Bilişim Zirvesi Sonrası- Yorumlar- Beklentiler

Kodla Büyü
Bence fatih projesi var diye Tunay Beyin söyledikleri er ya da geç olacak ama ondan sonra yani birkaç sene sonra ne olacağımız gerçekten meçhul teknoloji tasarım öğretmeni olarak atayabilirler
 
sisss' Alıntı:
Bence fatih projesi var diye Tunay Beyin söyledikleri er ya da geç olacak ama ondan sonra yani birkaç sene sonra ne olacağımız gerçekten meçhul teknoloji tasarım öğretmeni olarak atayabilirler

Ben razıyım... Neden diye sorarsanız önce bilişim teknolojileri öğretim programını bir açın bakın, sonra bir de daha doğru dürüst branş öğretmeni olmayan teknoloji tasarım dersinin öğretim programını okuyun. Yönetmelik gibi öğretim programı yazmış adamlar ! ... Sınıfın kaç kişi olacağı, dersin nasıl işlenmesi gerektiği her şey yazıyor. 60 kişilik mevcutların olduğu bir okulda 20 pc ile bilişim dersi yapıyorsunuz ve tek öğretmen ! ... Sınıflar şu kadar kişi olabilir, fazlası ikiye bölünmelidir şeklinde bir ifade yer alsa öğretim programımızda ... bizim gözümüzde büyüttüğümüz, her şeyi mahveden NORM problemini çözer en azından 2 bt sınıfı olan okullara bir norm daha rahatlıkla verilirdi.

Alan değişikliği açılsın bir dakika durmam bu branşta ! ...
 
halukk' Alıntı:
sisss' Alıntı:
Bence fatih projesi var diye Tunay Beyin söyledikleri er ya da geç olacak ama ondan sonra yani birkaç sene sonra ne olacağımız gerçekten meçhul teknoloji tasarım öğretmeni olarak atayabilirler

Ben razıyım... Neden diye sorarsanız önce bilişim teknolojileri öğretim programını bir açın bakın, sonra bir de daha doğru dürüst branş öğretmeni olmayan teknoloji tasarım dersinin öğretim programını okuyun. Yönetmelik gibi öğretim programı yazmış adamlar ! ... Sınıfın kaç kişi olacağı, dersin nasıl işlenmesi gerektiği her şey yazıyor. 60 kişilik mevcutların olduğu bir okulda 20 pc ile bilişim dersi yapıyorsunuz ve tek öğretmen ! ... Sınıflar şu kadar kişi olabilir, fazlası ikiye bölünmelidir şeklinde bir ifade yer alsa öğretim programımızda ... bizim gözümüzde büyüttüğümüz, her şeyi mahveden NORM problemini çözer en azından 2 bt sınıfı olan okullara bir norm daha rahatlıkla verilirdi.

Alan değişikliği açılsın bir dakika durmam bu branşta ! ...
Aynen..tekn.tasarıma bile geçebilirim..en azından norm sıkıntısı olmayan max 20 kişiyle işlenen notu olan bi ders
 
zehrayri' Alıntı:
halukk' Alıntı:
Alan değişikliği açılsın bir dakika durmam bu branşta ! ...

Okul öncesi için sertifika veriliyor hocam kısa bir süre kurs alarak.

Teşekkürler hocam yeni atamalar için olabilir o dediğiniz sertifika ve şimdi araştırdım sınıf öğretmenleri alabiliyormuş onu. Teknoloji tasarım ya da diğer branşlardan birisi bizim için daha uygun bence. Şu anda temel öğretim okullarına çevrileceği de söyleniyor. 1+4 sene okul öncesi gibi düşünülüyormuş. Okul öncesine geçip mağdur olmayalım bir de :)
 
halukk' Alıntı:
Teşekkürler hocam yeni atamalar için olabilir o dediğiniz sertifika ve şimdi araştırdım sınıf öğretmenleri alabiliyormuş onu. Teknoloji tasarım ya da diğer branşlardan birisi bizim için daha uygun bence. Şu anda temel öğretim okullarına çevrileceği de söyleniyor. 1+4 sene okul öncesi gibi düşünülüyormuş. Okul öncesine geçip mağdur olmayalım bir de :)

rica ederim... gerçi bizim problemimiz önümüzü görememek zaten, bu tarz sertifikaların da ne olacağı belli olmadığı için yine sıkıntı doğuracak. proje kapsamında değerlendirileceğimizi düşünüyorum hocam, hepimizi birden meslekten çıkaramayacaklarına göre ya dediğiniz olacak branş değişikliği verecekler ya da bizi illa ki kullanacaklar bu projede.
 
ozgurgitarim' Alıntı:
Niyazi Hocam ve ekibiyle, Tunay Bey ile yemek yediğimiz yer....

borsa lokantası....mış gibi yapan insanlar....

ben hayatımda öyle bir yerde yemek yemedim hiç....ve Allahım, Sana yalvarıyorum, bir daha da nasip etme....

hani arkadaşlar, tv'lerde görürüz ya, klasik bir müzik, pırıl pırıl bir mekan....

boğaz manzarası...ışıklar....kibar garsonlar, pırıltılı bir düzen....kocaman bir masa....katlanmış mendiller....enfes bir menü....

