Abi Param Yok! (Sara İlacı Almak için)

Kodla Büyü

ozgurgitarim

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
778
bugün akşam saatleri...
yoğun istanbul trafiğinde ve sisli havada rutin bir akşam...
geceyi sıradışı yapan, virajı alırken sol tarafa baktığımda,görür gibi olduğum şey...yolda yatan bir adam,hem de yolun
tam ortasında...
arabayı sağ tarafa çektim,adamın yanına koştum hemen...

başında bir kaç kişi...yerde çırpınıyor,çırpınırken de kafasını yere vuruyor...ağzında köpük...başındakiler şaşkın...çocukluktan, sara hastalığı ile ilgili derin ve acı izlenimlerim olduğu için sara nöbeti olduğunu anladım hemen...

adamı yolun kenarına taşıdık...20-25 yaşlarında...genç...yorgun....yaşlı.....ama genç....
çevredeki boş kartonları taşıdığı koca çuval yolun ortasında....
o kartonlardan bir yastık yapıp, kafasının altına koyduk....
bir kaç dakika sonra kendine geldi...

iyimisin dedim, başını salladı...
sara hastasımısın dedim, başını salladı...

üstünü başını düzelttik, oturttuk...artık söylediklerimizi anlar, yanıt verir olmuştu...

niye ilacını almadın dedim, bizi izleyen şaşkın ve meraklı bakışlar arasında...
abi param yok! o yüzden alamıyorum dedi...
ne kadar ilacın dedim,53 lira abi, alamıyorum, o yüzden bu kartonları topluyorum dedi....
yüzünü okşadım, iyimisin kardeşim dedim son olarak, iyiyim abi dedi....
ayrıldım....

yolun ortasında yatan, üstü başı çamur, yüzü yarım tıraşlı (belli ki kendisi sakal tıraşı olmuş, becerememiş),genç, taşı sıksa suyunu çıkaracak adam, hayati bir ilacı almak için 53 lirayı bulamıyor...


bizler izliyoruz...
Allah sonumuzu hayır etsin....
 
Re: Abi Param Yok!

Üzerinizde o kadar yok muydu hocam, yoksa parayı verdiniz de söylemeyi uygun mu görmediniz.
Yanlış anlamayın sizi yargılamıyorum.
Merak ettim doğrusu.
Ayrıca, arabadan inip yardıma koşmanız da tebrik edilesi.
 
Re: Abi Param Yok!

Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.
 
Re: Abi Param Yok!

sosyal devlet anlayışında aslında bu manzaraların çokluğu tezatlıklar dolu oluyor. Devletin el uzatamadığı zamanlarda bizleri insiyatif almamız gerekiyor diye düşünüyorum. geçenlerde benzer bir olay benim başıma geldi cebimde 100 TL param vardı. adama hepsini verdim. içim biraz cızladı ama olsun dedim yapack bişey yok.
Allah büyük yeterki insanların niyetleri kötü olmasın.
 
Re: Abi Param Yok!

soouuk' Alıntı:
Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.

Aslında sorunu yaratan hergün gördüğümüz dolandırıcılar... Artık sokakta kimin gerçekten ihtiyaçlı olduğunu bilmeden geçiyorum. Yardım etmek içimden gelmiyor. Tanıdığım, emin olduğum (öğrenci, okul, cami vs) gibi yerlere yardım edebiliyorum...

Şu insanları kandıran ve yakalanan insanları gerçekten assalar üzülmem... İnsanlığa en kötüsünü ettiler İnsanların güven duygusunu yok ettiler...
 
Re: Abi Param Yok!

s_kajmeran' Alıntı:
Şu insanları kandıran ve yakalanan insanları gerçekten assalar üzülmem... İnsanlığa en kötüsünü ettiler İnsanların güven duygusunu yok ettiler...

Sıcak bir yaz günüydü. Devesinin üzerine binmiş, ıssız çöllerde yolculuk yapmakta olan bir bedevi, yorulunca biraz oturup dinlenmeye karar verdi. Uzaktan güçlükle yürüyen, dudakları susuzluktan kurumuş bir adam yanına çıka geldi.

Adam bedeviyi görünce hemen: “Su!..” dedi.

Çok yorulmuş ve çok susuz kalmış olacak ki adam acele edercesine: “Ne olur biraz su!..” dedi.

