İlk İnternet Sansürleri başladı.

Kodla Büyü
oyungezer' Alıntı:
Arkadaşlar belki tepki götereceksiniz ama bedava film izleme sitelerine izin verilmesi ya da kapatılmasının demokrasi ile alakası yok bence. Eğer korsan yayın yapıyorsa hukuki değildir ve de kapatılmalıdır ya da içeriği değişmelidir. Soruyorum size; bu siteler yasal mıdır? Yasakçı tutumları desteklediğim gibi bir algı oluşmasın sakın ancak verdiğiniz örnek doğru değil bence. Diyelim ki muhallif bir köşe yazarının ya da yasal yayın yapan bir film sitesine erişim engelleniyorsa bu konuda haklısınız ancak korsan film izleme sitesinin kapatılmasından daha doğal bir durum olamaz bence.
Mesele bu sitelerin kapatılması değil mesele buna karar verecek kişiler. Eskiden yargı karar verirse kapatıyordu şimdi şahıslar istedikleri gibi site kapatabilecek.
Burada şu sonuç çıkıyor yargısız infaz!
 
Hocam ben meb hattından yazıyorum sorun yok şuan.Daha uygulama hayata geçmedi yani. Ayrıca size de katılıyorum. Kişiler ve kurumlar bu işlere karar veremez. Tek yol mahkeme. Yok işler hızlı yürüsün diyorlarsa önerim acık üstte yazdım zaten. Yoksa sonuç dediğiniz gibi yargısız infaz..
 
bekirweb' Alıntı:
Hocam ben meb hattından yazıyorum sorun yok şuan.Daha uygulama hayata geçmedi yani. Ayrıca size de katılıyorum. Kişiler ve kurumlar bu işlere karar veremez. Tek yol mahkeme. Yok işler hızlı yürüsün diyorlarsa önerim acık üstte yazdım zaten. Yoksa sonuç dediğiniz gibi yargısız infaz..
Bizdeki meb hattında engelli.
 
hasari' Alıntı:
oyungezer' Alıntı:
Arkadaşlar belki tepki götereceksiniz ama bedava film izleme sitelerine izin verilmesi ya da kapatılmasının demokrasi ile alakası yok bence. Eğer korsan yayın yapıyorsa hukuki değildir ve de kapatılmalıdır ya da içeriği değişmelidir. Soruyorum size; bu siteler yasal mıdır? Yasakçı tutumları desteklediğim gibi bir algı oluşmasın sakın ancak verdiğiniz örnek doğru değil bence. Diyelim ki muhallif bir köşe yazarının ya da yasal yayın yapan bir film sitesine erişim engelleniyorsa bu konuda haklısınız ancak korsan film izleme sitesinin kapatılmasından daha doğal bir durum olamaz bence.
Mesele bu sitelerin kapatılması değil mesele buna karar verecek kişiler. Eskiden yargı karar verirse kapatıyordu şimdi şahıslar istedikleri gibi site kapatabilecek.
Burada şu sonuç çıkıyor yargısız infaz!
İnternetin de denetimi mutlaka olmalı ancak buna kimlerin karar vereceği dediğiniz gibi iyi belirlenmeli. Kapatılacaksa da hukuki olmalı. O konuda hemfikirim sizinle.
 
daimon45' Alıntı:
Bu kapatılma nedeniyle sansürünün ne alakası var. Yapımcının biri şikayet etmiştir.

Birde devlet interneti gözetleyecek diye isyan edenler var. Kaldı ki sizi internette izlemeyen mi kaldı. En başta google herşeyi takip edip, kayıt altında tutuyor. Bu kayıtları sözde reklam için kullanıyorum diyor ama amerikan istihbaratının kullandığı açığa çıktı. Eminim buna bu kadar tepki vermemişsindir. Bu işi elin oğlu değilde, kendi hükümetin yapınca mı ağırınıza gidiyor.


Yorumunuzdan ne sonuç çıkarmamız gerekiyor? Oh ne de güzel oldu, izlesinler mi diyelim?
 
kakababa' Alıntı:
daimon45' Alıntı:
Benim anlamadığım bu internet özgürlüğü abd de var mı, avrupada var mı? Cevap:yok. Sadece avrupada 2-3 ülke bu konuda tam özgür. Bazı kesimler bu yasaklamaları, kapatmaları Türkiye'ye özgü gibi yansıtıyorlar. Tamam sansür olmasın, siteler kapanmasında özgürlük dediğiniz şey kimin özgürlüğü. Güzel bir tanım vardır. özgürlük başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Sitenin birinde sizi rahatsız eden bazı haberlerin yayınlandığını düşünelim. Şimdi siz sitenin bu haberi kaldırmasını istemez misin? O zamanda neden kanunlar yok diye sitem ederdik. Ben olaya biraz böyle bakıyorum. Sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. En azından olmamalı. Çünkü çok tehlikeli. Bugün başkasının başına gelen yarın kendi başımıza gelebilir. Bugün yapımcının biri para yatırıp, film ortaya koyuyor. Amacı filmi pazarlayıp para kazanmak. Biz filmi bedava internetten izleyemiyoruz diye isyan ediyoruz. Hanginiz o yapımcının yerinde olupta bu durumu hoşgörebilir?

Keyfi uygulamalar olursa elbette buna sonuna kadar karşıyım. Ama önce bir uygulamayı görelim değil mi.

Yazını görende Türkiyede internet konusunda sınırsız özgürlük vardı şimdi azıcık özgürlüğümüzü sınırladılar sanacak. Arkadaş milletin söylediği şey bu yasaklı siteler için zaten yargı yolu açıktı. Mahkeme kararıyla bu siteler yayından kaldırılabiliyordu şimdi ise tek elden keyfe keder bu işin yapılacak olması.

Bunu savunan bir bilişimcinin olması acınası bir hal bence!

Kakababa, seni yorumlarından az çok tanıdım. Senin gibiler ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmez ama bu özgürlük sadece kendisinin özgürlüğüdür. Diğerlerinin özgürlüğünün senin gibiler için hiç anlamı yok.

Bu tartışmada düşümcelerimi daha açık belirtme gereği duydum.
1. Ben yeni internet yasasını herşeyiyle savunmuyorum. Benim savunduğum sanal alemde sınırsız özgürlük olmamalı. Başka ülkelerde kendi devletini her fırsatta yerden yere vuran bir medya ve sanal kitle yok. En ufak karmaşada soluğu dışarda alıp devletini küçük düşüren bir muhalefette yok. Dış ülkelerde zaten tüm kontroller devlette. Örnek: Son Almanya da ki olaylar. Hükümete kızarsın ama devlet önce gelir. En basiti son zamanlarda mit üzerine yapılan yayınlar. Mit bizim milli istihbaratımız. Ne olursa olsun böyle küçük düşürücü yayınlar yapılmamalı.
2. Ben uygulamada engelleme yerine çok hızlı bir şekilde yargı kararı çıkması ve suçlu bulunanları çok ağır cezalar alması daha caydırıcı olur. Ama sanal alem çok büyük. İzlerin takip edilmesi gerçek suçluların bulunması gerçeğe göre çok zor. Ayrıca böyle olursa da kandırılan kurbanlar çok olur, asıl suçlular yakalanmaz, Açılan yara kapanmaz, gittikçe büyür.

