Doğan Cüceloğlu belki şaşırmış olabilir ya da öyle görünmüştür,
ama beklemediği bir soru da değildir belki,
cevabını da biliyordur o sorunun emin olun.
fakat orası ve orada toplanış amacı onun cevabını
vermeye müsait değildir.
ben o öğretmenin sorularına şunları eklemek istiyorum:
öğretmenin saygı görmediği yerde,
itibarının olmadığı yerde,
kendisine emanet edilen, ülkenin geleceği gözüyle bakılan
öğrencilerine,
insanları sevmeyi, saymayı, çevresine saygıyı, hoşgörüyü,
hatta öğrencinin kendi kendisini sevmesini, değer vermesini, saymasını nasıl öğretebileceğini,
nasıl bu konuda model ve örnek olabileceğini ben de merak ediyorum.
öğretmenin ekonomik koşulların ağırlığı altında ezildiği bi ülkede,
ek iş yapmak zorunda olup,
çıkış zilinin çalmasını dört gözle bekleyerek girdiği derslerde
ne kadar faydalı olabileceğini,
ve tüm bu ağırlıklar altında ezilirken,nasıl,
okumaya, ve diğer hobilerine ne kadar vakit ayırıp da elde ettiği
entellektüel bilgi birikimini ve genel kültürü öğrenciye sunacağını,
tam donanımlı, boş zamanlarını doğru bir şekilde değerlendirmeyi bilen,
ruhsal ve fiziksel yönden tam olarak sağlıklı, ve devletine ve milli değerlerine bağlı,
çevresine ve yaşadığı yerde olup bitenlere duyarlı bir insan modeli olma konusunda
öğrencilere ne kadar örnek teşkil edebileceğini
merak ediyorum.
ve velilerin de hayattaki en değerli varlıklarını,
çocuklarını emanet ettikleri öğretmenlerine layık görülen bu muameleye sessiz kalmaları,
öğretmenlerin aslında çocuklarının başarısında en etkili model olduğunun farkında olmamalarına
şaşırıyorum.
diyeceğim şu ki,
insanlar arabalarının bakım, onarımı için bile eşe dosta sorup iyi bi usta ararken,
çocuklarını emanet ettikleri okula bile uğramamaları, -okulun eksiklerine kulak bile asmamaları-
çocuklarını emanet etikleri kişilerin niteliklerinin, yaşam koşullarının
hizmeti alanlar üzerinde nitelik bakımından doğrudan çok etkili olduğunun farkında olmamaları......
hayret veriyor bana.......
hepsi sorun yani.......
aslında bi toplumda öğretmene biçilen değer,
o toplumda yöneticilerin ve o toplumda yaşayan insanlarıın,
insana verdikleri değer kadardır.
hiç merak ettiniz mi mesela, 100binlerce lira ödenerek,
ve garajı olup olmadığına, mutfak dolabına, semtine vb.......
bakılarak alınan bi evin çevresinde çocukların nerede rahat ve güvenli bi şekilde
oynayabileceği bi alan var mı diye, kaç kişi sormuştur!
kaç satıcı bunu gözönünde bulundurur ya da neden bulundurmaz diye!
arabalarla dolu sokak aralarında, kaldırımda top oynamaya çalışan çocuklara
verilen-ya da verilmeyen- değer kadardır aslında biz öğretmenlere verilen değer.....
öğretmen iş bırakma eylemi yaptığında, ona destek vermeyen velilerin gözü açıldığında,
onlar herşeyin farkına vardığında düzelir belki bu durum....
2005'ten beri çalışıyorum,ve insanların, ve yöneticilerin,
öğretmenliğe, aslında herkesin yapabileceği,
herhangi bir uzmanlık falan gerektirmeyen bi işmiş gibi baktıklarını gördüm.
yoksa, matematik öğretmenleri resim dersine, beden eğitimi öğretmenleri müzik dersine
girer miydi?
daha da acısı mühendisler, işletme mezunları
oçem'lerde çalıştırılır mıydı?
uzatmaya gerek yok,
sosyal, toplumsal, ekonomik, psikolojik
bi vaka aslında bu durum.......
son olarak,
acaba ülkemizdeki her öğrencinin dersine mi aslında gerçek mesleği öğretmenlik olmayanlar giriyor,
ya da yoksa bazı öğrenciler için,
velileri, -dünyada herşeyden değerli gördükleri kendi çocuklarının- daha kaliteli eğitim alabilmeleri için
1 eğitim dönemi için 10binlerce lirayı neden gözden çıkarıyor,
bazıları,
halkın çocuklarını,
kendi çocuğu için aradığı her türlü kaynaktan, imkanlardan neden mahrum ediyor!
belki de sürekli söylendiği gibi onlar bizim geleceğimiz derken,
sadece kendilerininkini mi kastediyorlar acaba.