Susuzluktan mecâli kalmayan, hararetten dudakları çatlamış adam, hal ve tavırlarıyla durumun ciddiyetini göstermek istercesine davranışlar sergilemeye başladı.

Kendisine acındırarak, vaziyetinin kötü olduğunu anlatmağa çalıştı ve zor hareket eden diliyle tekrar şöyle söylendi: “Uzun süredir yollardayım; çok ama çok susadım. Ne olur biraz su!..”

Bedevi, adamın haline baktı ve acıdı. Çölde yolculuk esnasında kendisinin de en büyük ihtiyacı olan su kabını derhal devesinden alıp o adama uzattı.

Adam suyu içince gözü açıldı, dinçleşip kendine geldi. Fakat tam o sırada, beklenmedik bir harekette bulundu.

Birden, âni bir hareketle bedeviyi itti ve yere düşürdü. Sonrada devenin üzerine atlayıp kaçmaya başladı.

Bedevi neye uğradığını şaşırmıştı. Bu adamın yaptığına ne demeliydi?

İyilik yaptığı adamdan kötülük görmüştü. Telaş ve heyacan içerisinde, şaşkın bir vaziyette donup kaldı. Ne yapacağını bilemedi?

Hırsızın arkasından hayretle ve şaşırmış bir vaziyette bakarken birden aklına hırsızın peşini takip etme düşüncesi geldi. Adamın peşinden koşmaya başladı. Fakat ne çare?

Hırsız deveyi koşturarak uzaklaşıp gitmişti. Aralarındaki mesafe bir hayli açılmıştı. Hava da çok sıcaktı. Ona yetişmesi mümkün değildi.

Bedevi, ona ulaşmaktan ümidini kesince arkasından şöyle seslenmeye başladı: “Dur!.. Bir dakika dur!..” Bir çift sözüm var sana!..”

Adam bedevinin sesini işitiyordu. Fakat hiç aldırış etmiyordu. Üstelik deveyi daha süratlendirerek yoluna devam ediyordu.

Çaresiz kalan bedevi, adamın arkasından hem koşturuyor hem de sesleniyordu:

“Ey hırsız, tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”

Hırsız bir an duraksar gibi oldu. Çünki bedevinin bu isteği tuhafına gitmişti. Kendi kendine “Acaba yanlış mı duyuyorum?” dedi. Kulağına gelen sesi iyice dinledi.

Ses ve söz aynıydı: “Ey hırsız!.. Tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”

Bu ne demekti? Bedevi niçin “Kimselere anlatma!” diye sesleniyordu?

Bu isteği tuhaf bulan hırsız, devenin süratini kesti. Hafif durur gibi yaptı: Bedevinin kendisine sesini duyacak kadar yaklaştığını görünce ona:

– Niçin kimseye anlatmayayım? diye sordu.

Bedevi ona insanlık adına bir ders vermek isteyerek şöyle dedi:

“– Eğer sen bu hadiseyi insanlara anlatırsan, bu yaptığın yanlış hareket her yere yayılır. İnsanlarda iyilik yapma, yardım etme duyguları körelir.

Kalblerdeki şefkat ve merhamet hislerinin zayıflamasına, hatta yok olmasına sebeb olur.

O zaman insanlar bir daha muhtaç, garib, yolda kalmış kimselere yardım etmez hale gelir.

Issız çöllerde yolculuk yaparken ihtiyaç içinde susuzluktan kıvranan bir yolcu görseler hiç ilgilenmezler. Görmemezlikten gelirler. Bu ise insanlık adına büyük bir kötülük, hatta düşmanlıktır.

Bu sebeb; “Sakın kimselere anlatma!.. Kötülüğü ifşa etme!.. İnsanlar arasında yayma!..”
 
Re: Abi Param Yok!

endorfinnn' Alıntı:
s_kajmeran' Alıntı:
Şu insanları kandıran ve yakalanan insanları gerçekten assalar üzülmem... İnsanlığa en kötüsünü ettiler İnsanların güven duygusunu yok ettiler...

Sıcak bir yaz günüydü. Devesinin üzerine binmiş, ıssız çöllerde yolculuk yapmakta olan bir bedevi, yorulunca biraz oturup dinlenmeye karar verdi. Uzaktan güçlükle yürüyen, dudakları susuzluktan kurumuş bir adam yanına çıka geldi.