Yani bu kanun olmaz ama bir kanun mutlaka olmalı.
3. Bir tepkimde devlet kayıt altına alacakmış diyenlere. (bunu başka forumlarda okudum) Artık bilgilerimiz tüm dünya biliyor. Devletimizde bunları kayıt altına alsa ne olur.
 
daimon45' Alıntı:
kakababa' Alıntı:
daimon45' Alıntı:
Benim anlamadığım bu internet özgürlüğü abd de var mı, avrupada var mı? Cevap:yok. Sadece avrupada 2-3 ülke bu konuda tam özgür. Bazı kesimler bu yasaklamaları, kapatmaları Türkiye'ye özgü gibi yansıtıyorlar. Tamam sansür olmasın, siteler kapanmasında özgürlük dediğiniz şey kimin özgürlüğü. Güzel bir tanım vardır. özgürlük başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Sitenin birinde sizi rahatsız eden bazı haberlerin yayınlandığını düşünelim. Şimdi siz sitenin bu haberi kaldırmasını istemez misin? O zamanda neden kanunlar yok diye sitem ederdik. Ben olaya biraz böyle bakıyorum. Sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. En azından olmamalı. Çünkü çok tehlikeli. Bugün başkasının başına gelen yarın kendi başımıza gelebilir. Bugün yapımcının biri para yatırıp, film ortaya koyuyor. Amacı filmi pazarlayıp para kazanmak. Biz filmi bedava internetten izleyemiyoruz diye isyan ediyoruz. Hanginiz o yapımcının yerinde olupta bu durumu hoşgörebilir?

Keyfi uygulamalar olursa elbette buna sonuna kadar karşıyım. Ama önce bir uygulamayı görelim değil mi.

Yazını görende Türkiyede internet konusunda sınırsız özgürlük vardı şimdi azıcık özgürlüğümüzü sınırladılar sanacak. Arkadaş milletin söylediği şey bu yasaklı siteler için zaten yargı yolu açıktı. Mahkeme kararıyla bu siteler yayından kaldırılabiliyordu şimdi ise tek elden keyfe keder bu işin yapılacak olması.

Bunu savunan bir bilişimcinin olması acınası bir hal bence!

Kakababa, seni yorumlarından az çok tanıdım. Senin gibiler ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmez ama bu özgürlük sadece kendisinin özgürlüğüdür. Diğerlerinin özgürlüğünün senin gibiler için hiç anlamı yok.

Bu tartışmada düşümcelerimi daha açık belirtme gereği duydum.
1. Ben yeni internet yasasını herşeyiyle savunmuyorum. Benim savunduğum sanal alemde sınırsız özgürlük olmamalı. Başka ülkelerde kendi devletini her fırsatta yerden yere vuran bir medya ve sanal kitle yok. En ufak karmaşada soluğu dışarda alıp devletini küçük düşüren bir muhalefette yok. Dış ülkelerde zaten tüm kontroller devlette. Örnek: Son Almanya da ki olaylar. Hükümete kızarsın ama devlet önce gelir. En basiti son zamanlarda mit üzerine yapılan yayınlar. Mit bizim milli istihbaratımız. Ne olursa olsun böyle küçük düşürücü yayınlar yapılmamalı.
2. Ben uygulamada engelleme yerine çok hızlı bir şekilde yargı kararı çıkması ve suçlu bulunanları çok ağır cezalar alması daha caydırıcı olur. Ama sanal alem çok büyük. İzlerin takip edilmesi gerçek suçluların bulunması gerçeğe göre çok zor. Ayrıca böyle olursa da kandırılan kurbanlar çok olur, asıl suçlular yakalanmaz, Açılan yara kapanmaz, gittikçe büyür.

Yani bu kanun olmaz ama bir kanun mutlaka olmalı.
3. Bir tepkimde devlet kayıt altına alacakmış diyenlere. (bunu başka forumlarda okudum) Artık bilgilerimiz tüm dünya biliyor. Devletimizde bunları kayıt altına alsa ne olur.

Sırf böyle yazınca merak ettim acaba ben her mesajımda "özgürlük" kelimesini mi kullanıyorum diye ama son 70 80 mesajıma baktım sadece bu konuda kullanmışım o kelimeyi :mrgreen: Gerçi kullansamda sorun değil ama madem bir şeyi savunacaksınız adam gibi savunun. Burada kimse sınırsız internet erişimini savunmuyordur ya da çok azı savunuyordur. Yasaklamanın tek elden yapılacak olması saçma diyoruz ama kime anlatıyorsak tabi oda muamma. Körü körüne savunmayı seven bir cenah var karşımızda :x
 
kakababa' Alıntı:
daimon45' Alıntı:
kakababa' Alıntı:
daimon45' Alıntı:
Benim anlamadığım bu internet özgürlüğü abd de var mı, avrupada var mı? Cevap:yok. Sadece avrupada 2-3 ülke bu konuda tam özgür. Bazı kesimler bu yasaklamaları, kapatmaları Türkiye'ye özgü gibi yansıtıyorlar. Tamam sansür olmasın, siteler kapanmasında özgürlük dediğiniz şey kimin özgürlüğü. Güzel bir tanım vardır. özgürlük başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Sitenin birinde sizi rahatsız eden bazı haberlerin yayınlandığını düşünelim. Şimdi siz sitenin bu haberi kaldırmasını istemez misin? O zamanda neden kanunlar yok diye sitem ederdik. Ben olaya biraz böyle bakıyorum. Sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. En azından olmamalı. Çünkü çok tehlikeli. Bugün başkasının başına gelen yarın kendi başımıza gelebilir. Bugün yapımcının biri para yatırıp, film ortaya koyuyor. Amacı filmi pazarlayıp para kazanmak. Biz filmi bedava internetten izleyemiyoruz diye isyan ediyoruz. Hanginiz o yapımcının yerinde olupta bu durumu hoşgörebilir?

Keyfi uygulamalar olursa elbette buna sonuna kadar karşıyım. Ama önce bir uygulamayı görelim değil mi.

Yazını görende Türkiyede internet konusunda sınırsız özgürlük vardı şimdi azıcık özgürlüğümüzü sınırladılar sanacak. Arkadaş milletin söylediği şey bu yasaklı siteler için zaten yargı yolu açıktı. Mahkeme kararıyla bu siteler yayından kaldırılabiliyordu şimdi ise tek elden keyfe keder bu işin yapılacak olması.

