Da Vinci Robotik Cerrahi

Kodla Büyü

*cem62*

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
816
SAĞLIKTA DEVRİM YARATACAK BİR TEKNOLOJİ ...biraz inceledim ve sizlerle de paylaşmak istedim..



Başta üroloji ve kadın hastalıklarında olmak üzere pek çok alanda kullanılan ameliyat robotunun sağladığı en büyük avantajlar ise, operasyonun başarı oranını artırması ve kanama oranını azaltması.


photo_t_da_vinci_s_hd_system.jpg



Operasyon nasıl uygulanıyor?

Da Vinci robotuyla gerçekleştirilecek ameliyat sırasında; cerrah, hastanın yattığı masanın biraz ilerisinde bulunan, ameliyata kumanda edebileceği bir konsola oturuyor. Bu konsoldan, görüntü alıyor ve robotun kollarını hareket ettirebiliyor. Robotun 4 kolu var. Bunlar 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme özelliğine sahip. Kollardan biri, aslında bir kamera. Yüksek çözünürlükte 3 boyutlu görüntüyü, 10 kat büyüterek monitöre yansıtıyor. Cerrah da, bu görüntüler eşliğinde, bir cerrah eli gibi hareket edebilen robotun diğer kollarını harekete geçirerek zor ve hassas bir ameliyatı gerçekleştiriyor. Ayrıca insan elinden çok daha ufak boyutlarda olduğu için ameliyatlarda cerrahın elinin uzanamayacağı yerlere de girebiliyor. Böylece hem hastaya hem de cerraha pek çok avantaj sağlıyor.

photo_t_da_vinci_female-nurse_pc_sterile.jpg


Da Vinci robotuyla yapılan laparoskopik cerrahide, maksimum 5 delikten en hassas ameliyatlar bile kolaylıkla yapılabiliyor. Operasyonda bir asistan ile hemşire, cihazların vücuda yerleştirilmesi ve hastanın takibi gibi işlemler için ameliyat masasının çevresinde yer alıyor. Operasyonda, göbek üzerinden 12 milimetrelik kesi açılarak bir trokar (boru) yardımıyla vücut içine bir teleskop yerleştiriliyor.

dav_4.jpg


Robotun diğer kolları için vücutta 8 milimetrelik 3 delik daha açılıyor. İhtiyaç duyulduğu takdirde bu kollara bir tane daha eklenebiliyor. Operasyonu gerçekleştirecek olan doktor, ameliyat masasının dışında yer alan bir konsoldan organları 3 boyutlu ve 10 kat büyütülmüş olarak görebiliyor. Görüntünün 3 boyutlu olması cerraha operasyon sırasında derinlik hissi kazandırıyor, bunun sonucunda ameliyat bölgesini çok daha net ve ayrıntılı olarak görebilmesini sağlıyor. Cerrah vücut içine sokulan 4 kolu, 2 kumanda kolu ve ayağının altında bulunan pedallarla yönlendirerek operasyonu gerçekleştiriyor.

imageUroloji01.jpg




Hangi alanlarda kullanılıyor?

Da Vinci ile başta prostat ve rahimağzı kanseri olmak üzere birçok farklı ameliyat yapılabiliyor.

Üroloji: Prostat, böbrek ve mesane tümörlerinin cerrahi tedavisinde, böbrek kanallarındaki darlığın genişletilmesi ve yeni bir mesane oluşturulması ameliyatlarında

Kadın Hastalıkları ve Doğum: Rahim ve rahimağzı tümörlerinin çıkarılması, sarkan rahmin asılması, endometriozis ya da miyomların alınması, tüplerde tıkanıklık veya darlıkların açılması, yapışıklıkların giderilmesi

Kalp ve Damar Cerrahisi: By-pass, kalpteki deliklerin kapıtılması, mitral kapak değişimi ve onarımı

Genel Cerrahi: Kalın barsak tümörlerinin çıkarılması, mide by-pass’ı, reflü ve tiroid ameliyatı

Kulak Burun Boğaz: Nefes borusu ve boğaz bölgesinde yer alan tümörlerin çıkarılması da Vinci robotunun sağladığı avantajlar.

da-vinci-2-tr.jpg


da Vinci’nin sağladığı önemli avantajlar:

• Zor laparoskopik operasyonlarda başarı oranı artıyor: Üç boyutlu kamera sayesinde gözlenmesi en zor bölgeler rahatlıkla görülüyor. Ayrıca robotun kolları 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme yeteneğine sahip. Üstelik el hareketlerinin aynısını yapabiliyor. Böylelikle en zor ameliyatlar bile rahatlıkla yapılabiliyor.

