Döviz Düşünce Zamlar Niye Düşmedi!!!

Kodla Büyü
ilk önce en büyük patron indirime gitmeli ki buda hükümet. Akaryakıt fiyatları ne zaman ki inişe geçer esnafta indirime gider. Dolar yükselir ülke zararına, iner ülke çıkarına değil. Olması gereken halkta esnafta sanayicide ihracat-ithalatçıda yani herkes önünü görmeyi istiyor. Madem Yeni ekonomi sisteminde böyle bir karar alınacaktı, (Bütün TL mevduatlarının dolara çevrilmesi) faiz indirmeden bunu açıklasalardı zaten dolar hiç artmazdı.
 
şimdi adamlar euro 16-17 iken ürünleri getirttiyse-stokladıysa; ellerinde ki stokları euro 7 ye bile düşse; indirimli satamaz.
NE zaman stoklar eriyecek; döviz aynı seviyelerde yada daha düşük seviyelerde kalacak; o zaman yeni stoklar yeni döviz kuruna göre gelecek. haaa ama ne olacak 2022 ye gireceğiz; enflasyon denecek; asgari ücret zammı denecek falan filan denecek; ve fiyatlarda 2-3 ay önce ki fiyatları asla bulamayacağız.

bu arada devlette neden benzin de ; mazotta,elektrikte indirime gitmiyor? madem öyle devletimiz öncülük etsin de benzini 11 küsurlardan almak zorunda kalmyalım.
 
döviz düştü kısa sürede şu an %50 artışta çokda düştü denemez..fiyatların düşmesi ile ilgili olarak da bu ülkede yükselen artan bir şeyin düştüğünü görmedim artık alışacaksın...
 
2 ay önce Bosch Condense 2300i w model kombi alacaktım. O gün bir ara fiyat 5800 TL'ye kadar inmişti. Parayı denkleştiremeyip alamadım. O günden bu güne, her gün dövizin yükselmesiyle fiyat 11.000-16.000 TL bandına kadar geldi. Arkadaş, dün geceden beri döviz nerdeyse %30 düştü. Bu kombinin fiyatı niye hâlâ yerinde seyrediyor. Hükümet tek tek mağazalara baskın yapıp fiyatları mı düşürsün. Bu fiyatı indirmeyen mağazaları tek tek sikayetvar.com 'a mı şikayet edeyim.
benimde klima işi yattı 4500 den 9600 e cikti
 
Kur yüksekliği bahnesiyle zam getirdiler.bankalar makas koymuş utanmazlar ayrıca devlet komisyon da alıyor dövizden pramızı faıze koymassak ne olacak kura mahkum mu olacaz?makası niye koyuyorsun!!!dövizi öyle kontrol ediyorlar.
 
Faizci lobiden bankalara makas açıp halkın faizli hesaba geçişi için talimat verdiyse hani faiz haramdı?faiz yedirceksen niye faiz düşürecem diyorsun:)akşam sistemi anlatacagına 15 te açıklasana? gercekten halkını sevmeyen birileri var.abd Japonya gibi kâfir ülkeler bile böyle yapmıyor çünkü halkına deger veriyor.
 
Dolar çıkar ülke battı, dolar düşer bilerek yaptılar :) gerçekten ruh hastası bunlar. 17 den dolar almış zarar ettim diyor, gidip dolar 25 tl olacak diyenlerden paranı isteyeceksin. Son olay gösterdi ki çıkması gibi düşmeside psikolojik. Bu saatten sonra ülkenin kar eden şirketlerine ortak olma zamanı. Hisse senedi alan 1 e 5 kazanacak. Tabi gidip parayı hemen gömmeyin, kademeli al kademeli sat. Sadece bedelsiz beklentili hisseleri endeks 1650 ye geldiğinde alın yatın. Bilmeyenler için bahar ayları bedelsiz aylarıdır.

