1938 den beri ilk kez

Kodla Büyü
Adam sevmiyor kardeşim bunu anlayın artık ne zorluyorsunuz ya. Sevmek zorunda mı hayır. Sevgi kalpte olur, adamın kalbinde bu yönde sevgi yoksa yapacak birşey yok.
Not: ben seviyorum beni şeriatçı ilan etmeyin.
 
Anıtkabir’e gittiğinde seni en çok
etkileyen nedir derseniz... Tıraş
seti.
*
Biri beyaz saplı, diğerleri siyah,
sekiz ustura, seramik tabak,
madeni tas, bıyık makası, tarak,
sıfır numara makine, fırça ve
bileme taşı... Ayrıca, arkasına K.A.
harfleri kazınmış, gümüş el aynası,
kapağına ay-yıldız işlenmiş, metal
esans şişesi, çiçek motifli, cam
krem kabı ve tırnak törpüsü.
*
Hayatı cephelerden cephelere
sürüklenerek geçti, yatağından
çok arazide yattı, bakımsız tek
kare fotoğrafı yok.
*
“Dünyanın, gelmiş geçmiş en şık
giyinen lideri”dir o... Gideli 74
sene oldu, bizimkileri zaten
boşver, bugünkü İngiltere
başbakanından, Fransa
cumhurbaşkanından, ABD
başkanından bile daha şık... En
önemli moda markaları İtalyan
ama, İtalyan başbakanı giyiyor,
çuval gibi duruyor. Çünkü, kumaş,
dikiş ve tasarım yetmiyor, fizik
istiyor. Sıfır göbek. Hep fit’ti o...
Sağlıklı yaşam için spor’un
keşfedilmesi, egzersiz bilincinin
yaygınlaşması anca 30-40 sene
öncesine dayanıyor, o’nun ise,
Anıtkabir’deki özel eşyaları
arasında, formda kalmak için teee
1925 senesinden beri kullandığı
kürek çekme aleti sergileniyor.
*
Ortalıkta fırıncı küreği, kazma sapı
gibi dolaşmaya benzemiyor yani
bu iş.
*
Çoğunlukla beyaz, daima açık
renk gömlek tercih eder,
manşetlerine ya da kalbinin
üzerine K.A. veya G.M.K. arması
işletirdi. Kol düğmesi sever, yaka
iğnesi takardı. Sayfiyede,
Savarona’da ise, kısa kollu, keten
gömlek giyerdi. Laciverti pek
sevmez, kruvaze’den hoşlanmaz,
genellikle yelekli, üç parçalı, siyah
takım elbiseler diktirirdi. Her
daim ütülü olmasına, orasından
burasından sarkma yapmamasına
büyük özen gösterirdi. Çapraz
çizgili, desenli, takımına kontrast
renkli kravatlar kullanırdı. En
sevdiği kravat iğnesi, gövdesi
burgulu, altın, devlet demiryolları
amblemli olanıydı. Köstekli saati,
ceket cebi mendili, vazgeçilmez
aksesuvarlarıydı; ipek
mendillerinin kenarları zikzak
motifli olurdu. Seyahatlerinde
tüvit takım, güderi ceket, riding
coat tarzı jokey pantolonları
giyerdi. Düz kemerden sıkılır,
örgülü, illa ki tokalı yaptırırdı.
Baston deyip geçme... Kimisi
fildişi, kimisi lületaşı topuzluydu;
tek mermi atabilen, tetikli olanı
en meşhurudur ama, aslında en
çok, sapında tavşan yakalamış
aslan figürü bulunan, ucu metal
halkalı, ahşap bastonunu severdi.
Smokin ve frak’ta beyaz papyon
takıyordu. Maharet isteyen
pelerin’i değme aktörlere taş
çıkartırcasına taşıyor, omuzlarına
illa siyah değil, bazen mavi
atıyordu. Bağcıklı, siyah rugan
ayakkabı seviyor, çizgili siyah
çorap kullanıyordu. Yazlık
kıyafetlerinin altına beyaz veya
lacivert-beyaz ayakkabılar giyiyor,
çorap giymiyor, hatta bazen, ten
rengi sandalet giyiyordu. Paltodan
sıkılır, mümkün olduğunca
giymemeye çalışır, mecbur
kalırsa, koyu renk yerine, gri veya
kahverengi tonları tercih ederdi.
Ancak, desenli kaşkolları kış’ın
olmazsa olmazıydı. Ve eldiven
tabii... İçi ve bileği kürklü severdi.
Akşamları pijamasının üzerine,
mavi-lacivert çizgili, kirli beyaz,
şal yakalı robdöşambr alıyordu.
Ceketli pantolonlu; yakası, kolağzı
ve cep kapağı mutlaka farklı renk
şeritli, püsküllü kuşağı olan ipek
pijamalar giyerdi.
*
Bir insan, hem kalpak’ı, hem
silindir şapka’yı, hem panama
şapka’yı, hem melon şapka’yı,
hem fötr’ü, hem de kasket’i
böylesine eşdeğer karizmayla
taşıyabilir mi...
*
Şık, özenli, bakımlı olmayı
elitizim, Anadolu çocuğu olmayı
hırt’lık zonta’lık zanneden... Ve,
“gardırop Atatürkçüsü” lafına pek
bi sırıtanlar, o’nun gardırobunda
kullanılmış külot torbası bile
olabilir mi?
*
Sevgili anneler...
Kaygı duruşu değildir bu.
Saygı duruşu’dur.
En bakımlı halinizle... Elbette ister
yeni, ister eski ama, mutlaka
temiz, ütülü; çocuklarınıza en
güzel kıyafetlerini giydirin.
*
O sizi nasıl bekliyorsa...
Lütfen öyle gidin.
714
Tavsiye
 
