YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 1982/4330
K. 1982/5144
T. 7.7.1982
• ALACAK DAVASI ( Davacı Kiralananın Camlarının Patlatılan Bomba ile Kırıldığını Onarım için Harcadıkları Paranın Davalı Kiralayandan Ödetilmesine Karar Verilmesini İstemesi )
• KİRALAYANIN ÖDEVLERİ ( Kiralayanın Sözleşme Süresince Kiralananda Meydana Gelen Bozuklukları ve Eksiklikleri Gidermesi Kiralananın Kullanılmaya Elverişli Bulunması için Önlemleri Alması )
• VEKALETSİZ İŞ GÖRME ( Kiracının Kiralayana Bildirmeksizin ve Mahkemeden İzin Almaksızın Onarımda Bulunması )
• KİRALANANDA ONARIM YAPILMASI ( Kiracının Kiralayana Bildirmeksizin ve Mahkemeden İzin Almaksızın Onarımda Bulunmasında Vekaletsiz İş Görme Hükümlerinin Uygulanması )
• AYIPLARIN GİDERİLMESİ İÇİN ÖNEL VERİLMESİ ( Buna İlişkin Hükmün Yorumlayıcı Nitelikte Olması Kira Sözleşmesinde Yanların Bu Kuralın Tersini Kararlaştırabilmesi )
1086/m.76
743/m.2
818/m.249,251,413,413
ÖZET : 1 - Kiralayan sözleşme süresince kiralananda meydana gelen bozuklukları ve eksiklikleri gidermek, kiralananın kullanılmaya elverişli bulunması için gerekli önlemleri almak zorundadır.
2 - Ufak tefek ayıpların giderilmesi için kiracının kiralayana elverişli önel vermesine ilişkin hüküm yorumlayıcı nitelikte olup kira sözleşmesinde yanlar bu kuralın tersini kararlaştırabilirler.
3 - Kiracının kiralayana bildirmeksizin ve mahkemeden izin almaksızın onarımda bulunması halinde BK.nun vekiliksiz iş görmeye ilişkin 413 ve 414. maddelerinin uygulanması gerekir.
DAVA : Taraftar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, kiracı sıfatı ile kullandıkları PTT İşletme Binası'nın camlarının zemin, kattaki oto galerisinin kapısında bilinmeyen kişiler tarafından patlatılan bomba ile kırıldığını; onarım için 16876,50 lira harcadıklarını söz ederek davalı kiralayandan ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; olayın meydana gelmesinden kusurlu olamadığını ufak tefek onarımlar için münasip bir önel verilmediğinden davanın dinlenemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece; BK.nun 251/son fıkrası uyarınca davacı kiracının davalı kiralayana onarım için münasip bir mehil vereceğinden, dava açma hakkının olmadığını kabul ederek davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm davacı yanca temyiz olunmuştur.
Kiralayan sözleşme süresince kiralananın akitten maksut olan surette kullanmaya elverişli bir şekilde teslime ve kira müddeti zarfında da şeyi bu halde tutmaya zorunludur ( BKm. 249-F. 1 ). Kiralayanın bu borcu teslim ve ayıba karşı tekeffül borçlarını kapsar ( r~necip Bilge Borçlar Hukuk Özel Borç münasebetleri 1962 Sh. 130131 ). 'Diğer bir anlatımla kiralayan sözleşme süresince kiralananda meydana gelen bozuklukları ve eksiklikteki gidermek ve böylece akit boyunca kullanmaya elverişli durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kira devamlı bir akit olduğundan, kiralayan aktin devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplardan sorumludur. Diğer bir anlatımla sözleşme süresince kiralananda meydana gelen bozuklukları ve eksiklikleri gidermek, kiralananı kullanmaya elverişli bulunması için gerekli önlemleri almak zorunda bulunan kiralayandır ( Becker m. 254/255. N. 13 ).
Somut olayda, bilinmeyen kişilerin attıkları bomba ile kiralanandaki camların kırılması hali; az yukarıda anlatılan kiralayanın sorumu tuğu kuralının uygulama alanındaki çarpıcı bir örneğidir. ( Tandoğan Özel Borç Münasebetleri Cilt: 1 Sh. 328 ) Öyleyse yanlar arasında iki uyuşmazlıkta kiralayanın sorumluluğunun yasadan doğduğunda kuşku yoktur ( Bkm. 249/1 ).