Yok ben sağlamcılık istiyorum dersen yeni modelde dolar artsada düşsede her türlü paran korunuyor, dolarcılara duyurulur!!! Yalnız şunu unutmayın; Abd de son 2-3 yılda tarihteki doların yarısı kadar dolar basıldı, bakmayın şimdilik sistemi kripto paralar ile idare ediyorlar Şu anda en çok altın stoklayan(en çok altın stoğu olan değil) ülke Türkiye, bunlar bir fikir vermeli.
kardeşim söylediklerini bir anlasam hisse almak isterim de anlayamıyorum :)
 
BIST 100 de gözünü kapat 6-7 hisse seç, alım yap, sonra 1 yıl bekle minimum %200 diyorum. Bunuda anlamışsındır artık yaparsın :)
bak şimdi bomba soru geliyor :) ziraat bankası hesabından alım yapabilir miyim ilk defa alacam inan hiç bilmiyorum ilk etapta 3000 TL yatirsam nasıl olur acaba
 
bak şimdi bomba soru geliyor :) ziraat bankası hesabından alım yapabilir miyim ilk defa alacam inan hiç bilmiyorum ilk etapta 3000 TL yatirsam nasıl olur acaba
ziraat borsadan alabilirsin.
bist30 öncelikli tavsiye olsada hocamın dediği gibi bist 100 de güzeldir. Aceleci olmamakta fayda var. Tüm paranla almamakta fayda var. (kademeli. parça parça)
sakin ve sabırlı olmakta fayda var.
 
Burada isyan eden arkadaşların serbest piyasa ekonomisinden anlamadığı kesin.

Serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey yoktur. Üretici firma bir ürünün kaç adet satılacağı üzerinden üretim adedi belirler ve bir maliyet hesabı yapar. Ürünün hedef kitlesine göre "optimum" bir fiyat belirler. Bunların araştırması da önceden yapılır.

Şirketin amacı kâr etmektir, daha da özelde kârını maksimize etmektir. Kısacası ürüne "fahiş" fiyat koyarsa ürünü satamaz ve şirket batar. Maliyetine yakın fiyata satarsa yine kâr edemez, işini sürdüremez ve şirket yine batar.

Kısacası bir ürünün fiyatı size çok pahalı geliyorsa, o ürün sizin için üretilmemiştir. Ürünler pahalı değil, "size göre" pahalıdır. Ürün fiyatlarında artış gerçekleştiyse, sizin alım gücünüz o oranda artmadığı için(daha doğrusu ürünün değeri aynıdır ama sizin alım gücünüz düştüğü için) o ürünün hedef kitlesinden çıkmışsınızdır. Bu ürün temel bir ürünse ve alamıyorsanız fakirsinizdir(aşağılama anlamında anlaşılmasın.)

Kısacası kombi, klima, ev, araba vs. alamıyorsanız problem bu ürünlerin fiyatlarında değil. Ya da üretim maliyetleri arttığı için yapılan zamlarda değil. Sizin alım gücünüzde.

Ayrıca fiyatların piyasaya hemen yansımasını beklemek mantıklı değil. Ben 1 milyon liraya iki gün önce ev aldıysam, yarın bunu satlığa çıkardığımda 750 bin liraya satmamı bekleyemezsiniz. İstersem 1.5 milyon lira derim. İstersem 50 milyon lira derim. Serbest piyasa budur. Tabii 1.5 milyon lira, ederinden fazla olduğu için ev satılmaz, satamadığımla kalırım. Benim satmayıp elimde tutarak beklediğim sürede, piyasaya başka bir firma/satıcı girer(serbest piyasa rekabeti gerektirir, rekabet kurulunu gerektirir, rekabet yasalarının uygulanmasını gerektirir), bu firma/satıcı aynı ürünü daha ucuza mal eder vs. ve daha uygun fiyata satar, o zaman malın/ürünün/metanın fiyatı düşer.

Tabii bu şekilde volatilitenin yüksek olduğu, doların bir ayda 18.5 liraya çıkıp, bir gecede 12 liraya düştüğü, risklerin yüksek olduğu piyasaya hangi yatırımcı girer, kim risk alıp al sat yapar, kim üretim yapar bir düşünün isterseniz. Belirsizliğin ve güvenin olmadığı piyasaya siz yatırımcı olsanız girer misiniz, dün pahalıya aldığınız ürünü, piyasanın gidişatını görmeden, dolar düştü diye daha ucuza satar mısınız? Yoksa elinizde mi tutarsınız?