çiçekler....

ara sıcaklar, aperatifler, ana yemekler, tatlılar...

bakımlı hanımlar, metroseksüel beyler...kocaman masalar, yemek yiyen, iş konuşan insanlar....gülüşmeler...tartışmalar...
-bu açıdan bakarsak şirketin kar marjı beklentilerin üstündeydi....bilançoyu sorgulamak lazım....
-bu seneki borçlanma maliyetimiz.....
-Bakan ile bu haftaki görüşmemizde....

ile başlayan ve devam eden cümleler....

mış gibi yapan insanlar.....

ne kadar kıvançlıyız, ne kadar enfes bir mekanda yemek yiyoruz...gerçekten....

Niyazi Bey' e buradan bir daha teşekkür ediyorum....bana bu tecrübeyi yaşattığı için....

bir dönüm noktalarından birisini daha gösterdiği için....

oradayken şöyle dua ettim içimden, Allahım, bir daha beni böyle bir yere getirme, lütfen....

ben oraların adamı değilim....bunu en iyi Niyazi Hocam bilir, arkadaşa bir kola getirirmisiniz lütfen!

hani cem yılmaz diyordu ya,
kimisi gülhane'den İstanbula bakar, ulan istanbul sen mi büyüksün, ben mi büyüğüm, yeneceğim lan seni der....
kimisi de bakar, şair olur, şiirler yazar, yahya kemal olur, orhan veli olur, necip fazıl olur diye....

ikinci tarafta olmayı tercih ederim.... hayırlı olanı tercih ederim...israf etmemeyi, yalan maskeler altında, yalan cümleler, kahkahalar atmamayı tercih ederim.....

Özgür Hocam yanlış bir anlama olmasın. Son 3 yılda 3 kez böyle bir yerde yemek yedim ben de... 2 tanesi yine Eğitek ileydi. Borsa lokantası da BilişimZirvesi orada olduğundan belirlendi. Yoksa benim görüşlerim de sizinkisine paralel; işte buyrun aynı şeyleri yazmışız. "İçim Acıyor", 2006 yılında doğum günümde yazdığı makale.
 
Niyazi SARAL' Alıntı:
İstanbul’un yaz geceleri artık dillere destan; her magazin programında, gazetede, dergide defalarca afişe edildi. Bundan 4 yıl önce, daha 2001 krizinin etkilerini tüm toplum yaşarken, işim nedeni ile Boğaz’da bir yaz gecesi motor ile gezdim. Boğazı bir baştan bir başa her iki yakası arasında gidip gelerek geçen motor kaptanı, işgüzarlığından gördüğü her gece âlemine kıyıdan yanaşıyordu. Gördüklerimden utandım! İnsanlığımdan utandım. Anadolu’nun hemen hemen her ilinde binlerce aile geçim sıkıntısı içindeyken, belki on binlerce gencimiz maddi sıkıntılardan dolayı okuma zorlukları içinde iken, kışın yakacak sıkıntısı olan binlerce köy okulu varken, okuluna gitmek için karda kışta kilometrelerce yürüyen bu kadar çocuk varken, nasıl olur da bir gecede bir insan bu kadar para harcayabilir, nasıl ve hangi hisler içinde bu kadar vurdumduymaz olabilir? Bunu anlamak mümkün değildir. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve belki birkaç büyük ilimizde daha, her akşam binlerce lira harcayabilen on binlere, nasıl bir toplum, bu kadar sosyal adaletsizce izin verir. Hep liberal ekonomi, hürriyetler ve insan hakları… Ben bu hürriyeti istemiyorum! Tüm bu sosyal adaletsizlikler, acımasız vurdumduymazlıklar ve bunlar içinde yoğrulmuş, öğrenilmiş ve kabul edilmiş çaresizlikler, dilencilikler, heyecansız amaçsız toplum, çalışmayan oturan üretmeyen kalabalıklar, fakirliği, sosyal adaletsizliği kabul etmiş insanlar beni tiksindiriyor, utandırıyor. Eğer bu toplum bu şekilde gidecekse, aydın insanlar, eğitilmiş kişiler ve akil kalabalıklar bilmelidir ki bu vicdansızlığın sonucu insanlarımızın, Irak Savaşı’nda öldürdüğü ve ona göre “düşman” olan insanların kafasına ayağı ile basan “insan” denilemeyecek mahlûklara dönüşmesi kaçınılmazdır.

