- Mesajlar
- 1,059
Mehmed Akif gibi büyük şahsiyetler, varlıklarıyla, kendilerini yetiştiren halkın yaşadığı yüksek ahlaka ve eriştiği medeniyetin derecesine, en önemli, canlı ve tartışılmaz birer delil olurlar.
Akif gibi büyük bir evlada sahip olan bir millet, onunla ne kadar iftihar etse yeridir. Ferdleri arasından böyle bir iman ve ahlak kahramanı çıkabilen bir toplum, ne türlü kötü durumlara düşerse düşsün, daima toparlanıp dirilme kabiliyetine sahip demektir. Mehmed Akif, inandığını tam olarak yaşayan, her şeyini dini ve milleti için feda edip, ufacık bir karşılık dahi almadan ve beklemeden, sessizce Rabb`ine giden adamdır. Yakın tarihimizde, her haliyle güvendiğimiz ve çocuklarımıza, `İşte evladım, sen de onun gibi ol!` diyebileceğimiz kaç kişi, bu itimada Akif kadar layık olabilmiştir. `Yeni ve farklı bir dünyaya geçmek` maksadıyla yapılan harf ve dil devrimleri, milli ruhu oluşturan eserlerin yeni nesiller tarafından önce okunmasını, sonra da anlaşılmasını önlemiştir. `Anlayarak geçiş` sağlanamadığı için, şimdi insanlarımız, ne Akif`i, ne de -çok yakın da olsa- bir başka `milli klasik` eseri okuyup anlayacak, hatta bunun lüzumunu idrak edecek anlayışa sahiptirler. Mehmed Akif`in gerek şahsiyeti, düşünceleri ve gayesi; gerek din, dünya, hayat ve ahiret telakkisi ve gerekse eserlerinde yaşayan yüksek fikri ve ruhi değerlerin, bugünün basit hayatı içinde `yaşadığı gibi inanmayı`, gerçek `iman` zanneden ferdler tarafından okunabilse, hatta `anlaşılsa` bile idrak olunabilmesi mümkün değildir.
Mehmed Akif`in büyük eseri `Safahat`, henüz ancak sahillerinde dolaşabildiğimiz, bir duygu ve düşünce denizidir. Bu eser, Anadolu Müslümanı`nın zihin ve gönlünde bin yıldır teşekkül etmiş milli şuurun, olgun dünya görüşünün ve hayranlık uyandıracak bir kemale ermiş olan mutedil hayat tarzının bir mesnevisi, yüksek kahramanlık ve fedakarlıklarla dolu tarihinin bir destanıdır.
Safahat, tek başına, bugünkü ve yarınki nesillere din, tarih, vatan sevgisi, birlik duygusu, milli şuur ve milli edebiyat için gerekli bilgi ve tehassüsleri temin edebilecek kudrette büyük bir eserdir. Bu eserin dilini bilmeyen, onu anlamayan ve onunla aynı hisleri paylaşmayan bir `okumuş`un, `aydın`lık iddiasına hakkı olamaz. Bu eser, Müslüman Türk milletinin bin yıldır yaşadığı ve yaşattığı değerlerin, duyguların ve düşüncelerin derin kaynağından fışkırmış bir pınardır. Milletini gerçekten öğrenmek isteyenler, bu kitabı okumalı; milletiyle birleşmek ve ona layık olmak isteyenler, bu eserdeki fikirlere göre kendilerini tashih etmelidirler. Bir millet için böyle bir esere sahip olmak, İlahi bir lütuftur. Bütün tahsil yıllarında «Safahat» için ayrı ders saatleri konulmalı ve Türk gençleri bu eserin, dilini ve duygularını bir hayat suyu içercesine bütünüyle öğrenip benimsemelidirler.
Zaman http://www.zaman.com.tr
Not: Okuduğum yerde yalnızca site adı vardı, yazı kime ait bilmiyorum ama Allah ondan razı olsun. Hakkıyla anamadığımız büyük şairimiz de nur içinde yatsın. Amin.
