmalarda ortaya güzel bir şeyler çıksın isteniyorsa, para her zaman doğru motivasyon aracı değil ama bir yanda saçma sapan dyk kurslarına(evet saçma sapan) iki kat ek ders ücreti verip, diğer yanda canını dişine takıp proje geliştiren öğretmeni bedavaya çalıştırmak isterseniz, o iş yürümez. Kimseyi bu işe motive edemezsiniz. Para ödülüyle falan da olacak iş değil bunlar. Bu havuç örneğiydi, alttaki de sopa örneği.

İkinci araştırma İsrail'den. İsrail'de bir anaokulunda çocuğunu okuldan geç alan velilere ceza kesilmeye başlanıyor. Sizce ceza kesilmeye başladıktan sonra çocugunu geç alan velilerin sayısı artmış mıdır azalmış mıdır? Birkaç saniye düşünün sonra okumaya devam edin.

Keşke cevabı gizleyerek gösterebilme imkanı olsaydı. Ama cevabı söyleyeyim, çocuğunu okuldan geç alan veli sayısı artmış arkadaşlar. Anaokulu öğretmeninin mesaiye kalmasına yol açan veliler daha önce mahcubiyet duygusu yaşarken, para cezası bu mahcubiyetin ortadan kalkmasına yol açmış. "Parasıyla değil mi? Baksınlar." diye düşünüyor veliler.

Okul yönetimi para cezası uygulama fikri geri tepince bir süre sonra bu karardan dönüyor. Para cezası kesmeyi bırakıyor. Peki bu noktadan sonra çocuğunu geç alan veli sayısı artmış mıdır azalmış mıdır? Yine birkaç saniye düşünün sonra okumaya devam edin.

Foruma spoiler özelliği gelmesi gerek cidden. Cevabı gizleyebilmek için güzel olurdu. Cevap: hayır azalmıyor. Hatta daha beter artıyor. Çünkü olay gönüllülükten çıktı bir kere, ücretli verilen bir hizmet bedavaya indirgenmiş oldu. Para cezası almamak için çocuğunu okuldan erken alanlar da bu bedava hizmetten faydalanmak istiyor artık.

Ek ders olayı, maaş olayı da böyle. Başkalarına saçma sapan gerekçelerle ödenen ekders ücretlerini görünce, devletteki israfı görünce, kimse bedavaya çalışmak istemez. Motivasyonu falan kalmıyor işin. Öğretmenlere emeğinin karşılığı alınlarının teri kurumadan verilecek, onlar da aslan gibi işini yapacak. Bu işin oluru bu artık.

Öğretmenler olarak insan psikolojisinden, sosyal psikolojiden münezzeh, ulvi varlıklar değiliz. Öğretmenliği profesyonel bir iş olarak görmeyip, "kutsal meslek" diye diye bizi yiyorlar. Uyanın artık.

Ayrıca paranız yoksa herhangi bir konuda insanlardan gönüllü hizmet talep edebilirsiniz. Devlet/bakanlık der ki "kardeşim devlet zor durumda, ekonomimiz kötü, şu oldu bu oldu para bitti, biz bu ücretleri ödeyecek durumda değiliz, bunu hayrınıza yapın". Bakın o zaman olur. Çocukların eğitimi için, geleceğimiz için fedakarlık yaparız. Ama kimse burnundan kıl aldırmıyor. Ve bakıyorum, maaşallah her şeye paramız var gibi. Devlette israf had safhada. Ama iş öğretmene, eğitime gelince para yok ne hikmetse. Bir zahmet o paradan, yarışmalara proje hazırlayan ôğretmenin ek dersini de versinler, doğru düzgün maaş zammı da yapsınlar. Ki işimizi severek yapalım.
 
Ne biliyim yani ne deyip ne diyeceğine ahahaha:D

Bundan sonra sözüm size değil @pajero hocam. "Zerdüş" diye laf sokmuşsunuz ama kızmadım. İnşallah siz de kızmazsınız. Saygılar hürmetler.

Sonuçta hayat mücadelesi içinde hepimiz zorunlu olarak bir yerlere geliyoruz. Herkesin bir hayat hikayesi var(bkz: sonder). İkili ilişkilerde de sendikadan, siyasi partilerden, kendini eğitmişlik düzeyinden bağımsız olarak, çok iyi insanlar tanıdım. Burada laf sokma çabası içinde olan insanlarla aynı okulda çalışsak gayet güzel anlaşırız muhtemelen veya okullarındaki bir öğretmenin başı sıkıştığında hepsinin yardıma koştuğunu, yardımsever ve iyi insanlar olduğunu düşünüyorum. Ama insan davranışları sosyal medyada ve gerçek hayatta birbirinden çok farklılaşıyor.

Çünkü Schopenhauer'ın dediği gibi "Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur. Bu yüzden de arada bir gerçek tabiatı ortaya çıkınca dehşete kapılıyoruz." Gerçek hayatta gayet iyi olan insanlar anonimliğin getirdiği bir rahatlama ile bambaşka birine dönüşebiliyor.

Ayrıca "Windows'ta şu sorunu nasıl çözeriz?" başlıklarında herkes cehaletini kabul edebiliyor ama mesele kültür, edebiyat, bilim, felsefe, sanat vs. olunca insanlar cehaletinin farkına varmaktan hoşlanmıyor. Ego devreye giriyor. "İkimiz de öğretmeniz o zaman ben bu herifi niye dinleyeyim" diye düşmanlık başlıyor. Aynı mesleki statüdeyiz çünkü. Kendine yediremiyor. Sonra başlıyor laf sokmalar. Laf sokma psikolojisinin arkasında böyle bir patolojik sebep olduğunu düşünüyorum.

Bu başlığı boşverin, forumda çıkan tartışmalara, laf sokmalara bakın, çoğunda aynı cahil egosunu görürsünüz. Biri ekonomi ile ilgili güzel bir yazı yazıyor mesela, savını argümanlarla destekliyor, cahil egosuna sahip tipler "böyle bir şeyi yazamam, ama yazdığı şey benim ideolojime ters, o halde dur şuna bir laf sokayım da rahatlayayım" diye tartışma başlatıyor.