Son olarak "fahiş fiyat" diye bir şey olmadığı gibi, ekonomide stokçuluk(diğer adıyla spekülatör) kötüdür diye bir şey de yoktur. İktidarın her suçu ona buna atmaya bayılmasına bakmayın. Stokçuların/spekülatörlerin ekonomiye büyük katkısı olduğu kabul edilir. İnsanlar risk alan stokçular sayesinde, bir ürüne her zaman erişebilir, üreticiler üretim bandını sürekli çalıştırabilir. İnsanların alım gücü düştüğü için o ürünü alamadıkları durumda, stokçular sayesinde fabrikalar durmaz. Zira ürün bollaşıp piyasa ürüne doyduğunda da fabrikaların/üretim tesislerinin kapanma riski oluşur. Stokçular sayesinde ürünün fiyatı regüle edilmiş olur. Yazın patates bolken ürün çöpe gitmez, kışın patates üretilemiyorken fiyatlar çok artmaz. Derman için bir tane patates arasanız bulamayacak hale gelmezsiniz.

Patatesi stoklayan bir spekülatörseniz, risk alırsınız, üretim fazlası olsun veya olmasın, üretici bu ürünü bir miktar kâr ederek size satar. Üretilen şeyin maliyetleri yükselmezse, üretici üretim kapasitesini artırırsa veya piyasada o ürün bolluğu yaşanırsa, zarar edeceğinizi bile bile ürünü depolarsınız. Ve yine "optimum" bir fiyattan, kışın patatesi piyasaya sürersiniz. Patatese çok yüksek fiyat çekemezsiniz. Çünkü o durumda kimse patates yemez veya daha ucuza patates ithal eden biri çıkar vs. satamazsınız. Zarar eder batarsınız. Çip krizi, doların yükselmesi, korona etkisi vs. derken araba stoklayan biri de aynı riski alır. Çip üretim sorunu çözülür, dolar düşer, korona biter, devlet ithalat ücretini azaltır vs. vs. O günkü fiyattan stokladığınız arabalar elinizde patlar. Kısacası stokçular ekonomik olarak önemli bir görev üstlenir. Tu kaka değillerdir.

Günün sonunda bir ürünü alamıyorsanız, yapılan zamlardan, stokçulardan, fahiş fiyattan vs. yakınıp durmayın. Alım gücünüz neden düştü, neden temel ürünleri bile alamayacak hale geldiniz gidin bunları sorgulayın, bunun hesabını sorun. İdeolojik veya dini gerekçelerle, giderek artan sefaletimizin ve fakirliğimizin suçunu piyasaya, üreticilere, stokçulara, dış güçlere veya Noel Baba'ya yükleyerek rasyonalize etmeye çalışmayın.

Herkese iyi günler, iyi çalışmalar.
 
Son düzenleme:
Hala suçu esnafta, onda bunda arayanlar var. Döviz kurunun düşüşü sadece anlık tepki durumunda. O günde aynısı oldu. Açıklama yapılırken satışlar ardı ardına geldi ki ne olduğu tam olarak anlaşılmamışken oldu bu. Piyasa + yönde tepki verdikçe şakkadanak müdehalelerle dövizin başını kaldırmasına izin verilmedi. Ve hala aynı şekilde benzer müdehaleler farklı kanallarla yapılıyor. Sadece geçilen sistemin iyi bir sistem olduğu algısı yapılıyor.(umarım işe yarar ama sadece kısa vadede kullanılmalı) piyasa doğru tabirle şuan duygusal bir anlayışta. Ama gerçek şu ki piyasanın duyguları yok. Sonuç olarak kısa vadede siyasi bir gelişmenin kararı alınacaksa ve sinyaller o yönde onun altyapısı hazırlanıyor.
İşin zam yönündeyse maaşlar dahil herşeye zam gelmeye devam eder, indirimler sadece gaz almak için anlık olur. Akaryakıt fiyatları ve işverenin artan asgari ücretli maliyetleri nedeniyle bu fiyatlar mümkün değil düşmez gibi. Ocak ayında durum daha netleşecek. Umarım haksız çıkarım.
Velhasılı Ülkemiz için en iyisi olsun ve hakettiğimiz şekilde yönetilelim.
 
Son düzenleme:
Burada isyan eden arkadaşların serbest piyasa ekonomisinden anlamadığı kesin.

Serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey yoktur. Üretici firma bir ürünün kaç adet satılacağı üzerinden üretim adedi belirler ve bir maliyet hesabı yapar. Ürünün hedef kitlesine göre "optimum" bir fiyat belirler. Bunların araştırması da önceden yapılır.

Şirketin amacı kâr etmektir, daha da özelde kârını maksimize etmektir. Kısacası ürüne "fahiş" fiyat koyarsa ürünü satamaz ve şirket batar. Maliyetine yakın fiyata satarsa yine kâr edemez, işini sürdüremez ve şirket yine batar.

Kısacası bir ürünün fiyatı size çok pahalı geliyorsa, o ürün sizin için üretilmemiştir. Ürünler pahalı değil, "size göre" pahalıdır. Ürün fiyatlarında artış gerçekleştiyse, sizin alım gücünüz o oranda artmadığı için(daha doğrusu ürünün değeri aynıdır ama sizin alım gücünüz düştüğü için) o ürünün hedef kitlesinden çıkmışsınızdır. Bu ürün temel bir ürünse ve alamıyorsanız fakirsinizdir(aşağılama anlamında anlaşılmasın.)

Kısacası kombi, klima, ev, araba vs. alamıyorsanız problem bu ürünlerin fiyatlarında değil. Ya da üretim maliyetleri arttığı için yapılan zamlarda değil. Sizin alım gücünüzde.

Ayrıca fiyatların piyasaya hemen yansımasını beklemek mantıklı değil. Ben 1 milyon liraya iki gün önce ev aldıysam, yarın bunu satlığa çıkardığımda 750 bin liraya satmamı bekleyemezsiniz. İstersem 1.5 milyon lira derim. İstersem 50 milyon lira derim. Serbest piyasa budur. Tabii 1.5 milyon lira, ederinden fazla olduğu için ev satılmaz, satamadığımla kalırım. Benim satmayıp elimde tutarak beklediğim sürede, piyasaya başka bir firma/satıcı girer(serbest piyasa rekabeti gerektirir, rekabet kurulunu gerektirir, rekabet yasalarının uygulanmasını gerektirir), bu firma/satıcı aynı ürünü daha ucuza mal eder vs. ve daha uygun fiyata satar, o zaman malın/ürünün/metanın fiyatı düşer.

Tabii bu şekilde volatilitenin yüksek olduğu, doların bir ayda 18.5 liraya çıkıp, bir gecede 12 liraya düştüğü, risklerin yüksek olduğu piyasaya hangi yatırımcı girer, kim risk alıp al sat yapar, kim üretim yapar bir düşünün isterseniz. Belirsizliğin ve güvenin olmadığı piyasaya siz yatırımcı olsanız girer misiniz, dün pahalıya aldığınız ürünü, piyasanın gidişatını görmeden, dolar düştü diye daha ucuza satar mısınız? Yoksa elinizde mi tutarsınız?

Son olarak "fahiş fiyat" diye bir şey olmadığı gibi, ekonomide stokçuluk(diğer adıyla spekülatör) kötüdür diye bir şey de yoktur. İktidarın her suçu ona buna atmaya bayılmasına bakmayın. Stokçuların/spekülatörlerin ekonomiye büyük katkısı olduğu kabul edilir. İnsanlar risk alan stokçular sayesinde, bir ürüne her zaman erişebilir, üreticiler üretim bandını sürekli çalıştırabilir. İnsanların alım gücü düştüğü için o ürünü alamadıkları durumda, stokçular sayesinde fabrikalar durmaz. Zira ürün bollaşıp piyasa ürüne doyduğunda da fabrikaların/üretim tesislerinin kapanma riski oluşur. Stokçular sayesinde ürünün fiyatı regüle edilmiş olur. Yazın patates bolken ürün çöpe gitmez, kışın patates üretilemiyorken fiyatlar çok artmaz. Derman için bir tane patates arasanız bulamayacak hale gelmezsiniz.