Sokaktaki insana yardımcı olmayan, garibanı görmeyen, hissetmeyen, acıyı veya acılı insanı sezinlemeyen, fakiri ve fakirliği göz ardı eden, diğer insanlara sadece kendi çıkarları açısından bakan, çevresine dikkat etmeyen, saygısız, gaddar, bencil, zalim, hissiyatsız, maneviyatsız gençler yetiştirdiğimizin farkında bile değiliz. Toplumun vicdanını yok ettiğinizde, belki de Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in yaptıklarından gocunan ve “Keşke Amerika gelse de bize kurtarsa…” diye söylem içinde olan insanları göreceğiz bu memlekette. “Demokrasi ihraç eden” ülkelerin Irak’ta 600.000 insanın ölümüne neden olduğunu vicdansız toplum fertleri hatırlamayacaklar, belki de o gün bizim üstümüze de ağır bir ölü toprağı serilecek yavaş yavaş.
 
Artık toplumumuzda olması gereken şeylerin adı İYİLİK YAPMAK olarak algılanıyor. Yere düşene yardım ettiğinizde çevrenizdekiler tarafından normal değil de iyilik yapan insan olarak adlandırılıyorsunuz. Yazınız çok güzel Niyazi Hocam. Konu nerden nereye geldi. Forumda böyle şeyler konuşmak da çok güzel. Özgür Hocam size de cesaretinizden dolayı tebrikler. Orda Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinden birini görmek bana bile gurur verdi ki, kendinizle gurur duyabilirsiniz. Herşey için teşekkürler. Siz doğru yoldasınız ama Niyazi hocamın da dediği gibi bizim toplumuz da alçak gönüllülük kabul görmüyor galiba.
 
Ben dahil kafamıza vura vura bu yazıyıyı (içim acıyor) gençlere ezberletmek lazım. Allaha duam Niyazi hoca gibilerin sayısını arttırsın.
 
yine bir oluru yok yani.. niyazi bey'in dernek düşüncesine katılıyorum. birleşmemiz lazım arkadaşlar. ama bir yandanda düşünüyorum " bir forum sitesinde bile birlik olamazken, dernek kurduğumuzda durum ne olur???
 
Niyazi Bey ve diğer emeği gecen arkadaşlara teşekkürler.doğru şeyler söylüyorsunuz.gerçekler acıdır tabiki.

Defalarca tartışıldığı gibi bir araya gelmek zor.kimisi dersi istiyor kimisi başka formatör öğretmenliği.Ama hepimizin ortak istediği şeyler var norm olayı,çalışma saatleri vb.
Bari bu ortak istekler için ortak hareket etsek.Bir tane sendikalı(hangi sendikalı olursak olalım) olanımız kalmamalıydı.Ama ben dahil istifa etmedim sendikamdan.
Bence bunu yapalım topluca.burdan başlayalım ortak isteklerimiz için .çok şey kaybediyoruz.Bu sefer başlayalım bari...

Benim gibi hala sendikasından istifa etmeyen varsa :oops: lütfen gerekçemizi belirterek istifade edelim.
 
Ben mevcut sendikalardan istifa edip. Ortak bir sendikal çatı altında birleşmemizi öneriyorum. Bu şekilde sesimizin daha güçlü çıkacağına ve çok daha kolay organize olacağımıza inanıyorum...
 
Yine oradaydık;

Emeği geçen arkadaşlara teşekkürlerimi sumnarım. Abbas Güçlü yine herzamanki formundaydı. Vodafone icra kurulu başkanı son konuşma hakkı olan dakikakalarını Bt öğretmenlerine soru olarak verdiğini söyledi. Kendisine de teşekkür ederiz. Panel mantığndan biraz saptı ki sapması muhtemeldi sürekli durum değerlendirmeleri mevcuttu. Abbas Güçlünün arçelikten mühendis arkadaşa çıkışması ve bırakın eğitimciler düğünsün demesi aslında herşeyi açığa kavuşturuyordu. Fatih projesi rant elde etmek isteyenlerin fikirlerinin alındığı değil Eğitimcilerin fikirlerinin önemli olduğu bir proje olmalıydı fakat bu durum sanırım böyle değil.