Adam bedeviyi görünce hemen: “Su!..” dedi.

Çok yorulmuş ve çok susuz kalmış olacak ki adam acele edercesine: “Ne olur biraz su!..” dedi.

Susuzluktan mecâli kalmayan, hararetten dudakları çatlamış adam, hal ve tavırlarıyla durumun ciddiyetini göstermek istercesine davranışlar sergilemeye başladı.

Kendisine acındırarak, vaziyetinin kötü olduğunu anlatmağa çalıştı ve zor hareket eden diliyle tekrar şöyle söylendi: “Uzun süredir yollardayım; çok ama çok susadım. Ne olur biraz su!..”

Bedevi, adamın haline baktı ve acıdı. Çölde yolculuk esnasında kendisinin de en büyük ihtiyacı olan su kabını derhal devesinden alıp o adama uzattı.

Adam suyu içince gözü açıldı, dinçleşip kendine geldi. Fakat tam o sırada, beklenmedik bir harekette bulundu.

Birden, âni bir hareketle bedeviyi itti ve yere düşürdü. Sonrada devenin üzerine atlayıp kaçmaya başladı.

Bedevi neye uğradığını şaşırmıştı. Bu adamın yaptığına ne demeliydi?

İyilik yaptığı adamdan kötülük görmüştü. Telaş ve heyacan içerisinde, şaşkın bir vaziyette donup kaldı. Ne yapacağını bilemedi?

Hırsızın arkasından hayretle ve şaşırmış bir vaziyette bakarken birden aklına hırsızın peşini takip etme düşüncesi geldi. Adamın peşinden koşmaya başladı. Fakat ne çare?

Hırsız deveyi koşturarak uzaklaşıp gitmişti. Aralarındaki mesafe bir hayli açılmıştı. Hava da çok sıcaktı. Ona yetişmesi mümkün değildi.

Bedevi, ona ulaşmaktan ümidini kesince arkasından şöyle seslenmeye başladı: “Dur!.. Bir dakika dur!..” Bir çift sözüm var sana!..”

Adam bedevinin sesini işitiyordu. Fakat hiç aldırış etmiyordu. Üstelik deveyi daha süratlendirerek yoluna devam ediyordu.

Çaresiz kalan bedevi, adamın arkasından hem koşturuyor hem de sesleniyordu:

“Ey hırsız, tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”

Hırsız bir an duraksar gibi oldu. Çünki bedevinin bu isteği tuhafına gitmişti. Kendi kendine “Acaba yanlış mı duyuyorum?” dedi. Kulağına gelen sesi iyice dinledi.

Ses ve söz aynıydı: “Ey hırsız!.. Tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”

Bu ne demekti? Bedevi niçin “Kimselere anlatma!” diye sesleniyordu?

Bu isteği tuhaf bulan hırsız, devenin süratini kesti. Hafif durur gibi yaptı: Bedevinin kendisine sesini duyacak kadar yaklaştığını görünce ona:

– Niçin kimseye anlatmayayım? diye sordu.

Bedevi ona insanlık adına bir ders vermek isteyerek şöyle dedi:

“– Eğer sen bu hadiseyi insanlara anlatırsan, bu yaptığın yanlış hareket her yere yayılır. İnsanlarda iyilik yapma, yardım etme duyguları körelir.

Kalblerdeki şefkat ve merhamet hislerinin zayıflamasına, hatta yok olmasına sebeb olur.

O zaman insanlar bir daha muhtaç, garib, yolda kalmış kimselere yardım etmez hale gelir.

Issız çöllerde yolculuk yaparken ihtiyaç içinde susuzluktan kıvranan bir yolcu görseler hiç ilgilenmezler. Görmemezlikten gelirler. Bu ise insanlık adına büyük bir kötülük, hatta düşmanlıktır.

Bu sebeb; “Sakın kimselere anlatma!.. Kötülüğü ifşa etme!.. İnsanlar arasında yayma!..”

:alkis: :alkis: :alkis: :alkis:
 
Re: Abi Param Yok!

Aynı olayı ben de bu hafta için yaşadım 15 16 yaşarında bir çocuk kaldırımın ortasında yatıyordu. Arabadaban indik hemen yanına gittik. Biraz sonra kendine geldi ve hemen ilacının bittiğini paraya ihtiyacı oldugunu felan filan... Oyun yaptıgı belliydi. Biz ayrılıyorken birkaç kişi daha geldi bu kendisini tekrar yere attı. Ama agzını köpürtmesi kendini kasması yoğun bir uğraş veriyor insanları inandırmak için. İnsanların duygularını kullanmak için yeni yeni numaralar çıkarıyorlar.
 