kalbinde kendisine saygısı ve sevgisi olmayan sadece şeklen anıtkabire gelen yada protokol gereği orda olan birini ATATÜRK de istemezdi.
bence RTE doğrusunu yapıyor sevmediği halde seviyor gibi yapmıyoor çünkü kimseye zorla sevemez yada sevdiremezsin... kendi gelmesin yeterki sevgi ve saygısını göstermek isteyene engel olmasın yeter
 
seni heryerden silebilirler belki ama kalblerden silip beyinlerden kazıyamazlar... yıllar geçtikçe büyüyorsun kalblerde tarihlere sığmaz oluyorsun biz seni her gün özleyip her gün anıyoruz...
 

Ekli dosyalar

  • 3.jpg
    3.jpg
    79.4 KB · Görüntüleme: 3,279
Zaten törenlerle zorlama programlarla bu iş olmaz.. Dünyada hiçbir insanın sadece sevenleri yoktur..
"İnsanların sevenleriyle sevmeyenleri paralel olarak artar.."
O yüzden ben ne sevenlere nede sevmeyenlere birşey demem.. Bu başbakanda olsa böyle çöpçüde olsa böyle..
 
Seviyor sevmiyor meselesi değil bu, Cumhuriyetin başbakanı, Cumhuriyetin kurucusunu saygıyla anmak zorunda
 
Atayı saygıyla anmak VİCDAN gerektirir, tarih bilgisi gerektirir. Onu sevmeyen bir başbakanı bu ülkenin başına getiren halkı okumaya davet ediyorum.
 
bugün okuldaydık herkez geldi..

mecbur olmasaydı kimse gelmezdi..
 
tayinci42' Alıntı:
bugün okuldaydık herkez geldi..

mecbur olmasaydı kimse gelmezdi..

İyi ki o okulda değilim yoksa zorunlu olmadığı halde
okulda tek başıma öğrencilerle anardık Atamızı

Ne güzel bir foto
 

Ekli dosyalar

  • Ekran Alıntısı.JPG
    Ekran Alıntısı.JPG
    80.8 KB · Görüntüleme: 2,989
gmaslan' Alıntı:
Atayı saygıyla anmak VİCDAN gerektirir, tarih bilgisi gerektirir. Onu sevmeyen bir başbakanı bu ülkenin başına getiren halkı okumaya davet ediyorum.

