- Mesajlar
- 1,066
YÖK, 2017 LYS yerleştirmelerini analiz etti.
İşte YÖK'ün yaptığı analiz
2017 LYS: Tercihler Kalite ve İstihdam Odaklı
Yükseköğretim Kurulunca üniversitelere yerleştirme sayılarına ilişkin yapılan analize göre:
- Lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısı 422.950 oldu. Bu sayı geçen yıl lisans programlarına yerleştirilen öğrenci sayısı 423.479 ile benzer düzeyde olup, devlet üniversitelerindeki lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısı 2016 yılında 345.579 iken, 2017 yılında yerleşen öğrenci sayısı 346.675 olarak gerçekleşti. Bu kapsamda devlet yükseköğretim kurumlarına yerleşen lisans öğrenci sayılarında artış var.
- Yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214.430 toplam kontenjanın 163.613'ü önlisans programlarında, 50.817'si ise lisans programlarında görüldü. Tercih edecek öğrenci sayısındaki geçtiğimiz yılla karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik olmamasına ve kontenjanlarda artış olmasına rağmen boş kontenjan sayıları öğrencilerimizin daha bilinçli ve seçici bir tercih sürecinde olduğunun göstergesidir.
- Sınavsız geçiş kaldırılmış olması dikkate alındığında, meslek lisesi mezunlarımızdaki tercih edebilecek yüksek sayıdaki öğrenci sayısı memnuniyet vericidir.
- Taban puan uygulanan programlardan Tıp, Hukuk, Mühendislik ve Mimarlık programlarındaki gelişme sevindiricidir. Öğretmenlik programlarında ilk kez uygulanan taban puan uygulaması ile özellikle istihdamda güçlük yaşanan bazı programlarda doluluk oranlarında önemli azalma gözlenmiştir. Bu durum eğitim fakülteleri için merkezi olarak değil kalite odaklı bir kontenjan planlaması olarak değerlendirilmelidir.
- Açıköğretim lisans programlarındaki puan türünün örgün puan türü ile aynı düzeye getirilmesi ve bu kapsamda açıköğretim lisans programlarına LYS ile öğrenci yerleştirilmesi bu programlarda doluluk oranını düşürmüştür. Bu durum da tenkitlere yol açan açık öğretimin sistemdeki büyük payında rasyonel bir şekilde azalma meydana getirecek, aynı zamanda açık öğretimin marka değerini yükseltecektir.
- YÖK bursunun ve rasyonel planlamaların uygulandığı temel bilimler, ziraat, orman, su ürünleri ve yer bilimleri programlarındaki doluluk ülkemiz ve yükseköğretim sistemimiz açısından sevindiricidir.
- Lisans ve önlisans'daki önemli sayıda boş bulunan kontenjanlar öğrencilerimize ek yerleştirme döneminde önemli fırsatlar sunabilecektir.
- 2017 yılı yerleştirme sonuçları Yükseköğretim Kurulu olarak son iki yıldır önceliklendirdiğimiz kalite odaklı büyümenin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Tercih yapan aday sayısında düşüş var
Geçen sene tercih yapma hakkı olan 1.171.886 lise mezunu adaydan 759.424'ü (%64,80), 785.740 meslek lisesi mezunu adaydan 610.583'ü (%77,71) ve toplamda tercih yapma hakkı olan 1.957.626 adaydan 1.370.007'si tercih (%69,98) yapmıştı. Bu sene ise tercih yapma hakkı olan 1.117.622 lise mezunu adaydan 627.850'si (%56,18), 729.252 meslek lisesi mezunu adaydan 366.916'sı (%50,31) olmak üzere toplamda tercih yapma hakkı olan 1.846.874 adaydan 994.766'sı tercih (%53,86) yapmıştır. Yani geçen yıla kıyasla öğrencilerimiz ilk yerleştirmede daha az tercih yapma eğiliminde olmuştur.
Burada özellikle dikkat çekilmesi gereken konu tercih yapma hakkına sahip olan meslek liseli adayların geçen yıl %77'si tercih yaparken bu yıl %50'sinin bu hakkını kullanmış olmasıdır. Bunun sebebi bu yıl ilk kez uygulanan sınavsız geçişin kaldırılması sonrasında, ilgili öğrencilerimize verilen ek puan ile daha yüksek sayıda öğrencimiz sınavda başarılı olduğu halde durumlarını daha iyi değerlendirmek üzere bu aşamada tercihini yapmamış olmasıdır. Sınavsız geçişin kaldırılması sürecinin devreye girdiği bu ilk yılda görülen olumsuz durumun ek yerleştirme sürecinde büyük ölçüde kalkacağı düşünülmektedir.