Patatesi stoklayan bir spekülatörseniz, risk alırsınız, üretim fazlası olsun veya olmasın, üretici bu ürünü bir miktar kâr ederek size satar. Üretilen şeyin maliyetleri yükselmezse, üretici üretim kapasitesini artırırsa veya piyasada o ürün bolluğu yaşanırsa, zarar edeceğinizi bile bile ürünü depolarsınız. Ve yine "optimum" bir fiyattan, kışın patatesi piyasaya sürersiniz. Patatese çok yüksek fiyat çekemezsiniz. Çünkü o durumda kimse patates yemez veya daha ucuza patates ithal eden biri çıkar vs. satamazsınız. Zarar eder batarsınız. Çip krizi, doların yükselmesi, korona etkisi vs. derken araba stoklayan biri de aynı riski alır. Çip üretim sorunu çözülür, dolar düşer, korona biter, devlet ithalat ücretini azaltır vs. vs. O günkü fiyattan stokladığınız arabalar elinizde patlar. Kısacası stokçular ekonomik olarak önemli bir görev üstlenir. Tu kaka değillerdir.

Günün sonunda bir ürünü alamıyorsanız, yapılan zamlardan, stokçulardan, fahiş fiyattan vs. yakınıp durmayın. Alım gücünüz neden düştü, neden temel ürünleri bile alamayacak hale geldiniz gidin bunları sorgulayın, bunun hesabını sorun. İdeolojik veya dini gerekçelerle, giderek artan sefaletimizin ve fakirliğimizin suçunu piyasaya, üreticilere, stokçulara, dış güçlere veya Noel Baba'ya yükleyerek rasyonalize etmeye çalışmayın.

Herkese iyi günler, iyi çalışmalar.
daha guzel anlatilamazdi artik orta sinif diye bur kavramdan bahsetmek de olasi degil ya cok zengin o da ulke nufusunda az bi oran ve bir yigin fakir topluluk isin ozeti bu kominizmden korkarken basimiza gelen bu biz sadece artik izleyici olacagiz anlasilan tek fark ulke kaynaklarinin sirketlere kiralanmis olmasi,akliniza gelecek her sektorde...egitim haric tabii kitleleri boyle kontrol edebilirsiniz benim korkum daha kotu gunler...umarim haksiz cikarim
 
İzlemek isteyenler için, Bakan NTV'de soruları cevaplamış:


Yayını saat 21.00'e çekerseniz başından itibaren izleyebilirsiniz.
 
Burada isyan eden arkadaşların serbest piyasa ekonomisinden anlamadığı kesin.

Serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey yoktur. Üretici firma bir ürünün kaç adet satılacağı üzerinden üretim adedi belirler ve bir maliyet hesabı yapar. Ürünün hedef kitlesine göre "optimum" bir fiyat belirler. Bunların araştırması da önceden yapılır.

Şirketin amacı kâr etmektir, daha da özelde kârını maksimize etmektir. Kısacası ürüne "fahiş" fiyat koyarsa ürünü satamaz ve şirket batar. Maliyetine yakın fiyata satarsa yine kâr edemez, işini sürdüremez ve şirket yine batar.

Kısacası bir ürünün fiyatı size çok pahalı geliyorsa, o ürün sizin için üretilmemiştir. Ürünler pahalı değil, "size göre" pahalıdır. Ürün fiyatlarında artış gerçekleştiyse, sizin alım gücünüz o oranda artmadığı için(daha doğrusu ürünün değeri aynıdır ama sizin alım gücünüz düştüğü için) o ürünün hedef kitlesinden çıkmışsınızdır. Bu ürün temel bir ürünse ve alamıyorsanız fakirsinizdir(aşağılama anlamında anlaşılmasın.)

Kısacası kombi, klima, ev, araba vs. alamıyorsanız problem bu ürünlerin fiyatlarında değil. Ya da üretim maliyetleri arttığı için yapılan zamlarda değil. Sizin alım gücünüzde.

