Bilişim Öğretiminin Plansızlığı

Kodla Büyü

hakanotuken

Hiperaktif Üye
Hiperaktif
Mesajlar
2,758
40 farklı arkadaş ile farklı konulardan bir antoloji kitabı çıkarıyoruz herkese 1-2 sayfalık bir küçük bölüm ayrılmış durumda. Kitaplar Milli Eğitim Müdürlüklerine ya da bazı üst düzey yerlere de gideceği için okuyanlar çıkabilir umudu ile branşımız ile ilgili 1 sayfalık yazı yazmak istedim. Ben organize ettiğim için de ilk yazı benim yazım olacak. Henüz düzenlemedim, kafamdakileri 10 dakika içinde yazdım, sizden gelen dönütlere göre değiştirip - düzenlemeyi düşünüyorum.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutluyoruz. Binlerce yıldır ayak izimiz olan Anadolu coğrafyasına ilk kez Malazgirt Savaşı ile girmedik, öncesinde de buradaydık, bin yıllardır burada bulunuyoruz ve nice bin yıllar daha burada olacağız. 1071’de büyük bir zaferle adını koyduk, 1453’te perçinledik ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda kazandığımız pek çok zafer ile Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu ve Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya gösterdik. Anadolu’nun Türk yurdu olarak kalmasını sağlayan Malazgirt’ten Kurtuluş Savaşı şehitlerimize, Alparslan’dan Çelebi Mehmet’e, Fatih’e ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarız.

Atatürk'ün Kurtuluş savaşından sonra cephane sandığında kitap taşıtmaya başlamış “artık o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor” ve “İstikbal göklerdedir” gibi sözleri ile yaptığı atılımlardan, açtığı fabrikalardan, dışa bağımlılığa karşı duruşundan feyz alarak cephede savaşmak kadar bilim ve teknolojinin de önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Dışa bağımlı, üretmeyip - tüketen ülkeler savaş meydanında galip gelemezler. Günümüzün silahı bilim ve teknolojidir. Teknoloji üreten ülkeler dışa bağımlılığını kırar, teknolojik alt yapısını kendisi kuramayan ülkeler müstemleke sayılır. Ülkemiz başta e-devlet, mhrs, eokul, uyap, kbs gibi ilk akla gelen uygulama örneklerinde olduğu gibi teknolojide kendi alt yapısını kullanarak dışa bağımlı olmadan sürdürmektedir ve bu konuda en iyi ülkeler kategorisindedir. Eba sistemi bile kendi kategorisinde dünyada örnek olarak gösterilmektedir.

Ancak büsbütün teknolojiye entegre olabilmiş bir ülke değiliz, bilişim eğitimimiz yetersizdir. Bu uygulamaları kuran ve yöneten harika beyinlere sahibiz ancak yazılım üretimi, kodlama, robot, yapay zeka konularında çok gerilerde olduğumuz gerçeği ile karşı karşıyayız. Eğitimde bilişime verilmeyen önem neticesinde pek çok parlak fikre sahip olabilecek hatta dünyaca ünlü bilişimcilerle yarışabilecek, onları geride bırakabilecek fikirleri ve beyinleri kaybettik. Dünyaca ünlü büyük bilişim ve sosyal medya ağlarını geçtim orta ölçekli bilişim şirketleri bile büyük ciro ve piyasa değerine sahipler. Ülke olarak maalesef bu konuda geride kalıyoruz. Koca ülkede sadece bir tane Selçuk Bayraktar çıkması bence yeterli değildir, eksik bilişim eğitimi neticesinde belki de nice fikirler, nice beyinler şu an farklı işlerde çalışıyor. Şu an doktor olan ya da sanayide çalışan bir kişi doğru yönlendirme ile belki de dünyada çığır açan bir teknolojik atılımı gerçekleştirmiş olabilirdi. Bilimsel ve teknolojik buluşlar - atılımlar küçük bir fikirle başlar. O fikri yetkin bir ekip çalışması ileriye götürür.

Teknoloji çağı olarak nitelendirilen çağda ülkemizde bilişim teknolojileri öğretimi çok yetersiz durumdadır. Çocuğunun ya da torununun sosyal medyayı kullanabilmesini veya oyun oynayabilmesini teknolojik yeterlilik olarak gören insanlar çok yanılıyorlar hatta bu yanılma kategorisine eğitime yön veren üst düzey yöneticileri de katmak mümkündür. Bu konuda yanıldığımı düşünmüyorum çünkü ülkemizde bilişim eğitimine verilen önem ortadadır. Günü birlik çözümler diye nitelemek bile iyimser bir bakış açısı olacaktır. 2012 yılına kadar seçmeli ders olarak okutulan bilişim teknolojileri dersi bahsi geçen yıldan sonra zorunlu dersler kategorisine alınmış ancak 1-12 arası sınıf seviyesinden sadece 5. ve 6. sınıf seviyesinde yalnızca 2 şer saat okutulacak bir ders haline dönüşmüştür. Bu yüzyılda bu dersin sadece 2 sınıf seviyesinde 2 saat okutulması matbaaya karşı çıkmakla eş değerdir. Herkes bilgisayar biliyor algısı tamamen yanlıştır, evet kimse benim kadar bilgisayar bilemez ancak öğretmenlerden tutun bütün meslek çeşitleri ile ilişkili ve iletişim halinde olduğum için biliyorum ki lisans mezunu insanların yüzde 98’i temel düzey bilgisayar ve teknoloji kullanımı seviyesinin altındadır. En az 500 öğretmenle aynı okullarda çalışmış (25-50 yaş arası olmak üzere büyük çoğunluğu 30 yaş seviyesinde) birisi olarak ofis programları, online otobüs bileti almak kadar basit işerde, basit web 2.0 araçlarının kullanımında bile insanlara yardım ediyor olmamın bu fikre kapılmamda etkisi büyüktür. Lisede derse girdiğimde kendi gözlemlerime dayanarak ve diğer bilişim öğretmeni arkadaşlarla fikir alış verişi yaptığımızda da ortaya çıkan tablo teknoloji çağı içinde doğan – çevresi teknolojik aletlerle dolu olan bu öğrencilerde bile temel bilişim teknolojileri becerilerini çok zayıf olduğudur. Sosyal medyayı kullanmak ve oyun oynamak tek başına bir bilişim ve teknoloji kullanım becerisi değildir.

