Uzman öğretmenlik, Devletimizin bence bize bir borcudur. Neden mi?

Kodla Büyü
Ü

Üye silindi 6243

Misafir
17 yıl önce yapılmış ama 17 yıl boyunca bir daha yapılmamış bir sınav ne gibi haksızlıklar ve adaletsizlikler getiriyor farkında mıyız acaba?

O zaman uzman olanlar 17 yıl boyunca uzmanlık farkını aldılar ama bu yıl zarfında diğer öğretmenler maalesef mahrum kaldılar. Nasıl mı? Bir daha sınav açılmayınca uzmanlık ya da baş öğretmenlik fırsatı sunulmayınca nasıl alsınlar ki. Geçen 17 yıl boyunca bu farktan mahrum kaldılar.

Yazıktır ki bu süreçte emekli olup gidenler oldu, peki bunların hakkını kim ve nasıl ödeyecekler?

Allah aşkına diğer kurumlarda hiç böyle bir uygulama gördünüz mü? Bir uygulama başlatıp 17 yıl ara verdiklerine şahit oldunuz mu? Askeriyede, emniyette terfilerin hiç aksatıldığını duymadım. En azından 17 yıl sürmemiştir. Hele bu sınavı tıpta uzmanlık ile eş tutanlar; hiç tus sınavının 17 yıl boyunca yapılmadığını gördünüz mü?

Bana göre bu uzman öğretmenlik, devletimizin bizlere bir borcu. Ben 18 yıldır öğretmenim. Eski uygulamaya göre 7 yılını dolduran uzman olabiliyordu ve buna göre benim 11 yıllık bir kayıbım var. (11x12xUzmanlık farkı) Sınavı geçsin yada geçmesin herkese verilmeli bu uzmanlık. Bana göre ancak devlet borcunu böyle ödemiş olur

Kaldı ki formasyonlu fen edebiyatlıların uzman görülmesi şahsen benim çok ağırıma gidiyor. (Kıskandığım için de değil ha.) Onlar aldıkları formasyon ile öğretmenlik vasfı kazanıyor. Bu vasfı kazandıktan sonra ayrı bir yüksek lisans olsa hadi yine tamam diyeceğim ama o da değil. Onlar lisans mezunu iken öğretmen değillerdi ki formasyon yüksek lisans sayılsın. Biz o dersleri lisans eğitiminde aldık zaten. Farkı ne? Üniversite sınavlarında fen-edebiyat fakültelerinin çok üstünde puan al, öğretmenliği kazan oku sonra kpss'yi kazan atan. Gördüğün muameleye bak.

Bana göre çok büyük bir haksızlıklık. Eğer uzmanlık verilmezse bilsinler ki hakkımı helal etmiyorum. Eminim benim gibi düşünenler de helal etmiyordur. Hele bu duruma karşı tepkisiz kalan sendikalar var ya, işte onlara diyecek söz bulamıyorum.

Kimse bu sınavın adaleti sağlayacağını söylemesin sakın. Sadece gülerim. Yılların verdiği tecrübe ve yıllarca verilen emekler, yapılan fedakârlıkların etkisiz kalıp her şeyin bir sınava bağlanması ne derece adil bilmiyorum. Tartışmaya açık...

Eğitim videoları ise başlı başına bir tartışma konusu. Sadece düz okuma yapan profesörlerin maalesef hiç güven vermediği eğitimleri sanırım hiç bir işe yaramamıştır. Sadece zaman ve elektrik/internet israfı bana göre. Zaten kimsenin de dinlediğini, izlediğini sanmıyorum. Videoları hiç karıştırmasalardı da sadece döküman verselerdi daha iyiydi kanımca.

Vesselam...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Hocam söylediklerinizde çok haklısınız, olumlu bir tane bile yanı olmayan bir sistem.

Varsayalımki süper bir sistem ancak biz göremiyoruz, kabul etmiyoruz. 60-65 yaş aralığındaki öğretmenleri bu sınava sokmanın ne anlamı var? Ellerinde kalem silgi okul bahçesinde sınav saatini bekleyen tecrübeli öğretmenlerin görüntüleri hiç hoş görüntü vermez.
 
Hocam söylediklerinizde çok haklısınız, olumlu bir tane bile yanı olmayan bir sistem.

Varsayalımki süper bir sistem ancak biz göremiyoruz, kabul etmiyoruz. 60-65 yaş aralığındaki öğretmenleri bu sınava sokmanın ne anlamı var? Ellerinde kalem silgi okul bahçesinde sınav saatini bekleyen tecrübeli öğretmenlerin görüntüleri hiç hoş görüntü vermez.
Haklısınız hocam. İşin bir de o boyutu var tabi.

Yani her açıdan hoş olmayan bir durum.
 
Kimsenin borç ödemek, hakkı haklı olana teslim etmek, adil olmak gibi bir kaygısı yok ki hocam. Diyelim ki ben okayiyamaşikakombamba(!) alanında yüksek lisans yaptım. Yüksek lisansım olduğu için sınavdan muafım. Sınava girecek olanların sorumlu olduğu konuları biliyorum demek mi bu?
 
sınavın çevrimiçi yapılacağını düşünüyorum,
gerekçem ise bu sınavı için "sınav gözetmenliği" muhabbeti olmaması.
 
17 yıl önce yapılmış ama 17 yıl boyunca bir daha yapılmamış bir sınav ne gibi haksızlıklar ve adaletsizlikler getiriyor farkında mıyız acaba?

O zaman uzman olanlar 17 yıl boyunca uzmanlık farkını aldılar ama bu yıl zarfında diğer öğretmenler maalesef mahrum kaldılar. Nasıl mı? Bir daha sınav açılmayınca uzmanlık ya da baş öğretmenlik fırsatı sunulmayınca nasıl alsınlar ki. Geçen 17 yıl boyunca bu farktan mahrum kaldılar.

Yazıktır ki bu süreçte emekli olup gidenler oldu, peki bunların hakkını kim ve nasıl ödeyecekler?

Allah aşkına diğer kurumlarda hiç böyle bir uygulama gördünüz mü? Bir uygulama başlatıp 17 yıl ara verdiklerine şahit oldunuz mu? Askeriyede, emniyette terfilerin hiç aksatıldığını duymadım. En azından 17 yıl sürmemiştir. Hele bu sınavı tıpta uzmanlık ile eş tutanlar; hiç tus sınavının 17 yıl boyunca yapılmadığını gördünüz mü?

Bana göre bu uzman öğretmenlik, devletimizin bizlere bir borcu. Ben 18 yıldır öğretmenim. Eski uygulamaya göre 7 yılını dolduran uzman olabiliyordu ve buna göre benim 11 yıllık bir kayıbım var. (11x12xUzmanlık farkı) Sınavı geçsin yada geçmesin herkese verilmeli bu uzmanlık. Bana göre ancak devlet borcunu böyle ödemiş olur

Kaldı ki formasyonlu fen edebiyatlıların uzman görülmesi şahsen benim çok ağırıma gidiyor. (Kıskandığım için de değil ha.) Onlar aldıkları formasyon ile öğretmenlik vasfı kazanıyor. Bu vasfı kazandıktan sonra ayrı bir yüksek lisans olsa hadi yine tamam diyeceğim ama o da değil. Onlar lisans mezunu iken öğretmen değillerdi ki formasyon yüksek lisans sayılsın. Biz o dersleri lisans eğitiminde aldık zaten. Farkı ne? Üniversite sınavlarında fen-edebiyat fakültelerinin çok üstünde puan al, öğretmenliği kazan oku sonra kpss'yi kazan atan. Gördüğün muameleye bak.

Bana göre çok büyük bir haksızlıklık. Eğer uzmanlık verilmezse bilsinler ki hakkımı helal etmiyorum. Eminim benim gibi düşünenler de helal etmiyordur. Hele bu duruma karşı tepkisiz kalan sendikalar var ya, işte onlara diyecek söz bulamıyorum.

Kimse bu sınavın adaleti sağlayacağını söylemesin sakın. Sadece gülerim. Yılların verdiği tecrübe ve yıllarca verilen emekler, yapılan fedakârlıkların etkisiz kalıp her şeyin bir sınava bağlanması ne derece adil bilmiyorum. Tartışmaya açık...

Eğitim videoları ise başlı başına bir tartışma konusu. Sadece düz okuma yapan profesörlerin maalesef hiç güven vermediği eğitimleri sanırım hiç bir işe yaramamıştır. Sadece zaman ve elektrik/internet israfı bana göre. Zaten kimsenin de dinlediğini, izlediğini sanmıyorum. Videoları hiç karıştırmasalardı da sadece döküman verselerdi daha iyiydi kanımca.

Vesselam...
Katılıyorum bence uygulamayı getirenlerde pişman ama geri adım atmayı gururlarına yediremiyorlar.
 
Peki bir gelişme olur mu?
Puan ekleme veya son dakika iptal olayı falan?
 
Beklentim sınav sorularının MEB'in örnek soruları gibi yoruma dayalı ezber içermeyen sorular olması hatta aynı soruları içermesi.
 
Bu iş biter unutulur gider . Kimsenin öğretmeni salladığı ciddiye aldığı yok kabul edin. Bunun kabahatide öğretmenin başkasının değil. Oturup ders çalışın bence ben de girmem diyordum baktım onursuz bir meslek gurubuna mensubum tek aptal benmiyim dedim çalışıyorum.
 
Eğitim fakülteleri bitirilmeye mi çalışılıyor diye aklıma bir soru geliyor arkadaşlar. Bence eğitim fakülteleri kapatılıp, öğretmen olmak isteyenler fen edebiyat fakültelerine yönlendirilecek. Oradan formasyon alıp öğretmen olmaları istenecek. Atama bekleyen bunca öğretmen varken "Neden hâlâ eğitim fakülteleri mezun veriyor? " sorusunu ortadan kaldırmak istiyorlar sanırım. Bunca mezun birikimi varken eğitim fakültelerne ihtiyaç kalmadı diyorlar adeta. Çünkü mezun olan herkesin tek beklentisi atama. Böylece fen edebiyat okuyanlar "atama" dediği zaman onlar da "biz kimseye zorla formasyon aldırmadık." diyecekler. İşin içinden sıyrılıp çıkacaklar. Ayrıca, Formasyon olanlar da atanınca doğrudan uzmanlık haketmiş olacaklar.

Eğitim fakültesi mezunu olup doğrudan öğretmen olmayı hakeden bir öğretmenin hiç bir değeri yok artık. Bu gelişmeler bana öyle hissettiriyor.

Artık, üniversite sınavlarında çok yüksek puan alarak öğretmenlik okumanın hiç bir avantajı kalmadı bana göre. Çevremdeki herkese de böyle anlatacağım.

Kendisini hiç tanımam ama öğretmene değer verdiğini hissettiğim tek bir devlet büyüğü gördüm şu ana kadar. O da Ziya Selçuk idi. Kendisini öğretmen olarak gören ve bizlere tepeden bakmayan tek bakandı bence. Yazıktır ki o da pandemiye denk geldi.

Maalesef devlet nezdinde hiç bir itibar görmeyen bir meslek bizimkisi. FEF'liler kadar değerimizi olmadığını görmek böyle düşündürüyor bana. Ama olsun bir öğrencimin yolda sokakta beni gördüğünde yüzünde oluşan gülümseme herşeye değer. Yıllar önce mezun ettiğin bir öğrencinin, yıllar sonra seni görüp de selam vermesi tarifsiz bir duygu bana göre.

Neyse bakalım, hayırlısı olsun.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Eğitim fakülteleri bitirilmeye mi çalışılıyor diye aklıma bir soru geliyor arkadaşlar. Bence eğitim fakülteleri kapatılıp, öğretmen olmak isteyenler fen edebiyat fakültelerine yönlendirilecek. Oradan formasyon alıp öğretmen olmaları istenecek. Atama bekleyen bunca öğretmen varken "Neden hâlâ eğitim fakülteleri mezun veriyor? " sorusunu ortadan kaldırmak istiyorlar sanırım. Bunca mezun birikimi varken eğitim fakültelerne ihtiyaç kalmadı diyorlar adeta. Çünkü mezun olan herkesin tek beklentisi atama. Böylece fen edebiyat okuyanlar "atama" dediği zaman onlar da "biz kimseye zorla formasyon aldırmadık." diyecekler. İşin içinden sıyrılıp çıkacaklar. Ayrıca, Formasyon olanlar da atanınca doğrudan uzmanlık haketmiş olacaklar.

Eğitim fakültesi mezunu olup doğrudan öğretmen olmayı hakeden bir öğretmenin hiç bir değeri yok artık. Bu gelişmeler bana öyle hissettiriyor.

Artık, üniversite sınavlarında çok yüksek puan alarak öğretmenlik okumanın hiç bir avantajı kalmadı bana göre. Çevremdeki herkese de böyle anlatacağım. Zaten hiç bir avantajını da görmedim ya neyse.

Kendisini hiç tanımam ama öğretmene değer verdiğini hissettiğim tek bir devlet büyüğü gördüm şu ana kadar. O da Ziya Selçuk idi. Kendisini öğretmen olarak gören ve bizlere tepeden bakmayan tek bakandı bence. Yazıktır ki o da pandemiye denk geldi.

Maalesef devlet nezdinde hiç bir itibar görmeyen bir meslek bizimkisi. Ama olsun bir öğrencimin yolda sokakta beni gördüğünde yüzünde oluşan gülümseme herşeye değer. Yıllar önce mezun ettiğin bir öğrencinin, yıllar sonra seni görüp de selam vermesi tarifsiz bir duygu bana göre.

Neyse bakalım, hayırlısı olsun.
Hocam devletin yapmak istediği genel hatlarıyla tam anlattıklarınız gibi. Detaylarda ufak tefek farklılıklar olabilir. Ben biraz daha netleştireyim olayı. Lafta "öğretmenim canım benim" olacak ama gerçekte onlar için bir teknikerden öteye gitmeyeceğiz.
 
Geri
Üst