Zaten Panel konuşmalarını vdeoları var bahsetmeyeceğim. Fakat Panelden sonra Tunay Bey ile olan karılıklı konuşmamdan bahsedeceğim. Panel sırasındaki konuşmasında BT Öğretmenlerinin kurban olduğunu söylediğinde sinirlendim ve soru sormak istesem de söz hakkı gelmedi ve ben de bitiminde kendisiyle konuştum. "BT Öğretmenlerini kurban olarak nitelendiremezsiniz. BT Öğretmenleri MEB bünyesindeki Öğretmen sınıfının en donanımlı gruplarındandır. Ayrıca BT Öğretmenlerinin Eğitim ve Pedogojik anlamda diğer Eğitim Fakültesi Öğretmenlerinin aldığı derslerden farkı yok hatta fazlası vardır. BT Öğretmenlerini küstürdüğünüz gibi daha da üstlerine gelmekle bu projenin başarısını doğrudan etkileyecek olan Bt öğretmenlerini kaybetmeye mi çalışıyorsunuz." dedim. Kendisi bana bu söylediğinin kendi fikri olmadığını ve bunun BÖTE Bölümbaşkanları ve YÖK ün fikri olduğunu söyledi. Aslında BT Öğretmenlerini başarılı bir uğraş içinde olduklarını ve 6 bin imza kitabını da gidip masasına vurduklarını söyledi. Aslında bizim için fırsat olduğunu söylediği Fatih Projesiyle yanlış yerden değil Teknoloh-gluk için bastırılması gerektiğini söyledi. İmalı şekilde de Teknolog gözüküyor gibi konuştu. Benim sert çıkışımla aslında biraz gerilsek de herzamanki Tunay Bey ağaçlar Kuşlar herşey pembe konuşmalarına devam etti.
 
Hak verilmez alınır sözünü söyleyenler ne güzel söylemiş :) Oturduk yerden böyle al gülüm ver gülüm panellerden oturumlardanda bize hak dağıtıyorlardı :)
 
Selamlar,
videoları seyrettim, ve şunu düşünüyorum.
1. ihtimal;EĞİTEK herşeyi en ince detayına kadar tasarlamış bitirmiş ondan rahat..
2. si ise projeye kendiside inanmıyor, hiç bir çalışmaları yok, günü kurtarıyorlar..

Niyazi Bey'in söylediklerini yabana atmayalım arkadaşlar..(önceki sayfada var.) !!
1-Gelin bilişim eğitimi ile ilgili çalışma grupları kuralım,
--- ilköğretim ve orta öğretim çalışma grubu
--- mesleki eğitim çalışma grubu.
Bu gruplar Niyazi hocamın yazdığı yol ve yontemler ile bu konudaki argumanlarını oluştursunlar.
Bi aralar manifesto gibi bişeyler yayınlanmıştı.O düzenlenerek başlaya bilir.ortaya net bi fikir çıksın,
Neyi savunacaz, nasıl savunacaz ?
Herkez katkıda bulunsun. başat farklı fikirler çıkar ise, sonunda oylama yapılır ve tek bişey savunulur.

Ayrıca mobbing anketi var tek kelimeyle super bi çalışma , o çalışmayı kimin önüne koysanız gıkını çıkartamaz.
bilisimdegelecekvari.org ekibinin eline sağlık.

Sunumun sonunda BÖTE'den bi hoca konuştu, ya bunlar daha hiç bişeyn farkında değil..
Koca koca profesorler yazık be..

Gene Niyazi hocamın bahsettiği dernek / sendika işine gelince,
Dernek güzel, lakin yurumesi için para lazım.
Bakın sendika daha mantıklı.Aidatı var parasal kaynak sıkıntısı da çekilmez. bizim sendika kurmamız lazım başka çaresi yok..
faaliyetler vs.. bunlar kaynakla olacak şeyler.İnanın 5-6 bin uyenin aidatı ciddi rakam yapar,
hiç olmaz ise sende bir defa 3-5 gunluk konferans şeklinde bilişim eğitimi temalı harika faaliyetler yapılır.. vs.. vs..
Ben sendika uyesiyim istifaya hazırım.Nereye gidiyor aidatlarımız ? Yaw hiç olmazsa bizim için harcansın.
Ekte sendika ile ilgli başka bi başlıkta yazdığım mesajı kouyorum..
Kendi sendikamızı kurmamız lazım - "BilişimSEN" - şart !!

Özgür hocamın borsa lokantası ile ilgli yazdıklarına gelince..
Hocam sen bizim yerimize çıktın bişeyler soylemeye çalıştın, biz onuda yapamadık vallahi afiyet olsun,helal olsun.
Bürokratlar/Siyasetçiler keşke işlerini doğru durust yapasalarda 1 öğün değil hergün 5 öğün yeseler borsa lokanlarında vallahi gözümde değil.

Tum bunları forumun yoneticileri gundeme taşıycak ust sayfaya alıcak onların sahiplenmesi lazım, Niyazı hocam yazmış , biz yazıp duruyoruz..
Bunları forumun bu derinliğinde kim okuyor yahu ?

