Vicdan, adalet, ahlak nasıl gelişir?-yolsuzluk psikolojisi!

Kodla Büyü

teksen

Hiperaktif Üye
Hiperaktif
Süper Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
3,489
ETİK EĞİTİMİ ÇOCUKKEN VERİLMELİ

Çocuklara öğretmemiz gereken 7 kavram
1- Empati: Başkalarının ne hissettiğini, neye ihtiyaçları olduğunu, ne düşündüklerini anlama kapasitesi. Bu beceriyi geliştirenler acı çekenlere, yardıma ihtiyaç duyanlara yardım etmeyi öğrenecektir.
2- Vicdan: Doğruyu yanlıştan ayırmaya, ayırdığında ise suçluluk duymasına yardım eden iç ses.
3- Öz-kontrol: Harekete geçmeden önce durup düşünebilme.
4- Saygı: Etrafındakilere düşünceli ve saygılı davranmak.
5- İyi yüreklilik: Başkalarının iyiliğini, duygularını önemsemek ve bu yönde davranmak.
6- Hoşgörü: İnançların ve davranışlarını onaylamasak da bütün insanlara değer vermek, saygılı davranmak.
7- Adil olmak: Her zaman adil ve tarafsız davranmak.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26039573.asp

yolsuzluk psikolojisi
teksen' Alıntı:
Yolsuzluk psikolojisi
YOLSUZLUK YAPAN KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ

DOLANDIRICILIĞIN ÜÇ BİLEŞENİ
1 Baskı:
2 Fırsat:
3 Rasyonelleştirme:

ÇOCUKLARIN AHLAKİ GELİŞİMİNDE AİLENİN YERİ BÜYÜK
çocuklara öğretmemiz gereken 7 önemli kavramı hatırlatıyor:
1- Empati
2- Vicdan
3- Öz kontrol
4- Saygı
5- İyi yüreklilik
6- Hoşgörü
7- Adil olmak

Araştırmalar gösteriyor ki çocuklara bu değerleri öğretmenin en iyi yolu, onlara model olmak.

Aristo’nun yüzyıllar önce ahlak üzerine yazdığı kitabında söylediği gibi:
“Ahlak, alışkanlık ve tekrar yoluyla öğrenilir. Çocuklarınızın sizi kopyalayarak öğrendiğini düşünerek, onlara, onları görmek istediğiniz gibi davranın.”

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25411958.asp
guncel-haberler-f6/fethullah-gulen-den-beddua-ustune-beddular-t122252-15.html
 
Araştırmalar gösteriyor ki çocuklara bu değerleri öğretmenin en iyi yolu, onlara model olmak, gerçek örnekler kullanmak. Örneğin, yalan söylemelerini istemiyorsanız ne onlara ne de onların yanında başkalarına yalan söyleyin. Aristo’nun yüzyıllar önce ahlak üzerine yazdığı kitabında söylediği gibi:
“Ahlak, alışkanlık ve tekrar yoluyla öğrenilir. Çocuklarınızın sizi kopyalayarak öğrendiğini düşünerek, onlara, onları görmek istediğiniz gibi davranın.”
Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan Wall Street yolsuzlukları analiz edilirken, en çok “açgözlülük” kavramı üzerinde duruldu. Bunun yanında dolandırıcılık, hile, yolsuzluk yapan kişilerin bazı ortak özellikleri dikkat çekiyor:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25411958.asp
 
içinden geçtiğimiz günlerin anlam ve önemi...
hem de,
konunun uzmanından!...
 
teksen' Alıntı:
Herkes bilir.
Hz. Ömer, İslam’ın ikinci halifesidir. Hayatında “cennete gideceksin” diye müjdelenen 10 kişiden biridir.
Halifeliği 10 yıl sürdü.
Adaletten ayrılmadı.
Kendisine “faruk” lakabı verildi. Faruk; haklıyı haksızdan ayıran anlamına gelir.
Hz. Ömer ile ilgili halkın kulaktan kulağa ulaştırıp günümüze getirdiği çok hikaye vardır.
Bunlardan birinin adı da; “Allah’tan kork Ömer” başlığını taşır:

“Hz. Ömer bir adamla konuşuyordu.
Nasıl olduysa adam:
-Ey Mü’minlerin Emiri, Allah’tan kork(!) sakın(!) diye haykırdı.
Ortam kalabalıktı.
Dinleyenlerden biri öne çıktı.
Hz Ömer’e öğüt veren adama dedi ki:
-Sen, Allah’tan kork diye Mü’minlerin Emiri’ne mi ihtar ediyorsun?
Hz. Ömer dayanamadı.
Araya girdi.
Söze karışan adama:
-Bırak sen söze karışma.
Bana Allah’tan kork diye güzel bir ihtarda bulunuyor.
Bu ne güzel nasihattır,
dedi ve ilave etti:
- Bana sizler tarafından hayırlı ihtarlar yapılmadıkça sizlerde hayır yoktur.
Bizler de sizlerden gelen hayırlı ihtarları kabul etmedikçe,
güzel karşılayamadıkça bizde de hayır yoktur.