Oysa bu arkadaşların da ek iş deneyimi, hayat deneyimi vs benden fazla. Anlattıklarında da saygıyla dinliyorum/okuyorum. Bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

Çoğu konuyu da burada yazmıyorum üstelik. Zaman buldukça bilim, felsefe, sanat, edebiyat, gibi konuları ekşisözlük'te yazıyorum. Burada da bu konularla ilgilenen, hoşuna gidecek birçok meslektaşım olduğuna eminim. Oralarda denk gelmişizdir belki.

Ayrıca "bütün parçaların toplamından fazlasıdır" ilkesi gereğince, bazı insanlar yanyana geldiğinde grup dinamikleri başgöstermeye başlıyor. Bizim taraf ve onların tarafı oluşuyor. Bunun üzerine bir de seyirci etkisi binince, görüşü yanlış da olsa, insanlar geri atmıyor, samimi bir sohbet imkanı kalmıyor. Suçlamalar başlıyor. İyi yazan insanlar, kıt görüşlü bu kesim tarafından gösterişçi, entel, ukala, üstten bakan, şovmen, elit vs. gibi sıfatlarla niteleniyor. Seviye bu derece düşmüş yani. Kaliteli bir tartışma yapmak istediğinizde, yazınıza bir nitelik kattığınızda, birkaç alıntı eklediğinizde bunlarla suçlanıyorsunuz.

Bunlara hazırlıklıyım uzun zamandır. "Sen şöylesin sen böylesin" "İşine geldiğinde öyle işine geldiğinde böyle konuşuyorsun" gibi sözler, hakikate ulaşmaktan uzak saçma sapan argümanlar, sinsi sinsi laf sokmalar, önyargılarla dolu varsayımlar vs. Hiçbirini kişisel algılamıyorum.

Burada laf sokan, en karşıt cevabı veren arkadaşlarla bile, ikili bir sohbet etseydik, ortak noktada anlaşacağımız bir çok şey olacağını biliyorum çünkü. Ama burada mümkün olmuyor. Seyirci etkisi fikirden vazgeçme maliyetini yükseltiyor. Ama günün sonunda laf sokan kişi de "hımm böyle bir şey de varmış" diyordur diye umut ediyorum. Çünkü ben her seferinde kendimi sorguluyorum. Bu ülkede sadece benim gibi düşünen insanlar yok nihayetinde. Birbirimize tahammül ederek, biraz huzursuzlukla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Maaş konusunun dışında bir gönderi oldu. Ama birbirimizi anlamamız gerekiyor. Tartışma konusu da bir problem ve çözülmesi gerek, dile getirilmesi gerek. Bunu dile getirmek istedim.
Bence dediklerine göre iyide başlık yanlış o zaman bir belediye çok veriyormuş gibi reklam yapmasaydın asgari ücret denilen şeyi kimse kabul edemez benim sorguladıgım şey o kişilere ne kadar destek verdiğin yoksa laf olsun diyemi yazdın hayat pahalıdır yaşamına göre insanın benim itirazım buna insanca yaşamak herkesin hakkı bu tartışılmaz ama bir belediye yi örnek vermek zaten senin maaşın da o kadar veya yukarısı keşke tartışmayı böyle başlatmasaydın
 
Bence dediklerine göre iyide başlık yanlış o zaman bir belediye çok veriyormuş gibi reklam yapmasaydın asgari ücret denilen şeyi kimse kabul edemez benim sorguladıgım şey o kişilere ne kadar destek verdiğin yoksa laf olsun diyemi yazdın hayat pahalıdır yaşamına göre insanın benim itirazım buna insanca yaşamak herkesin hakkı bu tartışılmaz ama bir belediye yi örnek vermek zaten senin maaşın da o kadar veya yukarısı keşke tartışmayı böyle başlatmasaydın

Ne alakası var yahu. Eleştirecek başka bir şey bulamadınız, saçma sapan şeylere takmaya başladınız. Sanki ben burada "bakın x belediye çok veriyor, nasıl da güzel belediye, işte belediyecilik böyle olur" vs gibi bir şey dedim. Twitter'da gördüğüm alelade bir haber. Yazdığım şeylerin birinde bile belediye reklamı yok. Maaşları kıyaslayacağımız bir meslek grubu da değil.

Sadece sendikanın pazarlık gücüne bir örnek teşkil edebilir, ülkedeki alım gücüne kıyasla alınan zamlar açısından bir örnek olabilir.

Başka gönderilerde de dedim, mesele başkası ile kıyaslamak değil. Maaşın alım gücünden memnun musunuz değil misiniz? Olay bundan ibaret. Başlık ve içerik de gayet uygun. Ne yapayım, x belediyeyi örnek verdim diye, bütün belediyelerin maaş durumunu mu araştırayım, tüm meslek gruplarının maaşlarını mı listeleyeyim?

Gönderilerimin hepsinde geçim sıkıntısından, maaşın hak ettiğimiz seviyede olmadığından, maaşların enflasyon karşısında eriyip bittiğinden, market fiyatlarının alıp başını gittiğinden, maaşın yetmediğinden bahsettim. Diğer arkadaşlar maaştan memnun mu değil mi bunun konuşulmasını istedim. Yemişim Kadıköy belediyesini. Banane Kadıköy belediyesinden. Herkes kendi hakkı için mücadele etsin.

Noktalama işareti kullanmadığınız cevabınızda konunun gidişinden çıkarmaya çalıştığım "benim sorguladığım şey, o kişilere ne kadar destek verdiğin yoksa laf olsun diye mi yazdın?" sorunuza da cevabı vermiş oldum sanırım. Kadıköy belediyesini laf olsun diye söyledim. Ne destek vercem. Herkes kendi derdine düşmüş. Sendikaları aracılığı ile mücadele etmiş, haklarını almışlar, helal olsun. Asgari ücretlilerin de Allah yardımcısı olsun. Biz niye zam alamıyoruz, biz niye hak ettiğimiz maaşı alamıyoruz? Ben bunun derdindeyim.