• Kanama oranı azalıyor: Üç boyutlu yüksek çözünürlüklü ve operasyon alanını büyütebilen kameralar sayesinde kanama alanları net olarak görülebiliyor ve çoğu hastada çok az kan kaybı olduğundan kan nakline gerek duyulmuyor.

• Laparoskopik cerrahinin tüm avantajlarını sunuyor:

- Hasta daha az ağrı çekiyor: Genellikle büyük kesilerle yapılabilen zor operasyonlar, mini kesilerle gerçekleştiği için cerrahi sonrası hastalar, açık operasyona oranla daha az ağrı hissediyor.

- Ciltte büyük ameliyat izi olmuyor: İşlemler 8 milimetrelik 3- 4 delikten yapıldığından ciltte estetik açıdan rahatsız eden iz kalmıyor.

- Hastanede yatış süresi kısalıyor: Küçük ameliyat kesisi ve daha az kan kaybı sayesinde hastalar en komplike ameliyatlardan sonra bile 1-2 gün içinde taburcu olabiliyor.

- İş ve sosyal yaşama hızla dönülmesini sağlıyor: Ameliyat alanlarında minimal hasar oluşuyor. Bu sayede hastanın ayağa kalkma ve normal fiziksel aktivitelerine kavuşması çok daha kolay ve hızlı oluyor.

- Kemoterapiye hemen başlanabiliyor: Büyük kesilerle gerçekleştirilen ameliyatlarda, kemoterapiye ihtiyaç duyulduğu takdirde yaranın iyileşmesi bekleniyor. Bunun aksine robotik laparoskopik cerrahi mini kesilerle yapıldığı için yara iyileşmesi sorun olmuyor ve kemoterapiye kısa süre içinde başlanabiliyor.

Robot da Vinci ile ilgili bunları biliyor musunuz?

• Uzaydaki astronotlara gerektiğinde yeryüzündeki cerrahlar tarafından ameliyat yapılabilmesi için NASA ve ABD Savunma Bakanlığı’nın ortak projesi olarak geliştirildi.


ektra_periton_8.jpg





VİDEO:

http://www.youtube.com/watch?v=lftK1YgF324
 
Robotik Cerrahinin Genel Özellikleri
da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi; cerrahın mümkün olan en az kesiyle cerrahi operasyonu gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Bu sistem, üç boyutlu üstün görüntüye ve ileri teknoloji hareket kabiliyetinin yanı sıra hassasiyet özelikleriyle de biliniyor. Dilerseniz, da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi’ni daha iyi anlamak için onu oluşturulan mekanizmayı şöyle bir inceleyelim:

da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi’nin üç farklı bölümü var:





da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi’nin üç farklı bölümü var:



3 Boyutlu Kamera
da Vinci robotik cerrahi sistemi her bir göze ayrı ayrı görüntü ileten yüksek çözünürlüklü iki adet kameraya sahip. Böylece cerrah, tıpkı gözlerimizde olduğu gibi, konsolda derinlik hissi olan 3 boyutlu görüntü altında operasyonu gerçekleştiriyor. Ayrıca bu kameralarla operasyon alanı 10-12 kat daha büyütülüyor.

Cerrahi Enstrümanlar
Robotik cerrahi sisteminin kollarında bulunan enstrümanlar 7 kademeli serbest hareket etme özelliğine sahip olan küçük aletler olarak tanımlanabilir. Bu aletlerin uçları ‘endowrist’ adı verilen sistem sayesinde kendi eksenleri etrafında 540 derece dönebiliyor (el bileğinizin kendi etrafında yaklaşık 2 kere döndüğünü hayal edin) ve insan elinin bilek hareketlerini taklit edebiliyor. Bu aletler aracılığı ile çok dar ve derin bölgelerde yapılacak cerrahi müdahaleler için büyük kolaylıklar sağlanıyor. Robotik cerrahi sistemi “tremor scaling” özelliği ile cerrahın operasyon anındaki olası el titremesini hiçbir şekilde aletlere iletmiyor. Ayrıca bu aletler cerrahın kontrolü dışında çalışmıyor.