Gerçekte de, mahkemece bu 'kural benimsenmiştir. Ne var ki mahkeme dosyadaki deliller ile maddi olgu ve bulguların hukuki nitelendirilmesinde özellikle BKm. 251/f. II 'nin yorumunda yanılgıya düşmüştür. Yanlar arasında oluşan uyuşmazlığın doğru ve sağlıklı Çözüme bağlanabilmesi için ayıp halinde kiracının haklarının yeterince sınırını çözmek sonra da bunu somut olay içinde değerlen irilerek sonuca kavuşmakta yarar vardır.
BKm. 251/f/II'ye göre bizzat kiracının; bazi koşulların varlığı halinde ayıpları kiralayanın hesabına gidermesine izinlidir. Bunun İçin ayıpların esaslı olmayıp ufak tefek olması gerekir. Kırılanın cam olması ve yapılan masrafın miktarı da gözönünde tutulduğunda ayıbın ufak tefek nitelik taşıdığı çok belirgindir. Ufak tefek ayıpların giderilmesi için kiracının, kiralayana elverişli önel vermesi gerekir ( BKm. 251/F.2 ). Yalnız bu hüküm buyurucu nitelikte değildir. Eş deyişle yorumlayıcı niteliktedir. 0 nedenle kira sözleşmesinde yanlar bu kuralın tersini kararlaştırabilirler ( Oser S~hönen Berger, art. 256 Nr. 6 ). Gerçekte de yanlar bunu bilinçli bir şekilde sözleşmenin özel şartlar bölümünün 7. maddesine hüküm getirmek suretiyle kararlaştırmışlardır. Yanların iradeleri amaççı yorumla belirlendiğinde sözleşmenin anılan hükmü altında; davacı kiracının davalı kiralayana elverişli bir önel vermeden dahi kiralanandaki ufak tefek ayıpları onarabileceği açık seçik görülmektedir.
Kaldı ki; somut olayın özelliğine göre camların kırılmasında onarımın beklemeden yapılmasında zorunluluk vardır. Çünkü onarılması gerekli olan nesne kiralananın her türlü dış etkenlerden korunmasını sağlayan camdır. Bu nitelikte ve hemen giderilmesi zorunlu olan ufak tefek ayıp için BKm. 251/son gereğince kiralayana önel vermek; sonraca sonucunu beklemek, kiralananda ki nesneleri korunmadan yoksun bırakır. Bir an için kiralayanın, kiralananda oturması sırasında olayın meydana geldiği ve camların kırıldığını kabul edelim böyle bir olasılıkla kiralayanın da yaptırma durumu ile karşı karşıya bulunduğu, olayların normal atkısına ve yaşam deneyimlerine uygun düşer. Öyleyse kiralayanın kendisinin bile beklemeden yerine getirmek zorunluluğunda olduğu bir ayıp için, kiracısından BKm. 251/son fıkrası hükmünün arkasına sığınarak savunmada bulunması MKm. 2. maddesindeki objektif iyi niyet kurallarına da aykırılığı oluşturur.
Bundan ayrı, bir davada olguları belirlemek, hukuksal açıdan nitelemek ve de uygulamak yasal hükümlerini arayıp bulmak hakimın doğrudan görevi gereğidir ( HUMKm. 76 ). Kiracının, kiralayana bildirmeksizin ve mahkemeden izin almaksızın onarımlarda bulunması halinde BKm. 413 ve 414. maddelerin uygulanması gerekir. Böylece, somut olayda kiracı, anılan yasa hükümleri çerçevesinde yaptığı giderleri vekilliksiz iş görmeye göre de davalı kiralayandan isteyebilir. Yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığında belirtmek gerekir ki, davacının davalıya, somut olayın özelliğine ve sözleşme hükmüne göre ufak teflik ayıpların giderilmesi için önel verme zorunluluğunda bulunmadığından işin esasına girişilmesi ve böylece uyuşmazlık çözümüne bağlanmalıdır.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Gösterilen nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına ( BOZULMASINA ) ve peşin harcın istek halinde iadesine 7.7. 1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.