Re: Abi Param Yok!

eğer hasta numarası yapıyorsa çok yanlış,,

ama yapmanız gereken ilacını ona alıp vermek olmalı idi.

bana da denk geldi abi açım biraz para diyordu baktım çalışsa aç kalmaz belkide iş bulamadı
neyse takip et beni dedim lokantaya girdik ona yemek söyledim parasını ödedim çıktım.
o aç kalmadı ben içim rahat sevabımı yapmış oldum.

dilenen kimseye asla para vermem o zaman iş olur dilenci olur. bir selpak satsın alırım. hemi yardım hemi ticaret. oda dilenmeye değil çalışmaya yönelir.
 
Re: Abi Param Yok!

devlet artık gerçekten fakir olanların, tedavi ve sağlık harcamalarını karşılamıyor mu?ben öyle biliyorum.yeşilkart uygulaması var.hala sağlık için para isteyenler pek inandırıcı gelmiyor bana
 
Re: Abi Param Yok!

Birçok alandaki gibi bu da devletimizin bir eksiği.

Şunu kimse bilmez, ben de sosyal yardımlar müdürü ile yaptığım bir konuşmada öğrendim. "Devletin sosyal yardım yapması için sosyal yardım isteyen kişinin devlete başvurması gerekir" Yani gerçekten fakir olanlar açlıktan ölse dahi devlete başvuru yapmadıysa devlet onu bulmuyor. Yani yardım istemeyen asıl fakir fukaralar aynen yokluk içinde yaşamaya devam ediyorlar. Özel yardım kuruluşları başvuran herkese gittikleri gibi ayrıca mahalle mahalle gezerek gerçekten ihtiyacı olanları arayıp onlara yardım ulaştırıyor ancak devlet kendisine başvuranlar arasındaki fakirlere yardım yapıyor ki bazen fazlaca ihtiyacı olmayan kişilerin bile bu yardımdan yararlandığı oluyor.
 
Re: Abi Param Yok!

soouuk' Alıntı:
Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.

hocam numara yaptığını sanmıyorum....
bir kişinin numaradan, kafasını o kadar hızlı asfalta vurabileceğini düşünmüyorum....
 
Re: Abi Param Yok!

Hocam öncelikle davranışınızdan dolayı takdir etmek lazım. :alkis:
20 yıldan uzun süredir istanbuldayım. İnsanların iyi niyetini suistimal eden o kadar çok olay gördüm ki artık insanlar yerde yatan birisini gördü mü yaya da olsa araçla da olsa durmayıp gidiyor. Hele de yalnız olanlar hiç yaklaşmıyor.

Maalesef ülkemizde ve özellikle de istanbulda gerçekten ihtiyacı olmadığı halde devletten, sosyal yardım kurumlarından yardım alan bir sürü insan var. Bir o kadar da gerçekten ihtiyacı olduğu halde alamayan insan var. Dün TRT de amerikalı bayanın öldürüldüğü sur diplerinde yaşayan insanları anlatan programı izliyordum. İstanbulda sokakta yaşayan insan sayısının 10 bin olarak tahmin edildiğini söyledi. Sosyal devlet gerekeni yapmalı.
 
Re: Abi Param Yok!

soouuk' Alıntı:
Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.
ben geçen güne kadar devletin insanlara kömür ve yiyecek yardımı vermesini eleştiriyordum. çevremde gördüğüm kadarıyla çoğu kişi ihtiyacı olmadığı halde aldığını görüyor ve kendi kendime haklı olarak hükümete kızıyordum. sosyal yardımlaşma fonunda çalışan arkadaşımla sömestir tatilinde araştırma görevine çıktım. evin bir tanesinde 3 çocuk baba yok anne çalışmıyor, ev kira, mahallenin ve sosyal yardımlaşmadan gelen yardımlarla yaşamaya çalışıyorlar. en küçük çocuğun elinde 3 tane taş ve bir sopa, bunlar evdeki tek oyuncakları. VE İŞTE O GÜN ANLADIM: BİRİLERİ HAK ETMEDİĞİ YARDIMLARI ALIYOR DİYE BU AİLENİN YARDIMI DA KESİLECEKSE ONLAR ALMAYA DEVAM ETSİNLER. SONUÇTA BUNUN AHİRETİ VAR VARSIN ONLAR HESABI ORADA VERSİNLER.
 