"Altta kalanın canı çıksın" gibi laflarla haset edecek değilim. Ne güzel haklarını almışlar. Allah bereket versin. Asgari ücretlilerin de refah içinde yaşadığı bir ülke oluruz umarım. Ama melek değilim, herkesin derdiyle de dertlenemem. Ev kiram var, faturalarım var, harcamalarım var. Maaşı az buluyorum.
 
...

Bu yarışmalarda ortaya güzel bir şeyler çıksın isteniyorsa, para her zaman doğru motivasyon aracı değil ama bir yanda saçma sapan dyk kurslarına(evet saçma sapan) iki kat ek ders ücreti verip, diğer yanda canını dişine takıp proje geliştiren öğretmeni bedavaya çalıştırmak isterseniz, o iş yürümez.

...
Helal olsun hocam, ne güzel yazmışsınız. Ders ücretini filan geçtim, müdürler doların 7 lira olduğu şu zamanda tüm yarışma harcamalarını öğretmen cebinden yapsın istiyorlar. Doların 8 liralarda olduğu sıralarda, okulda tüm idarecilerin bilgisayarları 8000 liralık all-in-one'larla değişti. Eski bilgisayarlarının suyu mu çıkmıştı? Hayır, çünkü gittikleri okullarda idarecilerde all-in-one görmüşler de ondan. Aralarında e-posta atmayı bilmeyenlerin bile bilgisayarları değişti.
 
Helal olsun hocam, ne güzel yazmışsınız. Ders ücretini filan geçtim, müdürler doların 7 lira olduğu şu zamanda tüm yarışma harcamalarını öğretmen cebinden yapsın istiyorlar. Doların 8 liralarda olduğu sıralarda, okulda tüm idarecilerin bilgisayarları 8000 liralık all-in-one'larla değişti. Eski bilgisayarlarının suyu mu çıkmıştı? Hayır, çünkü gittikleri okullarda idarecilerde all-in-one görmüşler de ondan. Aralarında e-posta atmayı bilmeyenlerin bile bilgisayarları değişti.
ha işte bende bundan dolayı ek ders olmadan kilimi kipirdatmayacam kimse kusura bakmasın
 
Ne alakası var yahu. Eleştirecek başka bir şey bulamadınız, saçma sapan şeylere takmaya başladınız. Sanki ben burada "bakın x belediye çok veriyor, nasıl da güzel belediye, işte belediyecilik böyle olur" vs gibi bir şey dedim. Twitter'da gördüğüm alelade bir haber. Yazdığım şeylerin birinde bile belediye reklamı yok. Maaşları kıyaslayacağımız bir meslek grubu da değil.

Sadece sendikanın pazarlık gücüne bir örnek teşkil edebilir, ülkedeki alım gücüne kıyasla alınan zamlar açısından bir örnek olabilir.

Başka gönderilerde de dedim, mesele başkası ile kıyaslamak değil. Maaşın alım gücünden memnun musunuz değil misiniz? Olay bundan ibaret. Başlık ve içerik de gayet uygun. Ne yapayım, x belediyeyi örnek verdim diye, bütün belediyelerin maaş durumunu mu araştırayım, tüm meslek gruplarının maaşlarını mı listeleyeyim?

Gönderilerimin hepsinde geçim sıkıntısından, maaşın hak ettiğimiz seviyede olmadığından, maaşların enflasyon karşısında eriyip bittiğinden, market fiyatlarının alıp başını gittiğinden, maaşın yetmediğinden bahsettim. Diğer arkadaşlar maaştan memnun mu değil mi bunun konuşulmasını istedim. Yemişim Kadıköy belediyesini. Banane Kadıköy belediyesinden. Herkes kendi hakkı için mücadele etsin.

Noktalama işareti kullanmadığınız cevabınızda konunun gidişinden çıkarmaya çalıştığım "benim sorguladığım şey, o kişilere ne kadar destek verdiğin yoksa laf olsun diye mi yazdın?" sorunuza da cevabı vermiş oldum sanırım. Kadıköy belediyesini laf olsun diye söyledim. Ne destek vercem. Herkes kendi derdine düşmüş. Sendikaları aracılığı ile mücadele etmiş, haklarını almışlar, helal olsun. Asgari ücretlilerin de Allah yardımcısı olsun. Biz niye zam alamıyoruz, biz niye hak ettiğimiz maaşı alamıyoruz? Ben bunun derdindeyim.

"Altta kalanın canı çıksın" gibi laflarla haset edecek değilim. Ne güzel haklarını almışlar. Allah bereket versin. Asgari ücretlilerin de refah içinde yaşadığı bir ülke oluruz umarım. Ama melek değilim, herkesin derdiyle de dertlenemem. Ev kiram var, faturalarım var, harcamalarım var. Maaşı az buluyorum.
ama ben fakirin derdiyle dertlenenim bunu bil diye cevap verdim yoksa uzayıp gidecek, dileğim günün birinde fakirin derdiyle dertlenirsin, sevgi, saygı ve muhabbetle
 
Gönüllü birşeyler yapmanın paradan büyük ödülü var diyeceğim de ne faydası olur yazmıştım. Haklı olduğumu hemen ortaya çıkardınız hocam. Ardından gönderdiğim mesajda meselenin erik dikmek olmadığını anlatmaya çalıştım ama onu da kaçırmışınız.

Evet dünyada en kıymetli şeylerden biri zamandır ve onun daha değerli şeyler için harcanması lazımdır. Bu size göre para, söz söyleme ve polemik ve başlığı yukarda tutma anlaşıldı.

Ev sahibine düşündüğünüz komik! teklifin örneğimizle ne alakası var. Ben şunu diyorum ev sahibine sen zam yapıyorsun ama bunu kimseye söyleme belki başka ev sahipleri böylece zam yapmaz hem bunun sayesinde senin çocukların torunların daha ucuz evlerde oturur. Yani ben arkadaştan iyilik yapmasını değil yapacakları engellememesini istiyorum.

