- Mesajlar
- 3,489
Nasılsa konuşmasını öğrenmiş bir sincap, kurtaracak birilerini arıyordu. Sincaba göre birilerini kurtarmadıktan sonra, konuşmasını öğrenmiş olmanın ne anlamı vardı...
* * *
Kafesinde küçük neşeli çığlıklar atarak, yeşil ibiğini dikip, kirpiksiz gözleriyle sağa sola bakınan bir papağanın karşısına dikildi sincap:
- Hey papağan, dedi, seni kurtarmak istiyorum ben.
* * *
Papağan hiç konuşan bir sincap görmemişti. O sadece insanların, bir de kendisinin konuştuğunu sanıyordu.
- Ne zamandan beri sincaplar konuşmaya başladı, diye sordu?
* * *
Sincap:
- Başka sincapları bilmem ama ben konuşmaya başladım işte, dedi.
Papağan:
- Hayret doğrusu, dedi, demek konuşmaya başladın. Peki konuşuyorsun da, ne konuşuyorsun; anlat bakalım biraz.
* * *
Sincap:
- Benim konuşmalarım hep kurtarmak üstüne, dedi. Konuşmanın amacı birilerini kurtarmak değil midir? Kimseyi kurtarmayacaksan, konuşmasını bilmek bir işe yaramaz ki...
* * *
Papağan bu mantığı pek anlayamadı:
- İnsanlar senden de, benden de daha iyi konuşurlar; ama onların kimseyi kurtarmak, diye bir dertleri yoktur. Olsa olsa kendi paçalarını kurtarmak için uğraşırlar.
- Yok, dedi; sincap, sen bu sorunu pek kavrayamamışsın. Benim, konuştuğunu gördüğüm herkes, birilerini kurtarmak istiyordu. Örneğin sen kimseyi kurtarmak istemiyor musun? İstemiyorsan, ne diye öğrendin konuşmasını?..
* * *
Papağan:
- Ben, merhaba, iyi günler, karnım acıktı, kafamı şişirmeyin, demek için öğrendim konuşmasını, dedi.
- Demek kimseyi kurtarmak için öğrenmedin?
- Hayır.
- Seninki konuşmak sayılmaz öyleyse. Benimki ise sayılır, madem seni kurtarmak istiyorum...
- Buraya bak sincap, ben durumumdan hoşnudum; kurtaracaksan git başkasını kurtar, beni de rahat bırak...
* * *
Sincap papağanın kızdığını görünce, azıcık alttan aldı:
- Sen de az buçuk konuştuğuna göre, gel istersen birlikte kurtaralım başkalarını, dedi.
* * *
Papağan, sincabın bu önerisine de yanaşmadı:
- Konuşmasını her yeni öğrenenle, birilerini kurtarmaya kalksak; kuyruğumuz tünek yüzü görmez, dedi.
* * *
Sincap, papağanın kafasızlığına bozuldu ve kurtarmak için bir süper tankerin kaptan köprüsünde gözcülük yapan bir köstebeği buldu:
- Konuşmasını öğrenmiş bir sincabım ben, gel seni kurtarayım.
* * *
Köstebek ne yüz verdi sincaba, ne de yanıt...
- Kurtulmak istemiyor musun yani?
Köstebek sanki sincap yokmuşçasına, ufukları gözlüyordu.
- Sanki görürmüş gibi; bir de gözcülük yapıyorsun burada. Ne olur yani seni kurtarsam azıcık?
* * *
Baktı ki sincap, köstebekte de iş yok, başladı efkârlanmaya.
Balıkları mı kurtarsaydı acaba, kuşları mı, böcekleri mi, kümes hayvanlarını mı, kimi?
Yoksa hiçbir işe yaramayacaktı konuşmasını öğrenmiş olması.
* * *
Gitti dam aktarmakla uğraşan bir tazı buldu:
http://gundem.milliyet.com.tr/gercekust ... efault.htm
* * *
Kafesinde küçük neşeli çığlıklar atarak, yeşil ibiğini dikip, kirpiksiz gözleriyle sağa sola bakınan bir papağanın karşısına dikildi sincap:
- Hey papağan, dedi, seni kurtarmak istiyorum ben.
* * *
Papağan hiç konuşan bir sincap görmemişti. O sadece insanların, bir de kendisinin konuştuğunu sanıyordu.
- Ne zamandan beri sincaplar konuşmaya başladı, diye sordu?
* * *
Sincap:
- Başka sincapları bilmem ama ben konuşmaya başladım işte, dedi.
Papağan:
- Hayret doğrusu, dedi, demek konuşmaya başladın. Peki konuşuyorsun da, ne konuşuyorsun; anlat bakalım biraz.
* * *
Sincap:
- Benim konuşmalarım hep kurtarmak üstüne, dedi. Konuşmanın amacı birilerini kurtarmak değil midir? Kimseyi kurtarmayacaksan, konuşmasını bilmek bir işe yaramaz ki...
* * *
Papağan bu mantığı pek anlayamadı:
- İnsanlar senden de, benden de daha iyi konuşurlar; ama onların kimseyi kurtarmak, diye bir dertleri yoktur. Olsa olsa kendi paçalarını kurtarmak için uğraşırlar.
- Yok, dedi; sincap, sen bu sorunu pek kavrayamamışsın. Benim, konuştuğunu gördüğüm herkes, birilerini kurtarmak istiyordu. Örneğin sen kimseyi kurtarmak istemiyor musun? İstemiyorsan, ne diye öğrendin konuşmasını?..
* * *
Papağan:
- Ben, merhaba, iyi günler, karnım acıktı, kafamı şişirmeyin, demek için öğrendim konuşmasını, dedi.
- Demek kimseyi kurtarmak için öğrenmedin?
- Hayır.
- Seninki konuşmak sayılmaz öyleyse. Benimki ise sayılır, madem seni kurtarmak istiyorum...
- Buraya bak sincap, ben durumumdan hoşnudum; kurtaracaksan git başkasını kurtar, beni de rahat bırak...
* * *
Sincap papağanın kızdığını görünce, azıcık alttan aldı:
- Sen de az buçuk konuştuğuna göre, gel istersen birlikte kurtaralım başkalarını, dedi.
* * *
Papağan, sincabın bu önerisine de yanaşmadı:
- Konuşmasını her yeni öğrenenle, birilerini kurtarmaya kalksak; kuyruğumuz tünek yüzü görmez, dedi.
* * *
Sincap, papağanın kafasızlığına bozuldu ve kurtarmak için bir süper tankerin kaptan köprüsünde gözcülük yapan bir köstebeği buldu:
- Konuşmasını öğrenmiş bir sincabım ben, gel seni kurtarayım.
* * *
Köstebek ne yüz verdi sincaba, ne de yanıt...
- Kurtulmak istemiyor musun yani?
Köstebek sanki sincap yokmuşçasına, ufukları gözlüyordu.
- Sanki görürmüş gibi; bir de gözcülük yapıyorsun burada. Ne olur yani seni kurtarsam azıcık?
* * *
Baktı ki sincap, köstebekte de iş yok, başladı efkârlanmaya.
Balıkları mı kurtarsaydı acaba, kuşları mı, böcekleri mi, kümes hayvanlarını mı, kimi?
Yoksa hiçbir işe yaramayacaktı konuşmasını öğrenmiş olması.
* * *
Gitti dam aktarmakla uğraşan bir tazı buldu:
http://gundem.milliyet.com.tr/gercekust ... efault.htm