Re: Abi Param Yok!

marasliyim' Alıntı:
soouuk' Alıntı:
Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.
ben geçen güne kadar devletin insanlara kömür ve yiyecek yardımı vermesini eleştiriyordum. çevremde gördüğüm kadarıyla çoğu kişi ihtiyacı olmadığı halde aldığını görüyor ve kendi kendime haklı olarak hükümete kızıyordum. sosyal yardımlaşma fonunda çalışan arkadaşımla sömestir tatilinde araştırma görevine çıktım. evin bir tanesinde 3 çocuk baba yok anne çalışmıyor, ev kira, mahallenin ve sosyal yardımlaşmadan gelen yardımlarla yaşamaya çalışıyorlar. en küçük çocuğun elinde 3 tane taş ve bir sopa, bunlar evdeki tek oyuncakları. VE İŞTE O GÜN ANLADIM: BİRİLERİ HAK ETMEDİĞİ YARDIMLARI ALIYOR DİYE BU AİLENİN YARDIMI DA KESİLECEKSE ONLAR ALMAYA DEVAM ETSİNLER. SONUÇTA BUNUN AHİRETİ VAR VARSIN ONLAR HESABI ORADA VERSİNLER.
aynen hocam size katılıyorum bu gibi durumlarda ilk aklıma gelen söz "YA DOĞRUYSA" işte o zaman üçe beşe bakmadan bişeyler yaparım, gerisini düşünmem...
 
Re: Abi Param Yok!

öğrencim, 11.sınıf, birinci dönem 26 gün devamsızlık yaptı....

devamsızlığının ilk günlerinde sürekli sıkıştırıyordum, neden okula gelmiyorsun diye....hocam uyanamıyorum, o yüzden okula gelemiyorum derdi bana hep.....

bir, iki, baktım olmayacak, bir gün iyice sıkıştırdım...sonunda söyleyiverdi,
hocam, bizim okula gelmek için dolmuşa verecek paramız yok dedi...
okula gelecek parası yok...1, bilemedin 2 lira...yok, olmayınca 1 lira bile olmuyor işte....

inanmadım, inanamadım, ara aileni, anneni,babanı, öğleden sonra birlikte sizin eve gideceğiz dedim....

aradı annesini, öğleden sonra evlerine gittik,

buradan sonrasını gözlerim dolarak yazıyorum, yok böyle bir manzara, yok böyle bir aile....

1 milyon yol parası olmadığı için okula gelemeyen öğrencim, canım....

her gün okula araba ile giden Özgür hoca...canının istediğini alan, satan, yiyen, içen....
bir muhasebe yaptım beynimde, kafamda, hücrelerimde...

hala yapıyorum....

her bir yıkım, üzüntü, biraz daha bağlılığımı arttırıyor yüce Yaradana....

kim şanslı, o mu ,ben mi....
bileceğiz,göreceğiz...

Nebe Suresi (2-3-4) : Hayır, ileride bilecekler, yine hayır, ileride bilecekler...
 
Bu gibi durumlarda dikkatli olmanızı tavsiye ederim!

Yer: Ankara/Atatürk Bulvarından Resim Heykel müzesine doğru çıkan ara yol.

Arkadaşım ile birlikte Bulvardan Ulus istikametine doğru yürürken bu noktada, yolun üzerinde üstü başı dağınık, uzun sakallı bir adamı yolun ortasında baygın yatarken gördük. Ezilme ihtimaline karşı kaldırıma taşıdık ve adam yavaş yavaş ayılmaya başladı. Ben ise genellikle bu durumla karşılaşan insanlardan farklı birşey yaptım ve 112 yi aradım.

112 deki görevli ile görüşme şöyle gerçekleşti:
Olayın olduğu yeri, adamın durumunu anlattım. Görevli ise bana adamın tipini ,sakalını vs tarif ederek onaylattı ve bu kişiden uzaklaşmamı tavsiye ederek telefonu kapattı. Daha sonradan öğrendiğime göre bu sık kullanılan bir yöntemmiş. Adam ayıldığında ilaç satın alamadığı için bayıldığını anlatıyormuş vs.