Öğretmenlik sizin için kutsal bir meslek olmayabilir ama birçok kişi için hâlâ öyle elhamdülillah ve öyle kalması için dua ediyorum. Bu yüzden başkalarını değil kendinizi uyandırın.

Ekşi sözlük maalesef böyle bir bakış açısı, dil ve ego kazandırıyor. Sözün özü ben derdinizin bu başlık olmadığını geç te olsa anladım hocam. Ama ekşi sözlük sizi kesmediyse boşuna yorulmayın ve kıymetli zamanınızı harcamayın bura da kesmez.
 
Babalarımız yaşındaki adamlara sor. 82 anayasa oylamasına ne oy verdin de. Evet verdim diyen bir tane adam bulursan gel benim yüzüme tükür. Eee baba sen hayır dedin,hayri amca hayır dedi,muhittin abi hayır dedi, ihsan emmim hayır dedi de bu anayasa nasıl yüzde 92 yle seçildi diye sor. Valla ben bilmem ben hayır dedim yanıtını verir ısrarla.
Bugüne gelecek olursaaaaak bundan bi 5 sene veya bi 10 sene sonra kendi çoluk çocuğuna veya bir başkasına ben malum yüzde elliden değildim diyecek adamlar çok canhıraş bir şekilde savunma yapıyorlar ya hani. İşte ben en çok ona üzülüyorum
 
10 sayfadan sonra biraz verilerle konuşulsa iyi olurdu. Yazmaya iştiyakı olan arkadaşlar doğudan ve batıdan ülkelerden örneklerle; x ülkesinde asgari ücret, doktor maaşı, öğretmen maaşı şu kadar, öğretmen maaşıyla y tane ekmek alınıyor, TR de kıyaslayabileceğimiz bir arabayı şu kadar aylık maaşıyla alabiliyorlar gibi yazabilirlerse. Çünkü dünya görüşü ve konfor alanları açısından bir orta yol bulamayacaksınız gibi duruyor. Memnuniyet göreceli, verin kapı gibi verileri kıyaslamalarla azsa azdır bu maaş arkadaşım, belki de normaldir, neyse işte böyle yaz dur nereye kadar. Hayır merak edip okuyoruz burada lütfen biraz dikkat edelim gözümüze yazık.
 
Bazı arkadaşlar çok şükür yazmış. Evetttt çok şükür... AMA Şükrümüz şunadır: Elhamdülillah az da olsa 15inde yatan maaşımız var. Bizim durumumuzdan beter milyonlar var. Örnek Okulun kantincisi.... 1 yıldır iş yapmıyor kredi çekti ödeyemiyor. Çok şükür ama bu demek değil ki maaşımız yeterli. Asla değil. Şükretmek alın terimizin karşılığını istememek değildir.

Bazı arkadaşlarımız da Almanyayı falan yazmış. Bir proje vasıtasıyla 15 gün Almanya da kaldım. Çalışıp Üretiyorlar arkadaş... Gittik işte okullarına köylerine. Abartısız aramızda en az 50 sene var. Adamların alım gücünü kıskandım. Alacağımız şeyleri 8-9 ile çarpmaktan matematik profu olduk. Ama o alım gücü oturduğun yerden artmıyor. Merkelin odasını görmüşsünüzdür sosyal medyada, bir de bizim her hangi bir kurumun müdürünün odasına bakın. Allah böyle bir topluma vermez. Sorsan %99 u Müslüman toplumun. Elin Almanı senden daha fazla Müslüman gibi yaşıyor. Sen 5 vakit secdeye varıp insanını nasıl kazıklayacağını düşünüyorsun.
Karanlığa küfretmek yerine bir mum yakalım.
Hocam bende gittim gördüm ordaki emeklinin alım gücü bizim emekliden farklı değil kira ortalama 450 euro, pizza yesen dışarda 11-12 euro.çok az bir para birikitirip burada tatil yapıyorlar orası ayrı çünkü euro burada 8.5 tl tek fark bu. yoksa alım güçleri iyi falan değil.
 
Eğitim camiası olarak maaşlardan büyük bir kesim memnun. Yoksa 3 dönemdir masada satan sendikayı desteklemeye devam etmezlerdi.
Tamamen katılmakla beraber eksik buluyorum. bunun yanına sarı sendikanın ardından gelen üç büyük sendikayı da yanına eklemek gerekli. hiçbir eylem kararı almayan sadece sosyal medyadan seslenen sendikalarıda desteklemeye devam edilmezdi. Toplu sözleşmede satış yapan sarı sendikadan ve az özce söylediğim diğer sendikalardan eğitim camiası olarak istifa edilmeli bence. ben, eşim ve nazımın geçtiği arkadaşlara sendikalarından istifa ettirdim. sadece öneri
 
Tamamen katılmakla beraber eksik buluyorum. bunun yanına sarı sendikanın ardından gelen üç büyük sendikayı da yanına eklemek gerekli. hiçbir eylem kararı almayan sadece sosyal medyadan seslenen sendikalarıda desteklemeye devam edilmezdi. Toplu sözleşmede satış yapan sarı sendikadan ve az özce söylediğim diğer sendikalardan eğitim camiası olarak istifa edilmeli bence. ben, eşim ve nazımın geçtiği arkadaşlara sendikalarından istifa ettirdim. sadece öneri
aman hocam dokunma yanarsın tecrubeyle sabit!sarı sendikaya laf yok algı operatoru yaparlar alimallah!
 