Bunu savunan bir bilişimcinin olması acınası bir hal bence!

Kakababa, seni yorumlarından az çok tanıdım. Senin gibiler ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmez ama bu özgürlük sadece kendisinin özgürlüğüdür. Diğerlerinin özgürlüğünün senin gibiler için hiç anlamı yok.

Bu tartışmada düşümcelerimi daha açık belirtme gereği duydum.
1. Ben yeni internet yasasını herşeyiyle savunmuyorum. Benim savunduğum sanal alemde sınırsız özgürlük olmamalı. Başka ülkelerde kendi devletini her fırsatta yerden yere vuran bir medya ve sanal kitle yok. En ufak karmaşada soluğu dışarda alıp devletini küçük düşüren bir muhalefette yok. Dış ülkelerde zaten tüm kontroller devlette. Örnek: Son Almanya da ki olaylar. Hükümete kızarsın ama devlet önce gelir. En basiti son zamanlarda mit üzerine yapılan yayınlar. Mit bizim milli istihbaratımız. Ne olursa olsun böyle küçük düşürücü yayınlar yapılmamalı.
2. Ben uygulamada engelleme yerine çok hızlı bir şekilde yargı kararı çıkması ve suçlu bulunanları çok ağır cezalar alması daha caydırıcı olur. Ama sanal alem çok büyük. İzlerin takip edilmesi gerçek suçluların bulunması gerçeğe göre çok zor. Ayrıca böyle olursa da kandırılan kurbanlar çok olur, asıl suçlular yakalanmaz, Açılan yara kapanmaz, gittikçe büyür.

Yani bu kanun olmaz ama bir kanun mutlaka olmalı.
3. Bir tepkimde devlet kayıt altına alacakmış diyenlere. (bunu başka forumlarda okudum) Artık bilgilerimiz tüm dünya biliyor. Devletimizde bunları kayıt altına alsa ne olur.

Sırf böyle yazınca merak ettim acaba ben her mesajımda "özgürlük" kelimesini mi kullanıyorum diye ama son 70 80 mesajıma baktım sadece bu konuda kullanmışım o kelimeyi :mrgreen: Gerçi kullansamda sorun değil ama madem bir şeyi savunacaksınız adam gibi savunun. Burada kimse sınırsız internet erişimini savunmuyordur ya da çok azı savunuyordur. Yasaklamanın tek elden yapılacak olması saçma diyoruz ama kime anlatıyorsak tabi oda muamma. Körü körüne savunmayı seven bir cenah var karşımızda :x
Hocalarım azıcık dış kapının mandalıyım farkındayım ama bir şey söylemek istiyorum müsadenizle. @daimon45 "Senin gibiler ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmez ama..." diye genellemiş ve @kakababa hocam da "..kime anlatıyorsak tabi oda muamma. Körü körüne savunmayı seven bir cenah var karşımızda" diye genelleme yapmış. Bence siz birbirinize karşı ön yargılısınız arkadaşlar. Karşı taraf hakkında hüküm verirken önyargılarımızın etkilerinden olabildiğince kurtulmalıyız ki birbirimize birşeyler anlatabilelim. Yoksa, konuşmanın hiç bir anlamı olmaz, sadece laf yarıştırmış oluruz.
 
Sıcak suya atılmış kurbağa misali bu iş ağza bant çekmeye kadar gidecek gibi ama buda normal karşılanır. :sleep:
 
daimon45' Alıntı:
Kakababa, seni yorumlarından az çok tanıdım. Senin gibiler ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmez ama bu özgürlük sadece kendisinin özgürlüğüdür. Diğerlerinin özgürlüğünün senin gibiler için hiç anlamı yok.

Bu tartışmada düşümcelerimi daha açık belirtme gereği duydum.
1. Ben yeni internet yasasını herşeyiyle savunmuyorum. Benim savunduğum sanal alemde sınırsız özgürlük olmamalı. Başka ülkelerde kendi devletini her fırsatta yerden yere vuran bir medya ve sanal kitle yok. En ufak karmaşada soluğu dışarda alıp devletini küçük düşüren bir muhalefette yok. Dış ülkelerde zaten tüm kontroller devlette. Örnek: Son Almanya da ki olaylar. Hükümete kızarsın ama devlet önce gelir. En basiti son zamanlarda mit üzerine yapılan yayınlar. Mit bizim milli istihbaratımız. Ne olursa olsun böyle küçük düşürücü yayınlar yapılmamalı.
2. Ben uygulamada engelleme yerine çok hızlı bir şekilde yargı kararı çıkması ve suçlu bulunanları çok ağır cezalar alması daha caydırıcı olur. Ama sanal alem çok büyük. İzlerin takip edilmesi gerçek suçluların bulunması gerçeğe göre çok zor. Ayrıca böyle olursa da kandırılan kurbanlar çok olur, asıl suçlular yakalanmaz, Açılan yara kapanmaz, gittikçe büyür.

Yani bu kanun olmaz ama bir kanun mutlaka olmalı.
3. Bir tepkimde devlet kayıt altına alacakmış diyenlere. (bunu başka forumlarda okudum) Artık bilgilerimiz tüm dünya biliyor. Devletimizde bunları kayıt altına alsa ne olur.

sayın hocam bu sözünü ettiğiniz mit ile ilgili yayınlar hakkında bir kaç şey söylemek isterim.. tırların içindekilerinin sır gibi saklanması, hükümetin yetkili ağızlarından gelen "içindekiler kimseyi ilgilendirmez" minvalindeki açıklamalar "silah taşındığı" yönündeki iddiaların gerçek olduğu kuşkusunu uyandırıyor.. yoksa tırlarda battaniye, bisküvi, ilaç varsa neden ihh veya kızılay taşımıyor da bunlar mit eşliğinde taşınıyor? neden arama yapılmasına izin verilmiyor? mit'in görevleri arasında bildiğimiz kadarıyla kargoculuk yok.. hele ki silah taşımacılığı hiç yok.. bildiğiniz gibi ülkemizde uluslararası çapta bir silah üretimi yok.. peki bu tırlarda gerçekten silah taşınıyorsa hangi ülkenin silahı bunlar, parası bizden mi çıkıyor, kim gönderiyor, neden biz taşıyoruz, kimlere dağıtıldığı kayıt altına alınıyor mu? ayrıca mit, ileride bu silahların bize dönmeyeceğinin garantisini verebiliyor mu?? bu tip soruların sorulmasını mit'i küçük düşürücü olarak nitelemek yanlış olur.. varsa böyle bir şey elbette hep bir ağızdan itiraz etmeliyiz.. zira, iddialar gerçekse, bu savaş sebebidir.. öyle bir durumda mit'ten ve devlet yetkililerinden önce kimin meydana sürüleceğini söylememize gerek yok..