Cerrahi Konsol
Robotik cerrahi sistemi ile cerrah konsolun başında oturur pozisyonda çalışıyor. Ameliyat bölgesine 3 boyutlu olarak görüyor, kamerayı ve diğer aletleri ellerinin ve ayaklarının yardımıyla kullanarak komutlar veriyor. Bu komutlar eş zamanlı olarak uygulanıyor. Cerrah ameliyatı oturarak yapıyor. Böylece çok uzun süren ameliyatları bile yorulmadan gerçekleştirebiliyor.

Robotik cerrahide ameliyatlar, tıpkı laparoskopik cerrahide olduğu gibi, ‘port’ adı verilen küçük borucuklar yoluyla yapılıyor. Robotun kollarından biri kamerayı, diğer kollar cerrahi aletleri tutuyor. Ameliyat sırasında hasta başında duran bir cerrah konsoldaki cerraha yardım ediyor.
 
Neden Robotik Cerrahi
Üç boyutlu görüntü
Robotik cerrahi sistemi ile elde edilen net görüntüler ilgili bölgeye yapılacak müdahalenin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Üç boyutlu görüntü imkânıyla yapılan robotik cerrahi müdahalesinde doktor derinlik hissi ile çalışıyor. Kamera cerrahın kontrolünde olduğu için derin ve dar bölgelerdeki anatomik yapılara dair büyültülmüş, net görüntüler el edilebiliyor. Bu sayede ameliyat esnasında oluşabilecek yaralanmalar aza indirilebiliyor.

Robotik cerrahide ileri hareket kabiliyeti
Robotik cerrahinin kollarının ucundaki aletler insan bileğine benzer şekilde her yöne 180 derece dönebiliyor. Bu aletler aynı zamanda insan bileğinin hareket kabiliyetinin çok ilerisinde 180 derece bükülebildiği gibi 540 derece de döndürülebiliyor. Bu sayede vücudun birçok noktasına (özellikle dar ve küçük alanlarda) ulaşıp kritik cerrahi müdahalelerde kesme, tutma, dikiş atma gibi önemli kolaylıklar sağlıyor.

El titremesi ortadan kalkıyor
İnsan eli fizyolojik olarak az veya çok titreyebiliyor; ancak robotik cerrahinin kollarındaki hassas hareket kabiliyeti bu titremeyi ortadan kaldırabiliyor. Bu sayede riskli bölgelerde yapılacak müdahalelerde insan eline bağlı hatalar da büyük ölçüde azaltılabiliyor.





Cerrahın ameliyat esnasındaki fiziki şartları
Ameliyat esnasında cerrahlar genellikle ayakta olurlar ve bu da uzun süren cerrahi müdahalelerde yorgunluk nedeniyle ayakta durmayı zorlaştırabilir. Robotik cerrahide cerrah ameliyatı oturur vaziyette karşısındaki konsoldan yönetiyor. Bu sırada fiziksel yorgunluğa bağlı stres azalırken cerrahın cerrahın konsantrasyonu da artıyor.

Robotik cerrahi hastaya ne gibi imkânlar sunuyor?
Robotik cerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatlar çok küçük kesilerle gerçekleştirebiliyor. Yani operasyon esnasında uzun bir kesi yerine, birkaç santimlik çok küçük deliklerden girilerek cerrahi müdahale yapılabiliyor.


Kan kaybını büyük ölçüde azaltıyor
Robotik cerrahi sisteminde kesilerin küçük olması ve en ufak damarın bile 3 boyutlu görüntü ile büyütülerek görüntülenmesi sayesinde kan kaybını büyük ölçüde azalıyor. Bazı operasyonlarda kan nakline ihtiyaç duyulmadığı da olabiliyor. Birkaç santimlik kesiler sayesinde gerçekleşen operasyonda ameliyat sonrası yaşanabilecek ağrılar da azalıyor.

Robotik cerrahi yöntemiyle ameliyat sonrası günlük hayat
Robotik cerrahiyle yapılan ameliyatların sağladığı imkânlardan biri de hastaların hastanede kalma ve günlük hayata geçiş sürelerinin kısalmasıdır. Bu sayede robotik cerrahi sistemi sonrasında kemoterapi veya radyoterapi gereken hastalarda bu tedavilere daha erken başlama imkanı sağlıyor.

