Çocuklar Anlamıyor Kafayı Yiyeceğim

Kodla Büyü
en az şaka değil 200 kere söylememe, 50 kere yazdırma ödevlerime rağmen. mönitöre bilgisayara diyen 6.sınıf öğrencileri var bende.
olmuyosa olmuyo
 
akdenizkanki' Alıntı:
Hocamın dediği gibi uygulama yapma şansınız varsa uygulamalı anlatın bazı konuları. Ama benim gibi labı olmayan okullarda bu ders cidden bazı sınıflarda çok sıkıcı bir hale geldi. Çocuğun hiçbirşey umrunda değilken sen ona yazılım donanımı anlatıyosun birden sadece yazdırıp resmini gösterince iyice çocuk dersten kopuyor. Projeksiyon olsa birşeyler izletecem o bile yok :?

Yapı Kredi Bankasına istekte bulununca 1 projeksiyon ve 5 bilgisayar gönderiyorlar hocam. Ben projeksiyon istememiştim 5 bilgisayar geldi.
 
Çocuklar artık sınavda çıkmayacak hiçbir şeyi öğrenmek istemiyor. Öğretmenlere bile bu mantık yerleşmiş durumda. Bence derslerdeki en önemli kısım meraklandırma kısmı olmalı ki çocuklar o bilgiyi siz vermeseniz bile bir yerden öğrenmek istesin. Ama biz bu çok önemli mutlaka öğrenin diyerek direkt konuya başlıyoruz, çocuk o gün yeterince önemli şey görmüş zaten neden onu öğrensin?
 
@tomreader2010 hocam ben oyun oynatmıyorum. O @ist_koord hocamızın yorumu. Dersin eğlenceli olan kısmını sona saklıyorum ben, olay bu. Ders ve oyun birbirinden çok farklı uyarıcı niteliklere sahip. Pekiştirecin uyarıcılık düzeyi çok yüksek olursa da öğrenci için süreç sadece araç olur. Pekiştireç süreçten nispeten iyi bir şey, o yüzden öğrenci dersi dinliyor; çünkü ders, büyük bir pekiştirece ulaştıracak araç olmaktan çıkıyor. Matematik dersini ne sebeple dinliyorsa, bunu da o sebeple dinlemiş oluyor.
 
Nobetci' Alıntı:
@ist_koord hocam bu köpek yerine koymak benzetmesi biraz ağır bir tabir. Pekiştirme diye bir şey var neticede. Öğrencilerin işlenecek konuların yanında internette gezinerek ya da bilgisayarda kendi istediği şeyleri yaparak da öğrenecekleri şeyler var. Öğrencilerin son 15 dakikada oyun oynadıklarını söylemedim. 10 parmak klavye çalışması ya da internet üzerinden merak ettikleri şeylerle ilgili araştırma yapıyorlar. Yaşayarak öğrenme dediğimiz kısım bu ve en eğlenceli olan tarafı bu. En sevileni başta verirsek asıl kimse dinlemez. Bitti 15 dk boşver deyip otururlar. Anlatılması gereken her konu da yaşayarak öğrenmeye uygun değil nihayetinde. Bazısını anlatım, gösterip yaptırma, uygulama şeklinde işliyoruz haliyle. Derslerde buna da yer veriyorum ancak öğrenciler için en eğlenceli olanı bahsettiğim kısım. Bu da bir çeşit pekiştirme oluyor onlar için. Siz nasıl okullarda öğretmenlik yaptınız, öğrenci kitleniz nasıldı bilmiyorum ama bizdekiler pek söz dinlemiyor. Belirttiğim gibi ilk başta sert olan bu kuralları zamanla gevşetiyorum, çünkü öğrenciler kuralları öğrenmiş oluyor. Ders işlemeye hazır halde oluyor sınıf. Diğer türlü karşınızda susmayan, altındaki sandalyeyle oradan oraya yarış yapmaya kalkan öğrenciler olduktan sonra ister altı şapka deneyin ister çizme öğrenciler sizi dinlemiyor olacak zaten. Sınıfın kurallarını açık bir şekilde belli ediyorum başta. Bilgisayar üzerinde uygulama yaptırmadığınız her an zaten çocuklar bilgisayarların açıldığı anı bekliyor olacaklar. O arada verilmesi gereken teorik bilgiyi nasıl vereceğiz? Mesela nasıl anlatılır sistem yazılımıyla uygulama yazılımının ne olduğu bilgisayarlar açıldığında? Ya da esas soru; o bilgisayarlar açıkken kaç kişi dinliyor olur sizin anlattığınızı? Öğrenci madem bu kadar bilgisayarların açılmasına odaklı olacak, o zaman 6 şapkaymış, çizmeymiş bunları neden önemsesin ki? Yani benim anlamadığım benim ders işleyişimde nasıl çocuklar bilgisayarın açılışına odaklanıyor da sizde odaklanmıyor? Bilgisayarı hep mi açık tutacaksınız, öyleyse dersi ne kadar dinleyecekler? Ya da açık tutmayacak mısınız?