İdare adamlarının en alçağı,
en haydudu idare işlerini omuzlarına aldığı topluluktaki insanların namussuzluğa sapmalarına sebebiyet verenlerdir.”
(Mustafa Fahreddin Akabalı, Hz. Ömer Diyor ki, sayfa 51-52)

xxx

Hz. Ömer, faruk bir adam.
Yaşadığı çağın değişimcisi.
İleri demokratı.
http://tr.necatidogru.com/index.php?opt ... &Itemid=27
her-telden-f29/hz-omer-den-bir-altin-ogut-t96033.html
 
Ben sitedeki yazıları kopyalayamıyorum ,nasıl alabilirim?
 
teksen' Alıntı:
Hazret-i Ömer "radıyallahü anh", halîfelik devrinde bile fakîr olup, elinde avucunda para bulunmazdı pek.
Nitekim bir bayram gelmişti. Bayram sabahı, arkadaşları rengarenk yeni elbiseler içinde neşeliyken, onun oğlu mahzundu. Çocuk bu üzüntüyle koştu babasına.
- Babacığım!
- Söyle evladım.
- Bana da yeni elbise alsana. Arkadaşlarıma hep alınmış.
İyi de, Halifenin bayramlık alacak parası yoktu ki. Oğlunun başını şefkatle okşarken yavaşca fısıldadı:
- Alırım evladım, ama paramız yok.

...
...
- Oğlum niçin ağlıyorsun?
Çocuk hıçkırıyordu.
...
...
- Elbisem yamalı diye.
Hazret-i Ömer de çok üzülmüştü. Çaresiz beytülmal memurunu çağırdı huzuruna. Durumu anlatıp rica etti:
- Bana, maaşıma mahsuben biraz avans verir misin?

Memur şaşırmıştı.
- Bu ayki maaşınızı almadınız mı efendim?.
- Aldım tabii. Ben, gelecek ayın maaşından istiyorum.

Memur hayretle sordu
- Gelecek ayın maaşından mı dediniz?
- Evet.
Biraz düşündükten sonra edeple arzetti.
- Bana imzalı bir kâğıt verirseniz olur efendim, veririm.

Hz. Ömer memnun olmuştu:
- Tamam, nasıl bir kâğıt istiyorsun?

- Bir ay daha yaşayacağınıza dair bir senet efendim. Bana, bu hususta bir imza verirseniz derhal takdim ederim avansınızı.
Halife tahmin etmişti bunu.
- Böyle bir imza veremem.
Memur büktü boynunu.
- Özür dilerim efendim. Ben de avans veremem öyleyse.

Halîfe, memuruna hak vermiş, hatta takdir etmişti bu hareketini. Üzgün üzgün döndü oğluna.
- Görüyorsun yavrum, memur amca para vermiyor. Verseydi, alırdım senin istediğini.
Bunun üzerine çocuk kesti ağlamayı.
Ama bu defa Halife ağlıyordu...
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/abdul ... 16619.aspx
ekonomik-gelismeler-f7/bayramlik-al-baba-hz-omer-t122281.html
 
Burdanda şunu anlıyoruz insanlar inancı ve ideolojisi ne olursa olsun sadece ikiye ayrılar. İyi insanlar,kötü insanlar. Gerek inanç gerekse diğer açılardan bu niteliklerin hiçbirisine sahip olmayan insanlara akıl tutulmasındasınız, sendrom yaşıyorsunuz, biat etmişsiniz vs demek kötü olamaz sanırım. Kohlberg'in ahlak düzeyleri geldi aklıma. Gelenek öncesi düzeyinde olanların nerde oldukları, gelenek sonrası düzeyde olanların ise nerede oldukları... Bu memlekete yazık ediyorsunuz beyefendiler....
 
barthez' Alıntı:
Burdanda şunu anlıyoruz insanlar inancı ve ideolojisi ne olursa olsun sadece ikiye ayrılar. İyi insanlar,kötü insanlar. Gerek inanç gerekse diğer açılardan bu niteliklerin hiçbirisine sahip olmayan insanlara akıl tutulmasındasınız, sendrom yaşıyorsunuz, biat etmişsiniz vs demek kötü olamaz sanırım. Kohlberg'in ahlak düzeyleri geldi aklıma. Gelenek öncesi düzeyinde olanların nerde oldukları, gelenek sonrası düzeyde olanların ise nerede oldukları... Bu memlekete yazık ediyorsunuz beyefendiler....
:+1:
 
Geri
Üst