Bu köşe şiir köşesi

Kodla Büyü
yüreğim var dipsiz , aşkına sevdana sonsuz
ama yüreğim dilsiz
beceremez senle konuşmayı
anlatamaz kendini
dağları deler
ama söyleyemez derdini
...
 
hayat
..
..
floş
klik klik
miç miç
zzzz
bıdı bıdı
..
..
merhumu nasıl bilirdiniz!!!!
.........
yaaaa çok kısaa daha yapacak çok şey vardı
ölmek için erken değil mi??

kullanılan kısaltmmalar
floş: lavabo
klik klik : fare ve klavye
miç miç : yemek
zzzz : uyku
bıdı bıdı : konuşmak vs.

:lol: :lol:
 
Güneşin rengine benzemez gecenin rengi.
Üşütür ayaz korkutur karanlık bir gariplik,
bir hüzün var üstümde...
Ya ben fazlayım bu şehirde yada birileri eksik...

Yürüü beaaa
İçimden geldi mematiye gitsin bu şiirrrr
 
Daha önce modumuz vermiş ama :sleep:
BİLGİSAYARCI OLMA İHTİMALİNİ SEVDİM

Kasaların keskin kenarları batıyordu
Elimin kesilmeye hazır nazır yerlerine,
Sonra kablolar çekiyordum,
Kopup duran bağlantıların iyice yaval olmalarında;
Ne yana baksam ethernet
Ve orman sanıyordum anakartların yalancı yeşilliğini;
Networkler kuruyordum,
Workgrouplar yapıyordum;
Dosyalar kopyalıyordum bir bilgisayardan, bir iç bilgisayara
Harddisk' in sesini başına koyuyordum, sevdiğim şarkıların listesinin;
Sonra çıkıyordum Windows' tan
Ve MS-DOS' tan UNIX' e giden
Ömrümün en hızlı
Ömrümün en yavaş
Ömrümün en basit
Ömrümün en sağlam işletim sistemini çalıştırıyordum,
Çünkü sonunda server oluyordum.
Master disk kokuyordun sonunda
Doğuk ve şehirler arası otobüslerde vazgeçtim bilgisayarcı olmaktan
Ve teknik servis çantamda MS-DOS disketleriydi duran
Ben seninle bir gün
IBM' in Ar-Ge departmanında
Ben seninle sadece bilmek zorunda olanların bildiği
Bir son kullanıcı bayisinde
Ben seninle Ağrı Dağı' nın Van gölü' ne bakan yüzündeki herhangi bir bilgisayar dükkanında
Ben seninle bir anakartın, karmaşık coğrafyasında kaybolabilme ihtimalini sevdim
Ben senin bilgisayarcı olabilme ihtimalini sevdim...
 
soyundum
beynimden yüreğime
seni kenara koydum
siyahh bir isyan giyindim
kendime muhalif oldum
...
 
seni düşünerek içerdim rakıyı
sarhoş olurdum
ona gideceğim derdimm arkadaşlara
ayağa kaldırırlardı beni
ortada ben yürürdümm
ardımmdan aklımm gelirdi
öndeyse hep sen olurdun
bi türlü yakalayammazdım seni
öylece kalakalrdımm
gözümmü açtığımda aklımm başimmda olurdu
ama bu sefer sen olmazdın
 
ne ki??
birşeylerim vardı
biraz verdim biraz aldımm karşılığında
adı paylaşım oldu,sevindim
birşeylerim vardı
verdim ama hiç birşey almmadımm
adı fedakarlık oldu, olgunlaştıım belki
yüreğimm vardı bir tane ömrümle birlikte verdim
adı aşk oldu..
şimmdi herşeyim ikiye bölünmmüş
zor gerçekten zorr
aklimdasn işte gene -çıktığın yok ya-
 
everest25' Alıntı:
Güneşin rengine benzemez gecenin rengi.
Üşütür ayaz korkutur karanlık bir gariplik,
bir hüzün var üstümde...
Ya ben fazlayım bu şehirde yada birileri eksik...

Yürüü beaaa
İçimden geldi mematiye gitsin bu şiirrrr

:+1: :+1:
 
Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken;bir gün geri dönüp , onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize .Tersine çoğu kez zalimdir.Her zaman aynı fırsatları sunmaz.
Toyluk zamanlarını ödetir , hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların , savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün…
Bir akşam üsti yanımızda kimsecikler olmaz ;
Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir…
 
elfida393' Alıntı:
Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken;bir gün geri dönüp , onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize .Tersine çoğu kez zalimdir.Her zaman aynı fırsatları sunmaz.
Toyluk zamanlarını ödetir , hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların , savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün…
Bir akşam üsti yanımızda kimsecikler olmaz ;
Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir…

güzelmiş :+1:
 
-sazıma-

Kimi zaman sıradan bir eşyaydın
Evimin bir köşesinde
Kimi zaman yoldaş, uzak memleket yollarında
Bazen de sırdaş,
Konuşurduk seninle
Ayrılıklar, aşklar dökülürken tellerinden
yavaş yavaş ...