Bir de öğrencinin donanım yazılım nedir, donanımın yazılımın çeşitlerini falan öğrenmesi gerekiyor. Ellerine donanım parçaları tutuşturup voltran oluşturarak bu kazanımlara nasıl ulaştıracağız?

Eğer bahsettiğiniz yıllık planmış, kazanımmış bir kenara atıp; öğrenebildikleri her şeyi hepberaber yapıp uygulayarak öğrenmekse çok güzel bir sistem. Bana kalırsa da belirli sınıflar için belirli kazanımların olması bu ders için tutarsız. Öğrenciden öğrenciye çok farklılık gösteren bir beceri neticede. Koyverin donanım Yazılım şeklinde işleyeceksek dersi dediğiniz gibi çok kolay. Bir şeyler anlatmak yerine koyveririz, bu hafta lego gibi kart birleştirir, öbür hafta kasayı elişi kağıdıyla kaplatırız. Seve seve gelir derse de ne öğrenir? Geçen sene 5. sınıfta fare tutmayı bilmeyen öğrencilerim bir senenin sonunda word ve power point kullanır halde bitirdi seneyi. Bilgi güvenliği, bilişim suçları, donanım yazılım gibi temel bilgiler de dahil. Bu sene de 6. sınıf oldular excel ve stratch öğreteceğim. Neticede bir daha bilgisayar dersi olmayacak bu çocukların, olabildiğince fazla şey öğretiyorum. Bunlar sizin serbest yönteminizle nasıl öğretilecek?

Hocam iş değişti ben yıllık planı bırakalım demedim hatta değim (bu bir teknik bu arada yöntem değil) teknikle dersinizin merak uyandırma ve ilgiyi odaklama kısımlarını yaparak
bakanlığın yayınladığı öğretim programına göre(eskiler müfredat der hani uymak zorunda olduğumuz) standart 1.3'ü Düzey Temel düzey I veya Temel Düzey II notkasında rahatlıkla işleyebilirsiniz.

Dediğiniz word ve powerpoint nedir ve öğretim programı ile entegrasyonu nedir tam bilemeyorum ama tahminim
Kenarı atmadığınız kazanımlarda Standart 3.2 - 3.3 ve 3.4'ten bahsediyorsunuz ki biliyorsunuzdur bizim yıllık programımız 4 standarttan oluşur bu durumda zaten bu dediğiniz ikinci dönemin Mart-Nisan dönemlerine denk geliyor.
Kazanımlara,standartlara önem veren yıllık planını buna göre şekillendirip uygulamaya çalışan bir meslektaşımla karşılaşmak sevindirici uygun görürseniz yıllık planınızı bana PM olarak atarasanız incelemek isterim belki naçizane yapıcı tavsiyelerim olabilir yada gerek olmayabilir o haliyle burada ki meslektaşlarıma iletebilirim.