Ayrıca fiyatların piyasaya hemen yansımasını beklemek mantıklı değil. Ben 1 milyon liraya iki gün önce ev aldıysam, yarın bunu satlığa çıkardığımda 750 bin liraya satmamı bekleyemezsiniz. İstersem 1.5 milyon lira derim. İstersem 50 milyon lira derim. Serbest piyasa budur. Tabii 1.5 milyon lira, ederinden fazla olduğu için ev satılmaz, satamadığımla kalırım. Benim satmayıp elimde tutarak beklediğim sürede, piyasaya başka bir firma/satıcı girer(serbest piyasa rekabeti gerektirir, rekabet kurulunu gerektirir, rekabet yasalarının uygulanmasını gerektirir), bu firma/satıcı aynı ürünü daha ucuza mal eder vs. ve daha uygun fiyata satar, o zaman malın/ürünün/metanın fiyatı düşer.

Tabii bu şekilde volatilitenin yüksek olduğu, doların bir ayda 18.5 liraya çıkıp, bir gecede 12 liraya düştüğü, risklerin yüksek olduğu piyasaya hangi yatırımcı girer, kim risk alıp al sat yapar, kim üretim yapar bir düşünün isterseniz. Belirsizliğin ve güvenin olmadığı piyasaya siz yatırımcı olsanız girer misiniz, dün pahalıya aldığınız ürünü, piyasanın gidişatını görmeden, dolar düştü diye daha ucuza satar mısınız? Yoksa elinizde mi tutarsınız?

Son olarak "fahiş fiyat" diye bir şey olmadığı gibi, ekonomide stokçuluk(diğer adıyla spekülatör) kötüdür diye bir şey de yoktur. İktidarın her suçu ona buna atmaya bayılmasına bakmayın. Stokçuların/spekülatörlerin ekonomiye büyük katkısı olduğu kabul edilir. İnsanlar risk alan stokçular sayesinde, bir ürüne her zaman erişebilir, üreticiler üretim bandını sürekli çalıştırabilir. İnsanların alım gücü düştüğü için o ürünü alamadıkları durumda, stokçular sayesinde fabrikalar durmaz. Zira ürün bollaşıp piyasa ürüne doyduğunda da fabrikaların/üretim tesislerinin kapanma riski oluşur. Stokçular sayesinde ürünün fiyatı regüle edilmiş olur. Yazın patates bolken ürün çöpe gitmez, kışın patates üretilemiyorken fiyatlar çok artmaz. Derman için bir tane patates arasanız bulamayacak hale gelmezsiniz.

Patatesi stoklayan bir spekülatörseniz, risk alırsınız, üretim fazlası olsun veya olmasın, üretici bu ürünü bir miktar kâr ederek size satar. Üretilen şeyin maliyetleri yükselmezse, üretici üretim kapasitesini artırırsa veya piyasada o ürün bolluğu yaşanırsa, zarar edeceğinizi bile bile ürünü depolarsınız. Ve yine "optimum" bir fiyattan, kışın patatesi piyasaya sürersiniz. Patatese çok yüksek fiyat çekemezsiniz. Çünkü o durumda kimse patates yemez veya daha ucuza patates ithal eden biri çıkar vs. satamazsınız. Zarar eder batarsınız. Çip krizi, doların yükselmesi, korona etkisi vs. derken araba stoklayan biri de aynı riski alır. Çip üretim sorunu çözülür, dolar düşer, korona biter, devlet ithalat ücretini azaltır vs. vs. O günkü fiyattan stokladığınız arabalar elinizde patlar. Kısacası stokçular ekonomik olarak önemli bir görev üstlenir. Tu kaka değillerdir.

Günün sonunda bir ürünü alamıyorsanız, yapılan zamlardan, stokçulardan, fahiş fiyattan vs. yakınıp durmayın. Alım gücünüz neden düştü, neden temel ürünleri bile alamayacak hale geldiniz gidin bunları sorgulayın, bunun hesabını sorun. İdeolojik veya dini gerekçelerle, giderek artan sefaletimizin ve fakirliğimizin suçunu piyasaya, üreticilere, stokçulara, dış güçlere veya Noel Baba'ya yükleyerek rasyonalize etmeye çalışmayın.

Herkese iyi günler, iyi çalışmalar.
Galericilerin sıfır araba stoklamasına sizin lügatinizde ne deniyor? Galerici bu bayi değil. Elbette yasal imkan veriyorsa galericide sıfır otomobil olabilir ama adam almış fabrikadan ya da bayiden onlarca aracı, bayiden daha fazla fiyata satıyor. Bayiden almak isteyen vatandaş arabayı alamıyor, çünkü galerici dopalamış yani stoklamış sıfır araçları, bayiden 3-4 ay sonra sıra veriliyor, fiyat artıyor, yine zararlı. Ben 3-4 ay sonra bu arabaya ekstradan 70bin vereceğime, şimdi 20-30bin veririm diyor vatandaş da. Al sana serbest piyasa.

