OĞLUM BAK GİT' e farklı bir bakış...

Kodla Büyü
evet akşam dergiden okudum, sabah da eşime okuttum.. Adem hoca muhteşem zaten.. üzerine bişey söyleyemem..

sibel80; sana bişey demeye bile gerek yok zaten...
 
sibel hanım'a cevap ismail abi'den gelsin:
-badem mi bakış? senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun birbirini tutmadığını farkeder misin ?
 
Eğitim sisteminin sorunlarını sadece öğretmenlere maal eden onlara parmak sallayıp tehdit eden her icraatını tahakküm kurma üzerine inşa eden bir bakanın davranış çözümlemesini de yapabiliriz bu bakış açısı ile.
Çocukluk ve öğrencilik dönemindeki “sorunlu” öğretmen ya da ebeveyn figürünün bilinçaltına ötelediği hasarların bir yansımasıdır aslında biz öğretmenlerin gördüğü muamelenin açıklaması.
 
Başlığı görünce onlarcası ortaya çıkan mix vs birşey sanmıştım....Yazıdakiler ülkemiz gerçeklerini çok iyi yansıtıyor...ben şahsen bir kez daha düşündüm çocuk sahibi birisi olarak ve kendiminde yılan gözlü baba olma yolunda olduğumu gördüm öğretmenliğe başladığım ilk yıllarda da böyle bir öğretmendim maalesef...Anne baba ve öğretmenlerin okuması gereken bir yazı...
 
ilon' Alıntı:
Başlığı görünce onlarcası ortaya çıkan mix vs birşey sanmıştım....Yazıdakiler ülkemiz gerçeklerini çok iyi yansıtıyor...ben şahsen bir kez daha düşündüm çocuk sahibi birisi olarak ve kendiminde yılan gözlü baba olma yolunda olduğumu gördüm öğretmenliğe başladığım ilk yıllarda da böyle bir öğretmendim maalesef...Anne baba ve öğretmenlerin okuması gereken bir yazı...

Peki şimdi nasıl bir baba olmaya karar verdiniz Hocam? Sorum samimidir.
 
Bakış açısı basit ve sınırlı. Kısmen katıldığım noktalar var. İnsanı dayağa iten şeyi sadece önceden yediği dayağa bağlamak psikoloji ver sosyoloji alanında bir eksikliğin göstergesidir. olayı bütün olarak ele almadıktan sonra "olayı görünce ağladım" demek duygu sömürüsünden başka bir şey olmaz. bu olayın ekonomik alt yapısına bakacaksın, babanın çalışma ortamına bakacaksın, ailenin çocukla ilgilenme durumuna bakacaksın vs.. vs..
"Şiddet psikolojik bulaşıcılık taşır… Dayak yiyenin kalbi donar… Duyarsızlaşır… Büyüyünce anne gibi annelik yapamaz... Baba gibi baba olamaz..." demiş yazar. Bu güne kadar bir kere bile dayak yememiş öğretmen arkadaşlarım öğrencilere tokat atmaktan çekinmezken, zamanında babamdan çok dayak yiyen ben en yaramaz öğrencime bir kere bile vurmadım dokunmadım. demek ki konuyu detaylı işlememiş.

Kısaca yazmak için yazı yazılmaz.
 
adem güneşi tanıyan bilir, çocuk eğitimine hayatını adamış birisi, ve gerçekten söz konusu çocuk ise ağlayabildiğini biliyorum..
 
Tabiki sosyal ve psikolojik olaylar tek bir nedene bağlanamaz...zaten yazının konusuda tek bir olayla ilgili olduğu için açıklamalarının böyle olması normal...mnv hocam hemen şöyle olayım demekle olmuyor tabiki ama en azından bu yazıdaki benzetme aklıma gelecektir o şekilde davranırken.
 
bir yazar kendine verilen köşe kadar yazabilir bir seferde.
ne demek istediğini anlamak için ya onu tanıyor olmak ya da önceki yazılarını, kitaplarını okumak gerek.
o nedenle "ÇOCUKLUK SIRRI" kitabını tavsiye ederim.
ayrıca ben olsam "duygu sömürüsü" ithamını tanımadığım bir insana asla yapmazdım. kendine gelen bir maili okurken bile sesi titreyen 4 çocuk babası...
 
roden' Alıntı:
Eğitim sisteminin sorunlarını sadece öğretmenlere maal eden onlara parmak sallayıp tehdit eden her icraatını tahakküm kurma üzerine inşa eden bir bakanın davranış çözümlemesini de yapabiliriz bu bakış açısı ile.
Çocukluk ve öğrencilik dönemindeki “sorunlu” öğretmen ya da ebeveyn figürünün bilinçaltına ötelediği hasarların bir yansımasıdır aslında biz öğretmenlerin gördüğü muamelenin açıklaması.
Tam yerine rast geldi manzara yaptık
p1030988.jpg
 
ben a. güneşi tanımadan önce şiddet görmediğimi söyleyebilirdim rahatlıkla.
çünkü şiddeti sadece dayak olarak algılıyoruz. ama bakışla, sözle, ima ile... hatta sevgi ile de şiddet olabildiğini öğrendim. farketmek için geçmişe gidip yüreğimize batan "kıymıkları" bulmak gerekiyormuş. çok azını farkedebiliyorum. ve hepimizin şiddet mağduru olduğunu düşünüyorum...malesef.
 
yazı kabul edilir gerçekler içeriyor ama her konuda bir fetva bekleyen akıllara hitap edilmiş sanki... Ağlamazsak olmuyor yani..
birisi bu çocuğun babasını bulup sorsun" oğlunu kemer ile dövüp 'korktun mu lan, yemedi dimi '" diye soruyor muymuş her gece...
Yoksa bu çocuk içi boşala boşala ilköğretimde beden hariç tüm derslerden ŞÖKK leyip geçirdiğimiz onbinlerce öğrencinin internete konu olmuş küçük bir yansıması mıdır?
Saygılar...
 