bu memlekette yaşayan insanlar olarak üstteki soruları soramayacaksak, bunları tartışamayacaksak özgürlükten, demokrasiden bahsetmek çok absürt olur.. neticede bütün bu olayların sonuçları doğrudan bizi etkiliyor/etkileyecek.. basında ve medyada korkusuz bir şekilde yayın yapan hiçbir kuruluş yokken, insanların haber alma özgürlüğünü sadece internetten sağlanabiliyorken, internetin de devlet tarafından kontrol altına alınması herşeyden bihaber yaşamamıza sebep olacaktır..

konuyu farklı yere taşıdıysam affola..
 
orebro' Alıntı:
sayın hocam bu sözünü ettiğiniz mit ile ilgili yayınlar hakkında bir kaç şey söylemek isterim.. tırların içindekilerinin sır gibi saklanması, hükümetin yetkili ağızlarından gelen "içindekiler kimseyi ilgilendirmez" minvalindeki açıklamalar "silah taşındığı" yönündeki iddiaların gerçek olduğu kuşkusunu uyandırıyor.. yoksa tırlarda battaniye, bisküvi, ilaç varsa neden ihh veya kızılay taşımıyor da bunlar mit eşliğinde taşınıyor? neden arama yapılmasına izin verilmiyor? mit'in görevleri arasında bildiğimiz kadarıyla kargoculuk yok.. hele ki silah taşımacılığı hiç yok.. bildiğiniz gibi ülkemizde uluslararası çapta bir silah üretimi yok.. peki bu tırlarda gerçekten silah taşınıyorsa hangi ülkenin silahı bunlar, parası bizden mi çıkıyor, kim gönderiyor, neden biz taşıyoruz, kimlere dağıtıldığı kayıt altına alınıyor mu? ayrıca mit, ileride bu silahların bize dönmeyeceğinin garantisini verebiliyor mu?? bu tip soruların sorulmasını mit'i küçük düşürücü olarak nitelemek yanlış olur.. varsa böyle bir şey elbette hep bir ağızdan itiraz etmeliyiz.. zira, iddialar gerçekse, bu savaş sebebidir.. öyle bir durumda mit'ten ve devlet yetkililerinden önce kimin meydana sürüleceğini söylememize gerek yok..

bu memlekette yaşayan insanlar olarak üstteki soruları soramayacaksak, bunları tartışamayacaksak özgürlükten, demokrasiden bahsetmek çok absürt olur.. neticede bütün bu olayların sonuçları doğrudan bizi etkiliyor/etkileyecek.. basında ve medyada korkusuz bir şekilde yayın yapan hiçbir kuruluş yokken, insanların haber alma özgürlüğünü sadece internetten sağlanabiliyorken, internetin de devlet tarafından kontrol altına alınması herşeyden bihaber yaşamamıza sebep olacaktır..

konuyu farklı yere taşıdıysam affola..
İşte olay bu. :sleep:
 
bu sansür olmazsa küresel güçler ülkeyi yok edebilir. bizim başbakanın başına her an birşey gelebilir. başbakanın kılına zarar gelirse akp ye gelir sonra hükümet gider sonra sonra ülke gider sonrada dünydaki müslümalık yok olma noktasına gelir. onun için başbakanın kılı çok önemli
 
orebro' Alıntı:
sayın hocam bu sözünü ettiğiniz mit ile ilgili yayınlar hakkında bir kaç şey söylemek isterim.. tırların içindekilerinin sır gibi saklanması, hükümetin yetkili ağızlarından gelen "içindekiler kimseyi ilgilendirmez" minvalindeki açıklamalar "silah taşındığı" yönündeki iddiaların gerçek olduğu kuşkusunu uyandırıyor.. yoksa tırlarda battaniye, bisküvi, ilaç varsa neden ihh veya kızılay taşımıyor da bunlar mit eşliğinde taşınıyor? neden arama yapılmasına izin verilmiyor? mit'in görevleri arasında bildiğimiz kadarıyla kargoculuk yok.. hele ki silah taşımacılığı hiç yok.. bildiğiniz gibi ülkemizde uluslararası çapta bir silah üretimi yok.. peki bu tırlarda gerçekten silah taşınıyorsa hangi ülkenin silahı bunlar, parası bizden mi çıkıyor, kim gönderiyor, neden biz taşıyoruz, kimlere dağıtıldığı kayıt altına alınıyor mu? ayrıca mit, ileride bu silahların bize dönmeyeceğinin garantisini verebiliyor mu?? bu tip soruların sorulmasını mit'i küçük düşürücü olarak nitelemek yanlış olur.. varsa böyle bir şey elbette hep bir ağızdan itiraz etmeliyiz.. zira, iddialar gerçekse, bu savaş sebebidir.. öyle bir durumda mit'ten ve devlet yetkililerinden önce kimin meydana sürüleceğini söylememize gerek yok..

bu memlekette yaşayan insanlar olarak üstteki soruları soramayacaksak, bunları tartışamayacaksak özgürlükten, demokrasiden bahsetmek çok absürt olur.. neticede bütün bu olayların sonuçları doğrudan bizi etkiliyor/etkileyecek.. basında ve medyada korkusuz bir şekilde yayın yapan hiçbir kuruluş yokken, insanların haber alma özgürlüğünü sadece internetten sağlanabiliyorken, internetin de devlet tarafından kontrol altına alınması herşeyden bihaber yaşamamıza sebep olacaktır..

konuyu farklı yere taşıdıysam affola..

Hocam gerçekten eleştiri için yazmışsınız, tartışma için değil, teşekkürler. İnternetten aldığımız bilgiler ne kadar sağlıklı bunu da kendimize sormak gerekir. İnternet konusu iki ucu keskin bıçak, bu konuda başka yorum yapmayacağım. Devletin interneti tamamen kontrol etmesini değil, izlemesini, devlet çıkarı söz konusu olduğunda müdahale etmesini haklı buluyorum. Benim gözüme devletin ve aile bütünlüğünün güvenliği için yapılanlar geliyor, sizlerin gözüne baştakilerin kendi çıkarları için kullanacakları geliyor. Uygulama sizin dediğiniz yönde olursa siz haklısınız.
Mit konusunda söylediklerinize ise katılmıyorum. İstihbarat gizlilik değil midir? İnsanların bilmesi gereken işlerde vardır bilmemesi gereken işlerde. Kapalı kapılar ardında devletler ne dolaplar döndürüyor. Bunların hepsinin alanen yapılması mantıklı olmaz.
 