Onu seviyorum deyip kanımızı emen siyasetçileri de gördük. Önemli olan şey sevmek değil işini hakkıyla yapmak.
 
Bu Ülkenin Başbakanı olarak 10 Kasım törenlerine katılmayarak Atamıza karşı gösterdiği bu duruşla BDP lilerden ne farkı kaldı ki...
 
BTFormator' Alıntı:
Bu Ülkenin Başbakanı olarak 10 Kasım törenlerine katılmayarak Atamıza karşı gösterdiği bu duruşla BDP lilerden ne farkı kaldı ki...
Yaw kimse kimseyi sevmek zorunda değil ancak ülkenin kurucusunun ölüm yıldönümünde daha sagılı olunmalı. Yukarıdaki yoruma tatamen katılıyorum...
 
hakanotuken' Alıntı:
gmaslan' Alıntı:
Atayı saygıyla anmak VİCDAN gerektirir, tarih bilgisi gerektirir. Onu sevmeyen bir başbakanı bu ülkenin başına getiren halkı okumaya davet ediyorum.

Onu seviyorum deyip kanımızı emen siyasetçileri de gördük. Önemli olan şey sevmek değil işini hakkıyla yapmak.

Her neyi ön plana çıkararak insanları kandırıyorsan bu saygı duyulacak bir durum değil. Dün Atatürk idi bugün ise insanların başka duyguları. İşini hakkıyla yapmaya gelince ABD ve eyaletinden gelen direktifler gerçekten dört dörtlük yapılıyor. İş gerçekten hakkıyla yapılıyor...
 
Bahadır1980' Alıntı:
hakanotuken' Alıntı:
gmaslan' Alıntı:
Atayı saygıyla anmak VİCDAN gerektirir, tarih bilgisi gerektirir. Onu sevmeyen bir başbakanı bu ülkenin başına getiren halkı okumaya davet ediyorum.

Onu seviyorum deyip kanımızı emen siyasetçileri de gördük. Önemli olan şey sevmek değil işini hakkıyla yapmak.

Her neyi ön plana çıkararak insanları kandırıyorsan bu saygı duyulacak bir durum değil. Dün Atatürk idi bugün ise insanların başka duyguları. İşini hakkıyla yapmaya gelince ABD ve eyaletinden gelen direktifler gerçekten dört dörtlük yapılıyor. İş gerçekten hakkıyla yapılıyor...
Tayyip hakkıyla yapıyor demedim önemli olan hakkıyla yapmak dedim. Evet kimi neyi sevdiği önemli değil önemli olan hakkıyla yapmak
 
hakanotuken' Alıntı:
Bahadır1980' Alıntı:
hakanotuken' Alıntı:
gmaslan' Alıntı:
Atayı saygıyla anmak VİCDAN gerektirir, tarih bilgisi gerektirir. Onu sevmeyen bir başbakanı bu ülkenin başına getiren halkı okumaya davet ediyorum.

Onu seviyorum deyip kanımızı emen siyasetçileri de gördük. Önemli olan şey sevmek değil işini hakkıyla yapmak.

Her neyi ön plana çıkararak insanları kandırıyorsan bu saygı duyulacak bir durum değil. Dün Atatürk idi bugün ise insanların başka duyguları. İşini hakkıyla yapmaya gelince ABD ve eyaletinden gelen direktifler gerçekten dört dörtlük yapılıyor. İş gerçekten hakkıyla yapılıyor...
Tayyip hakkıyla yapıyor demedim önemli olan hakkıyla yapmak dedim. Evet kimi neyi sevdiği önemli değil önemli olan hakkıyla yapmak

Bu ülkenin şuanki yöneticisiyse bu ülkeyi, bu devleti, bu milleti ona miras bırakan kişiyi de sevecek... Eğer sevmiyorsa bu ülkenin insanı olduğundan, bu milletin menfaatlerini koruyacağından da şüphe ederim, yoksa kimi seviyorsa oranın başına gitsin o zaman...
 