Hocam bende gittim gördüm ordaki emeklinin alım gücü bizim emekliden farklı değil kira ortalama 450 euro, pizza yesen dışarda 11-12 euro.çok az bir para birikitirip burada tatil yapıyorlar orası ayrı çünkü euro burada 8.5 tl tek fark bu. yoksa alım güçleri iyi falan değil.
IMG_20210221_215042.jpg
 
Son düzenleme:
ahmet davutoğlu akademisyenlere iyi bir zam vermişti, ondan önce öğretim görevlileri öğretmenden düşük alıyordu, şu an bir araştırma görevlisi maaşı 7 bin civarı, illa bizim başımızada öğretmen kökenli bir başkan mı gelmeli:) öğretmen kökenli bakan geldi ama sukut-ü hayal oldu, yalnız bu durumun ne kadar sürdürebilirliği var hayatın dengesine aykırı bir kere, asgari ücretle farkın bu kadar az olduğu başka bir dönem olmamıştır
 
Gönüllü birşeyler yapmanın paradan büyük ödülü var diyeceğim de ne faydası olur yazmıştım. Haklı olduğumu hemen ortaya çıkardınız hocam. Ardından gönderdiğim mesajda meselenin erik dikmek olmadığını anlatmaya çalıştım ama onu da kaçırmışınız.

Evet dünyada en kıymetli şeylerden biri zamandır ve onun daha değerli şeyler için harcanması lazımdır. Bu size göre para, söz söyleme ve polemik ve başlığı yukarda tutma anlaşıldı.

Ev sahibine düşündüğünüz komik! teklifin örneğimizle ne alakası var. Ben şunu diyorum ev sahibine sen zam yapıyorsun ama bunu kimseye söyleme belki başka ev sahipleri böylece zam yapmaz hem bunun sayesinde senin çocukların torunların daha ucuz evlerde oturur. Yani ben arkadaştan iyilik yapmasını değil yapacakları engellememesini istiyorum.

Öğretmenlik sizin için kutsal bir meslek olmayabilir ama birçok kişi için hâlâ öyle elhamdülillah ve öyle kalması için dua ediyorum. Bu yüzden başkalarını değil kendinizi uyandırın.

Ekşi sözlük maalesef böyle bir bakış açısı, dil ve ego kazandırıyor. Sözün özü ben derdinizin bu başlık olmadığını geç te olsa anladım hocam. Ama ekşi sözlük sizi kesmediyse boşuna yorulmayın ve kıymetli zamanınızı harcamayın bura da kesmez.

Cevap versek bir türlü vermesek başka türlü. Kafada bazı stereotipler var "ekşi'ci, dilbaz, ego sahibi, para düşkünü" vs. gibi, bunlarla itham ediliyoruz. "Hayır öyle biri değilim" desem yetmiyor, açıklasak polemik yaratmakla, başlığı gündemde tutmakla suçlanıyoruz.

Gönüllü işler şöyle böyle deniyor, sanki biz hiç gönüllü bir şey yapmıyoruz anlamı çıkıyor. Bu forumdaki her öğretmenin onlarca öğrenci için hiçbir karşılık beklemeden ekstra çaba gösterdiğine, karşılıksız tonla iş yaptığına, cebinden para çıkmasına rağmen projeler için çabaladığına, arduino gibi devre kartları aldığına vs. adım gibi eminim. Herkes tutup bunları tek tek yazsın mı? Ne yapsın?

Bana gönüllü işleri övüp durmayın. Yapacağımızı yapıyoruz zaten.

Ayrıca alnının teriyle para kazanılan her meslek kutsal, ya da hiçbiri kutsal değil. İnşaat işçisi ter akıtarak insanlar otursun diye ev yapıyor, doktor hayat kurtarıyor, polis güvenlik sağlıyor, pilot insanları sevdiklerine kavuşturuyor... Öğretmenlik kutsalsa bunlar da kutsal. Yaptığınız işin karşılığında para almanız da kutsallığını falan götürmüyor. Alnınızın teriyle iş yapıyorsunuz.

Matematik öğretmeni özel ders verirken de manevi tatmin duyuyor inanın ki. Öğrencinin gelişimini izlemek ve ekmeğinizi bundan kazanıyor olmak da haz veriyor. Ama yok, biz bt öğretmenleri olarak keriz gibi bedavaya çalışalım sürekli.

Ben maaş yetersiz diyorum, adam/kadın proje için çalışıyorsa ek ders ücreti verilmeli diyorum halen gönüllülük, kutsallık, ekşi sözlük yazarı egosu bilmem ne. Tamam sen gönüllü yap hocam. Ben yapmak istemiyorum. Sen öğretmenliği bu maaşla yapmayı kabul et, ben etmiyorum. Ben ücretimi alıp öğrenciyle proje çıkarmaktan daha çok keyif alıyorum.

Allah'a şükür karnımız doyuyor, ama hak ettiğimiz bu değil yav. Saçma sapan ithamlarla gelmeseniz artık. Kafanızdaki varsayımları bir kenara koysanız. Niyet okumasanız. İçim şişti vallahi.

Ev sahibi örneği de gayet alakadar. Her şeyin bir bedeli var, evin kirasının da ek dersin de. Ben de zamanımı kiralıyorum orada, karşılığını da isterim. Vermiyorlarsa kimse kusura bakmasın.
 
benim desteklediğim siyasi görüş başta olsun olmasın mevcut maaşlara yeterli diyebilmek ya farklı bir zihin yapısının ürünüdür yada öğretmenliği hobi olarak filan yapıyordur:) tamam birazda mesleğin yapısı gereği işçiler gibi eylem yapılmıyor şu aşamada ama öğretmenler arasında rahatsızlık üst düzeyde
 
Daha evvel cevap yazmıştım uzun uzadıya yazmak istemiyorum. Bugün tesadüfen güldür güldürü yotube tan izliyordum. Öğretmenin şuan ki durumu artık skeçlere konu oldu ama hala yöneticilerimiz el atmadı maaş adaletsizliğine.


1:40 tan itibaren izleyebilirsiniz. (Bizi bu hale getirenler utansın ne diyeyim.)
 
Cevap versek bir türlü vermesek başka türlü. Kafada bazı stereotipler var "ekşi'ci, dilbaz, ego sahibi, para düşkünü" vs. gibi, bunlarla itham ediliyoruz. "Hayır öyle biri değilim" desem yetmiyor, açıklasak polemik yaratmakla, başlığı gündemde tutmakla suçlanıyoruz.

Gönüllü işler şöyle böyle deniyor, sanki biz hiç gönüllü bir şey yapmıyoruz anlamı çıkıyor. Bu forumdaki her öğretmenin onlarca öğrenci için hiçbir karşılık beklemeden ekstra çaba gösterdiğine, karşılıksız tonla iş yaptığına, cebinden para çıkmasına rağmen projeler için çabaladığına, arduino gibi devre kartları aldığına vs. adım gibi eminim. Herkes tutup bunları tek tek yazsın mı? Ne yapsın?

Bana gönüllü işleri övüp durmayın. Yapacağımızı yapıyoruz zaten.

Ayrıca alnının teriyle para kazanılan her meslek kutsal, ya da hiçbiri kutsal değil. İnşaat işçisi ter akıtarak insanlar otursun diye ev yapıyor, doktor hayat kurtarıyor, polis güvenlik sağlıyor, pilot insanları sevdiklerine kavuşturuyor... Öğretmenlik kutsalsa bunlar da kutsal. Yaptığınız işin karşılığında para almanız da kutsallığını falan götürmüyor. Alnınızın teriyle iş yapıyorsunuz.

Matematik öğretmeni özel ders verirken de manevi tatmin duyuyor inanın ki. Öğrencinin gelişimini izlemek ve ekmeğinizi bundan kazanıyor olmak da haz veriyor. Ama yok, biz bt öğretmenleri olarak keriz gibi bedavaya çalışalım sürekli.

Ben maaş yetersiz diyorum, adam/kadın proje için çalışıyorsa ek ders ücreti verilmeli diyorum halen gönüllülük, kutsallık, ekşi sözlük yazarı egosu bilmem ne. Tamam sen gönüllü yap hocam. Ben yapmak istemiyorum. Sen öğretmenliği bu maaşla yapmayı kabul et, ben etmiyorum. Ben ücretimi alıp öğrenciyle proje çıkarmaktan daha çok keyif alıyorum.

Allah'a şükür karnımız doyuyor, ama hak ettiğimiz bu değil yav. Saçma sapan ithamlarla gelmeseniz artık. Kafanızdaki varsayımları bir kenara koysanız. Niyet okumasanız. İçim şişti vallahi.

Ev sahibi örneği de gayet alakadar. Her şeyin bir bedeli var, evin kirasının da ek dersin de. Ben de zamanımı kiralıyorum orada, karşılığını da isterim. Vermiyorlarsa kimse kusura bakmasın.
Şimdide tribünlere hadi hayırlısı.
 
Hocam bende gittim gördüm ordaki emeklinin alım gücü bizim emekliden farklı değil kira ortalama 450 euro, pizza yesen dışarda 11-12 euro.çok az bir para birikitirip burada tatil yapıyorlar orası ayrı çünkü euro burada 8.5 tl tek fark bu. yoksa alım güçleri iyi falan değil.

Ya bi git hocam Allah'ını seversen.
Almanya'da ilkokul öğretmen maaşları böyle https://www.academics.com/guide/teacher-salary-germany
upload_2021-2-21_22-31-15.png




Almanya'da pizza fiyatları: https://www.globalprice.info/en/?p=germany/berlin-restaurant-prices
upload_2021-2-21_22-37-6.png


Dominos pizza fiyatları: https://bestellen.dominos.de/estore/de/ProductMenu?serviceMethod=Pickup (Açılmazsa berlin'den rastgele bir adres seçin)
upload_2021-2-21_22-43-14.png


Pizza 10 euro diyelim, Öğretmen de 3000 euro alıyor de. Almanya'da öğretmen maaşına 300 pizza alabiliyor.

Türkiye'de durum nasıl bakalım: dominos.com.tr'den aldım.

upload_2021-2-21_22-47-58.png


Orta boy pizza dominos'ta 70 lira. Aynı menü. Gurme pizza'lar daha pahalı. Ama 70 lira karşılaştırma için ideal. Öğretmen ek dersle birlikte 6000 lira alıyor olsun, ki ben 1 yıldır ek ders almıyorum. Maaşımıza Türkiye'de 100 tane pizza etmiyor.

Dışarıda yemek pahalı muhtemelen. Olay market fiyatlarında çok daha dramatik bir hal alıyor. Şurada karşılaştıması yapıldı epey önce: https://eksisozluk.com/almanya-turkiye-market-fiyat-karsilastirmasi--5349791 2017 yılında yapılmış bu karşılaştırma. Euro/tl kurundan dolayı şu an bu durumun çok daha vahim olduğuna eminim.

Almanya'da asgari ücret 1300 euro. Ve biliyoruz ki 1300 euro'ya biz öğretmenlerin Türkiye'de geçindiğimden çok daha iyi geçiniyorlar. Araba fiyatları, tüketici elektroniği fiyatları da cabası. Asgari ücretli birisi 1 maaşla benim bindiğim 2004 Marea'dan kat be kat daha iyisine biniyor. Sıfır arabaya biniyor olsanız da fark etmiyor gerçi. Orada Asgari ücretlinin x maaşla aldığı arabayı, biz burada allah bilir kaç x maaşla alıyoruzdur.

Öğretmen maaşları ingilterede Almanya'dan çok daha iyi seviyede diye biliyorum. Oecd raporlarını bulup paylaşabilirim.

Twitter'da, Youtube'da Almanya'ya, İsveç'e, İngiltere'ye Avrupa ülkelerine, Abd'ye, Kanada'ya göçenler 50 euro'ya marketten aldıkları şeyleri paylaşıyor mesela. Bu tür karşılaştırmayı @netame hocam söyleyene kadar gereksiz görmüştüm ve siz bunu yazana kadar da yazmayacaktım. Artık bunaldım yani bunları görmekten.