daimon45' Alıntı:
orebro' Alıntı:
sayın hocam bu sözünü ettiğiniz mit ile ilgili yayınlar hakkında bir kaç şey söylemek isterim.. tırların içindekilerinin sır gibi saklanması, hükümetin yetkili ağızlarından gelen "içindekiler kimseyi ilgilendirmez" minvalindeki açıklamalar "silah taşındığı" yönündeki iddiaların gerçek olduğu kuşkusunu uyandırıyor.. yoksa tırlarda battaniye, bisküvi, ilaç varsa neden ihh veya kızılay taşımıyor da bunlar mit eşliğinde taşınıyor? neden arama yapılmasına izin verilmiyor? mit'in görevleri arasında bildiğimiz kadarıyla kargoculuk yok.. hele ki silah taşımacılığı hiç yok.. bildiğiniz gibi ülkemizde uluslararası çapta bir silah üretimi yok.. peki bu tırlarda gerçekten silah taşınıyorsa hangi ülkenin silahı bunlar, parası bizden mi çıkıyor, kim gönderiyor, neden biz taşıyoruz, kimlere dağıtıldığı kayıt altına alınıyor mu? ayrıca mit, ileride bu silahların bize dönmeyeceğinin garantisini verebiliyor mu?? bu tip soruların sorulmasını mit'i küçük düşürücü olarak nitelemek yanlış olur.. varsa böyle bir şey elbette hep bir ağızdan itiraz etmeliyiz.. zira, iddialar gerçekse, bu savaş sebebidir.. öyle bir durumda mit'ten ve devlet yetkililerinden önce kimin meydana sürüleceğini söylememize gerek yok..

bu memlekette yaşayan insanlar olarak üstteki soruları soramayacaksak, bunları tartışamayacaksak özgürlükten, demokrasiden bahsetmek çok absürt olur.. neticede bütün bu olayların sonuçları doğrudan bizi etkiliyor/etkileyecek.. basında ve medyada korkusuz bir şekilde yayın yapan hiçbir kuruluş yokken, insanların haber alma özgürlüğünü sadece internetten sağlanabiliyorken, internetin de devlet tarafından kontrol altına alınması herşeyden bihaber yaşamamıza sebep olacaktır..

konuyu farklı yere taşıdıysam affola..

Hocam gerçekten eleştiri için yazmışsınız, tartışma için değil, teşekkürler. İnternetten aldığımız bilgiler ne kadar sağlıklı bunu da kendimize sormak gerekir. İnternet konusu iki ucu keskin bıçak, bu konuda başka yorum yapmayacağım. Devletin interneti tamamen kontrol etmesini değil, izlemesini, devlet çıkarı söz konusu olduğunda müdahale etmesini haklı buluyorum. Benim gözüme devletin ve aile bütünlüğünün güvenliği için yapılanlar geliyor, sizlerin gözüne baştakilerin kendi çıkarları için kullanacakları geliyor. Uygulama sizin dediğiniz yönde olursa siz haklısınız.
Mit konusunda söylediklerinize ise katılmıyorum. İstihbarat gizlilik değil midir? İnsanların bilmesi gereken işlerde vardır bilmemesi gereken işlerde. Kapalı kapılar ardında devletler ne dolaplar döndürüyor. Bunların hepsinin alanen yapılması mantıklı olmaz.

Sayın hocam, "sizlerin gözüne baştakilerin kendi çıkarları için kullanacakları geliyor." demişsiniz. Bunu neden diyoruz, bugüne kadar yapılanları gördüğümüz, keserin hep kendilerine doğru yonttuğu için diyoruz.

Mit'in görevi istihbarat toplamaktır sayın hocam, terör örgütlerine silah yardımı yapmak değil. Ortada kanunlara, hukuğa aykırı bir durum söz konusu ise savcıların olaya müdahale etmesi kadar doğal olan bir şey yoktur. Eğer etmeyeceklerse veya ettirilmeyeceklerse hukuk devleti olduğumuzdan söz edilemez.
 
daimon45' Alıntı:
orebro' Alıntı:
sayın hocam bu sözünü ettiğiniz mit ile ilgili yayınlar hakkında bir kaç şey söylemek isterim.. tırların içindekilerinin sır gibi saklanması, hükümetin yetkili ağızlarından gelen "içindekiler kimseyi ilgilendirmez" minvalindeki açıklamalar "silah taşındığı" yönündeki iddiaların gerçek olduğu kuşkusunu uyandırıyor.. yoksa tırlarda battaniye, bisküvi, ilaç varsa neden ihh veya kızılay taşımıyor da bunlar mit eşliğinde taşınıyor? neden arama yapılmasına izin verilmiyor? mit'in görevleri arasında bildiğimiz kadarıyla kargoculuk yok.. hele ki silah taşımacılığı hiç yok.. bildiğiniz gibi ülkemizde uluslararası çapta bir silah üretimi yok.. peki bu tırlarda gerçekten silah taşınıyorsa hangi ülkenin silahı bunlar, parası bizden mi çıkıyor, kim gönderiyor, neden biz taşıyoruz, kimlere dağıtıldığı kayıt altına alınıyor mu? ayrıca mit, ileride bu silahların bize dönmeyeceğinin garantisini verebiliyor mu?? bu tip soruların sorulmasını mit'i küçük düşürücü olarak nitelemek yanlış olur.. varsa böyle bir şey elbette hep bir ağızdan itiraz etmeliyiz.. zira, iddialar gerçekse, bu savaş sebebidir.. öyle bir durumda mit'ten ve devlet yetkililerinden önce kimin meydana sürüleceğini söylememize gerek yok..

bu memlekette yaşayan insanlar olarak üstteki soruları soramayacaksak, bunları tartışamayacaksak özgürlükten, demokrasiden bahsetmek çok absürt olur.. neticede bütün bu olayların sonuçları doğrudan bizi etkiliyor/etkileyecek.. basında ve medyada korkusuz bir şekilde yayın yapan hiçbir kuruluş yokken, insanların haber alma özgürlüğünü sadece internetten sağlanabiliyorken, internetin de devlet tarafından kontrol altına alınması herşeyden bihaber yaşamamıza sebep olacaktır..

konuyu farklı yere taşıdıysam affola..