(tutarları az yazmışım ama yine de benzer oranlarda)
 
Yüksek fiyattan almışlar o yüzden ellerindekini eritmeden f,yatı düşmeyeceklermiş aslında biraz da acaba geri yükselme olur mu diye bekliyorlar .
 
döviz hala oynak; piyasa allak bullak; doların düşme sebebi yine MB nın rezerv eritmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı.
Kısaca tam anlamıyla GÜVEN-İSTİKRAR ortamı sağlanmış değil.
Bu koşullarda da %10 -15 indirim gelse öpüp başımıza koyalım.
Devlet yakıtta indirime gitmedikçe de pek çok yeme-içme -meyve-sebze de indirim hayal.
MEsela süt - kaşar -peynir-tereyağı iner mi ?inebilir mi?
devletim 4.90 lık alım fiyatını çekmeden düşmesi mümkün değil.

çekerse de besici isyan eder.

bakın ben muhalifte olsam, seviniyorum dövizin düşmesine; benim de acil ihtiyaçlarım var; örneğin acil 4 lastik + Cep telefonu 1"ekranımı 3 defa değiştirdim artık telefonu yenileme zamanı geldi" ve kısmetse aracımın modelini yükseltmek istiyorum..

ama tünelin ucunda bir ışık göremiyorum.keşke güven-istikrar - LİYAKAT ortamı gelişse - oluşsa; alım gücümüze kavuşsak..

ama arka kapılardan; gizli kapalı operasyonlarla; ilüzyonla; günlük - haftalık olmuyor bu işler...
 
akakçe de listemde 70 küsür ürün ekli; lastik - telefon - lego setleri - oyuncak araba vs..vs...
kaydadeğer bir iniş yok ne yazık ki.
misal petlas lastik 372 TL iken takibe almışım Ağustos 2021 de şu anda 645 TL.
falken lastik 600 TL iken 11 ARALIK ta takibe aldım şu an 725 TL.
 
Esnaf kadar da devletin elindeki fiyatlara el atması gerekiyor. Esnafa da öncülük etmiş olur hem. Benzin, doğalgaz ve elektrikte de indirim bekliyoruz. Vatandaşa yansıyacak şekilde bir indirim.
 
Galericilerin sıfır araba stoklamasına sizin lügatinizde ne deniyor? Galerici bu bayi değil. Elbette yasal imkan veriyorsa galericide sıfır otomobil olabilir ama adam almış fabrikadan ya da bayiden onlarca aracı, bayiden daha fazla fiyata satıyor. Bayiden almak isteyen vatandaş arabayı alamıyor, çünkü galerici dopalamış yani stoklamış sıfır araçları, bayiden 3-4 ay sonra sıra veriliyor, fiyat artıyor, yine zararlı. Ben 3-4 ay sonra bu arabaya ekstradan 70bin vereceğime, şimdi 20-30bin veririm diyor vatandaş da. Al sana serbest piyasa.

(tutarları az yazmışım ama yine de benzer oranlarda)

Zaten ben de bunu açıkladım ya. Neyini soruyorsunuz daha?
 
Esnaf kadar da devletin elindeki fiyatlara el atması gerekiyor. Esnafa da öncülük etmiş olur hem. Benzin, doğalgaz ve elektrikte de indirim bekliyoruz. Vatandaşa yansıyacak şekilde bir indirim.
Aynen budur akaryakıtı, doğalgazı, elektriği veya vergileri indir ensafa öncülük yap.
 