Çok basit bir tanım var hocam: "Bilgisayarın elle tutabildiğimiz parçalarına DONANIM" diyoruz,
bahsettiğiniz ister LEGO olsun ister El işi Kağıdı ister voltran el ile yaptıkları bu iş sonunda istediğimiz gibi DONANIM'a bağlayalım konuyu,
Voltran örneğinde sonunda robotlar inceleniyor içinde sadece Temel Parçalar olacak bu temel parça bu temel parça değil diye kendileri buluyorlar.
 
ist_koord' Alıntı:
Nobetci' Alıntı:
@ist_koord hocam bu köpek yerine koymak benzetmesi biraz ağır bir tabir. Pekiştirme diye bir şey var neticede. Öğrencilerin işlenecek konuların yanında internette gezinerek ya da bilgisayarda kendi istediği şeyleri yaparak da öğrenecekleri şeyler var. Öğrencilerin son 15 dakikada oyun oynadıklarını söylemedim. 10 parmak klavye çalışması ya da internet üzerinden merak ettikleri şeylerle ilgili araştırma yapıyorlar. Yaşayarak öğrenme dediğimiz kısım bu ve en eğlenceli olan tarafı bu. En sevileni başta verirsek asıl kimse dinlemez. Bitti 15 dk boşver deyip otururlar. Anlatılması gereken her konu da yaşayarak öğrenmeye uygun değil nihayetinde. Bazısını anlatım, gösterip yaptırma, uygulama şeklinde işliyoruz haliyle. Derslerde buna da yer veriyorum ancak öğrenciler için en eğlenceli olanı bahsettiğim kısım. Bu da bir çeşit pekiştirme oluyor onlar için. Siz nasıl okullarda öğretmenlik yaptınız, öğrenci kitleniz nasıldı bilmiyorum ama bizdekiler pek söz dinlemiyor. Belirttiğim gibi ilk başta sert olan bu kuralları zamanla gevşetiyorum, çünkü öğrenciler kuralları öğrenmiş oluyor. Ders işlemeye hazır halde oluyor sınıf. Diğer türlü karşınızda susmayan, altındaki sandalyeyle oradan oraya yarış yapmaya kalkan öğrenciler olduktan sonra ister altı şapka deneyin ister çizme öğrenciler sizi dinlemiyor olacak zaten. Sınıfın kurallarını açık bir şekilde belli ediyorum başta. Bilgisayar üzerinde uygulama yaptırmadığınız her an zaten çocuklar bilgisayarların açıldığı anı bekliyor olacaklar. O arada verilmesi gereken teorik bilgiyi nasıl vereceğiz? Mesela nasıl anlatılır sistem yazılımıyla uygulama yazılımının ne olduğu bilgisayarlar açıldığında? Ya da esas soru; o bilgisayarlar açıkken kaç kişi dinliyor olur sizin anlattığınızı? Öğrenci madem bu kadar bilgisayarların açılmasına odaklı olacak, o zaman 6 şapkaymış, çizmeymiş bunları neden önemsesin ki? Yani benim anlamadığım benim ders işleyişimde nasıl çocuklar bilgisayarın açılışına odaklanıyor da sizde odaklanmıyor? Bilgisayarı hep mi açık tutacaksınız, öyleyse dersi ne kadar dinleyecekler? Ya da açık tutmayacak mısınız?

Bir de öğrencinin donanım yazılım nedir, donanımın yazılımın çeşitlerini falan öğrenmesi gerekiyor. Ellerine donanım parçaları tutuşturup voltran oluşturarak bu kazanımlara nasıl ulaştıracağız?

Eğer bahsettiğiniz yıllık planmış, kazanımmış bir kenara atıp; öğrenebildikleri her şeyi hepberaber yapıp uygulayarak öğrenmekse çok güzel bir sistem. Bana kalırsa da belirli sınıflar için belirli kazanımların olması bu ders için tutarsız. Öğrenciden öğrenciye çok farklılık gösteren bir beceri neticede. Koyverin donanım Yazılım şeklinde işleyeceksek dersi dediğiniz gibi çok kolay. Bir şeyler anlatmak yerine koyveririz, bu hafta lego gibi kart birleştirir, öbür hafta kasayı elişi kağıdıyla kaplatırız. Seve seve gelir derse de ne öğrenir? Geçen sene 5. sınıfta fare tutmayı bilmeyen öğrencilerim bir senenin sonunda word ve power point kullanır halde bitirdi seneyi. Bilgi güvenliği, bilişim suçları, donanım yazılım gibi temel bilgiler de dahil. Bu sene de 6. sınıf oldular excel ve stratch öğreteceğim. Neticede bir daha bilgisayar dersi olmayacak bu çocukların, olabildiğince fazla şey öğretiyorum. Bunlar sizin serbest yönteminizle nasıl öğretilecek?