Geçen yıl ile karşılaştırıldığında daha az tercih yapma eğilimi doğrultusunda lisans programlarındaki doluluk oranlarının %94,31'den, %89,27'ye gerilediği, önlisans programlarındaki doluluk oranlarının ise %91,42'den %62,55'e düştüğü görülmüştür. Bir başka ifadeyle yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214.430 toplam kontenjanın 163.613'ü önlisans programlarında, 50.817'si ise lisans programlarındadır.
Bu sonuçlar öğrencilerimizin daha bilinçli bir tercih yapma eğiliminde olduklarını, sadece yükseköğretime girmeyi değil, mezuniyet sonrasındaki istihdam imkanlarını da dikkate aldıklarını göstermektedir. Bu durum yükseköğretim sistemimizdeki özellikle son iki yıldır kalitenin arttırılması odaklı uyguladığımız politikalar ile de uyumludur. Bununla birlikte özellikle meslek lisesi mezunlarına yönelik bu ilk sene için rehberlik yapmamız gerektiğini de göz ardı etmiyoruz. Bu hususu YÖK olarak gündemimize almış bulunmaktayız.
Taban puan uygulanan programlardaki gelişme olumlu ve dikkat çekici
İki yıl önce Tıp ve Hukuk, geçtiğimiz yılda Mühendislik ve Mimarlık programlarında başlatılan taban puan uygulamasındaki sonuçlar memnuniyet vericidir.
Tıp programlarında geçen sene boş kontenjan 55 iken bu sene 27, Hukuk programlarında geçen sene boş kontenjan 298 iken bu sene boş kontenjan olmamış doluluk %100 olmuştur. Mühendislik programlarında geçen sene boş kontenjan 14.754 iken bu sene 8.165, mimarlık programlarında geçen sene boş kontenjan 744 iken bu yıl 944 olmuştur. Mimarlık programlarındaki boş kontenjanın artmasındaki sebep Vakıf ve KKTC Üniversitelerine yerleşen aday sayısındaki azalmadır.
Bu yıl ilk kez başlayan Öğretmenlik programlarında taban puan uygulaması kapsamında ise, doluluk oranı geçen yıl %99,23 iken bu yıl %86,79 olmuştur.
Bu doluluk oranındaki düşüşte özellikle bazı programlar önemli rol oynamaktadır. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği programlarında geçen sene kontenjan 2.965, yerleşen 2.902 ve boş kontenjan 63 (doluluk %97.85) iken bu sene kontenjan 2.866, yerleşen 543 ve boş kontenjan 2.323 (doluluk %18.95) olmuştur. Benzer şekilde Fen Bilgisi Öğretmenliği programlarında geçen sene kontenjan 4.429, yerleşen 4.414, boş kontenjan 15 (doluluk %99,6) iken, bu sene kontenjan 4.459, yerleşen 3.049, boş kontenjan 1.410 (doluluk %68,38) olmuştur.
Bu programların özelliği özellikle istihdamda güçlük yaşanan programlar olmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kamuoyu da zaten uzun yıllardır bu kapsamdaki öğretmenlik programlarında kontenjan azaltılmasına gidilmesini talep etmekteydi. YÖK olarak re'sen ve merkezi olarak kontenjan azaltılması ve pek çok üniversitede bu programların kapatılması yerine kalite çıtasının yükseltilerek aynı sonuca ulaşma yöntemi tercih edilmiştir. Uygulanan taban puan uygulaması ile geçmişte başarı sıralaması 1.420.000'lerde! olan öğrencinin eğitim fakültesi programlarına yerleşebildiği göz önüne alınarak yerleşen öğrencinin niteliğini arttırabilmek üzere eğitim fakültelerine yerleştirme taban puanı (bütün ilgili tarafların ve kamuoyunun tasvibiyle) 240.000 seviyesine çekilmiştir. Bunun sonucunda da bu programların doluluk oranlarda önemli oranda düşüş yaşanmıştır. Bu durum doluluk oranlarımıza olumsuz yansımış olsa da geleceğimizi emanet edeceğimiz genç nesillerimizin eğitimi açısından daha nitelikli, bilinçli ve istekli bireylerin öğretmenlik programlarını tercih etmesi ve öğretmen olması açısından oldukça olumlu bir durumdur.
...
Boş kalan kontenjanlarda mezuniyet sonrası istihdam edilebilirliğin etkisi
Boş kalan program kontenjanlarına bakıldığında önemli kısmının mezuniyet sonrası istihdam endişesinin olduğu veya arz ve talep dengesinde güçlük yaşanan programlar esaslı olduğu değerlendirilmektedir. Örneğin, eğitim fakültesi programları arasında en düşük doluluk oranının istihdam alanının oldukça daraldığı Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği alanında olması arz ve talep dengesinin doğal bir sonucu olarak değerlendirildi.
Bu sene Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliğinde doluluk oranı %19,72, Fen bilgisi öğretmenliğindeki doluluk oranı %69,15'tir. İşletme ve iktisat gibi çok fazla mezunun bulunduğu programlar için de ayni bakış açısı söz konusudur.
Öğrencilerimizin tercih hakkını kullanma sürecinde ikinci bir şans
İlk yerleştirme sonuçlarına göre ek yerleştirme için önemli sayıda kontenjan olması, öğrencilerimizin geçtiğimiz yıllara göre ek yerleştirme sürecinde daha fazla imkan ve fırsat sunmaktadır. Öğrencilerimiz bu kontenjanları dikkatlice değerlendirerek yıl kaybına uğramadan yerleşebilme ve yükseköğretim sistemimize dahil olma imkanı bulabileceklerdir.
Son Söz
Yeni YÖK olarak Yükseköğretim sisteminin her kademesinde kaliteyi öncelikli kılıyoruz. Kontenjan planlamasında önceliğimiz kontenjanların ve yerleşen sayılarının hadsiz hesapsız artırılması değildir. Sistem, önceden yapılan planlamalarımız dahilinde çalışmakta olup yetkinlik ve yeterlilik dikkate alınarak büyüme gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan iki yıldır gerek üniversitelerin ilgili verilerinin paylaşımı gerekse mezun başarıları ve programların akredite olup olmadığı bilgilerinin açıklanması öğrencilerimize daha bilinçli tercih yapma imkanını sunmaktadır. Öğrencilerimizin artık bunlara dikkat ettiğini de gözlemlemek mutluluk vericidir.
Kaynak(grafikler için bakılmalı): http://www.memurlar.net/haber/686905/yok-ten-lys-analizi-istihdam-odakli-tercih-yapildi.html
İşte YÖK'ün yaptığı analiz
2017 LYS: Tercihler Kalite ve İstihdam Odaklı
Yükseköğretim Kurulunca üniversitelere yerleştirme sayılarına ilişkin yapılan analize göre:
- Lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısı 422.950 oldu. Bu sayı geçen yıl lisans programlarına yerleştirilen öğrenci sayısı 423.479 ile benzer düzeyde olup, devlet üniversitelerindeki lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısı 2016 yılında 345.579 iken, 2017 yılında yerleşen öğrenci sayısı 346.675 olarak gerçekleşti. Bu kapsamda devlet yükseköğretim kurumlarına yerleşen lisans öğrenci sayılarında artış var.
- Yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214.430 toplam kontenjanın 163.613'ü önlisans programlarında, 50.817'si ise lisans programlarında görüldü. Tercih edecek öğrenci sayısındaki geçtiğimiz yılla karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik olmamasına ve kontenjanlarda artış olmasına rağmen boş kontenjan sayıları öğrencilerimizin daha bilinçli ve seçici bir tercih sürecinde olduğunun göstergesidir.
- Sınavsız geçiş kaldırılmış olması dikkate alındığında, meslek lisesi mezunlarımızdaki tercih edebilecek yüksek sayıdaki öğrenci sayısı memnuniyet vericidir.
- Taban puan uygulanan programlardan Tıp, Hukuk, Mühendislik ve Mimarlık programlarındaki gelişme sevindiricidir. Öğretmenlik programlarında ilk kez uygulanan taban puan uygulaması ile özellikle istihdamda güçlük yaşanan bazı programlarda doluluk oranlarında önemli azalma gözlenmiştir. Bu durum eğitim fakülteleri için merkezi olarak değil kalite odaklı bir kontenjan planlaması olarak değerlendirilmelidir.
- Açıköğretim lisans programlarındaki puan türünün örgün puan türü ile aynı düzeye getirilmesi ve bu kapsamda açıköğretim lisans programlarına LYS ile öğrenci yerleştirilmesi bu programlarda doluluk oranını düşürmüştür. Bu durum da tenkitlere yol açan açık öğretimin sistemdeki büyük payında rasyonel bir şekilde azalma meydana getirecek, aynı zamanda açık öğretimin marka değerini yükseltecektir.
- YÖK bursunun ve rasyonel planlamaların uygulandığı temel bilimler, ziraat, orman, su ürünleri ve yer bilimleri programlarındaki doluluk ülkemiz ve yükseköğretim sistemimiz açısından sevindiricidir.
- Lisans ve önlisans'daki önemli sayıda boş bulunan kontenjanlar öğrencilerimize ek yerleştirme döneminde önemli fırsatlar sunabilecektir.
- 2017 yılı yerleştirme sonuçları Yükseköğretim Kurulu olarak son iki yıldır önceliklendirdiğimiz kalite odaklı büyümenin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Tercih yapan aday sayısında düşüş var
Geçen sene tercih yapma hakkı olan 1.171.886 lise mezunu adaydan 759.424'ü (%64,80), 785.740 meslek lisesi mezunu adaydan 610.583'ü (%77,71) ve toplamda tercih yapma hakkı olan 1.957.626 adaydan 1.370.007'si tercih (%69,98) yapmıştı. Bu sene ise tercih yapma hakkı olan 1.117.622 lise mezunu adaydan 627.850'si (%56,18), 729.252 meslek lisesi mezunu adaydan 366.916'sı (%50,31) olmak üzere toplamda tercih yapma hakkı olan 1.846.874 adaydan 994.766'sı tercih (%53,86) yapmıştır. Yani geçen yıla kıyasla öğrencilerimiz ilk yerleştirmede daha az tercih yapma eğiliminde olmuştur.
Burada özellikle dikkat çekilmesi gereken konu tercih yapma hakkına sahip olan meslek liseli adayların geçen yıl %77'si tercih yaparken bu yıl %50'sinin bu hakkını kullanmış olmasıdır. Bunun sebebi bu yıl ilk kez uygulanan sınavsız geçişin kaldırılması sonrasında, ilgili öğrencilerimize verilen ek puan ile daha yüksek sayıda öğrencimiz sınavda başarılı olduğu halde durumlarını daha iyi değerlendirmek üzere bu aşamada tercihini yapmamış olmasıdır. Sınavsız geçişin kaldırılması sürecinin devreye girdiği bu ilk yılda görülen olumsuz durumun ek yerleştirme sürecinde büyük ölçüde kalkacağı düşünülmektedir.
Geçen yıl ile karşılaştırıldığında daha az tercih yapma eğilimi doğrultusunda lisans programlarındaki doluluk oranlarının %94,31'den, %89,27'ye gerilediği, önlisans programlarındaki doluluk oranlarının ise %91,42'den %62,55'e düştüğü görülmüştür. Bir başka ifadeyle yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214.430 toplam kontenjanın 163.613'ü önlisans programlarında, 50.817'si ise lisans programlarındadır.
Bu sonuçlar öğrencilerimizin daha bilinçli bir tercih yapma eğiliminde olduklarını, sadece yükseköğretime girmeyi değil, mezuniyet sonrasındaki istihdam imkanlarını da dikkate aldıklarını göstermektedir. Bu durum yükseköğretim sistemimizdeki özellikle son iki yıldır kalitenin arttırılması odaklı uyguladığımız politikalar ile de uyumludur. Bununla birlikte özellikle meslek lisesi mezunlarına yönelik bu ilk sene için rehberlik yapmamız gerektiğini de göz ardı etmiyoruz. Bu hususu YÖK olarak gündemimize almış bulunmaktayız.
Taban puan uygulanan programlardaki gelişme olumlu ve dikkat çekici
İki yıl önce Tıp ve Hukuk, geçtiğimiz yılda Mühendislik ve Mimarlık programlarında başlatılan taban puan uygulamasındaki sonuçlar memnuniyet vericidir.
Tıp programlarında geçen sene boş kontenjan 55 iken bu sene 27, Hukuk programlarında geçen sene boş kontenjan 298 iken bu sene boş kontenjan olmamış doluluk %100 olmuştur. Mühendislik programlarında geçen sene boş kontenjan 14.754 iken bu sene 8.165, mimarlık programlarında geçen sene boş kontenjan 744 iken bu yıl 944 olmuştur. Mimarlık programlarındaki boş kontenjanın artmasındaki sebep Vakıf ve KKTC Üniversitelerine yerleşen aday sayısındaki azalmadır.
Bu yıl ilk kez başlayan Öğretmenlik programlarında taban puan uygulaması kapsamında ise, doluluk oranı geçen yıl %99,23 iken bu yıl %86,79 olmuştur.
Bu doluluk oranındaki düşüşte özellikle bazı programlar önemli rol oynamaktadır. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği programlarında geçen sene kontenjan 2.965, yerleşen 2.902 ve boş kontenjan 63 (doluluk %97.85) iken bu sene kontenjan 2.866, yerleşen 543 ve boş kontenjan 2.323 (doluluk %18.95) olmuştur. Benzer şekilde Fen Bilgisi Öğretmenliği programlarında geçen sene kontenjan 4.429, yerleşen 4.414, boş kontenjan 15 (doluluk %99,6) iken, bu sene kontenjan 4.459, yerleşen 3.049, boş kontenjan 1.410 (doluluk %68,38) olmuştur.
Bu programların özelliği özellikle istihdamda güçlük yaşanan programlar olmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kamuoyu da zaten uzun yıllardır bu kapsamdaki öğretmenlik programlarında kontenjan azaltılmasına gidilmesini talep etmekteydi. YÖK olarak re'sen ve merkezi olarak kontenjan azaltılması ve pek çok üniversitede bu programların kapatılması yerine kalite çıtasının yükseltilerek aynı sonuca ulaşma yöntemi tercih edilmiştir. Uygulanan taban puan uygulaması ile geçmişte başarı sıralaması 1.420.000'lerde! olan öğrencinin eğitim fakültesi programlarına yerleşebildiği göz önüne alınarak yerleşen öğrencinin niteliğini arttırabilmek üzere eğitim fakültelerine yerleştirme taban puanı (bütün ilgili tarafların ve kamuoyunun tasvibiyle) 240.000 seviyesine çekilmiştir. Bunun sonucunda da bu programların doluluk oranlarda önemli oranda düşüş yaşanmıştır. Bu durum doluluk oranlarımıza olumsuz yansımış olsa da geleceğimizi emanet edeceğimiz genç nesillerimizin eğitimi açısından daha nitelikli, bilinçli ve istekli bireylerin öğretmenlik programlarını tercih etmesi ve öğretmen olması açısından oldukça olumlu bir durumdur.
...
Boş kalan kontenjanlarda mezuniyet sonrası istihdam edilebilirliğin etkisi
Boş kalan program kontenjanlarına bakıldığında önemli kısmının mezuniyet sonrası istihdam endişesinin olduğu veya arz ve talep dengesinde güçlük yaşanan programlar esaslı olduğu değerlendirilmektedir. Örneğin, eğitim fakültesi programları arasında en düşük doluluk oranının istihdam alanının oldukça daraldığı Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği alanında olması arz ve talep dengesinin doğal bir sonucu olarak değerlendirildi.
Bu sene Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliğinde doluluk oranı %19,72, Fen bilgisi öğretmenliğindeki doluluk oranı %69,15'tir. İşletme ve iktisat gibi çok fazla mezunun bulunduğu programlar için de ayni bakış açısı söz konusudur.
Öğrencilerimizin tercih hakkını kullanma sürecinde ikinci bir şans
İlk yerleştirme sonuçlarına göre ek yerleştirme için önemli sayıda kontenjan olması, öğrencilerimizin geçtiğimiz yıllara göre ek yerleştirme sürecinde daha fazla imkan ve fırsat sunmaktadır. Öğrencilerimiz bu kontenjanları dikkatlice değerlendirerek yıl kaybına uğramadan yerleşebilme ve yükseköğretim sistemimize dahil olma imkanı bulabileceklerdir.
Son Söz
Yeni YÖK olarak Yükseköğretim sisteminin her kademesinde kaliteyi öncelikli kılıyoruz. Kontenjan planlamasında önceliğimiz kontenjanların ve yerleşen sayılarının hadsiz hesapsız artırılması değildir. Sistem, önceden yapılan planlamalarımız dahilinde çalışmakta olup yetkinlik ve yeterlilik dikkate alınarak büyüme gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan iki yıldır gerek üniversitelerin ilgili verilerinin paylaşımı gerekse mezun başarıları ve programların akredite olup olmadığı bilgilerinin açıklanması öğrencilerimize daha bilinçli tercih yapma imkanını sunmaktadır. Öğrencilerimizin artık bunlara dikkat ettiğini de gözlemlemek mutluluk vericidir.
Kaynak(grafikler için bakılmalı): http://www.memurlar.net/haber/686905/yok-ten-lys-analizi-istihdam-odakli-tercih-yapildi.html