Tabiki sevmez. Recep Tayyip Erdoğan güçlü bir lider ancak 1020'lerde yaşasaydı ne yapardı? Din elden gidiyor diyerek Menemen olayını yaparlardı. O dönemleri yaşayan bellekrler, canlı tarih kalmadı artık, tarihi de egemen güç değiştirir... İçimizde ince bir sızı kalır... Ancak Atatürk'ün vizyonuna ondan 100 yıl sonra yaşayan insanlar henüz yetişemez...
 
Buzkırıcı' Alıntı:
Anıtkabir’e gittiğinde seni en çok
etkileyen nedir derseniz... Tıraş
seti.
*
Biri beyaz saplı, diğerleri siyah,
sekiz ustura, seramik tabak,
madeni tas, bıyık makası, tarak,
sıfır numara makine, fırça ve
bileme taşı... Ayrıca, arkasına K.A.
harfleri kazınmış, gümüş el aynası,
kapağına ay-yıldız işlenmiş, metal
esans şişesi, çiçek motifli, cam
krem kabı ve tırnak törpüsü.
*
Hayatı cephelerden cephelere
sürüklenerek geçti, yatağından
çok arazide yattı, bakımsız tek
kare fotoğrafı yok.
*
“Dünyanın, gelmiş geçmiş en şık
giyinen lideri”dir o... Gideli 74
sene oldu, bizimkileri zaten
boşver, bugünkü İngiltere
başbakanından, Fransa
cumhurbaşkanından, ABD
başkanından bile daha şık... En
önemli moda markaları İtalyan
ama, İtalyan başbakanı giyiyor,
çuval gibi duruyor. Çünkü, kumaş,
dikiş ve tasarım yetmiyor, fizik
istiyor. Sıfır göbek. Hep fit’ti o...
Sağlıklı yaşam için spor’un
keşfedilmesi, egzersiz bilincinin
yaygınlaşması anca 30-40 sene
öncesine dayanıyor, o’nun ise,
Anıtkabir’deki özel eşyaları
arasında, formda kalmak için teee
1925 senesinden beri kullandığı
kürek çekme aleti sergileniyor.
*
Ortalıkta fırıncı küreği, kazma sapı
gibi dolaşmaya benzemiyor yani
bu iş.
*
Çoğunlukla beyaz, daima açık
renk gömlek tercih eder,
manşetlerine ya da kalbinin
üzerine K.A. veya G.M.K. arması
işletirdi. Kol düğmesi sever, yaka
iğnesi takardı. Sayfiyede,
Savarona’da ise, kısa kollu, keten
gömlek giyerdi. Laciverti pek
sevmez, kruvaze’den hoşlanmaz,
genellikle yelekli, üç parçalı, siyah
takım elbiseler diktirirdi. Her
daim ütülü olmasına, orasından
burasından sarkma yapmamasına
büyük özen gösterirdi. Çapraz
çizgili, desenli, takımına kontrast
renkli kravatlar kullanırdı. En
sevdiği kravat iğnesi, gövdesi
burgulu, altın, devlet demiryolları
amblemli olanıydı. Köstekli saati,
ceket cebi mendili, vazgeçilmez
aksesuvarlarıydı; ipek
mendillerinin kenarları zikzak
motifli olurdu. Seyahatlerinde
tüvit takım, güderi ceket, riding
coat tarzı jokey pantolonları
giyerdi. Düz kemerden sıkılır,
örgülü, illa ki tokalı yaptırırdı.
Baston deyip geçme... Kimisi
fildişi, kimisi lületaşı topuzluydu;
tek mermi atabilen, tetikli olanı
en meşhurudur ama, aslında en
çok, sapında tavşan yakalamış
aslan figürü bulunan, ucu metal
halkalı, ahşap bastonunu severdi.
Smokin ve frak’ta beyaz papyon
takıyordu. Maharet isteyen
pelerin’i değme aktörlere taş
çıkartırcasına taşıyor, omuzlarına
illa siyah değil, bazen mavi
atıyordu. Bağcıklı, siyah rugan
ayakkabı seviyor, çizgili siyah
çorap kullanıyordu. Yazlık
kıyafetlerinin altına beyaz veya
lacivert-beyaz ayakkabılar giyiyor,
çorap giymiyor, hatta bazen, ten
rengi sandalet giyiyordu. Paltodan
sıkılır, mümkün olduğunca
giymemeye çalışır, mecbur
kalırsa, koyu renk yerine, gri veya
kahverengi tonları tercih ederdi.
Ancak, desenli kaşkolları kış’ın
olmazsa olmazıydı. Ve eldiven
tabii... İçi ve bileği kürklü severdi.
Akşamları pijamasının üzerine,
mavi-lacivert çizgili, kirli beyaz,
şal yakalı robdöşambr alıyordu.
Ceketli pantolonlu; yakası, kolağzı
ve cep kapağı mutlaka farklı renk
şeritli, püsküllü kuşağı olan ipek
pijamalar giyerdi.
*
Bir insan, hem kalpak’ı, hem
silindir şapka’yı, hem panama
şapka’yı, hem melon şapka’yı,
hem fötr’ü, hem de kasket’i
böylesine eşdeğer karizmayla
taşıyabilir mi...
*
Şık, özenli, bakımlı olmayı
elitizim, Anadolu çocuğu olmayı
hırt’lık zonta’lık zanneden... Ve,
“gardırop Atatürkçüsü” lafına pek
bi sırıtanlar, o’nun gardırobunda
kullanılmış külot torbası bile
olabilir mi?
*
Sevgili anneler...
Kaygı duruşu değildir bu.
Saygı duruşu’dur.
En bakımlı halinizle... Elbette ister
yeni, ister eski ama, mutlaka
temiz, ütülü; çocuklarınıza en
güzel kıyafetlerini giydirin.
*
O sizi nasıl bekliyorsa...
Lütfen öyle gidin.
714
Tavsiye
:alkis: :alkis: :alkis:
 
