Aşk'ın parçalarıyla dolu ;kırık kalem çalışmalar......

Kodla Büyü
belliki tozdan değildi gözlerindeki kızıllık,
bir şeyler eksilecek,dikenden rüzgarlar esecekti,
ya biliyordu yada biraz önce anladı
"gitmek eylemi sevdiğine yakışmıyor." cümlesine takılmış,
bulmadığı öğe tamamlamadığı sıfat kalmamış gibiydi.
başı hafif sağa eğik, dudakları burnu ve gözleri gib kırmızı,
sanki söyleyecek bir şey var gibi
yüreği ondan bir metre önde atıyor...

"ne zormuş?" zikrini ederek izledim onu o çok uzun iki dakikada....

kimin elini öpüyorum,kim beni öpüyor bilmiyorum,
Aşk mı ki bu..

bu mudur söylenmeyecek olan?

ve acımıdır? içim acıyor ya yola çıkmadan
sarılmalıyım ona...

kendime diyemediklerimi kime diyeyim
kim saydıklarımı hiçe sayıp
sana mı bakayım?

tutayım soğuk sop soğuk ellerini,
mendil taşıyayım düşmeyesi incilerini,
ve umut bırakayım bir tohum misali
bahara yaza açacak...

ne zormuş,
anlamak hayatı hayattan habersiz
hayat bir kaç dakikadan ibaret diyen derviş,
ne zaman buldun cevabı
nezaman yaşadın?

anladımki hayat başlıyor ve hemen bitiyor;
Aşk bir dakika,kavuşma hayali bir dakika,kavuşmak bir dakika...

hayatın aşkınsa ömrün var, Aşk'ın hayatınsa ömre ne gerek var...
 
Geri
Üst