Ama eğer Niyazi Hocamın yazdıkları kıymetliyse, bi zahmet sabitleyin bişeyler yapın.En kotusu muhatapsızlık.

Tekrar ediyorum Niyazi hocamın önceki mesajda yazdığı şeyleri düşünelim arkadaşlar...

Forum yöneticileri bu başlığı sabitlemeleli.

Ek mesaj.
--
Bu mucadele yaklaşık 2 yıldır devam etmekte, ve ne kadar sonuç alındı ?
elbette elde edilen başarı var.. canhıraş çalışan arkadaşlar var onların hakkını yemiyorum.. sakın sakın..
Ama sayısı 10000 'e yakın bi camia için bu yeterlimi ?
Bence yeterli değil.
Farklı bir çözüm yolu denenmeli.
Sonuçta bizim iş verenimiz devlet, iş verenle işçinin arasında problem var ise bu ancak sendikalar tarafından çözülür..
Bu konu sendika aracılığıyla başbakana yada milli eğitim bakanına press yapılmadıkca çözülmez.
Bürokratların insafına mı kalacağız ? öyleyse vay halimizie..
peki sendikalar bunla uğraşırmı ? 5000 rakamı uyelik ve istifa kartıyla iyi bi rakam.Dikkate alınır diye düşünüyorum.. bu sayı ne kadar arttırılırsa o kadar iyi olur.
bir günde bir sendikanın 5000 uye kaybetmesi yada kazanması sendika başkanlarını bişeyler yapmak için yeterince motive edecektir.
5000 civarı bi sayı ile önce iktidara yakın olan sendika kanalıyla konunun başbakan yada milli eğitim bakanının gündemine taşınması lazım.
eğer iktidara yakın sendika bu işi yapamıyorsa, 2. sıradaki sendika ile aynı şey denenenebilir.
sonra diğeriyle.. ve diğerleriyle..
hiç birinden belli bi zaman da ses çıkmıyorsa.. bu rakamla sendika bile kurulabilir..
ve yola sendikal hareketle devam edilir.
Bu harekette kesinlikle siyaseten hiç bir yere angaje olmamalı..
Talepleri burda konuşulan şeylerin çerçevesinin dışına çıkmamaları..eğer bi yere angeje olunursa, insanlar sizin taleplerinize kulak vermeden
onlar zaten şucu/bucu deyip gerisini kulak ardı ederler.Arada asıl mesele gümürtüye gider.
Basın ve kamuoyunda sendikal hareketler her zaman daha farklı ses getirir..
Eylem yapam sendika imajı ayrıdır.. klavye kıran bilgisayarcılar imajı ayrı..
(yapılan eylemi kötülemiyorum, ses getirme tarafı için yorum yapiyorum.)

ancak bu yöntemle sonuç alınabileceğini düşünüyorum..
inanın birimiz çıksa kendisini bir bidon benzinle yaksa ana haber bultenlerinde aynı gün 3 dk haber olup 2 gun sonra unutulur gider.
sizlerinde farklı bi düşüncesi varsa yazın.

tabi 5000 kişilik çekirdek kadroyu organize etmek toplamak da ayrıca farklı bi olay,
bu işler için aktif çalışan arkadaşlar daha önceden bu şekilde başlasardı, binli rakamlara ulaşmak içten bile değildi.
hayal dersenezin, ben bu mesajı yazmadım sizde okumadım farzedin,
eğer olabilir derseniz, buyrun başlayalım.. benden 10 kişi garanti.
şu aşamada polemik en son ihtiyacımız olan şey. sadece farklı bi açıdan bakmaya çalıştım.
---
selamlar .
 
swordfish' Alıntı:
Kendi sendikamızı kurmamız lazım - "BilişimSEN" - şart !!

hocam ben kurdum sendikayı ismi ve sloganı da hazır

BİL-SEN(Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri Sendikası)

Slogan:

BİL-SEN ,Bilsen de Bilmesen de Gel...
 
Aslında bu sendika işi benimde olmasını gerektiğini düşündüğüm birşey ancak birilerinin önayak olmasında fayda var. Bir vazife düşersede her türlü yardıma hazırım.
 