sevsin ya da sevmesin katılmak zorunda onun kurduğu ülkenin başbakanı ve o makam sayesinde o ve yakınları zengin oldu.
 
Üniversitedeyken Arnavut bir arkadaşım vardı. Her yerde Atatürk büstünün olmasına gülüyordu. Arnavutlukta enver paşa diye biri varmış.. Aynı bizdeki gibi onunda birçok büstü heryerdeymiş ve sürekli şiirler anmalar saygı duruşları vb.. Sonra savaş sırasında tuzla buz olmuş tüm büstler. Şimdi adını kimse anmıyormuş. İnsanlar zorla sevdirilmeye kalkarsa sonu böyle oluyor.
 
tayinci42' Alıntı:
Üniversitedeyken Arnavut bir arkadaşım vardı. Her yerde Atatürk büstünün olmasına gülüyordu. Arnavutlukta enver paşa diye biri varmış.. Aynı bizdeki gibi onunda birçok büstü heryerdeymiş ve sürekli şiirler anmalar saygı duruşları vb.. Sonra savaş sırasında tuzla buz olmuş tüm büstler. Şimdi adını kimse anmıyormuş. İnsanlar zorla sevdirilmeye kalkarsa sonu böyle oluyor.
Sen rahat ol tayinci42 Atatürk'ü beyinlerden silmeye kimsenin gücü yetmez.
 
sibel80' Alıntı:
tayinci42' Alıntı:
bugün okuldaydık herkez geldi..

mecbur olmasaydı kimse gelmezdi..


