Bilgisayar Okuryazarlığı ve Bilişimin Yaygınlaştırılmasının Trajikomik Anekdotlarla Analizi Bölüm 3

Kodla Büyü
Mesajlar
5
Parça 3
Verilen bu örnekler, son haddede, elbette bilgisayar okuryazarlığı eğitim ihtiyacının önemini azaltmamaktadır. Bir yandan eski, temel teknolojilere yönelik eğitimler verilmeye devam ederken bir yandan da yeni teknolojilere veya uygulama alanlarına yönelik eğitimler verilmelidir. Örneğin; çoklu e-posta gönderimlerinde, diğer alıcıların adreslerine BCC (Blind Carbon Copy) yerine CC (Carbon Copy) olarak kopya gönderimi yapılması sosyal medya da dâhil olmak üzere çeşitli sıkıntılara yol açabilirken (http://www.simtoalev.com/bir-sosyal-medya-faciasi-da-defactodan/), BCC olarak ulaşan e-postalara ‘Tümünü Yanıtla’ seçeneği ile yanıt verilmesi de önemli sorunların oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. (https://www.skipprichard.com/avoid-the-nightmare-of-the-email-blind-carbon-copy-bcc/) Bu gibi hususlar hem bireysel hem kurumsal kullanıcılar için büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda en temel teknoloji kullanımlarından bir örnek olarak ele alınabilecek e-posta gönderiminin bile eğitiminin verilmesi önem taşımaktadır. Kesin olan bir gerçek, teknoloji değişse de karşılaşılan sorunların ve buna temel teşkil eden unsurların değişmediğidir. 2011’li yıllarda CD ve DVD kayıtları iken, daha yakın zamanda akıllı tahta şifresi, ya da VPN erişimi olarak ortaya çıkmaktadır; önemli olan, öğrenmeyi öğrenebilmek ya da öğretebilmektir:

“Bizim müdür elinde bir DVD ile geldi, içinde en az 100 tane ufak video var. Aldım videoları birleştirdim, DVD’ye yazdırdım. Ertesi gün geldi: ‘bendeki VCD player DVD okumuyor. Aldım videoları parçaladım, tek tek CD’ye yazdırdım. Ertesi gün geldi: ‘bu arabada çalmıyor’. Aldım ses CD’si yaptım. Başka bir gün geldi: ‘bu evde görünmüyor’. Asker öğretmendim, 1 hafta rapor aldım sonrasını hatırlamıyorum... (BBNET Üyesi 15, 23 Aralık 2011)

“Hafta sonu fedakarlık yapıp okula tahtalara USB şifre kurmaya gitmişim, rahat yatağımdan kalkıp; pazar günü kursu olan bazı hocalar müdür yardımcısının yanına gitmiş, hocam tahtalar açılmıyor, niye bize haber vermeden böyle birşey yapıyor diye serzenişte bulunmuşlar, yok efendim tahtaları kullanamıyorlarmış; ama müdür yardımcısı ağzının payını vermiş, bir günde tahta kullanmayın diye, kadın da demiş ki ben tahtasız yapamam ve bunu söyleyen ÖĞRETMEN’; ah ahh neler neler.” (penewitz, 24 Ekim 2016)

“1 dönem VPN programlarıyla okul ağına bağlanıp Youtube’a falan giren hizmetli abiler, program erişimleri kısıtlanınca hoca sen gelmeden önce bir şey yoktu, sen şifreyi değiştirdin, artık İnternete giremiyoruz demeye başladı. Yaklaşık 5 defadır olay tekrar etti.” (xl_6006, 9 Nisan 2018)


Yetişkinlerin, dijital becerilerinde görülen eksiklikleri ve günlük yaşamlarında karşılaştıkları teknolojik sorunlarıyla ilgili konularda, yukarıda aktarılanlara benzer birçok deneyim ve duyumları bulunmaktadır. Ortak yazarlar nezdinde, bunlardan en akılda kalanlarından biri, e-imza ile gönderilmesi istenen belgenin, önce çıktısının alınıp sonra ıslak imza ile imzalanıp taranıp e-posta ile gönderilmesidir. Benzer örnekler çoğaltılabilir, okuyucular nezdinde de çeşitli çağrışımlar oluşabilir.

Yine, yaşandığı kesin olarak tespit edilebilen üç anekdot ilgili forumun takipçilerine aktarılmaktadır:

“Arkadaşlar bir ay içinde yaşadığım diyalogları bire bir aktarıyorum.


Yıllık plan imzalatmak için müdürün odasına girdim. İmzalama esnasında;

Müdür: Hocam Steam’i biliyor musunuz?

Ben: Evet hocam.

Müdür: Nedir hocam?

Ben: Bir oyun sitesidir hocam. Oyun oynanır, yeni oyunlar yüklenir tanıtım amacıyla.

Müdür: Bizim de iki üç oyunumuz olsun orada (Steam’de)

Ben: Hocam ticari bir sitedir.

Müdür: Hııı.


Müdür yardımcısının yazıcısı yazdırmıyordu. Beni çağırdı; giderken teknoloji tasarım hocası bana seslendi;

Teknoloji tasarım öğretmeni: Hocam bakar mısınız?

Ben: Buyurun hocam.

Teknoloji tasarım öğretmeni: Hocam bugünkü konumuz 3D programı kullanımı, çocuklara bu ders 3D programını anlatır mısınız.

Ben: Hocam dersim var. Derse gireceğim (Tabii şaşkınlık içindeyim bu arada)

Teknoloji tasarım öğretmeni: Bu gün olmazsa boş olduğunuz bir vakit de olur. Öğrenciler çöp kovasının resmini çekmişler bunu 3D yapmak istiyoruz.

Ben: Hocam birçok ücretsiz 3D programı var. İnternetten araştırın bulursunuz.

Teknoloji tasarım öğretmeni: Hocam siz bir tane önerin.

Ben: Olur.


Öğretmenler odasındayım, yanıma Fen Teknoloji hocası oturdu.

Fen Teknoloji Öğretmeni: Hocam sizin evde internet var mı?

Ben: Yok. Neden sordun?

Fen Teknoloji Öğretmeni: Hocam bir konu vardı araştıracaktım, PowerPoint’te sunum hazırlamak için bende İnternet yok. Gerçekten İnternet yok mu sizde?

Ben: Yok

Fen Teknoloji Öğretmeni: Sadece biraz araştıracaksınız ve kopyalayıp yapıştıracaksınız, çok bir şey değil.

Ben: Sen yap o zaman.

Fen Teknoloji Öğretmeni: PowerPoint kullanmasını bilmiyorum ki.” (BBNET Üyesi 16, 4 Aralık 2017)


Söz konusu aktarımlar, Türkiye’de önceki yıllarda yapılan ilgili çalışma bulguları ile de uyumlu niteliktedir. Örneğin Ankara ilindeki lise ve ilköğretim okulundaki öğretmenlerin bilgisayar kullanım amaçlarını (ve sıklıklarını) anlamaya yönelik bir anket uygulaması sonucuna göre, katılımcıların “% 45.8’i ‘bilgisayar teknolojilerinin eğitimde kullanılması konusunda yeterli bilgim yok’ ifadesine katılmaktadırlar. Bir başka ifadeyle, katılımcıların yarısından çoğu, bilgisayar teknolojilerinin eğitimde kullanılması konusunda kendini yeterli görmektedir. Oysa… bilgisayar teknolojilerinin eğitimde kullanımı hakkında eğitim aldığını ifade edenlerin oranı, % 30 olduğu düşünüldüğünde, katılımcılar kendilerini olduğundan iyi göstermiş olabilirler.” Nitekim öğretmenler bilgisayarın eğitimde kullanılmasını, Power Point’te sunu hazırlamaktan ibaret sanmakta olup bilişim teknolojilerinin “eğitimde daha farklı kullanımları hakkında bilgi sahibi değillerdir”. (Gür, Özoğlu, Başer 2010, s. 933)

Sadece Türkiye’de değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde de benzer tespitler ortaya konulmaktadır. Örneğin, yetişkinlerin dijital yeterliliklerine ve yetkinliklerine ilişkin yürütülen çalışmalar Amerika Birleşik Devletleri’nde 18-65 yaş arasındaki yaklaşık 118 milyon yetişkinin teknoloji odaklı çözümler geliştirmede zorlandığını tespit etmektedir. (National Center for Education Statistics, 2016). Yapılan farklı çalışmalar, özetle, yetişkinlerin dijital becerilere gereksinim duyduğunu ortaya koymaktadır (Selwyn, 2004).

Kullanıcı gruplarına yönelik bu aktarma ve değerlendirmeler yanında, ortaya çıkan çeşitli konu başlıkları da devam eden bölümlerde ortaya konulmaktadır. Konuların niteliğine uygun olarak, eski tarihli örnekler bu bölümlerde daha sık kullanılmaktadırlar.


Kapsamlı ve Kapsayıcı ve Konuya Özel Örnekler


Yetişkinlerin dijital açıdan gerekli becerilere sahip olmaması, günlük yaşamda karşılaştığı teknik sorunların da çözümünü zorlaştırmaktadır. Dijital toplumun aktif bir bireyi olmak için, dijital yetkinliklerin kazanılması önemlidir. Bireylerin iş yeri, okul gibi ortamlarda olmasını etkileyen önemli faktörlerden biri dijital yetkinliklerdir. 21.y.y. iş yeri becerileri arasında beklenen bilgisayar okuryazarlığı becerileri, akademik sektör de dâhil olmak üzere farklı sektörlerin gelişimini olumlu yönde etkileyen unsurlar arasına girmiştir. Literatürde yetişkin öğrenciler üzerine yapılan çalışmalardan biri de yukarıdaki sonuçları desteklemektedir. Çalışmada ( Ngo-Ye, 2014), öğrencilerin bilgisayarla ilgili teknik bir sorunla karşılaştığında, ne yapacağını bilemediği ve çözüm geliştiremediği, öğrencilerden birinin URL’yi kopyalamasının ardından web sitesine ilerlemek için Enter tuşuna nasıl basılması gerektiğini bilmediği, öğrencilerinden bazılarının Zip dosyalarını indirebildiği, fakat açamadığı, zip dosyalarını açma veya dosya sıkıştırma konusunda bilgilerinin olmadığı, bilgisayarda dosya yerini bulma konusunda zorlandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca öğrencilere verilen eğitimin üçüncü haftasında bile, öğrencilerin temel bilgisayar becerilerinde zorlandığı, yerel diskteki ve drive’daki dosyalara erişemediği sonucuna ulaşılmıştır.

Mevcut durumu tespite yönelik yukarıdaki çalışmaları destekler nitelikte yine forumdaki çeşitli çarpıcı anekdotların faydalı olacağı düşünülmektedir. Örneğin, aşağıdaki anekdotun yeni “Püf Noktası” öyküsü olabileceği düşünülebilir. Testi, çömlek yapımından bilişim bakımına geçiş, günümüz gerçeklerini daha iyi yansıtabilir. (https://bilgiyelpazesi.com/egitim_o..._cikislari/puf_noktasi_deyiminin_hikayesi.asp)

“Bir tane de benden olsun.

Müdür yardımcısı: Hocam benim laptop 2-3 gündür açılmıyor, niye açılmıyor olabilir?

Ben: Şarjı bitmiştir ya da bilmiyorum, görmeden bir şey diyemem.

Müdür yardımcısı: Tamam hocam, yarın getireyim. (Ertesi gün olur.)

Müdür yardımcısı: Hocam, laptopu getirdim, ne zaman bakarsınız?

Ben: Hocam dersim var şimdi, nöbetçi öğrenciyle gönderin laptopu, bakayım. (5 dakika sonra öğrenci laptopla sınıfa gelir.)

Ben: Bilgisayarın bataryasını çıkardım, birkaç kez üfledim, yerine taktım, açtım bilgisayarı ve bilgisayar açıldı. Açık bilgisayarı nöbetçi öğrenciye verdim, gönderdim. (2 dakika sonra açılmış bilgisayarı gören müdür yardımcısı ile öğrenci arasındaki konuşma.)

Müdür yardımcısı: S...., hoca n’aptı da açıldı?

Nöbetçi Öğrenci: Üfledi.

Müdür yardımcısı: Naptı naptı ??

Nöbetçi Öğrenci: Üfledi hocam. Bataryasını çıkardı, bir kaç kez üfledi, geri taktı, bilgisayar açıldı..

Tenefüste yanına gittiğim müdür yardımcım üfürükçü hoca geldi diye bir kaç gün takıldılar.. Bir üfürükçülüğümüz kalmıştı.”


Aşağıdaki anekdot da ortak paydaşların katılımıyla destekli, sürdürülebilir kurumsal yeşil bilişim vizyonuna dikkati çekici erken örneklerden sayılabilir.

8.sınıftaki öğrencim ben ders anlatırken sözümü kesip "bilgisayarım açılmıyor!" dedi. (Dersi dinlemeyip bilgisayarla ilgilenecek belli.)

Neyse; yanına gittim, 8.sınıf öğrencilerinin kolaylıkla cevabımı dikkate almayacağını sayarak ‘benzini bitmiş’ dedim. Ne bileyim inanacağını!

Hocam benzini nerden dolduracağız bilgisayara dedi (ciddi ciddi)..

‘Tenefüste hizmetliye söyle, o getirir’ dedim. Dersime devam ettim..

Tenefüste git sen hizmetliden benzin iste. Hizmetli yanıma geldi. Kafası karışmış bir halde:

‘Hocam bunca zamandır sen benzini nereden buluyordun" demesin mi...

İyi akşamlar..” (BBNET Üyesi 17, 29 Kasım 2011)


Yine, bilgisayar laboratuvarlarının farklı amaçlarla kullanılması hususu, örneğin oyun oynanabilen bir “İnternet Kafe” olarak algılanması, forumda paylaşılan anekdotlardan biridir ve ortak yazarların üniversite seviyesinde dahi sıklıkla karşılaştıkları durumlardandır.


İlgili senaryolardan da anlaşılabileceği gibi, yetişkinlerin dijital yetkinliklerinin yetersiz oluşu, günlük yaşamda ilginç olayların yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Yetişkinlerin teknoloji kullanma alışkanlıklarını kazanması veya teknolojik araçlara alışması zaman alabilmektedir. Literatürde, bu durumu açıklayan çeşitli modeller arasında Teknoloji Kabul ve Kullanım Modeli (UTAUT) bulunmaktadır. Performans beklentisi, çaba beklentisi sosyal etkiler, koşullar gibi unsurları kapsayan UTAUT modeli, yetişkinlerin teknolojiyi benimseme sürecini ortaya koymaktadır (Vanketesh ve diğerleri, 2003).

En çarpıcı anektodlardan bazıları da sağlık ve hijyen ile ilgili bulunmaktadır. Benzer başka birçok örnekleri bulunan bu hususlarla ilgili burada aktarılan örneklerin de aslolan gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koyduğu ve zamansızlaşıp klasikleşebileceği düşünülmektedir:

“Bir öğretmen arkadaş Flash belleğinin kapağını kaybetmiş, virüs kapar mı dedi? Önce şaka yapıyo zannettim gayet ciddiydi.” (BBNET Üyesi 18, 25 Aralık 2011)

“5 sene önce ilköğretimde çalışırken - o zamanlar yazılı yapardık - tabii virüslerden korunma yöntemlerini sordum 8.sınıflara; bir öğrencinin cevabı: ekranı camsille iyice temizleriz...” (BBNET Üyesi 19, 1 Aralık 2011)

“Bilgisayarların üzerini tozlanmasın diye örttüğümü gören öğrencinin sorusu güzeldi: Öğretmenim bilgisayarlar virüs kapmasın diye mi örtüyorsunuz?” (BBNET Üyesi 20, 17 Nisan 2013)

“Geçenlerde bir öğrenci evden bir Flaş getirmiş, teyzesinin kızınınmış. Hocam bunu şu şu şu falan kişi gönderdi, bunda virüs varmış siz temizleyecekmişsiniz; bunu diyen de 6-7 sınıf öğrencilerinden biri. Neyse bozuntuya vermedim; gittim bir büyük temiz silgi aldım; bir güzel flaşının üstünü, altını, kenarını sildim; sonra etrafını temizledim, geri verdim. Şimdi temiz oldu mu; hocam dedi, evet tertemiz oldu dedi, teşekkür etti; ben de yine bekleriz dedim, gönderdim; sonra Hey Allahım, öğretmeni, idarecisi, müfettişi yetti; bir şey demedik de bu vıdısının dıdısı nereden çıktı dedim içimden. Kimseye de aslında bu kadar yüz veren biri de olmamama rağmen, varın siz düşünün. (BBNET Üyesi 21, 16 Ocak 2012)

Forumda geçen anekdotlar içerisinde, kullanılan cihazların toz almamasının ya da tozunun alınmasının sistem dosyalarının silinmesi üzerine ortaya çıkanlar gibi çeşitli yazılım sorunlarının önüne geçebileceği ya da çözümünü sağlayabileceği gibi algılara yönelik tespitler de bulunmaktadır. Bunların, ülke olarak ortak bilincimize yer ettiği düşünülen üzeri dantel örtülü bilgisayar donanımları ile uyumlu bir resim çizdiği düşünülmektedir (Şekil 1).


upload_2021-6-1_14-40-29.png


Şekil 1. Dantel Örtülü Bilgisayar Donanımları (Kaynak: http://www.ufuktarhan.com/makale/ayse-teyzenin-dantel-ortulu-bilgisayarindan-e-ticareti-bitirisi-)
Günümüzde en öncelikli konular arasında yer alan veri ve bilgi güvenliği gibi hususların yansımaları da yine anektdotlar içerisinde çarpıcı örnekler ile yer bulmaktadır.
“Geçen sene son hafta yazılıları verdim, sözlüleri girdim. Herşey hazır.
Sonra kötü bir sınıftan kötü bir öğrenci, hocam 100 100 vermişsiniz sağolun.
Hemen açtım e-okulu, bizim din kültürü öğretmeni kendi dersini listede göremeyip (2. dönem gelen ücretli öğretmen) ne yapsa beğenirsiniz; bilişim tekn[olojisi] notlarını değiştirmiş.
Bana haber de vermiyor.
Sonuç; T.C. kısıtlaması yapmayan idare. Notları tekrar giren ben. Adamın başında bekleyip not girmeyi öğreten yine ben.”
(BBNET Üyesi 22, 30 Kasım 2011)

Bilgi kaybının önlenmesine yönelik veri yedekli çalışma yaklaşımının bir somut örneği olarak, taşıyıcı/Flash bellek yanında bilgisayar kasasının da katılım sağlanacak etkinliklere götürülmesi gibi örnekler de forumda yer almaktadır.

Burada aktarılan anekdotlar ile benzer deneyim ve alıntı örneklerde (metinde belirtilen virüs korunması gibi hususlarla da ilişkisi olan veya ekrana tık tık vurma gibi) dikkati çeken en önemli noktalardan biri de gerçek hayat olguları ile sayısal varlık olgularının birbirleri ile karıştırılmasıdır. Zihinde yaşanan bu karışıklığın hem gerçek, fiziksel hayatı hem sayısal yaşam ve olguları hem de zihinsel unsurları birlikte ele alan “ba” gibi kavramlarla örtüşebileceği düşünülmektedir.

Bilginin paylaşıldığı, yaratıldığı ve kullanıldığı bir mekâna karşılık gelen ’ba’ (Japonca 場); hem fiziksel hem sanal/dijital hem de mental/zihinsel bir ortam olarak, daha doğrusu bunların birleşimi olarak değerlendirilebilir (Nonaka ve Konno, 1998:40) Ba, birbirleriyle etkileşim halinde bulunan varlıklarca paylaşılır ve bu etkileşim neticesinde ilgili bağlam çerçevesinde söz konusu bireysel varlıklar ve ortam da gelişir. (http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/8261/189454.pdf?sequence=1)

Gerçek, fiziksel hayat olguları ile sayısal, sanal olguların öğrenicilerin zihinlerinde karıştırılmasının, fiziksel, sanal ve zihinsel unsurları bir araya getiren ba’daki fiziksel unsurların kullanılmasına aşinalık gibi mevcut bilgi paylaşımı ve kullanımı ile ilgili dinamiklerin bilişimsel unsurlarla ilgili yeni bilginin öğrenilmesine ket vurması ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Mevcut bilginin kullanımına odaklı bu etkileşimlerin yeni bilişim bilginin öğrenilmesine ket vurmasının, yeni bilginin doğrudan deneyimlenmesine dayalı çeşitli etkileşimler ortaya konularak çözülebileceği öngörülmektedir. Buna göre zihinsel dönüşümün, bu gibi fiziksel-sayısal gerçekliğin karıştırıldığı durumların gerçekleşmesinin topyekün önüne geçebileceği öngörülmektedir.
 

Ekli dosyalar

  • upload_2021-6-1_14-39-24.png
    upload_2021-6-1_14-39-24.png
    573.6 KB · Görüntüleme: 3
Geri
Üst