Diğer ilginç yöntemlerden bazıları:
Simit/halka tatlısı tepsisi devrilen çocuk numarası
Kavga eden iki kişi numarası (kavgayı ayıracak kurbanı bekliyorlar)
 
uzun bi mesaj yazdım ama ekranda değil nedense..
özetle kanmayın arkadaşlar..
hepsi dolandırıcı
 
hayatımda en az 20-30 defa karşılaştım o tiplerle...
sara krizi geçiren, boyaları kırılmış boyacı çocuk, yolda kalmış asker, simit tepsisi devrilmiş simitçi çocuk..
neden böyle yapıryolar? dilense senin 1 lirana talip olacak, böyle senaryolarla bir seferde 30-40 belki daha fazla parayı tek seferde indiricek..

bizim okula da gelen bi dolandırıcı vardı. çocuğuna ilaç almak için geliyomuşmuş.. çocuğun kaç yaşında dedim..
18 yaşından küçük çocukların babası annesi sigortalı olmasa bile devlet tarafından sigortalı neden almıyosun ilacını hastaneden dedim.. tıpış tıpış gitti..

bunlarda senaryo bitme arkadaşlar.. iyi niyetimizin kurbanı oluyoruz..
ve inanın öyle profesyoneller ki, oyuncular halt etmiş..
 
gözünüzü seviyim inanmayın arkadaşlar bu tiplere.. bi kaç arkadaş ilacı alıp vermek daha doğru filan demiş.. para vermek yerine.. inanın onlara göre hepsinin çaresi var..

BEŞİKTAŞ ta meydanda, bilenler bilir, başıboş çocuklar takılır.. geliyo yanına, "abi çok açım bana bir simit al" sen de diyorsn ki, "heee... para istemiyo... simt istiyo.. gerçekten aç.. yazık.." ( orada da bekleyen bi simitçi mutlaka(!) vardır"
simitçinin yanına tam gidiyosun, 4-5 çocuk daha fırlıyo, bana da simit al abi falan filan...
5 lira veriyosun.. 5 simit ver diyosun.. simitçi veriyo.. sen arkanı dönüyosun.. on adım atıyosun, çocuklar simitçiye simitleri geri vermiş.. ve başka bi kurban bulmuş.. simitçi de onlardan anlıcağınız..

KANMAYIN arkadaşlar gözünüzü seveyim :)
 
Re: Abi Param Yok!

soouuk' Alıntı:
Bugüne kadar insanlardan para koparmak isteyenlerin öyle hikayelerini dinledim ki,kimsenin günahını almak istemem ama bunun da öyle birşey olabileceğini düşünüyorum.

Sana katılıyorum bende aynı şekilde düşünüyorum.
Sahtekarlar insanların vicdani, dini duygularını o kadar sömürdüler ki insanlar yardım ederken bile şüphe edecek duruma geldi artık...
Yardım etmesen içine sinmiyor, yardım etsen bile o şüpheden dolayı yardım etmenin huzurunu bile yaşayamıyorsun...
 
Dün hanımla hastahane çıkışı arabayı çalıştırdım, şarapçı tipli biri arabaya yaklaştı bir şeyler söyledi, camı açtım kaymakamı bekliyorum dedi, cidden kaymakamın arabasıda hastahane önündeydi...

Onada söyleyeceğim ama sende bil dedi bana. cebimde 1.5 lira var dedi. Ama ağzı acaip şarap kokuyordu. Aslında vermemem gerektiğini bildiğim halde verdim bir şeyler.

Böyle insanlar yüzünden insan ikilemde kalıyor maalesef.

Mesleğe yeni atanmıştım, stajerlik kursunda bir müfettiş çok güzel bir söz söylemişti. "Arkadaşlar bu zamanda Allah değil namerde, merde bile muhtaç etmesin" demişti.
 
hocam avatarından da belli, vicdanlı bi insansın..ama etraf öyle değil emin ol.. yazdıklarımı oku.. bin katı gerçek onların..
inanma o soysuzlara...
 
Manidar: "İyilik yap denize at; balık bilmezse halûk bilir."

İyiliğe devam, ne kadar istismar edilirse edilsin...
 