Hocam gerçekten eleştiri için yazmışsınız, tartışma için değil, teşekkürler. İnternetten aldığımız bilgiler ne kadar sağlıklı bunu da kendimize sormak gerekir. İnternet konusu iki ucu keskin bıçak, bu konuda başka yorum yapmayacağım. Devletin interneti tamamen kontrol etmesini değil, izlemesini, devlet çıkarı söz konusu olduğunda müdahale etmesini haklı buluyorum. Benim gözüme devletin ve aile bütünlüğünün güvenliği için yapılanlar geliyor, sizlerin gözüne baştakilerin kendi çıkarları için kullanacakları geliyor. Uygulama sizin dediğiniz yönde olursa siz haklısınız.
Mit konusunda söylediklerinize ise katılmıyorum. İstihbarat gizlilik değil midir? İnsanların bilmesi gereken işlerde vardır bilmemesi gereken işlerde. Kapalı kapılar ardında devletler ne dolaplar döndürüyor. Bunların hepsinin alanen yapılması mantıklı olmaz.

değerli hocam internetteki bilgilerin güvenirliği konusunda aynı görüşteyiz.. paylaşılanların neredeyse yarısının çöp olduğunu düşünüyorum hatta.. bir insanda düşünme, sorgulama, karşılaştırma, yorumlama, mantık kurma gibi yetenekler kısıtlı olunca, internet yarardan çok zarar getirebiliyor.. bu konuda bize büyük görev düşüyor.. ayrıca özel hayatın gizliliği ve aile bütünlüğü adım atılması gereken önemli bir mevzu.. amanda todd olayı aklıma geldi.. benzer olayların yaşanmaması için bu konuda adım atılması şart.. bu konuda sonuna kadar haklısınız..

- devlete olan bakışım çok farklı olduğu için o konuda çok fazla yorum yapmak istemem ama kısaca şunu söyleyeyim.. bizde kurumsallaşmış bir devlet anlayışı yok.. kişiler kendilerini devlet olarak görüyorlar.. en alt noktadan başlayarak; bir hizmetli vatandaşa karşı, okul müdürü alt personeline karşı, üst yöneticiler altındaki personellere karşı kendini devlet olarak görüyor.. bu liste muhtar, kaymakam, vali, hakim, savcı, polis, doktor, müsteşar, bakan, başbakan diye uzar gider.. ayrıca "devlet çıkarı" dediğimiz şey bizim gibi ülkelerde ucu oldukça açık bir kavram.. hükümet eden parti veya partiler, kendi siyasi çıkarlarını devlet çıkarı olarak görebilir.. seçimden seçime politika değiştirilen bir ülkedeyiz.. abd, rusya gibi 50 yıllık planlarla yürümüyoruz neticede.. 12 eylül 1980 günü darbe "devlet çıkarıydı" ama bugün hep bir ağızdan darbecilere sövüyoruz.. veya 56 yıl önce adnan menderes ile imf'den ilk kez borç aldığımızda bu, ülke çıkarı olarak görülmüştü ama onlarca yıl boyunca bunun bedelini bu ülkenin vatandaşları ödedi.. demek istediğim "devlet çıkarı" dediğimiz şeyin içi doldurulmayınca başa geçenin görüşleri "devlet çıkarı" oluveriyor.. durum böyle iken devletin en üst kademesindeki temsilci olan "baştakilerin" kendi çıkarlarına göre hareket etmesi beklendik bir davranış haline geliyor.. üstelik bir de bu sansür yasası, yolsuzluk operasyonunun sonrasına denk gelince insanların aklında ister istemez soru işaretleri uyanıyor.. hele bir de yolsuzluk operasyonları ile ilgili basına haber yasağı konduktan sonra, internetten ses kasetleri ardı ardına patlamaya başlayınca bu yasanın kabul edilmesi manidar bir hal alıyor.. youtube'a kaset yüklenmiş: tık kapat.. soundcloud'a ses kaydı yüklenmiş: tık kapat.. 4shared: kapat.. dailymotion: kapat...

uygulamanın böyle olacağı yönünde kuşku duyuyor herkes, zira kabul edilen yasa da buna imkan tanıyor.. bu durumu gerçekten sorun olarak görüp hukuk çerçevesinde çözmek istiyorsak yapılması gerekenler bellidir.. konuyla ilgili açık, kapsamlı bir yasa çıkarırsınız, sadece bu alanda çalışacak ve hızlı kararlar alacak mahkemeler kurarsınız, mahkeme sonuçlarını anında uygulayacak bir de teknik bir ekip oluşturursunuz.. böylece bütün dünyaya örnek olacak bir sistem de kurmuş olursunuz.. ama burada tek bir kişiyi düğmenin başına oturtup inisiyatif ile site açıp kapatarak bu sorun çözülmez.. "düğmenin başında oturan kişinin" sorunları çözülür ancak..

bir saygısızlık ettiysem affola.. saygı ve selamlar..
 
orebro' Alıntı:
- devlete olan bakışım çok farklı olduğu için o konuda çok fazla yorum yapmak istemem ama kısaca şunu söyleyeyim.. bizde kurumsallaşmış bir devlet anlayışı yok.. kişiler kendilerini devlet olarak görüyorlar.. en alt noktadan başlayarak; bir hizmetli vatandaşa karşı, okul müdürü alt personeline karşı, üst yöneticiler altındaki personellere karşı kendini devlet olarak görüyor.. bu liste muhtar, kaymakam, vali, hakim, savcı, polis, doktor, müsteşar, bakan, başbakan diye uzar gider.. ayrıca "devlet çıkarı" dediğimiz şey bizim gibi ülkelerde ucu oldukça açık bir kavram.. hükümet eden parti veya partiler, kendi siyasi çıkarlarını devlet çıkarı olarak görebilir.. seçimden seçime politika değiştirilen bir ülkedeyiz.. abd, rusya gibi 50 yıllık planlarla yürümüyoruz neticede.. 12 eylül 1980 günü darbe "devlet çıkarıydı" ama bugün hep bir ağızdan darbecilere sövüyoruz.. veya 56 yıl önce adnan menderes ile imf'den ilk kez borç aldığımızda bu, ülke çıkarı olarak görülmüştü ama onlarca yıl boyunca bunun bedelini bu ülkenin vatandaşları ödedi.. demek istediğim "devlet çıkarı" dediğimiz şeyin içi doldurulmayınca başa geçenin görüşleri "devlet çıkarı" oluveriyor.. durum böyle iken devletin en üst kademesindeki temsilci olan "baştakilerin" kendi çıkarlarına göre hareket etmesi beklendik bir davranış haline geliyor.. üstelik bir de bu sansür yasası, yolsuzluk operasyonunun sonrasına denk gelince insanların aklında ister istemez soru işaretleri uyanıyor.. hele bir de yolsuzluk operasyonları ile ilgili basına haber yasağı konduktan sonra, internetten ses kasetleri ardı ardına patlamaya başlayınca bu yasanın kabul edilmesi manidar bir hal alıyor.. youtube'a kaset yüklenmiş: tık kapat.. soundcloud'a ses kaydı yüklenmiş: tık kapat.. 4shared: kapat.. dailymotion: kapat...

uygulamanın böyle olacağı yönünde kuşku duyuyor herkes, zira kabul edilen yasa da buna imkan tanıyor.. bu durumu gerçekten sorun olarak görüp hukuk çerçevesinde çözmek istiyorsak yapılması gerekenler bellidir.. konuyla ilgili açık, kapsamlı bir yasa çıkarırsınız, sadece bu alanda çalışacak ve hızlı kararlar alacak mahkemeler kurarsınız, mahkeme sonuçlarını anında uygulayacak bir de teknik bir ekip oluşturursunuz.. böylece bütün dünyaya örnek olacak bir sistem de kurmuş olursunuz.. ama burada tek bir kişiyi düğmenin başına oturtup inisiyatif ile site açıp kapatarak bu sorun çözülmez.. "düğmenin başında oturan kişinin" sorunları çözülür ancak..

bir saygısızlık ettiysem affola.. saygı ve selamlar..

haksız çıkmayı çok isterim fakat anlatmak istediğimin gerçekleştiğini göreceksiniz.. sansür yasası onaylanır onaylanmaz, kapatılması için adım atılan ilk site, mehmet baransu'nun haber sitesi.. tek amaç yolsuzlukla ilgili belgelerin ve haberlerin yayılmasını engellemek.. aile bütünlüğü falan kimsenin umurunda değil..
 