Ki boşverin yav Almanya'yı şurayı burayı. Ben onlarla karşılaştırılması taraftarı da değilim. Maaşımızın diğer mesleklerle tartışılması taraftarı bile değilim. Kendiniz markete gittiğinizde yaptığınız alışverişten memnun musunuz? Lüksü falan boşverin, ihtiyaçlarınızı alabiliyor musunuz?

Ben memnun değilim, istediğim şeyleri alamıyorum. Allah'a şükür karnımız doyuyor ama memnun değilim.
 

Ekli dosyalar

  • upload_2021-2-21_22-34-21.png
    upload_2021-2-21_22-34-21.png
    65.6 KB · Görüntüleme: 22
Son düzenleme:
Ya bi git hocam Allah'ını seversen.
Almanya'da ilkokul öğretmen maaşları böyle https://www.academics.com/guide/teacher-salary-germany
Ekli dosyayı görüntüle 69177



Almanya'da pizza fiyatları: https://www.globalprice.info/en/?p=germany/berlin-restaurant-prices
Ekli dosyayı görüntüle 69179

Dominos pizza fiyatları: https://bestellen.dominos.de/estore/de/ProductMenu?serviceMethod=Pickup (Açılmazsa berlin'den rastgele bir adres seçin)
Ekli dosyayı görüntüle 69180

Pizza 10 euro diyelim, Öğretmen de 3000 euro alıyor de. Almanya'da öğretmen maaşına 300 pizza alabiliyor.

Türkiye'de durum nasıl bakalım: dominos.com.tr'den aldım.

Ekli dosyayı görüntüle 69181

Orta boy pizza dominos'ta 70 lira. Aynı menü. Gurme pizza'lar daha pahalı. Ama 70 lira karşılaştırma için ideal. Öğretmen ek dersle birlikte 6000 lira alıyor olsun, ki ben 1 yıldır ek ders almıyorum. Maaşımıza Türkiye'de 100 tane pizza etmiyor.

Dışarıda yemek pahalı muhtemelen. Olay market fiyatlarında çok daha dramatik bir hal alıyor. Şurada karşılaştıması yapıldı epey önce: https://eksisozluk.com/almanya-turkiye-market-fiyat-karsilastirmasi--5349791 2017 yılında yapılmış bu karşılaştırma. Euro/tl kurundan dolayı şu an bu durumun çok daha vahim olduğuna eminim.

Almanya'da asgari ücret 1300 euro. Ve biliyoruz ki 1300 euro'ya biz öğretmenlerin Türkiye'de geçindiğimden çok daha iyi geçiniyorlar. Araba fiyatları, tüketici elektroniği fiyatları da cabası. Asgari ücretli birisi 1 maaşla benim bindiğim 2004 Marea'dan kat be kat daha iyisine biniyor. Sıfır arabaya biniyor olsanız da fark etmiyor gerçi. Orada Asgari ücretlinin x maaşla aldığı arabayı, biz burada allah bilir kaç x maaşla alıyoruzdur.

Öğretmen maaşları ingilterede Almanya'dan çok daha iyi seviyede diye biliyorum. Oecd raporlarını bulup paylaşabilirim.

Twitter'da, Youtube'da Almanya'ya, İsveç'e, İngiltere'ye Avrupa ülkelerine, Abd'ye, Kanada'ya göçenler 50 euro'ya marketten aldıkları şeyleri paylaşıyor mesela. Bu tür karşılaştırmayı @netame hocam söyleyene kadar gereksiz görmüştüm ve siz bunu yazana kadar da yazmayacaktım. Artık bunaldım yani bunları görmekten.

Ki boşverin yav Almanya'yı şurayı burayı. Ben onlarla karşılaştırılması taraftarı da değilim. Maaşımızın diğer mesleklerle tartışılması taraftarı bile değilim. Kendiniz markete gittiğinizde yaptığınız alışverişten memnun musunuz? Lüksü falan boşverin, ihtiyaçlarınızı alabiliyor musunuz?

Ben memnun değilim, istediğim şeyleri alamıyorum. Allah'a şükür karnımız doyuyor ama memnun değilim.[/QUOT

"Sıradan ve ortalama tek odalı evlerde kiralar 290 Euro'dan başlayıp 850 Euro'lara kadar çıkabiliyor. İki odalı evlerde kira fiyatları ise 420 Euro-980 Euro arasında değişiyor. Üç odalı evlere 650 Euro 1250 Euro arası kiralar ödenirken, dört odalı evlerde kiralar 950 ile 1250 euro arasında değişiyor" Alıntı...

Bu paylaştıklarınla Almanyada öğretmen olmak burdan daha zormuş. Kira en kötü bölgelerde 450 euro. normal bir ev hatta iyi bile değil 600 ile 750 euro ortalama.o öğretmen 3400 euro maaş alsa ve kira gideri market gideri ile anadoludaki bir öğretmenden daha kötü durumda.
Sen 3300 euroyu 8.5 ile çarpıp su kadar ediyor dersen haklısın ama o adam trde kira vermiyor markete pazara trde gitmiyor
 
"Sıradan ve ortalama tek odalı evlerde kiralar 290 Euro'dan başlayıp 850 Euro'lara kadar çıkabiliyor. İki odalı evlerde kira fiyatları ise 420 Euro-980 Euro arasında değişiyor. Üç odalı evlere 650 Euro 1250 Euro arası kiralar ödenirken, dört odalı evlerde kiralar 950 ile 1250 euro arasında değişiyor" Alıntı...