Son yıllarda kodlama furyası peyda oldu, özel okulların reklam kampanyalarına boca ettiği, temeli olmayan, çok küçük yaştaki öğrencilere faydası hiç ölçülmemiş bir modadan ibaret olan bu kodlama furyasının ateşi de çabuk söndü çünkü amaç sadece reklamdı. Kodlama eğitimi yanlıştır demiyorum ancak bu hali ile faydasızdır. Kodlama eğitimi olmalıdır ancak bu sağlam bir müfredatla, gerekli donanımın sağlanması ve ezbere dayanmadan modüler bir öğretim şeklinde olmalıdır. Kodlama eğitimi bir ders yılının yarısında - 2 saat ders içinde - donanımı olmayan - 40 kişilik sınıflarda verilebilecek bir eğitim değildir.

Sonuç olarak bilişim teknolojileri öğretimi ilkokul 3. Sınıftan lisans öğretiminin sonuna kadar kesintisiz devam eden, donanımı sağlanmış, müfredatı sarmal bir müfredata dayanan aynı zamanda da seviyeye uygun seçilebilecek şekilde modüler bir sistemde, teorikten çok pratiği yapılabilen – uygulamalı bir eğitim şeklinde uygulanabilir olmalıdır. Ama mutlaka her sınıf seviyesinde olmalıdır. Adım adım ve yeri geldiğinde sarmal bir şekilde temel bilgisayar kullanımı, internetin etkin kullanımı, ofis uygulamalarının kullanımı, temel kodlama becerileri, ileri düzey kodlama, robotik uygulamalar ve yapay zeka gibi konuları kapsamalıdır. Ancak bu şekilde dışa bağımlılıkta kalıcı çözümlere doğru bir adım atmış oluruz ve büyük pastadan daha büyük pay almış oluruz. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında bilişim öğretimi konusunda daha ciddi adımlar atılması ümidi ile…
 
Son düzenleme:
Öğrenciler genellikle teknolojiyi üreten değil tüketen tarafta olmaktadır. Gençlerimizin teknolojiyi üreten kısma geçebilmesi için Bilişim Teknolojilerini bilinçli , yeterli ve üst düzey olarak kullanmayı bilmeleri gerekmektedir. Bu yüzden Bilgisayar öğretimi ilkokul kademelerinden lise son sınıfa kadar olmalı ve etkin bir şekilde müfredata dahil edilmelidir.
 
Hocam, emeğinize ve kaleminize sağlık. Naçizane tavsiyem; sorunların altına sayısal ve verilere dayalı olarak çözüm önerilerini de belirmek iyi olur. Keza hem yerel müdürlükler bazında hem de bakanlık boyutunda bu sorunlarımıza çözüm odaklı bakacak bilince sahip pek bir kimse olduğunu düşünmüyorum. Tekrardan emeğinize ve kaleminize sağlık. Umarım bu girişiminiz ses getirirde bir şekilde bu treni de kaçırmayız ülke olarak. Saygılarımla...
 
Sayısal verilere dayalı olması güzel fikir, daha önce eğitim yönetimi yüksek lisans tezinde öğretmenlerin teknolojik yeterlilikleri konusunda bir araştırma yapmıştım, oradaki verileri kullanabilirim.
 
Durumu güzel özetlemişsiniz hocam, elinize sağlık. İngilizce ağırlıklı bir proje okulu öğretmeni olarak; bu hafta gidilecek değişiklikle seçmeli olarak okutulan dersim de kaldırıldı ve nihayetinde norm fazlası oldum. Branş bazında sürekli bir belirsizlik hali yorsa bile branşımın geleceği için hâlâ ümit ediyorum, inşallah ümitlerimiz boşa çıkmaz..
 

* Prof. Dr. Cihad DEMİRLİ (Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı) - Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Bilgisayar Öğretmenliği Mezunu*

Düşünün arkadaşlar böyle birçok bürkrat mevcut MEB bünyesinde ve kendi branşlarına dair en ufak bir yaptırımları yok. Çok yazık.
 
Geri
Üst