Forumda gördüm mü hatırlamıyorum ama sosyal medyada, gelen zamları şöyle savunanlar vardı: Esnaf/şirket sattığı malla yeni mal alacak, tabiki eski fiyattan aldığı mala zam yapacak.
Yukarıda yazdığım aynı mantığı şimdiki duruma uygulayalım: Döviz düştü, yüksek döviz kurundan mal aldın, kârını koyup satıyorsun, döviz düştü ama eski fiyatla aldığın malı yerine yenisini daha ucuza koyacağını bildiğin halde indirim yapmıyorsun. Buna nedir? Döviz artınca yeni mal alacağım diye eski fiyatlı ürüne zam yap, ama döviz düşünce eski fiyatlı ürünü yerine daha ucuza koyabileceğini bildiğin halde indirim yapma. İşte buna fırsatçılık denilmiyor mu?
hocam bu fırsatçılıktan daha ileri bir seviye; tek kelime ile ahlaksızlık. satıcının eski fiyattan aldığı bir ürünü daha satmadan fiyatının yeniden artmasıyla yeni fiyata güncellemek ve buna gerekçe olarak "yerine aynı fiyata yeni ürün koyamayacağım" savunmasını yapmak tam bir deli saçması. ticarette sattığın ürünün yerine aynı fiyattan yeni ürün alma kuralı mı var? böyle bir garanti mi var ve kim veriyor?
 
Bizim millet doları yatırım aracı olarak görüyor. Dolar, altın vs. Yatırım aracı değildir ancak paranı korur. Yüksekten dolar alanlara acımıyorum, hiç mi kafanız çalışmaz git altın al, Bakın ileride bu dolar denen karşılıksız kağıt bitecek ama Altın yine yoluna devam edecek. Hele ki bazıları Erdoğan gitsin diye aldı, çevremde var ondan biliyorum onlar bin beter olsun. Twitter ve YouTube da birkaç kendini ekonomist diye tanıtan soytarının lafıyla hareket edersen olacağı bu. Kısaca kalkan trene binilmez binmek isteyenlerin sonu böyle olur.

Artık bu saatten sonra dolarda kalmak ahmaklıktır, dolar mı arttı, mevduat farkı kadar devlet farkını verecek, İslami hassasiyeti olan kesim içinde katılım bankaları da bu sisteme dahil olacak. Kısaca doların varsa risk her zaman var, yok TL varsa sıfır risk var, farkı zaten devlet veriyor. Hiç bir şey bilmiyorsan altın al geç. Gerçi Devlet Altınla ilgili de bir çalışma yapıyor. Allah devletimizin yardımcısı olsun.

Yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.
 
döviz hala oynak; piyasa allak bullak; doların düşme sebebi yine MB nın rezerv eritmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı.
Kısaca tam anlamıyla GÜVEN-İSTİKRAR ortamı sağlanmış değil.
Bu koşullarda da %10 -15 indirim gelse öpüp başımıza koyalım.
Devlet yakıtta indirime gitmedikçe de pek çok yeme-içme -meyve-sebze de indirim hayal.
MEsela süt - kaşar -peynir-tereyağı iner mi ?inebilir mi?
devletim 4.90 lık alım fiyatını çekmeden düşmesi mümkün değil.

çekerse de besici isyan eder.

bakın ben muhalifte olsam, seviniyorum dövizin düşmesine; benim de acil ihtiyaçlarım var; örneğin acil 4 lastik + Cep telefonu 1"ekranımı 3 defa değiştirdim artık telefonu yenileme zamanı geldi" ve kısmetse aracımın modelini yükseltmek istiyorum..

ama tünelin ucunda bir ışık göremiyorum.keşke güven-istikrar - LİYAKAT ortamı gelişse - oluşsa; alım gücümüze kavuşsak..

ama arka kapılardan; gizli kapalı operasyonlarla; ilüzyonla; günlük - haftalık olmuyor bu işler...


Bazı yerlerde bilgi yanlışı var, Devlet zaten akaryakıta gelen zammın çoğunu vergiden karşıladı yoksa şu anda yakıt 15-16 TL olmuştu. Bu süreçte MB nin erittiği rezerv bellidir, yarın yerine koysa misliyle koyar.

Mesele o değil. Birilerinin kulağına bir şeyler üflendi ve bunlar bu sefer iş kesin artık gidiyorlar dediler, dikkat edin her gün erken seçim isteyenlerin 4-5 gündür hiç sesi çıkmıyor, neden? Belli işte.

Devlet aslan gibidir bekler, köpek gibi her gün havlamaz.
 
Geri
Üst