Dövmekle olmuyor, sevmekle de. Bazılarının bünyesi sevgiyi kaldırmıyor :? .
Allah sabır versin, gücüm yettiğince dövme işinden uzak duruyorum. İlk dönemi kurtardık, ikinci dönemde idare ederim inşaallah.
Bazılarınız ilkokulda ve lisede cici çocuklardı ama şimdi bile, birçok (bence en az %50) öğretmenlerde gördüğüm bir özellik. Milli Eğitimde, Okulda toplantıda 40 dakika müdürü veya kurs/seminer veren öğretmeni veya toplantıyı yöneten kişiyi, kısaca öğretmenini, dinlemeyip, arka saralarda kaynatmaya çalışan öğretmenler var. Empati dedikleri şey tam bilemiyorum ama 40 dakika dikkat dağılmadan yada yoldan çıkmadan :sleep: öğretmenler bilem zor idare ediyor hatta idare edemiyor. İşi çok yokuşa sürmeden orta yolu bulmak lazım. Biraz gerçekci olmak lazım, tabi hayaller olmadan ilerleme de olmaz.
Bazı arkadaşlarımızın dediği gibi, çocuk ailede alışmış, sert olmassak ciddiye alınmıyoruz düşüncesi hakim. Benimde okulda dikkatimi çeken sert mizaçlı öğretmenlerin derslerinin daha iyi geçtiği. Sert mizaçlı derken "döven" öğretmen değil. Sadece biraz asabi olanlar..
Ama ama ama biz öğretmeniz. Onlara farklı çözüm yollarına alıştırmamız, dayaktan başka çözüm yolu olduğunu göstermemiz lazım...
Belki diyeceksiniz -sen nerede öğretmensin?- Doğru. bazen espiri niyetine diyorum ki "bünyeleri dayağa alışmış, sevgimiz kaldırmıyor, yapmaya çalıştığımız RAM 16 mb olan bir bilgisayara CS4 kurmaya çalışmak gibi oluyor."
Ve yine ama ama ama biz öğretmeniz. Onları geleceğe hazırlamamız gerekiyor.
Not: Akla geleni yazdım, konu bütünlüğünü yakalayamadımsa aff ola :roll: