Başarının Önündeki 6 Engel | Hayatınız Değişecek!

Kodla Büyü

celalaybar

Site Gezgini
Mesajlar
87

Başarının Önündeki 6 Engel

Yaşadığınız hayatı bir kez yaşıyorsunuz. Ve bu hayatta başarılı olmak istiyorsunuz. En azından çoğunuz istiyordur. Evet ama başarıya giden yol uzun ve bi sürü engel var. Çalışkan, gayretli ve zeki olmanız yeterli olmayabilir. Bazı engellere takılıp yolda kalabilirsiniz. Engelleri bilirseniz onları kolayca aşabilirsiniz. Nedir bu engeller? Çok engel var ama ben bu videoda 6 önemli engelden bahsetmek istiyorum.

1) Ümitsizlik ve Kin Tutma
Başarmak için ümitli olmak gerekiyor. Ümidinizi kaybederseniz daha baştan kaybetmiş oluyorsunuz. Ümitli olmak için sebep çok. Ümitsiz olmak için de. Ümitli olmayı denemelisiniz. Umudu tercih etmelisiniz. Pozitif düşünce umudu pekiştirir. Bedeniniz bu umut senfonisine ayak uydurur. Umut da pozitif düşünceyi pekiştirir. Vücudumuzda salgılanan önemli hormonlardan birisi de serotonin hormonudur. Serotonin, insanda mutluluk ve zindelik hissi veren bir hormondur . Serotonin salgısı arttığında zihni performansınız yükselir. Ümit ve affedici olmak bu hormonun salgısını kolaylaştırır. Migren, depresyon, anksiyete, takıntı ve stres gibi baş belası hastalıklardan korunmuş olursunuz. Sadece biraz ümitli ve affedici olmakla birçok engeli bertaraf etmiş olursunuz. Araba metaforu ile örnek vermek gerekirse, arabanın deposunda benzin ne ise içinizdeki umut da o işte. Umudunuz var ise başarıya doğru adım atabilirsiniz. Kin tutmak arabanın sürekli el freninin çekilmiş olması gibi maddi ve manevi hareket yeteneklerinizin kısıtlanmış olmasını netice verir. Zihnin bloke olmasına neden olur. Kendi kendinizi kilitlemiş olursun. Affedici ve umutlu olmaya dair kendinize söz verin. Çok şey kazanırsın. Burada aklınıza bazı sorular gelebilir. Gerçeklikten kopmuş bir ümit olabilir mi? Her şeyi affetmek enayilik değil midir? Ümit ve affedicilik üzerine yığınlarca değerlendirme var. Bu videonun konusunu aşar. Önemli olan toptan ümidi kaybetmemek ve mümkün olduğunca affedicilik tarafına meyletmektir. Dengeli ve rasyonel olmak vazgeçilmez unsurlardır. Burada hassas bir denge söz konusu. Ayağı yere basan bir ümit ile boş ümit arasında bir denge sağlanmalıdır.

2) Kıskançlık
Deponuz benzin dolu. Ama depoyu fullemek iyi bir yolculuk için yeterli değil. Umutla yola çıkmak, başarı yolunda, bir gereklilik olsa da tek başına yeterli değil. Yaşadığınız hayatı yanlız yaşamıyorsunuz. Tıpkı trafikte yanlız olmadığınız gibi. Başkalarının başarıları gözünüzü kamaştırabilir. Onlardan daha iyi olma duygusu zihninizi ele geçirebilir. Kıskançlık duygusunun baskısı ile hırslı davranıp onlardan daha parlak başarılar ortaya koymaya kalkabilirsiniz. İlk bakışta masum görünen bu istek sizi bir felakete sürükleyebilir. Hırslı davranıp çabuk yorulup bunalıma girebilirsiniz. Bu da sizi hayattan soğutabilir. Çabucak diskalifiye olabilirsiniz. Kendi güç ve kuvvetiniz ölçüsünde hareket etmeniz yararınıza olacaktır. Bindiğiniz arabayı gücünün üzerinde sürmeye kalkarsanız aracınız arıza çıkarabilir. Yanınızdan geçen ve kullandığınız arabadan daha iyi olan bir araç sizi kışkırtabilir. Onu geçme dugularınız depreşebilir. Arabanın özelliklerini hesaba katarak yolu katetmelisiniz. Arabanın hakkını ver ama kıskançlığa ve kışkırtmalara gelmeyin. Bırakın asfalt ağlamasa da olur. Burada yine bir soru akla gelebilir. Başarılı kimseler örnek alınamaz mı? Onlara masumane imrenmek yanlış mıdır? Burada yine denge dinamiği karşımıza çıkıyor. İmrenmek ile kıskanmak arasında ince bir perde vardır. İmrenme duygusunda denge gözetilmezse kıskançlığa kaymak kaçınılmaz olabilir. Burada çok dikkatli olmak gerekiyor. Sürekli sorgulayan ve düşünen bir beyin ile bu tuzak karşısında uyanık kalabilirsiniz.

3) Acelecilik
Seyir halindeyiz. Hayat ve zaman içinde yollarda akıp gidiyoruz. Belirli bir hedefe doğru yol alırken bazen yol çok akıcı görünür. Acele edip mesafeleri hemen katetmek isteyebilirsiniz. Ama dikkat. Olası kaza risklerini acele ederek artırmayın. Yoksa çok kötü toslarsınız. Kalıcı hasarlar ve kayıplar hayatı yaşanmaz hale getirebilir. Başarı yolunda da aynı mantık geçerlidir. Başarı basamaklarını çıkarken aceleci olmadan sindire sindire basamak atlamadan çıkmalısınız. Yoksa acelecilik sizi boğa yılanı gibi boğabilir. Yolunuzu sarpa uğratır. Bezersiniz. Şevkiniz kırılır. Başarılı olamazsınız. Ve yine denge sorusu karşımıza çıkıyor. Bazı fırsatları kaçırmamak için insanın biraz acele etmesi gerekmez mi? Evet bazen elimizi çabuk tutmamız gerekir. El çabukluğu ile acelecilik arasında denge ayarlaması yapabilmek bizi başarıya taşıyacaktır. Bu ayrımı yapmak biraz zor. Ama okuyan, düşünen, sorgulayan ve analitik düşünceye değer veren bir insan bunu da aşabilir.

4) Etrafından Etkilenme
İnsan etkilenen bir varlıktır. Çevresinden aldığı sinyaller zihninde değişimlere neden olur. Aracınızla yola revan oldunuz. Nasıl ki sizi hızla geçen birinden etkileniyorsanız aynı şekilde trafik çok yavaş aktığında da etkilenir ve yavaş gitmeniz gerekiyor düşüncesine kapılırsınız. Ortalama trafik akışı sizi ekileyebilir. Benzer şekilde insan çevresinde gördüğü tembel insanlardan da etkilenir. Etrafını saran tembel insanlar gibi olma eğilimi gösterir. Rasyonel davranış sergilemeyebilir. Girişimci ve yazar Jim Rohn şöyle diyor:“İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.” İnsan çevresindeki tembel insanların etkisinde kalıp tembelleşebilir. En azından potansiyelinin altında küçük başarılarla yetinebilir. Ufku daralabilir. Kabileyetlerini yeterince değerlendirmeden uzaklaşabilir. Unutma, bir Türk atasözünde dendiği gibi her koyun kendi bacağından asılır. Oku, düşün, sorgula ve kendini keşfet. Başarı ufkuna yürü.

5) Oyun Kurallarını Kafana Göre Değiştirme
Oyunu kurallarına göre oynamalısınız. Seyir halinde olduğunuz trafiğin kurallarını kafanıza göre değiştirirseniz berbat bir kazaya sebep olabilirsiniz. Ya aslında araçlar yeşilde durup kırmızı da geçmeliydi derseniz çok feci tokuşabilirsiniz. Gerçek ve kalıcı başarılar, yürünen yolun kurallarına göre hareket edilerek elde edilir.

6) Rahatına Düşkün Olma
Rahatına düşkün olmak da başarının önündeki engellerden biridir. İnsan rahatına düşkün bir varlıktır. Çalışıp üretmek bir yönü ile rahatını terk etmek demektir. Rahatına düşkün bir insan bu tarz yorucu faaliyetlere katılmak istemez. Tembelliği sever ve konforunu terk etmek istemez. Fakat bu ters tepen bir yaklaşımdır. Bir süre sonra başarısız olmanın yanında konforunuzdan, rahatınızdan ve huzurunuzdan da olursunuz. İnsanın huzuru gayret ve çalışmasında gizlidir. Rahata düşkünlük kontrol altında dikkatli değerlendirilmelidir.


6 engel saydım. Daha başka engeller de vardır. Bu engelleri bilmek yeterli değil elbette. Kişi kendini keşfetmeli ve başarının önündeki bu engellere karşı uyanık olmalıdır. Başta da dediğim gibi bu hayatı bir kez yaşayacaksınız. Başarılar…


https://tr.wikipedia.org/wiki/Serotonin

https://en.wikipedia.org/wiki/Hope
 
Son düzenleme:
Başarının önündeki tek bir engel o da kendimiz.Bir de ona buna ne yapıyor ne düşünüyor kim ne demiş bakmayacaksın.Bu ikisi yeter.
 
Doğruların herkes farkında işin sırrı doğruları yapabilmekte, sürekli olarak doğru olanı yapma baskısı içinde yaşamak ise insanı yorar. Şahsi fikrim kişinin kendini bilmesi ve ona göre hedefler belirlemesi sonuçta başarı ve mutluluğun tek bir tanımı yok.
 
Geri
Üst