Ekli dosyalar

  • yenidonem.jpg
    yenidonem.jpg
    43.9 KB · Görüntüleme: 453
orebro' Alıntı:
orebro' Alıntı:
- devlete olan bakışım çok farklı olduğu için o konuda çok fazla yorum yapmak istemem ama kısaca şunu söyleyeyim.. bizde kurumsallaşmış bir devlet anlayışı yok.. kişiler kendilerini devlet olarak görüyorlar.. en alt noktadan başlayarak; bir hizmetli vatandaşa karşı, okul müdürü alt personeline karşı, üst yöneticiler altındaki personellere karşı kendini devlet olarak görüyor.. bu liste muhtar, kaymakam, vali, hakim, savcı, polis, doktor, müsteşar, bakan, başbakan diye uzar gider.. ayrıca "devlet çıkarı" dediğimiz şey bizim gibi ülkelerde ucu oldukça açık bir kavram.. hükümet eden parti veya partiler, kendi siyasi çıkarlarını devlet çıkarı olarak görebilir.. seçimden seçime politika değiştirilen bir ülkedeyiz.. abd, rusya gibi 50 yıllık planlarla yürümüyoruz neticede.. 12 eylül 1980 günü darbe "devlet çıkarıydı" ama bugün hep bir ağızdan darbecilere sövüyoruz.. veya 56 yıl önce adnan menderes ile imf'den ilk kez borç aldığımızda bu, ülke çıkarı olarak görülmüştü ama onlarca yıl boyunca bunun bedelini bu ülkenin vatandaşları ödedi.. demek istediğim "devlet çıkarı" dediğimiz şeyin içi doldurulmayınca başa geçenin görüşleri "devlet çıkarı" oluveriyor.. durum böyle iken devletin en üst kademesindeki temsilci olan "baştakilerin" kendi çıkarlarına göre hareket etmesi beklendik bir davranış haline geliyor.. üstelik bir de bu sansür yasası, yolsuzluk operasyonunun sonrasına denk gelince insanların aklında ister istemez soru işaretleri uyanıyor.. hele bir de yolsuzluk operasyonları ile ilgili basına haber yasağı konduktan sonra, internetten ses kasetleri ardı ardına patlamaya başlayınca bu yasanın kabul edilmesi manidar bir hal alıyor.. youtube'a kaset yüklenmiş: tık kapat.. soundcloud'a ses kaydı yüklenmiş: tık kapat.. 4shared: kapat.. dailymotion: kapat...

uygulamanın böyle olacağı yönünde kuşku duyuyor herkes, zira kabul edilen yasa da buna imkan tanıyor.. bu durumu gerçekten sorun olarak görüp hukuk çerçevesinde çözmek istiyorsak yapılması gerekenler bellidir.. konuyla ilgili açık, kapsamlı bir yasa çıkarırsınız, sadece bu alanda çalışacak ve hızlı kararlar alacak mahkemeler kurarsınız, mahkeme sonuçlarını anında uygulayacak bir de teknik bir ekip oluşturursunuz.. böylece bütün dünyaya örnek olacak bir sistem de kurmuş olursunuz.. ama burada tek bir kişiyi düğmenin başına oturtup inisiyatif ile site açıp kapatarak bu sorun çözülmez.. "düğmenin başında oturan kişinin" sorunları çözülür ancak..

bir saygısızlık ettiysem affola.. saygı ve selamlar..

haksız çıkmayı çok isterim fakat anlatmak istediğimin gerçekleştiğini göreceksiniz.. sansür yasası onaylanır onaylanmaz, kapatılması için adım atılan ilk site, mehmet baransu'nun haber sitesi.. tek amaç yolsuzlukla ilgili belgelerin ve haberlerin yayılmasını engellemek.. aile bütünlüğü falan kimsenin umurunda değil..

keşke yasadan sonra sansürlenseydi. hiç bir hukuki dayanakları olmadan kapatıldı ilgili site. tarihe dikkat.
http://t.co/D0dZTJ2Wg2
 
Re: Ynt: İlk İnternet Sansürleri başladı.

girdap08' Alıntı:
orebro' Alıntı:
orebro' Alıntı:
- devlete olan bakışım çok farklı olduğu için o konuda çok fazla yorum yapmak istemem ama kısaca şunu söyleyeyim.. bizde kurumsallaşmış bir devlet anlayışı yok.. kişiler kendilerini devlet olarak görüyorlar.. en alt noktadan başlayarak; bir hizmetli vatandaşa karşı, okul müdürü alt personeline karşı, üst yöneticiler altındaki personellere karşı kendini devlet olarak görüyor.. bu liste muhtar, kaymakam, vali, hakim, savcı, polis, doktor, müsteşar, bakan, başbakan diye uzar gider.. ayrıca "devlet çıkarı" dediğimiz şey bizim gibi ülkelerde ucu oldukça açık bir kavram.. hükümet eden parti veya partiler, kendi siyasi çıkarlarını devlet çıkarı olarak görebilir.. seçimden seçime politika değiştirilen bir ülkedeyiz.. abd, rusya gibi 50 yıllık planlarla yürümüyoruz neticede.. 12 eylül 1980 günü darbe "devlet çıkarıydı" ama bugün hep bir ağızdan darbecilere sövüyoruz.. veya 56 yıl önce adnan menderes ile imf'den ilk kez borç aldığımızda bu, ülke çıkarı olarak görülmüştü ama onlarca yıl boyunca bunun bedelini bu ülkenin vatandaşları ödedi.. demek istediğim "devlet çıkarı" dediğimiz şeyin içi doldurulmayınca başa geçenin görüşleri "devlet çıkarı" oluveriyor.. durum böyle iken devletin en üst kademesindeki temsilci olan "baştakilerin" kendi çıkarlarına göre hareket etmesi beklendik bir davranış haline geliyor.. üstelik bir de bu sansür yasası, yolsuzluk operasyonunun sonrasına denk gelince insanların aklında ister istemez soru işaretleri uyanıyor.. hele bir de yolsuzluk operasyonları ile ilgili basına haber yasağı konduktan sonra, internetten ses kasetleri ardı ardına patlamaya başlayınca bu yasanın kabul edilmesi manidar bir hal alıyor.. youtube'a kaset yüklenmiş: tık kapat.. soundcloud'a ses kaydı yüklenmiş: tık kapat.. 4shared: kapat.. dailymotion: kapat...