İster kabul edin, ister etmeyin o film, ülkemizin çocuk terbiyesinin filmidir...

gerçekten öyle..
bir de
babasından 15 yaşına kadar dayak yemiş öğrencileri artık lafla sözle durdurmak mümkün olmuyo.. onlara şiddet uygulamadıkça, birilerine eziyet etmekten zevk alıyo.. özellikle erkek öğrenciler.. tabi şiddet uygulamıyoruz yine de..
kızlarda pasif, ürkek oluyo ve erken yaşta kendilerine ilgi gösteren erkeğe bağlanıyorlar.
istisnaları da vardır tabi...


adem güneş in çocukluk sırrı diye bir kitabını almıştım, çok güzel
aslında tüm kitaplarını okumak gerek.
 
resha13' Alıntı:
bir yazar kendine verilen köşe kadar yazabilir bir seferde.
ne demek istediğini anlamak için ya onu tanıyor olmak ya da önceki yazılarını, kitaplarını okumak gerek.
o nedenle "ÇOCUKLUK SIRRI" kitabını tavsiye ederim.
ayrıca ben olsam "duygu sömürüsü" ithamını tanımadığım bir insana asla yapmazdım. kendine gelen bir maili okurken bile sesi titreyen 4 çocuk babası...
aksiyon yazısını görmeselerdi, duygu sömürüsü diye bir suçlamada bulunmazlardı. bir tane kitabını okuyup öyle konuşslar..
 
zilal' Alıntı:
İster kabul edin, ister etmeyin o film, ülkemizin çocuk terbiyesinin filmidir...

gerçekten öyle..
bir de
babasından 15 yaşına kadar dayak yemiş öğrencileri artık lafla sözle durdurmak mümkün olmuyo.. onlara şiddet uygulamadıkça, birilerine eziyet etmekten zevk alıyo.. özellikle erkek öğrenciler.. tabi şiddet uygulamıyoruz yine de..
kızlarda pasif, ürkek oluyo ve erken yaşta kendilerine ilgi gösteren erkeğe bağlanıyorlar.
istisnaları da vardır tabi...



aslında tüm kitaplarını okumak gerek.
:+1:
 
murtace' Alıntı:
yazı kabul edilir gerçekler içeriyor ama her konuda bir fetva bekleyen akıllara hitap edilmiş sanki... Ağlamazsak olmuyor yani..
birisi bu çocuğun babasını bulup sorsun" oğlunu kemer ile dövüp 'korktun mu lan, yemedi dimi '" diye soruyor muymuş her gece...
Yoksa bu çocuk içi boşala boşala ilköğretimde beden hariç tüm derslerden ŞÖKK leyip geçirdiğimiz onbinlerce öğrencinin internete konu olmuş küçük bir yansıması mıdır?
Saygılar...
+1
 
zilal' Alıntı:
İster kabul edin, ister etmeyin o film, ülkemizin çocuk terbiyesinin filmidir...

gerçekten öyle..
bir de
babasından 15 yaşına kadar dayak yemiş öğrencileri artık lafla sözle durdurmak mümkün olmuyo.. onlara şiddet uygulamadıkça, birilerine eziyet etmekten zevk alıyo.. özellikle erkek öğrenciler.. tabi şiddet uygulamıyoruz yine de..
kızlarda pasif, ürkek oluyo ve erken yaşta kendilerine ilgi gösteren erkeğe bağlanıyorlar.
istisnaları da vardır tabi...


adem güneş in çocukluk sırrı diye bir kitabını almıştım, çok güzel
aslında tüm kitaplarını okumak gerek.
:+1: :+1:
 
Birisinin şiddet uygulamasının nedeni ille de dayak yemiş olması değildir. O belinden kemeri çıkarıp tehditler savuran, tahrik eden çocuğun şiddet gördüğü için şiddete başvurup şiddete maruz kaldığını düşünmüyorum ben.
 
Bazen şiddet dayakla karşılık verilmesini gerektiren durumda o kişiye müsamaha göstererek, hak sahibinin haysiyetini ayaklara altına alarak da yapılır.
 
bu ülkede eğitimin ne hale geldiğinin bir göstergesidir. ancak ben bu yazara katılmıyorum. elbette dayağa karşıyım. ancak yaptırım olmalı mı? bu yaptırımın ölçüsü ne olmalı. çocuk hata yaptığında karşındaki hiç tepki vermeyecek mi?
 
formator355' Alıntı:
bu ülkede eğitimin ne hale geldiğinin bir göstergesidir. ancak ben bu yazara katılmıyorum. elbette dayağa karşıyım. ancak yaptırım olmalı mı? bu yaptırımın ölçüsü ne olmalı. çocuk hata yaptığında karşındaki hiç tepki vermeyecek mi?
adem güneş kitaplarında nasıl tepki verileceğini anlatıyor. hiç tepki vermemek zaten yanlış
 
BBNET
Geri
Üst