merhaba swordfish hocam yazdıklarınızı okudum ama aklıma takılanlar var
ilk mesajda bilişim eğitiminin artık zamanının geçtiğini bizlerin bilişim öğretmenliği görevimizin kalmadığını değişen zamanın şartlarına uyum sağlamadığımızı söylüyorsunuz
cep telefonunun eğitimimi olurbilgisayar öğretmenliği bitmiştir demişsiniz
ikinci mesajınızda bilişim eğitimini ilköğretim ortaöğretim ve mesleki eğitim olarak planlayalım demişsiniz
peki biz bilişim sendikası kurduğumuzda neyi yapmaya çalışacağız ; bilişim eğitimi gereklidir ve olmalımıdır yada yeni görevimiz eğitim teknologluğunun çalışma şartlarını özlük haklarını düzenlemeye çalışacağız
 
bence bilişim ilköğretimde office programları zorunlu gösterilmeli
ben kendi kendine office programlarını öğrenmek isteyen çocuk görmedim
liselerdede sayısal alanda belirli seviyede programcılık dersleri verilmeli,
bilişim eğitimi bilgisayar kullanmayı öğretmek değil yazılımların öğretilmesi gibi olmalı
bizi cep telefonu kullanmayı öğretmekle ilişkillendirilmesine sinir oluyorum :verymad:
 
Sendika iyi fikir. Bu konudda çalışmamız lazım. Ben de elimizden gelen varsa yapmaya hazırım. Bugünden 4 kişi buldum bile. Eşlerimizi de unutmayın. Sendikmıza üye olacak olanlar sadece bilişimci olacak diye bir kaide yok sonuçta.
 
Arkadaşlar ben de sendika konusunda sizinle aynı fikirdeyim.Ben hemen sendikamı bırakır geçerim yeni kurulan sendikaya ama bu iş amacımızdan sapmamalı yani ben diğer sendikalar gibi siyasi amac güden bir sendika olmasını istemem.Gerçekten siyasi görüşü ne olursa olsun bütün bilg öğrtmenlerini ilgilendiren ve beraber birşeyler yapma konusunda bizi bir arada toplayan bir sendika olmalı bence.Birde bu konuda ilk önce burada iyi bir kamuoyu oluşturmamız lazım yani eğer sendika açılacaksa az çok kaç kişi olacağımızı bilmemiz lazım ve toplu istifalar ile yeni sendikamıza geçmemiz lazım bence..Fakat kafama takılıyor sendikaya üyeyim ama bu işle pek ilgim yok yani diyelim ki açtık ve 5000 kişi olduk yeterli bir sayımı yani söz sahibi olabilecekmiyiz.Böyle bir sendika açsak bilişimcilerden başka kimse gelmez herhalde.Bu işer detaylı işler ama ben gönüllüyüm üzerime düşüne görevi yapmaya hazırım.
 
sefa hocam da bt öğretmeni zaten sorunlarımızı ve sendikacılığı iyi biliyor hemde yürekli bir insan. biz yeni sendika falan açamayız 3-5 kişi şimdi gaza geliyor ama iş ciddiye binse yine herkes ortadan kaybolur.şimdiye kadar birlik olabildiysek şimdiden sonra da oluruz ama malesef. sıfırdan başlamaktansa var olana +1 ekleyelim derim.
 
Bence sendika kurulacaksa buna Niyazi hocam ve swordfish hocam ön ayak olmalılar. Ben sendikamdan istifa etmeye hazırım. Saırım bütün BT öğretmenleri de hazırdır. Yeter ki bizi temsil eden bir sendika olsun.
 
Niyazi SARAL' Alıntı:
Merhaba,

"swordfish" hocama ve diğer hocalara saygılar ile bu mesajı yazarken ne kadar zorlandığımı belirterek ve yanlış anlaşılabilme risklerini de göze alarak sizlere bundan sonra ne yapılabileceği konusunda görüşlerimi bildirmek istiyorum. "Çok kendini önemsiyor..." diye gözükmemek için ayrı bir başlık oluşturmadım. Umarım aralarda kaybolmaz.

Öncelikle kısa ama gerçekçi yazacağım. Ne yazık ki günümüzde bazı "gerçekler" bazen ahlaki bile olmayabiliyor. Yazdıklarım acıtabilir; özür dilerim ama son bir yıldır yazmamak için kendimi hakikaten tuttum. Bazen çok sevdiğim insanların kırılacağını düşündüm ve bazen de çıkıp biri "sana ne" der diye geri durdum. Yazdıklarım benim olmasını istediğim, benim de tamamen katıldığım veya desteklediğim fikirler olmayıp acı gerçeklerdir. Aslında çoğu eleştirilerim kalbimin katıldığı güzel meziyetlerinizden ama aklımın gördüğü gerçeklerden kaynaklanıyor. Lütfen böyle biline.

Hakikaten çok yanlış bir mücadele veriyorsunuz. Günümüz yaşam şartları o kadar sert ve acımasız k birçok savınıza "bana ne!" tarzı cevap almanız çok doğal. Herşeyi içselleştiriyorsunuz, duygusal bir bakış açınız var. Hocamın söylediği gibi resmen "dövünüyorsunuz". Ve arada vurulması gereken konular kaynıyor, eriyor gidiyor.