Obezite hastalarının robotik cerrahi sistemiyle ameliyatı
Obezite hastalarında yağlı dokunun çok olması ameliyatları çok zor hale getirebiliyor. Robotik cerrahi sistemi; ürolojiden kardiyolojiye, jinekolojiden genel cerrahiye tıbbın pek çok alanında yaygın olarak kullanılıyor ve morbid obez hastalarda bile pek çok farklı operasyon rahatlıkla yapılabiliyor.


kaynakhttp://www.davincijinekoloji.com
 
Robotik Cerrahi Nasıl Doğdu?
Robotik cerrahi; NASA Araştırma Merkezi’nde çalışan araştırmacılar, sanal gerçeklik sistemini inceleyen mekanik mühendisler ve ABD Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi Araştırma Merkezi’nde çalışan robot teknolojisi uzmanları tarafından geliştirildi.

Prototipi 1997 yılında ortaya çıkarılan da Vinci sistemi, ilk olarak robotik kolesisektomi (safra kesesi ameliyatı) ile denendi. 2000 yılında Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayıyla ilk olarak kardiyovasküler cerrahide, sonra da yaygın olarak üroloji, genel cerrahi ve jinekolojide kullanılmaya başlandı.

Cerrahinin Evrimi
Son 20 yıl içinde cerrahide birçok önemli gelişme yaşandı; bunların en önemlilerinden biri de ‘laparoskopik cerrahi’ oldu. Geçmişte bir ameliyatı yapmanın tek yolu ilgili bölgeye yapılan büyük kesilerdi. Bunun için hastanın karın, göğüs veya diğer vücut bölgelerinden planlanan işleme göre uzunluğu 40-50 cm‘ye kadar ulaşabilen kesiler açılabiliyordu. Oysa laparoskopi cerrahide yeni bir çağı başlattı. Daha çok kapalı ya da kansız ameliyat olarak bilinen laparoskopik ameliyatlar, çapları sadece 0.5-1.5 cm arasında değişen 3-5 borucuk yardımı ile yapılmaya başlandı. İlk kez 1987 yılında safra kesesi hastalıkları için uygulanan bu teknik geleneksel cerrahiye kıyasla çok büyük ve önemli imkanlar sağladı. Günümüzde fıtık, yemek borusu, mide, safra kesesi, karaciğer, pankreas, apandisit, ince bağırsak ve kalın bağırsağın birçok hastalığının yanı sıra böbrek, prostat ve mesane hastalıkları da laparoskopik teknikle tedavi edilebiliyor.

Laparoskopi kendi içinde hızlı bir gelişim gösterdi ve son on yıl içinde teknolojideki ilerlemelere bağlı olarak tek port cerrahisi (SPS- ameliyatın tek borucuk kullanılarak genellikle göbek deliği yoluyla yapılması), doğal açıklık cerrahisi (NOTES - ameliyatın ağız, vajina, mesane, kalınbağırsak yoluyla endoskop yardımı ile yapılması) ve robotik cerrahi hızla gelişti. Laparoskopide yeni bir çağ başlatan robotik sistemler de, 1997 yılında ilk robotik kolesistektomi (safra kesesi ameliyatı) yapıldıktan sonra, ürolojik, jinekolojik ve kardiyavasküler cerrahide hızla yaygınlaştı. Örneğin Amerika Bileşik Devletleri’nde 2009 yılında gerçekleşen prostat ameliyatlarının yüzde 80’i da Vinci robotuyla yapıldı.

kaynak: http://www.davincijinekoloji.com
 
Jinekolojide Robotik Cerrahi
Jinekolojik cerrahide; kanser ameliyatları, rahmin çıkarılması, büyük çaplı miyomların alınması ve bunun gibi son derece ciddi ameliyatlar, 2005 yılından beri uygulanan da Vinci ile başarılı şekilde gerçekleştirilebiliyor.

Jinekolojide robotik cerrahinin en çok kullanıldığı alanlar; rahim ve rahim ağzı kanserleri, rahim çıkartma (Histerektomi), büyük ve çok sayıdaki miyomların çıkartılması (Miyomektomi), sarkan vajen veya rahmin yukarı asılması (Sakrokolpohisteropeksi), tüp cerrahisi (Yumurtalıklar ile rahmin arasındaki kanalın düzeltilmesi) ameliyatları.

kaynak http://www.davincijinekoloji.com
 
Güzel bir teknoloji ama o robotların altına masaya kimse kolay kolay yatmak istemeyecektir diye düşünüyorum :D
 
Geri
Üst