Diyelim ki simit/tatlı tablası devrilmiş bir çocukla karşı karşıya geldik. Çocuk, kaldırım üzerine dağılmış tatlıların yanında, başını dizlerinin üzerine koymuş ağlıyor.

Burada iki ihtimal var.
Birincisi: Çocuğun gerçekten de tepsisindeki simitler yere saçılmış ve çocuk mağdur şekilde ağlıyor.
İkincisi: Klasik bir oyun senaryosu kurulmuş, çocuk kurbanının yanına gelerek ne olduğunu sormasını ardından acıyarak simitlerin parasını vermesini bekliyor. Kurban uzaklaştıktan sonra simitler tepsiye toplanarak başka bir yerde yeni bir ağ kurulacak.

Eğer birinci ihtimal doğru ise çocuğa simitleri için vereceğimiz 20 TL o gün için zararını kapatır. Ancak ikinci ihtimal doğru ise vereceğiniz 20 TL ile çocuğun geleceğini iyice elinden almış olursunuz.
Şöyle ki:
Bir zamanlar Ankara Adliyesinde bir afişte şu ifadeyi görmüştüm. "Aldıklarınız mendilleri değil gelecekleridir çocukların" Başta anlam veremedim, ancak sonradan anlatılmak istenileni anladım. Aldığımız her mendil çocuğu bu işi yapması için biraz daha teşvik edecek ve sokağa taşıyacaktı. Veya zorla sokakta çalıştıran birileri var ise onlara yardımcı olacaktık.

Tabi ki zor durumda olan kişilere yardım etmemiz gerekiyor. Bu dinimizin emri, kültürümüzün parçası ve insanlık görevimiz. Bunu yaparken anlık acıma duygularımızla hareket edip vicdanımızı rahatlatabiliriz veya gerçek ihtiyaç sahiplerini araştırabiliriz.
Saygılarımla



endorfinnn' Alıntı:
Manidar: "İyilik yap denize at; balık bilmezse halûk bilir."

İyiliğe devam, ne kadar istismar edilirse edilsin...
 
endorfinnn' Alıntı:
Manidar: "İyilik yap denize at; balık bilmezse halûk bilir."

İyiliğe devam, ne kadar istismar edilirse edilsin...
Arjantin’li ünlü golfcü Robert de Vincenzo, yine bir turnuvayı kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş ve kulüp binasına gidip oradan ayrılmak üzere hazırlanmıştı. Bir süre sonra binadan çıkıp otoparktaki arabasına yürürken yanına bir kadın yaklaştı. Kadın başarısını kutladıktan sonra ona çocuğunun çok hasta ve ölmek üzere olduğunu anlattı. Zavallı kadının hastane masraflarını ödemesi olanaksızdı. Kadının anlattığı öykü De Vincenzo’ yu çok etkilemişti, hemen cebinden bir kalem çıkarttı ve turnuvadan kazandığı paranın bir miktarını yazdı çek defterine. Çeki kadının eline sıkıştırırken de ona,

“Umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın.” dedi.

Ertesi hafta kulüpte öğle yemeği yerken, Profesyonel Golf Derneği’nin bir görevlisi yanına geldi.

“Otoparktaki görevli çocuklar bana geçen hafta turnuvayı kazandıktan sonra yanına bir kadının geldiğini ve onunla konuştuğunu söylediler” dedi.

De Vincenzo evet anlamında başını salladı.

“Evet” dedi görevli, “Sana bir haberim var. O kadın bir sahtekardır. Üstelik hasta bir çocuğu da yok. Seni fena halde kandırmış arkadaşım.”

De Vincenzo, “Yani ortada ölümü bekleyen bir bebek yok mu? “dedi.

“Hayır, yok” dedi görevli.

“İşte bu, bu hafta duyduğum en iyi haber.” dedi gözleri dolarak.
 
Balık bilmezse, Allah bilir...
Allah görendir, işitendir....

bugün, sadece öğrenmek için, 112 acil servisi arayarak olayın olduğu civarda, bu tarz vakaların olup olmadığını sordum....

telefondaki görevli, söylediğiniz mevki hakkında bilgim yok ancak istanbulda bu tarz kandırma olayları sıklıkla yaşanıyor dedi...
 
Gerçekten de etkileyici bir öykü.
İzin verirseniz kendimce senaryo akışını bozmadan bir yan öykü yazmak istiyorum.