Sıkı adamlar ile mücadele vermelisiniz. (Burada "sıkı" olmak gereğinde Abbas Bey gibi acımasızca eleştirmek veya yüzsüz olabilmek ve her koşulda sinirlenmeden tezini savunabilmek anlamındadır. Utanarak ekliyorum.) BBnet yöneticileri, Özgür Hocam gibi -melek gibi adam- veya tanıdığım ve yazılarını okuduğum kadarı ile "korsan" veya "ghost" gibi duygusal (aslında çok iyi insanlar ama günümüz mücadelerinde dezavantaj) insanlarla bu mücadele olmaz. Daha yırtıcı, daha acımasız yani daha "sıkı" adam lazım size. Videoları izlerseniz bir ara Abbas Bey "Ulan..." diyerek konuştu ve önünde masa olsaydı vururdu. Ve mücadelenizi mutlaka sendika veya dernek altında yapmalısınız. Bunun nedenlerini açıklayacağım.

Bu bir mücadele aslında çünkü sizin haklarınız gasp ediliyor ve mağdur ediliyorsunuz. Bunu bir bireysel hak mücadelesi olarak görmek lazım. Yoksa tezlerinizde eğitim açısından mantık veya neden arayarak giderseniz zorlanırsınız. "swordfish" hocamın da dediği gibi Dünya değişiyor, bilişim sektörü bir evrim içinde. %100 söylediklerine katılmasam da, evet tabletler ve taşınabilir cihazlar, klasik içinde hard disk ve MS işletim sistemi olan PC tipi bilgisayarlar yerine geçiyor. Zaten "Bilişim Öğrenmek için bilgisayar öğretmenine ne gerek var" anlayışı revaşta iken bu evrim sizi zorlar. Bundan vaz geçmek ve örgütlü mücadele etmeniz, eğer yapabilirseniz bir dernek oluşturmanız veya en iyisi sendikalarda mücadelenizi yürütmeniz daha doğru olacaktır. Şahsi düşüncemdir. Dernek kurmak isterseniz ayrıca yardımcı olmak isterim.

Mücadelenizde "haklı zemin" kavramıni bilmiyorsunuz. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ben bile tüm kapsamı anlamış sayılmam. Neden bazıları öğretmen kalmak istiyor, bazıları formatör olmak istiyor ve bazıları da tamirci olmayı bile dert etmiyor. Anlaşılmıyor ve karışıyor. Bakın "haklı zemin" şudur. Analitik düşünmeniz lazım. Cevabı muatabınızın içinden de olsa "Bana ne?" diyeceği hiçbir savı ortaya koymamalısınız. Eğitek'in çözmesi mümkün olmayan birçok soruyu o vatandaşa sormak anlamsızdı. Olayı içselleştirmek, "yandık bittik" demek zaten kimsenin dinlediği birşey değil; bilesiniz. Acı, ama gerçek şu ki en azından BÖTE mezunları bence öğretmen olacaklar diye kandırılmıştır. Ama şöyle düşünün, Türkiye'de 4 yıllık üniversite bitiren birçok genç için durum aynıdır. Bu insanlar kandırılıyor. Biz insanları kandırıyoruz; her şehire "üniversite" açıyoruz, sonra bu binaların içini dolduracak öğretim görevlisi bulamıyoruz, hasbel kadar mezun etteiklerimize de istihdam sağlıyamıyoruz. Bu bugünün hükümetinin de sorunu değil, yanlış anlamayız. Bizim kültürde her yerde her alanda "mış gibi" yapmak ve gerçekten yapmamak gibi ciddi bir sorun var.

Haklı zemine sadece bir örnek vermek istiyorum. Karşınızdakini kendi silahı ile vuracaksınız. Örneğin duygusal serzenişler ve "benim çocuklarım..." diye başlayan anılar yerine kalkıp birinin "Kardeşim siz bir yandan güvenli internet diye tüm toplumu sarsacak önlemler, kısıtlamalar ve yasaklar getirmeye çalışıyorsunuz. Internet teknik olarak zaten engellenemez, yapmanız gereken internetin doğru kullanımını topluma ve özellikle gençlerimize anlatacak Bilişim Teknoloji Öğretmenlerini el üstünde tutmaktır." demektir.