Ayrıca bakınız: edebiyat-ve-sanat-klubu-f50/safahatten-secmeler-mehmed-akif-ersoy-3-cd-t28489.html
Akif gibi büyük bir evlada sahip olan bir millet, onunla ne kadar iftihar etse yeridir. Ferdleri arasından böyle bir iman ve ahlak kahramanı çıkabilen bir toplum, ne türlü kötü durumlara düşerse düşsün, daima toparlanıp dirilme kabiliyetine sahip demektir. Mehmed Akif, inandığını tam olarak yaşayan, her şeyini dini ve milleti için feda edip, ufacık bir karşılık dahi almadan ve beklemeden, sessizce Rabb`ine giden adamdır. Yakın tarihimizde, her haliyle güvendiğimiz ve çocuklarımıza, `İşte evladım, sen de onun gibi ol!` diyebileceğimiz kaç kişi, bu itimada Akif kadar layık olabilmiştir. `Yeni ve farklı bir dünyaya geçmek` maksadıyla yapılan harf ve dil devrimleri, milli ruhu oluşturan eserlerin yeni nesiller tarafından önce okunmasını, sonra da anlaşılmasını önlemiştir. `Anlayarak geçiş` sağlanamadığı için, şimdi insanlarımız, ne Akif`i, ne de -çok yakın da olsa- bir başka `milli klasik` eseri okuyup anlayacak, hatta bunun lüzumunu idrak edecek anlayışa sahiptirler. Mehmed Akif`in gerek şahsiyeti, düşünceleri ve gayesi; gerek din, dünya, hayat ve ahiret telakkisi ve gerekse eserlerinde yaşayan yüksek fikri ve ruhi değerlerin, bugünün basit hayatı içinde `yaşadığı gibi inanmayı`, gerçek `iman` zanneden ferdler tarafından okunabilse, hatta `anlaşılsa` bile idrak olunabilmesi mümkün değildir.
Mehmed Akif`in büyük eseri `Safahat`, henüz ancak sahillerinde dolaşabildiğimiz, bir duygu ve düşünce denizidir. Bu eser, Anadolu Müslümanı`nın zihin ve gönlünde bin yıldır teşekkül etmiş milli şuurun, olgun dünya görüşünün ve hayranlık uyandıracak bir kemale ermiş olan mutedil hayat tarzının bir mesnevisi, yüksek kahramanlık ve fedakarlıklarla dolu tarihinin bir destanıdır.
Safahat, tek başına, bugünkü ve yarınki nesillere din, tarih, vatan sevgisi, birlik duygusu, milli şuur ve milli edebiyat için gerekli bilgi ve tehassüsleri temin edebilecek kudrette büyük bir eserdir. Bu eserin dilini bilmeyen, onu anlamayan ve onunla aynı hisleri paylaşmayan bir `okumuş`un, `aydın`lık iddiasına hakkı olamaz. Bu eser, Müslüman Türk milletinin bin yıldır yaşadığı ve yaşattığı değerlerin, duyguların ve düşüncelerin derin kaynağından fışkırmış bir pınardır. Milletini gerçekten öğrenmek isteyenler, bu kitabı okumalı; milletiyle birleşmek ve ona layık olmak isteyenler, bu eserdeki fikirlere göre kendilerini tashih etmelidirler. Bir millet için böyle bir esere sahip olmak, İlahi bir lütuftur. Bütün tahsil yıllarında «Safahat» için ayrı ders saatleri konulmalı ve Türk gençleri bu eserin, dilini ve duygularını bir hayat suyu içercesine bütünüyle öğrenip benimsemelidirler.
Zaman http://www.zaman.com.tr
Not: Okuduğum yerde yalnızca site adı vardı, yazı kime ait bilmiyorum ama Allah ondan razı olsun. Hakkıyla anamadığımız büyük şairimiz de nur içinde yatsın. Amin.
Ayrıca bakınız: edebiyat-ve-sanat-klubu-f50/safahatten-secmeler-mehmed-akif-ersoy-3-cd-t28489.html