Hikaye Vincenzo nun kadının eline çeki tutuşturduğu yerden devam ediyor.
Vincenzo nun vicdanı rahattı ve içini sıcacık bir mutluluk kaplamıştı. Kadın ise yüklü miktarda çeki almıştı. Aynı yöntemle elde ettiği üçüncü başarısıydı. Hemde çok yüklü bir para kazanmıştı. Artık emindi. Bu yöntem işe yarıyordu. Arjantinin tatil bölgesi Emprado da alacağı yazlığı düşündü. Vincenzo ya yaptığı üç kağıttan kazandığı kadar bir daha kazandığında deniz kenarında bir yazlık onu bekliyordu. Yüzünde sinsi bir gülümseme ile oradan uzaklaştı. Ertesi gün sabah banka açılır açılmaz çeki bozdurdu. Akşam gazeteleri incelemiş ve bir haber dikkatini çekmişti. Kentin sosyete mensuplarının katılacağı bir yemek ve bu yemekte vicdanının rahatlatılmasını bekleyen pek çok zengin vardı.

Bankadan çıktıktan sonra hızla yeni hedefine doğru ilerlerken karşıdan gelen bayan Maria ile çarpıştılar. Maria nın elindeki dosya düştü ve içindeki evraklar rüzgarla uçuştu.

Maria eşini 3 yıl önce kaybetmiş ve artık çocuklarının hem anası hem de babası olmuştu. Maria gururlu bir insandı. Kocasının ölümünden sonra evlere temizliğe gidiyor, kazandı 4000 peso ile güçte olsa ailesinin geçimini sağlıyordu. Gururlu kadın kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmişti ta ki en büyük oğlu Bruno nun beyin tümörünü öğrenene kadar. Güçlü kadın pes etmedi. Oğlunu kurtaracaktı. Elindeki dosyada Buruno nun hastane evrakları yardım derneklerini dolaşıyordu. Yardımsever kişilere ulaşabilmek için düşünebildiği tek yol buydu. Gururlu Maria nın zenginlerin yolunu keserek yardım istemek aklından bile geçmemişti.

Keşke Arjantin’li ünlü golfcü Robert de Vincenzo, kendisinden yardım isteyen kişinin durumunu araştırsaydı. Keşke Vincenzo gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışsaydı

Saygılarımla

kelebeketkisi' Alıntı:
endorfinnn' Alıntı:
Manidar: "İyilik yap denize at; balık bilmezse halûk bilir."

İyiliğe devam, ne kadar istismar edilirse edilsin...
Arjantin’li ünlü golfcü Robert de Vincenzo, yine bir turnuvayı kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş ve kulüp binasına gidip oradan ayrılmak üzere hazırlanmıştı. Bir süre sonra binadan çıkıp otoparktaki arabasına yürürken yanına bir kadın yaklaştı. Kadın başarısını kutladıktan sonra ona çocuğunun çok hasta ve ölmek üzere olduğunu anlattı. Zavallı kadının hastane masraflarını ödemesi olanaksızdı. Kadının anlattığı öykü De Vincenzo’ yu çok etkilemişti, hemen cebinden bir kalem çıkarttı ve turnuvadan kazandığı paranın bir miktarını yazdı çek defterine. Çeki kadının eline sıkıştırırken de ona,

“Umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın.” dedi.

Ertesi hafta kulüpte öğle yemeği yerken, Profesyonel Golf Derneği’nin bir görevlisi yanına geldi.

“Otoparktaki görevli çocuklar bana geçen hafta turnuvayı kazandıktan sonra yanına bir kadının geldiğini ve onunla konuştuğunu söylediler” dedi.

De Vincenzo evet anlamında başını salladı.

“Evet” dedi görevli, “Sana bir haberim var. O kadın bir sahtekardır. Üstelik hasta bir çocuğu da yok. Seni fena halde kandırmış arkadaşım.”

De Vincenzo, “Yani ortada ölümü bekleyen bir bebek yok mu? “dedi.

“Hayır, yok” dedi görevli.

“İşte bu, bu hafta duyduğum en iyi haber.” dedi gözleri dolarak.
 
pretadorg hocam, çok teşekkür ederim...

bu gibi durumlarda ne gibi bir çalışma yapılabilir? ya da yöntem nedir? sizin buna dair bir çalışmanız var mı?
 
BBNET
Geri
Üst