Bunun gibi analitik düşündüğünüzde karşınızdakini vuracak tezleri savunmalısınız. Örneğin "620.000 öğretmene sizce kim bu kurmayı düşündüğünüz yeni teknik alt yapıyı öğretecek, kim bilgi ve iletişim teknolojilerinin yeni nesillere eğitim açısından hem katkı sağlaması, hem de bu teknolojilerin kullanımıyla oluşacak teknoloji birikiminin Türkiye için gelecekte katma değer oluşturması sağlayacak?" diye onların problemlerini yüz üstüne çıkarmanız lazım. Türkiye'yi tanımadığınızı görüyorum. "Yapacağız" denilen birçok şey en azından "yapılmış" gibi olur sonunda. Buna direnmek yerine bu işten Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri adına çıkar sağlamayı kurgulamak daha doğrudur. Otomotif sektörüne bir bakın, "yerli otomobil istiyoruz..." dendiğinde önce herkes kızdı, "Tüm Dünya'nın gıpta ettiği bir otomotaif sektörümüz var, nerden çıktı global bir dünyada %100 yerli.." diye başladılar. Şimdi ne oldu? Herkes verilecek teşvikler peşinde, söylemler değişti. Lütfen siz de sizi düşünün...

Katı konuştuğumun ve acımasız olduğumun farkındayım. Lütfen başta dediklerimi tekrar gözden geçirin.

Atanamayan veya atandığı halde absürd görevler yüklenilen hatta mobbing uygulanan öğretmenlere de sesleniyorum; kesinlikle umutsuz olmayın. Fatih Projesi inaşallah başlar ve inşallah 15 milyon öğrenciye o e-book'lar verilir. Her koşulda bilişim eğitimin içine daha fazla giriyor; bu kaçınılmaz. Sizlere daha fazla ihtiyaçları olacak, emin olun. Sizleri fellik fellik arayacaklar. Siz kendinizi yetiştirmeye bakın, bilişim üzerine her konuda. Baktınız öğretmenlik yapamıyorsunuz, değiştirin mesleğinizi. Günümüzde çok ideal olmak bazen mutsuzluk getiriyor. (Yine utanıyorum...)

Budan 1 veya maksimum 1.5 sene sonra Türkiye'deki iş arama, kadroya atama sistemleri tamamen değişecek. Örneğin bir kadroya atanırken Elektronik Mühendisi olmak yerine "Ağ Teknolojileri elemanı seviye 6" mesleki yeterlilik belgeniz olması yeterli ve şart olacak. Yani her alanda çalışabilirsiniz. Önününüz açık, hele gençseniz mutlaka her opsiyonu deneyin. Bellirli bir yaşta iseniz (55+) o zaman tavsiyem idareciliktir. Ama gençseniz inanın Türkiye'nin önü açıktır, karamsar olacak hiç birşey yok; olmamalı.

BBnet sonunda bir forumdur. Daha farklı organizasyonların sizin mücadelenizde daha başarılı olduğunu şahsen görüyorum. Dernekleşmek isterseniz dediğim gibi yardımcı olurum. Daha önce yaptığım teklifi tekrarlıyorum. Eğer bilişim sektöründeki tüm derneklerin toplandığı bir toplantıya gelmek isterseniz size konuşma imkanı sağlarım. Emre Alkin, Eczacıbaşı, TBD..vs herkes orada olacaktır. Üstelik by ayki Ankara'da. 28-28 Ekim.

Tekrar özür dileyerek, selamlar.



Dernek kurmak isterseniz ayrıca yardımcı olmak isterim.

okul-formator-ve-bilgisayar-ogretmeni-f28/bilisim-teknolojileri-dernegi-kurulmali-t61014.html

örgütlenmeliyiz ne istediğimizi tek ses olarak net bir şekilde çıkarmalıyız. bunun sendikalar aracığıyla yapılamayacağını düşünüyorum.
 
Cemal TANER' Alıntı:
Gözünü kapayan yalnız kendine gündüzü gece yapar demiş . Hocam siz düşüncelerinizle bizlere ışık tutuyorsunuz.

Bir de işin şu boyutu var. BBnete login olduğunuzda ana sayfaya bir bakın. Kaç kayıtlı kullanıcı kaç misafir var. Ve bu misafirlerin kaçı BT öğretmeni. Ya da 80 bine yaklaşan üyenin kaçı BT öğretmeni. Yani burda dövüne şikayet eden, şu diyen bu diyen BT öğretmenleri tüm BT öğretmenlerini temsil eder mi gibi sorular da sormak lazım.

Gayrı memnuların devlet yıktıkları çok görülmüştür ama devlet kurdukları görülmemişlerdir.

Değindiğim konuya kimsenin dikkatini çekememişim zaten diyorum ben hep ben soğan suyu ile yazıyorum bu foruma .
İki haftadır Mersinde BT öğretmenlerine Dis4 kursunu veriyordum. Cumhur Hocam şahit, oradaki BT öğretmenlerinin en fazla %20 si BBneti biliyordu. Onları kötülemek anlamadında yazmadım. Dernek veya sendika kurulacak ama bu platformdan olsun Faceden olsun herkese ulaşmak mümkün mü?
 
Geri
Üst