Bu paylaştıklarınla Almanyada öğretmen olmak burdan daha zormuş. Kira en kötü bölgelerde 450 euro. normal bir ev hatta iyi bile değil 600 ile 750 euro ortalama.o öğretmen 3400 euro maaş alsa ve kira gideri market gideri ile anadoludaki bir öğretmenden daha kötü durumda.
Sen 3300 euroyu 8.5 ile çarpıp su kadar ediyor dersen haklısın ama o adam trde kira vermiyor markete pazara trde gitmiyor

Ahahahah. Çok komik yahu. Almanya'da öğretmen olmak buradan daha zormuş diyor. 3500 euro maaş alan bir öğretmen 1000 euro'ya gayet güzel evde oturur, bizim burada 30 yaşına basmış ölüsüne binmeye gücümüzün yetmeyeceğiz arabanın sıfırına biner, 100 euro'ya haftalık market sepetini doldurur. Öyle gidip her şeyin ucuzunu da aramaz, en kalitelisini alır. Maaşının yarısını kiraya verse bile diğer yarısıyla kral gibi yaşıyor adamlar. İstanbul'un en iyi semtinde oturduğunuzu hayal yedin yani. Ki sosyal ve kültürel imkanlarını, evlerin sağlamlığını, güvenli bir çevrede yaşıyor olmayı vs. geçiyorum.

Almanya'da asgari ücretlinin oturduğu 500 euroluk apartı istanbul'da 3000 lira altına vermiyorlar. 500 liraya ev tutup, tek anacaddesi olan, hiçbir sosyal kültürel aktivitesi olmayan anadolu'nun ücra ilçelerinde yaşıyorsanız dediğinizde haklısınız. Ama imkanları da bir mi kardeşim? El insaf yani. Büyükşehirde yaşıyorsanız da bu maaşla geçinmek zor yani. Almanya ile kıyaslanamaz kesinlikle.

Bak hocam Almanya ile benzer şartlara sahip İsveç'e taşınan bir makine mühendisi. 2500 euro maaş alıyor. Nasıl yaşıyor buyur:

Şu anda yapacağımız en saçma karşılaştırmayı yapıyorsunuz gerçekten. Şaka maka Almanya bizi kıskanıyor meselesine gidecek bu mesele.
 
Almanlar bizi kıskanıyor.. O yüzden emeklileri Antalya'dan ev alıp yerleşiyorlar, hele o ingilizler yok mu..

Eleştiride ve savunmada uçları yaşamamak lazım. Devamlı eleştiren veya devamlı öven birini görünce ona karşı algılarımı kapatıyorum...
2004 de görev başladım. başladığımda okuldaki 70 öğretmenin 15-20 tanesinde araba vardı. Sıfır araba alanlar genelde eşi çalışan, eşi daha iyi kazan yada aileden zengin olanlardı. Ev meselesine hiç girmiyorum. ... Sonra 2017 yılına kadar devamlı sayılabilecek bir iyileşme oldu, %90 öğretmenin arabası, %80 nin evi oldu.. tek maaşlı olan arkadaşarımdan ek iş yapmadan ev alanlar oldu. Ne olduysa 2017 civarında sonra..

Son 3 yılda maaşlarımızın enflasyon karşısında eridiği mâlum, Hatta ocak ayında aldığımız zam ocak ayındaki zamlara kurban gitti...Aralıkta daha iyiydim.. arada terfi alıp daha iyi bir maaşa geçmediyseniz farketmiş olmanız lazım.. Sebebi o bu şu..

Yurtdışı ile kıyaslamaya gelince herkes işine geldiğini kıyaslıyor. Lira üzerinden değerlendirsek
Benzin bizde 7,50 Alamanyada 12 lira.. Almanya pahali mi? 20000 maaş alan birine göre..
Kira bizde 1000-1200, orada 4000 tl .. (yukarıdaki bilgilere göre oransal olarak aynı kabul edilebilir)
not: kendi evimin kirası... büyük şehirde birazdan biraz daha fazladır, 2000 tl gibi ..
Otomobil işine girmiyorum, devlete vergi veriyoruz, devlet bize araba hediye ediyor..
Zeytin yağı bizde 25 tl/litre, bir zeytin ağacı bile olmayan ingilterede 23 tl/litre (aynı markanın, aynı ürünü- haberlere çıkmıştı, esnafımız ne kadar vatansever..)
Bazı gıda ürünleri bizde biraz daha ucuz, onlar neler bilmiyorum ama makarna domates falandır herhalde..Kazanca kıyaslayınca ucuz da değil..

Çok mu kötüledim.:mad: Yada iyiledim.

Süreci tamıyla ele almak lâzım, eğriye eğri, doğruya doğru.
 
Son düzenleme:
Tamamen katılmakla beraber eksik buluyorum. bunun yanına sarı sendikanın ardından gelen üç büyük sendikayı da yanına eklemek gerekli. hiçbir eylem kararı almayan sadece sosyal medyadan seslenen sendikalarıda desteklemeye devam edilmezdi. Toplu sözleşmede satış yapan sarı sendikadan ve az özce söylediğim diğer sendikalardan eğitim camiası olarak istifa edilmeli bence. ben, eşim ve nazımın geçtiği arkadaşlara sendikalarından istifa ettirdim. sadece öneri

Hocam en doğrusunu söylemiş. Sendika yöneticilerinde keyifler yerinde öğretmeni düşünen yok.
Arkadaşlar sendikalardan istifa etmedikçe böyle kendi kendimize söyleniriz..
 
ahmet davutoğlu akademisyenlere iyi bir zam vermişti, ondan önce öğretim görevlileri öğretmenden düşük alıyordu, şu an bir araştırma görevlisi maaşı 7 bin civarı, illa bizim başımızada öğretmen kökenli bir başkan mı gelmeli:) öğretmen kökenli bakan geldi ama sukut-ü hayal oldu, yalnız bu durumun ne kadar sürdürebilirliği var hayatın dengesine aykırı bir kere, asgari ücretle farkın bu kadar az olduğu başka bir dönem olmamıştır
Hocam öyle deme şu sitede bile yüzlerce fanı var Bakan Beyin. Öğretmen olduğu halde öğretmenin özlük haklarına yönelik olumlu bir tane adımı var mı?
 
Sendika; çalışanın hakkını işveren de dahil herşeye karşı koruma amacı gütmelidir. Fakat Eğitim camiasında sendikacılık bambaşka bir hale evrilmiştir. Anladınız siz onu.
 
Geri
Üst