-Amisos-
 
Şiir değil ama manzum bi gidişatı var umarım kabul edilir :)

Yaşayabilmek Hüznü Sevincin Gölgesinde

Yaşamak bir hüzündür sevinç gölgesinde. Mutluluğu yaşarsın ama hep bir hüzün vardır kalbinin bir köşesinde. Varsın ve varlığından haz duyduğun varlık ile yaşarsın bu hüzn ve sevinci.

Fakat paylaşamazsın sadece yaşarsın, sadece yaşamak zorunda kalırsın bu ikilemi his ve duygu ülkesinde...

Yaşlandıkça yaşarsın ve yaşadıkça yaşlandırır seni bu zoraki hayat.
Ümit her zaman vardır bazen mutluluk arkasına gizlenir ve bekler yeni bir bilinmeyenler ülkesine yelken açmanı...

Bazen de hüznün gölgesinde gizlenir ve yaşatır sana o acı keder ve karamsarlığı, sonra birden çıkar ve çıkarır hayal ve ufkundaki mücadele hırsını kabullenme zorunluluğunu ve çalışma azmini.

Fakat hep yaşamak zorunda kalırsın ve yaşadıkça yaşlanır yaşlandıkça yaşamak zorunda kalırsın ümit ile beklemeyi gizleneni görmeyi ve görebildiğini yaşamayı...

Zamanı hep bir dayanak teselli ve dilek ağacı olarak kullanırsın hayatında. Darda kaldığın zaman arkasına saklandığın zamanı; hep bir örtü yaparsın geçmişe ve geleceği onda saklarsın zümrüt tepeli teselli pınarlı ve sabır çeşmeli o cennet bahçende...

Fakat zamanı yaşarsın ve zaman sende yaşar var olma mücadelesini verebildiğin sürece bu cehennem hazır içerisinde...

Geçtiğini nasıl bilemediğin ve geçmesini bir o kadar istediğin yaşamında hep birisi sadece birisinini olmasını istemişsindir binbir hulle giyinmiş şekliyle. O hep vardır sende, bazen gerçek bazen hayal meyal hatırlayabildiğin hazırında geçmişinde ve geleceğinde...

Aslında varlığı yeter senin sevgine, yaşayabilmişliğin verdiği bir haz verir gönlüne fakat bir gün bilinilen bir mazi ile bırakır seni kaderinde. Ve sen O nun verdiği ferahlığı katarsın hüznüne ve yaşarsın yalnızlıktan yaşlanmış gönlün ile...

Bilinmeyen bir hayalî ülkeye çıkarsın kendin ile ve orada ararsın mutluluğu gölgesinde dinlenip paylaşmak istediğin duygu ve hissiyatı. Adını koyarsın ülkenin Mutluluk diye ama sen yine hüznü yaşarsın tüm mutluluğun yaşandığı mutluluk ülkesinde yine sadece ve sadece kendin ile...

Herkesin ve herşeyin sevinci asılır bir dilek ağacına ve sen o ağacın sahibi olursun sahibi olduğun o ütopik ülkende elinde kalan koca bir keder ile ...

Herkesi sevindirisin fakat sen o sevinçlerin gölgesinde yaşarsın kaderinle yalnız mahcup ve yaşatmak zorunda olduğun o ağaç ile ...

Herşey zaman şeridi üzerinde değişir fakat sen hep aynı kalırsın hep yaşarsın zamanı ve zaman hep yaşlandırır seni. Kurduğun dünya sana küser sen dünyana ve bir gün bırakır gidersin bu ülkeyi mutluluğu bulabilmiş insanlara yanına aldığın sen ama sadece sen ile...

Ayrılığın verdiği acıyı da katarsın hüznüne ve devam edersin yeni umut ve mutluluklar ülkesine ...

Ve umut yine çıkar o hüznün gölgesinde seni götürür sadece ama sadece sevgi aşk ve sevilmenin geçerli olduğu yeni mutluluklar ülkesine

Ve ulaşabilme vuslatı ile gidersin yorgun bir beden kalp ve karamsar bir bir heves ile umut ile inanç ile istek ve arzu ile...

Yaşarsın zamanı ve yaşlandırır seni zaman...
Ve hüznü yaşarsın hep o sevgi mutluluk ve sevinç gölgesinde ...

yusuf ŞAHİN yani ben :)
 
SEVGİLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.

Behçet Necatigil
 
ayrılık acısı çöktü içime
ortak oldun daima dertlerime
kim bilirdi ki senin hayalinle yaşayacağımı
bırakıpta uzaklara gideceğini

bunuda ben uydurdum :p
 
Özledim

İki güneş geçti bir gece
Biraz yağmur yağdı bana
Biraz ben yağmura...
Sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda
Yarısına ben eşlik ettim
Yarısına gözlerim...
Anlatmak istemiyorum ama
Ben seni burda çok özledim! ...


Ceyhun Yılmaz
 
Mutlu Yıllar

Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya.
Rengârenk batan günü al karşına.
Bir renk, de kendinden kat.
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak.
Kapat gözlerini bir hikâye yarat.
Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat.
Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut.
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt.
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama.
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver.
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana.
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.......
selahattin taşkın

senin için tamram hocam :sleep:
 
BEN SENİN EN ÇOK

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 
Geri
Üst