uygulamanın böyle olacağı yönünde kuşku duyuyor herkes, zira kabul edilen yasa da buna imkan tanıyor.. bu durumu gerçekten sorun olarak görüp hukuk çerçevesinde çözmek istiyorsak yapılması gerekenler bellidir.. konuyla ilgili açık, kapsamlı bir yasa çıkarırsınız, sadece bu alanda çalışacak ve hızlı kararlar alacak mahkemeler kurarsınız, mahkeme sonuçlarını anında uygulayacak bir de teknik bir ekip oluşturursunuz.. böylece bütün dünyaya örnek olacak bir sistem de kurmuş olursunuz.. ama burada tek bir kişiyi düğmenin başına oturtup inisiyatif ile site açıp kapatarak bu sorun çözülmez.. "düğmenin başında oturan kişinin" sorunları çözülür ancak..

bir saygısızlık ettiysem affola.. saygı ve selamlar..

haksız çıkmayı çok isterim fakat anlatmak istediğimin gerçekleştiğini göreceksiniz.. sansür yasası onaylanır onaylanmaz, kapatılması için adım atılan ilk site, mehmet baransu'nun haber sitesi.. tek amaç yolsuzlukla ilgili belgelerin ve haberlerin yayılmasını engellemek.. aile bütünlüğü falan kimsenin umurunda değil..

keşke yasadan sonra sansürlenseydi. hiç bir hukuki dayanakları olmadan kapatıldı ilgili site. tarihe dikkat.
http://t.co/D0dZTJ2Wg2

Yasayı beklemek yerine, olayın mecliste dile getirilmesini engellemek için meclisi tatil etmeyi daha uygun gördüler hocam.. dolayısıyla böyle bir hukuksuzluğa başvurdular..
 
Artık muz cumhuriyeti yerine başka bir kelime bulmak lazım. Muz bile az geliyor. :sleep:
 
burda amaç kişilerin haklarını korumak olduğu söylenmiş iyide yıllardır siz davası görülen binlerce insanın haklarını korudunuz mu? bırakın başkasının haklarını korumayı onları siyasi malzeme yaptınız. insanların özel hayatlarına girdiniz. kendi yaptığınız yolsuzluk, usülsüzlüklerin üstünü kapatmak için aldığınız önlemi kişisel hak olarak görmek manidar. suçsuz insan bu önlemi almaz.
 
daimon45' Alıntı:
Bu kapatılma nedeniyle sansürünün ne alakası var. Yapımcının biri şikayet etmiştir.

Birde devlet interneti gözetleyecek diye isyan edenler var. Kaldı ki sizi internette izlemeyen mi kaldı. En başta google herşeyi takip edip, kayıt altında tutuyor. Bu kayıtları sözde reklam için kullanıyorum diyor ama amerikan istihbaratının kullandığı açığa çıktı. Eminim buna bu kadar tepki vermemişsindir. Bu işi elin oğlu değilde, kendi hükümetin yapınca mı ağırınıza gidiyor.


:alkis: :alkis: :alkis:
 
daimon45' Alıntı:
Benim anlamadığım bu internet özgürlüğü abd de var mı, avrupada var mı? Cevap:yok. Sadece avrupada 2-3 ülke bu konuda tam özgür. Bazı kesimler bu yasaklamaları, kapatmaları Türkiye'ye özgü gibi yansıtıyorlar. Tamam sansür olmasın, siteler kapanmasında özgürlük dediğiniz şey kimin özgürlüğü. Güzel bir tanım vardır. özgürlük başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Sitenin birinde sizi rahatsız eden bazı haberlerin yayınlandığını düşünelim. Şimdi siz sitenin bu haberi kaldırmasını istemez misin? O zamanda neden kanunlar yok diye sitem ederdik. Ben olaya biraz böyle bakıyorum. Sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. En azından olmamalı. Çünkü çok tehlikeli. Bugün başkasının başına gelen yarın kendi başımıza gelebilir. Bugün yapımcının biri para yatırıp, film ortaya koyuyor. Amacı filmi pazarlayıp para kazanmak. Biz filmi bedava internetten izleyemiyoruz diye isyan ediyoruz. Hanginiz o yapımcının yerinde olupta bu durumu hoşgörebilir?

Keyfi uygulamalar olursa elbette buna sonuna kadar karşıyım. Ama önce bir uygulamayı görelim değil mi.


:alkis: :alkis: :alkis:
 
daimon45' Alıntı:
Sanırım cnntürkte idi (aylar önce). Şimdi aradım ama bulamadım. Belki izleyenler olmuştur. İnci sözlükten biri ile gezi olayları hakkında röportaj yapılıyor. Adamın söylediği cümlelerden biri şuydu. "Olaylar başlamadan önce ağaç eylemi yapılan yerde eylemcilere saldırılar yapıldığı, tüm ağaçların söküldüğü haberini yaydık. Olaylar elbette yalandı amacımız dikkat çekmekti. Ve gerçekten büyük tepki topladı." (bu arada sırıtıyor) Nitekim olaylar daha sonra gerçekleşti diye cümleyi bağladı. İşin diğer bir ilginç tarafı ise röportajı yapan kişi bu cümlede yalan haber yaydık lafını duyduğu halde görmezden gelmesi idi. Şimdi bu kişiye veya inci sözlüğü bu konuda yaptırım yapıldı mı? Hayır. Bu özgürlük mü?


:alkis: :alkis: :alkis:
 
Ergenekon, balayoz, azizi yıldırım hakkında daha iddaname ortada yok iken bütün tapler internete düşmedi mi? tv proğramlarında yayınlar yapılmadı mı? mhp ve chp ye kasetler düzenlnirken internette özel hayat dinlediniz mi?

başkasının hakkını düşünmeyceksiniz başkasının özel hayatları kendinize siyasi malzeme yapacaksınız. şimdi ise kendilerini korku saldı. suçlu olmayan korkmaz. demekki korkuyorlar.
 
var mı interneti yavaşlayan? benimki sıkıntılı. Forumu bile açamaz oldum.
 
İnsanlar kafasını iki eli arasına alsınlar ve bu durumları bir düşünsünler. Türkiye nereye gidiyor.
 
Geri
Üst