Hocam iş değişti ben yıllık planı bırakalım demedim hatta değim (bu bir teknik bu arada yöntem değil) teknikle dersinizin merak uyandırma ve ilgiyi odaklama kısımlarını yaparak
bakanlığın yayınladığı öğretim programına göre(eskiler müfredat der hani uymak zorunda olduğumuz) standart 1.3'ü Düzey Temel düzey I veya Temel Düzey II notkasında rahatlıkla işleyebilirsiniz.

Dediğiniz word ve powerpoint nedir ve öğretim programı ile entegrasyonu nedir tam bilemeyorum ama tahminim
Kenarı atmadığınız kazanımlarda Standart 3.2 - 3.3 ve 3.4'ten bahsediyorsunuz ki biliyorsunuzdur bizim yıllık programımız 4 standarttan oluşur bu durumda zaten bu dediğiniz ikinci dönemin Mart-Nisan dönemlerine denk geliyor.
Kazanımlara,standartlara önem veren yıllık planını buna göre şekillendirip uygulamaya çalışan bir meslektaşımla karşılaşmak sevindirici uygun görürseniz yıllık planınızı bana PM olarak atarasanız incelemek isterim belki naçizane yapıcı tavsiyelerim olabilir yada gerek olmayabilir o haliyle burada ki meslektaşlarıma iletebilirim.

Çok basit bir tanım var hocam: "Bilgisayarın elle tutabildiğimiz parçalarına DONANIM" diyoruz,
bahsettiğiniz ister LEGO olsun ister El işi Kağıdı ister voltran el ile yaptıkları bu iş sonunda istediğimiz gibi DONANIM'a bağlayalım konuyu,
Voltran örneğinde sonunda robotlar inceleniyor içinde sadece Temel Parçalar olacak bu temel parça bu temel parça değil diye kendileri buluyorlar.

Hocam öğretim programının temel 1 ve 2. Düzeylerinde belirtilen kazanımlara ulaşmaya çalışıyorum ama uygulamadaki program dediğimiz (yani benim uyguladığım) şekli biraz farklı oluyor. Önem verip uygulamaya çalışıyorum ama çok başarılı olduğum söylenemez. Ben daha çok gündelik yaşamda doğrudan işlerine yarayacak şeyler nelerse onların üstüne yoğunlaşıyorum. Mesela herhangi bir memuriyete gireceklerse word programı illa ki gerekli, ya da üniversite okuyacaklarsa power pointi bilmeleri gerekli. İleride yazılım alanında bir şeyler yapmak isterlerse algoritma ve en azından stratch gibi çok basit programı kullanmaya aşina olmalılar. Ben bunları 5. Ve 6. Sınıflarda temel düzey 1 ve 2 seviyesinde tutarsam daha bahsettiğim becerileri kazanamadan 2 yıl bitecek ve bu dersten öğrendikleri tam anlamıyla gündelik yaşamda kendilerine yetmeyecek. Çünkü orta düzey 1-2 ve ileri düzey 1-2yi görmeyecekler. sadece bu temel düzey 1ve2 yi anlatıp geçmek siz de bilirsiniz ki daha az yorucu. Ama benim içim rahat etmez sadece onları anlatıp geçince. Çocuklar orta 1-2 ve ileri 1-2yi de görecek olsalar, mesela dersimiz ortaöğretim 2'ye kadar zorunlu olsa plana tam sağdık kalmak sıkıntı olmaz. Ben öğretebildiğim, yapabildiğim neyse onu yapmaya çalışarak ilerliyorum derslerde. Mesela bu sene 2 tane 5. Sınıfım var, birindekilerle sorunsuz şekilde klasör oluşturma, fare kullanma, bilgisayarı kişiselleştirme olaylarını hallettik, ama bir diğerinde hala daha fare kullanımında dahi sıkıntı yaşıyoruz. Haliyle bunu halletmeden de bir ileriye geçemiyorum ve aksıyor.

