- Mesajlar
- 1,078
Yahu esed denilen adamın ülkesinde ne kadar güçlü olduğunu bilmesek isyancıların kötülüğüne esedin melekliğine hükmedeceğiz nerdeyse....Madem hükümet ve ordunun çoğu sünni iran israille kolkola neden esed resjimini cansiperane destekliyor biraz düşünün! Suriye istihbaratı boş oturacak değil tabiki onlarda yönlendirme yapacaklar.
------------
Gerçekten rejimin eli temiz ve kendinden emin olsa başkalarından önce BM ve diğer uluslararası örgütleri gerçeği ortaya çıkarmaları için vazifeye çağırması ve ciddi bir soruşturma için işbirliği yapması beklenirdi. Muhalefet, büyük rezaleti deşifre olmasın diye paniklerdi. Ama 47 ülkenin üye olduğu BM İnsan Hakları Konseyi, tam da Suriye'nin resmî raporunun yayımlandığı gün, Türkiye, ABD ve Katar'ın talebiyle Hula katliamının soruşturulmasına karar verdi. 41 ülkenin destek verdiği bu karara, sadece 3 ülke karşı çıktı. Bunlardan biri, maalesef Esed'in en büyük hamisi görünen Rusya. Diğerleri Çin ve Küba. Kendinden çok emin olan ve katliamdan muhalefeti sorumlu tutan Beşşar Esed, objektif bir soruşturma istese Rusya ve Çin bu karara itiraz eder mi?
Üstelik BM Suriye Gözlemci Heyeti Başkanı General Robert Mood, katliamdan bir gün sonra, Humus'un 20 km kuzeybatısındaki Hula'ya ulaşmış ve resmî raporun aksine kurbanların bir kısmının top ateşiyle öldürüldüğünü duyurmuştu.
Peki bağımsız kaynaklar Hula'da yaşananlar için ne diyor? İnsan hakları örgütlerine, bağımsız gazetecilere katliamdan sağ kurtulanlar ne anlatıyor? Bu katliamdan dolayı Suriye'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesi için çağrı yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün hadisenin şahitleriyle yaptığı görüşmeler acı gerçeği göz önüne seriyor. Bütün tanıklar, askerî üniforma giyerek evlere saldırıp aileleri yok edenlerin rejim yanlısı olduğunda hemfikir. Tereddüt ettikleri nokta, katillerin resmî Suriye askeri mi, yoksa milis grubu şebbiha mı oldukları.
------------
Gerçekten rejimin eli temiz ve kendinden emin olsa başkalarından önce BM ve diğer uluslararası örgütleri gerçeği ortaya çıkarmaları için vazifeye çağırması ve ciddi bir soruşturma için işbirliği yapması beklenirdi. Muhalefet, büyük rezaleti deşifre olmasın diye paniklerdi. Ama 47 ülkenin üye olduğu BM İnsan Hakları Konseyi, tam da Suriye'nin resmî raporunun yayımlandığı gün, Türkiye, ABD ve Katar'ın talebiyle Hula katliamının soruşturulmasına karar verdi. 41 ülkenin destek verdiği bu karara, sadece 3 ülke karşı çıktı. Bunlardan biri, maalesef Esed'in en büyük hamisi görünen Rusya. Diğerleri Çin ve Küba. Kendinden çok emin olan ve katliamdan muhalefeti sorumlu tutan Beşşar Esed, objektif bir soruşturma istese Rusya ve Çin bu karara itiraz eder mi?
Üstelik BM Suriye Gözlemci Heyeti Başkanı General Robert Mood, katliamdan bir gün sonra, Humus'un 20 km kuzeybatısındaki Hula'ya ulaşmış ve resmî raporun aksine kurbanların bir kısmının top ateşiyle öldürüldüğünü duyurmuştu.
Peki bağımsız kaynaklar Hula'da yaşananlar için ne diyor? İnsan hakları örgütlerine, bağımsız gazetecilere katliamdan sağ kurtulanlar ne anlatıyor? Bu katliamdan dolayı Suriye'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesi için çağrı yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün hadisenin şahitleriyle yaptığı görüşmeler acı gerçeği göz önüne seriyor. Bütün tanıklar, askerî üniforma giyerek evlere saldırıp aileleri yok edenlerin rejim yanlısı olduğunda hemfikir. Tereddüt ettikleri nokta, katillerin resmî Suriye askeri mi, yoksa milis grubu şebbiha mı oldukları.