Mecbur olunca yapan , mecbur olmayınca yapmayan bi öküzümüz vardı... çok severdik onu çocukken.


başbakan demiş ki,

"Anayasal suç mu? Yasal suç mu? Peki ana muhalefet, muhalefet 29 Ekim törenlerine neden katılmadı. Bu nasıl izah ediyor? 29 Ekim resmi törendir. Katılmaları teamül ötesi gerekliliktir. Ama ben geçen 10 senede çoğu kez muhalefeti orada görmedim."

http://www.haber7.com/ic-politika/haber ... gine-cevap
 
tayinci42' Alıntı:
Üniversitedeyken Arnavut bir arkadaşım vardı. Her yerde Atatürk büstünün olmasına gülüyordu. Arnavutlukta enver paşa diye biri varmış.. Aynı bizdeki gibi onunda birçok büstü heryerdeymiş ve sürekli şiirler anmalar saygı duruşları vb.. Sonra savaş sırasında tuzla buz olmuş tüm büstler. Şimdi adını kimse anmıyormuş. İnsanlar zorla sevdirilmeye kalkarsa sonu böyle oluyor.
Atatürk'ü "Arnavutlukta Enver paşa diye biri varmış" onunla karşılaştıran zekana hayran kaldım. Korkma kimse yıkamaz tuzla buz edemez Atatürk'ü sen kafana takma bu durumu biz varız...
 
Enver paşa örneği veren şahsiyet...!!! Atatürk'ü kimse zorla sevdirmeye çalışmıyor, çalışmadı...! Ama zorlada olsa saygı duymak zorundasın...!!! Zira onun yaptıklarını, rüyasında bile görmek, sizin gibi şuursuzların haddine değil...!!!
 
zzh' Alıntı:
tayinci42' Alıntı:
Üniversitedeyken Arnavut bir arkadaşım vardı. Her yerde Atatürk büstünün olmasına gülüyordu. Arnavutlukta enver paşa diye biri varmış.. Aynı bizdeki gibi onunda birçok büstü heryerdeymiş ve sürekli şiirler anmalar saygı duruşları vb.. Sonra savaş sırasında tuzla buz olmuş tüm büstler. Şimdi adını kimse anmıyormuş. İnsanlar zorla sevdirilmeye kalkarsa sonu böyle oluyor.
Atatürk'ü "Arnavutlukta Enver paşa diye biri varmış" onunla karşılaştıran zekana hayran kaldım. Korkma kimse yıkamaz tuzla buz edemez Atatürk'ü sen kafana takma bu durumu biz varız...

Ben karşılaştırmadım arkadaşım "Edvin Cami" kendisi Arnavuttur. O karşılaştırdı ve aynı durum Türkiye'de de var dedi. Dünyada en uzun süreli hüküm süren devletlerden Roma 1000 yıl, Osmanlı 600 yıl ayakta kalabildi. Türkiye'nin 100. yılı bile olmadı. Ama şu kesin ki bu dünyada hiç bir şey ilelebet değildir. Bu dünyaya ait nesneleri, canlıları kutsallaştırmaya gerek yok. Bu ülkeyi vatan olarak kabul eden insanların farklı düşünceleri bir gün onların birbirlerine olan nefretlerini artırmaya başlarsa bu durum korkarım ki bölünmeye kadar gider. Bu sebepten gerçek bir Cumhuriyet rejiminde yaşamak ve demokrasinin kuralları uymak zorundayız. Halka rağmen kanunlar olamaz. Şimdi yeni bir anayasa yapılacak. 1923 Anayasasında devletin yönetim şekli Cumhuriyet, dili Türkçe, dini İslamdır diye yazıyordu. Ben şahsen anayasamızdaki bu maddenin geri getirilmesini ve tüm maddelerin ayrı ayrı referandumla seçilmesini ayrıca her 50 yılda bir tüm maddelerin tekrar referanduma sunulmasını, anayasada değiştirilemeyecek hiçbir maddenin bulunmamasını istiyorum.
 
Neden zorla sevdirmeye çalışıyorsunuz, biraz large olun, isteyen sevsin isteyen sevmesin...
Emin olun zorla sevdirilmeye çalışılmasa bu gün daha fazla seven olacaktı Atatürk'ü...
 
Geri
Üst