Her hafta dersi hem teorik, hem de pratik kısımlarla işliyorum bir şekilde. Mesela son dersimde e-posta ve anlık mesajlaşma yazılımları üzerinde geçti ders. İlk başta karşılıklı soru cevap, anlatım şeklinde ilerledi, daha sonra artık kafalarında bir şablon oluştuğunda bilgisayarları açtırıp derste konuştuklarımızla ilgili araştırma yapmalarını istedim. Kimi whatsapp'ı inceledi, kimi yahoo'ya baktı. Yani bir şekilde öncesinde dersi işlemek, sonra bilgisayar üzerinden gitmek gerekiyor.

Açıkçası ben şöyle mi anlatsam, böyle mi öğretsem diyerek bir konu bile olsa fazladan öğretme derdindeyken; yaptıklarımı öğrenciyi köpek yerine koymak olarak görmeniz canımı sıktı. Anlatılacak konu word gibi doğrudan uygulamalı değilse, bir önbilgi getektiren ya da doğrudan anlaşılması gereken bir şey ise önce tabi ki bir anlatım süreci geçiyor.
 
Anlamayan öğrenci yoktur, anlatamayan öğretmen vardır! Şaka bi yana, affiniza sığınarak, yontem-teknik başta olmak üzere ilgili diğer hususları gözden geçirmeli!
:D
Ayrica, böyle bi şeyi dert edinmeniz ve nedeni üzerine dusunmeniz çok güzel. İyi ki böyle bi derdiniz var ve bunu cozdugunuzde hem mesleki bilgi, beceriniz, tecrubeniz artacak, hem de çocuklarımız için öğrenme daha da zevkli ve kolay hâle gelecek. Bu açıdan baktığımda hem siz, hem de öğrencileriniz çok şanslı. Bu fırsatı kaçırmayın!

Her öğretmenimizin böyle bi şeyi dert edinmesi dileğiyle!...
 
@voyvoda hocamın dediği gibi olmayınca olmuyor teksen hocam gerçekten sınıfta takla atmadığım kalıyor espiriler hayattan örnekler sırf sıkılmasınlar birşeyler öğrensinler diye ama bazılarında olmuyor oyun oynatmıyorum çocuğun kafasında sürekli oyun anlamadım gitti
 
Benimkiler de bilgisayarın çevresindeki aygitlara dış donanım denir, içindeki aygitlara yazılım denir diyorlar malesef. Ben de şöyle bir çözüm buldum, telefona daha çok asinalar ve ilgililer. Android, ios işletim sistemidir, play store dan indirdiginiz uygulamalar ise adı üstünde uygulama yazilimidir diyorum, daha sonra bunu pc ye uyarlayarak anlatiyorum. Faydalı oldu ve kafalarında oturdu hocam bir de öyle deneyin
 
Ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların, karşındakinin anladığı kadardır...! (Mevlana)

olduğu kadar sevgili hocam. çok da kendinizi hırpalamayın. teneffüsleri onlarla beraber geçirin. beraber oynayın. öğrenci-veli profilinizi(sosyo-ekonomik-kültürel) bilmiyorum. ama en azından öğrencilerin sizinle birlikte olmaları, oynamaları, sınıf olarak beraber olmaları, sosyalleşmeleri, birbirleri ile iletişimleri, etkileşimleri açısından, onlara çok şeyler katar. şikayetleriniz bi nebze de olsa azalır. velilerinizin bikaçının sürekli okula gelip gitmesi, sizinle görüşmesi öğrencileri genelde çok olumlu yönde etkileyen şeyler.

biraz onların size uyması için, birazcık da siz onlara uyun, onların hoşlandıkları şeyleri beraberce yapın. planı yetiştirmek değil de, öncelikle bu tarz bi yaklaşım sergilerseniz siz de onlar da daha rahat eder. diye düşünüyorum.
 
Geri
Üst