Hocam sizi öyle iyi anlıyorum ki. Bu anlamak öyle kuru lafla değil inanın..
Meslekte üçüncü yılım, mezun oldum bir yıl bekledim 95 küsür puanla iç anadoluda bir ilçeye atandım. Btr oldum akabinde. Ve baktım ki ben öğretmenim ama öğretmenlik yapmıyorum. Dersim yok, zil çalıyor bir daha çalıyor akşama kadar çalıyor ama benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Öyle üzüldüm ki.. Kazandığım para acaba helal değil mi diye sorgulamaya başladım. Çünkü ben hiçbir şey yapmıyordum. E mezun oldum geldim böte mezunuyum, liseden anadolu lisesi çıkışlıyım, donanım bilgim yok, bayan da olunca okurken teknik bilgiler hiç ilgimi çekmemiş. Hadii sudan çıkmış balık.. Tamirci gibi hissettim kendimi, etek giyiyorum, elbise giyiyorum, topuklu ayakkabı giyiyorum kucağımda kasalarla koca ibm monitörlerle koridorlarda geziyorum. Diğer bayan hocalara bakıyorum nasıl özeniyorum hatta bazen kıskanıyorum. İlk zamanlar müdür yardımcısı olmadığı için idare işleri, ayak işleri, boş derse gir hocam, hocam benim az işim var sınıfta dur hocam nidaları da başlamaz mı? Zaten öğretmenlik camiasına alışmak, farklı bir şehire alışmak, öğrencilik kafasından çıkmak, hiç arkadaşının olmaması, yalnızlık.. bunları hiç demiyorum..
Hemen eğitimden yüksek lisansa başladım, açıktan da edebiyat okumaya başladım, dersanalere gidiyorum iş başvurusuna, kurslara her yere, iş aramak ne zormuş diyorum, kapı kapı kendini anlat... iyi kötü bir dersaneye girdim, o çalışma şartları beklentiler, o disiplin, o emek gaspı aman Allahım ne kadar zordu. Akşam 10da eve geldiğim oluyordu, tenefüslerde bir yudum çay içemeden günde 10 saat derse girdiğim oluyordu..
sonra bir yıl geçti iki yıl geçti.. yüksek lisansım bitti, bu yıl edebiyat da bitecek fakat ben ne branşımdan, ne okulumdan ne de bu şehirden ayrılmak istemiyorum. Müdürüm evet çok iş buyurur ama, yaparım derim bazen hemen yapmam ama yaparım yine de. Artık idare ve öğretmenlerle birbirimize alıştık. Sınırlarımızı biliyoruz. Akıllı tahtalar geldi, hergün bir sorun çıkıyor, soruyorum, araştırıyorum bazen hocalar beni bunaltıyor hadi hadi diye, aldırmıyorum yapıyorum. Her şey bir düzen içinde ilerliyor. Evet sınıfım eskiyor ama her yerinde benim emeğim var, temziliğini bile kendim yaparım tek tek silerim klavyeleri mouseleri. Monitörlerin üzerinde bir dantel eksik, bazen düşünmüyor değilim. İlk atandığımda 95 puanla derece yaparak buraya mı geldim, bu meslek için bu branş için mi dedim, burası bana bir ödülmüş. Çok şükür, doğu hizmetimi böyle bir yerde yapabiliyorum
hala 7. sınıfa gelip hocam j harfi nasıl yazılıyordu diyen öğrenci var, 8. sınıfa gelip toplama işlemini yapamayan öğrenciler, 30 saat derse girmek meziyet değil. Bazen hastalanıyorum rapor alıyorum hocam şu nerdeydi, şunu nasıl açıyorduk vs vs mesajlar geliyor. Önemliyiz.
Boş derslerde öyle çok kitap okudum ki. ben bu üç yılda kendime neler kattım bir bilseniz..
Okulda önemli günlerle ilgili panoları ben hazırlıyorum, bir sürü etkinlik yapıyorum çocuklara, kitap okuma yarışmaları bile düzenliyorum bilgisayar ortamında. Bazen bu boşlukta nasıl yoruluyorum diyorum ama bakıyorum ne çok şey yapmışım.
Bütün meslektaşlarıma tek bir dileğim var iyi bir idare, sorunsuz öğrenciler ve ümit...
Hocam sakin kafayla düşünün ve bulunduğunuz anın kıymetini bilin..