Kişi başına düşen mi - zengin başına düşen mi

Kodla Büyü

goodielife

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
725
http://www.memuruz.net/kisi-basi-gelir-artiyor/

Kişi başına düşen milli gelir 18.092 $ mışmışmışmışmış. :verymad:

Ülkemde 11 milyon 257 bin sigortalıdan 5 milyon 129 bin 623 ü asgari ücretle çalışırken kişi başına düşen milli gelir nasıl 18.092 $ olur anlayamıyorum.

NET ASGARİ ÜCRET 739,79 (**) --> http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=asgari

bir yılda bir asgari ücretli 739,79*12=8877,48 Lira yani 8877,48/1,78=4987 $ kazanıyor.

Yahu bu ülkenin hepsi sigortalılardan oluşsa bile bizim bahsedilen değerlere ulaşmamız imkansızken, nasıl oluyorda böyle bir rakam ortaya çıkıyor.

Bari milleti kandırmasınlar yazık be. Kişi başına düşen milli gelir değil Zengin Başına Düşen Milli Gelir demek daha mantıklı galiba
 
ali ağaoğlu ufacık bir daireyi neredeyse milyon liraya satıyor, tabii daha zengin olacak hocam :D
 
Öyle deme hocam yoksa sana hemen provakatör derler yada ergenekoncu, iç mihrakta diyebilirler :p
 
Hocam Ağaoğlu satıyorda alanlar nasıl alıyor ya da alabiliyor ben onu çok merak ediyorum.

Bunca para nasıl nereden kazanılır anlayan var mı ALLAH AŞKINA
 
pneuma_ex' Alıntı:
Öyle deme hocam yoksa sana hemen provakatör derler yada ergenekoncu, iç mihrakta diyebilirler :p

ne derlerse desinler hocam ya... Atın ölümü arpadan olsun. Doğru bildiğimizi de mi söyleyemeyeceğiz... Boş ver kim ne derse desin...
 
zengin başına düşen milli gelir de demeyelim şunu yapalım bence kişi başına şu anda düşen milli gelirin üstünde geliri olanları çıkaralım geriye kalanların sayısını bize versinler... benim tahminim 55-65 milyon insan vardır türkiyede... bu gelirin altında.... ali ağaoğlunun sırf 10 milyon dolar edecek arabası-ları varmış...gerisini siz düşünün...yani sırf arabalarıyla bile 555 kişinin milli gelirine sahip..
 
Bankalardaki mevduatın %50 si 50000 kişi üzerine kayıtlı .Ne yazık ki ülkemizde gelir dağılımı istenilen seviyede değil.Pastanın kırıntıları 60 milyona dağıtılıyor.Büyük dilimler
belli aileler ve holdinglerde toplanıyor.Ne diyelim 2-3 seneye kalmaz Norveç , İsveç gibi ülkeleri yakalarız. :)
 
rakamlarla oynamayı çok iyi biliyorlar.dünyanın en büyük 17.ekonomisiyiz diyorlarda banane bundan ben dünyanın en zengin 17.halkı değilimki.yaşam standartı bakımından 100 e bile giremeyiz.memur zammı konusunda kriz var zam yaparsak yunanistan gibi oluruz derler meydan boşken de kişi başı milli gelir şu kadar vs gibi laflar edip gözlerimizin içine baka baka yalan söylerler.bu arada beğenmedikleri yunanistanda halk bize göre daha iyi standartlarda yaşıyormuş diyorlar
 
Kağıt üzerinde ülke zenginleşiyor. Gerçekte ise gelir dağılımı daha da adaletsizleşiyor, zengin ve fakir arasındaki uçurum artıyor.
Bir çok kamu kuruluşu kapatıldı, özelleştirildi. Önceleri kamuda kadrolu personele yaptırılan bazı işler de özel sektörden hizmet alınarak taşeron firmalara yaptırılıyor.
Yeni zenginlerimizin sayısı sürekli artıyor. Basında sık sık Anadolu'da kurulu bir çok fabrikada çalıştıracak eleman bulma sıkıntısı haberleri yer alıyor. Bu sanayicilerin çalışanına asgari ücretten maaş verdiği, sigorta primlerini bile doğru dürüst yatırmadığından bahsedilmiyor.
Ülkenin ekonomisi iyiye gidiyorsa sosyal yardımlarla yaşayan nüfus neden sürekli artıyor açıklayan yok.
 
Kişi başına düşen milli gelire göre kıyaslama yapmak yanıltıcıdır.
Çünkü kişi başına düşen milli gelir GSMH'nın ülke nüfusuna bölünmesiyle bulunur.
Asıl bakılması gereken Kullanılabilir Gelir ve Gini Katsayısı

GSMH 3 yolla hesaplanır.
1.Gelirler Yöntemi
2.Harcamalar Yöntemi
3.Üretim Yöntemi

Örneğin Gelirler Yöntemi ile GSMH=Ücret+Faiz+Kar+Rant+Dolaylı Vergiler+Amortismanlar
Sondan başa doğru gelirsek, aslında ülkenin net üretim gücünü gösteren değer, GSMH'dan Amortismanları(aşınma payı) çıkararak elde edilen SMH değeridir. SMH'dan da Dolaylı Vergileri çıkararak net faktör gelirleri toplamı olan Milli Gelir'e ulaşırız. Milli Gelir'den de Dağıtılmayan Şirket Karları ve Sosyal Güvenlik Ödemelerini çıkarıp, Trasfer Ödemelerini ekleyerek Kişisel Gelir'e ulaşırız. Kişisel Gelir'den de Dolaysız Vergiler'i çıkararak Kullanılabilir Gelir'e ulaşırız.

GSMH hesabına ülkenin 1 yıl içinde ürettiği ve parasal karşılığı olan herşey katılır. Falanca kişinin gayrimenkulundan elde ettiği ranttan tutunda, falanca yerde yapılan yol ya da barajın ülkeye sağladığı faydanın parasal karşılığına kadar ya da falanca zenginin bankalardan elde ettiği faiz gelirlerinden devletin bono ve tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri. Hatta iktisat dersinden hatırladığım kadarıyla ev hanımlarının evde yaptığı işlerin parasal karşılığının hesaplanamaması gelirde bir azalma olarak görülüyor.

Sonuç olarak kullanılabilir gelir tam olmasada yaklaşık bir fikir verebilir.
Tüik'in 2011 yılı verilerine göre Türkiye'de ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri 10774 TL.
Yalnız bu hesapta da OECD'nin metodu kullanılarak ağırlıklandırma yapılıyor, çocuk ve yaşlıların haneye gelir anlamında katkıları olmadığından daha düşük bir katsayıyla çarpılıyor.
Kullanılabilir Gelir, sonuçta belirli bir toplamın nüfusa bölünmesiyle elde edildiğine göre; ülke yerine bireylere bakmak için kullanılabilir gelirin yanında Gini Katsayısı'nı da gözönünde bulundurmamız gerekir.
Gini Katsayısı'da bireyleri %20'lik 5 gruba ayırarak gelir adaletsizliğini ortaya koymaya çalışıyor. Gini Katsayısı 0-1 arasında değer alıyor. 0, herkesin eşit gelire sahip olduğunu, 1 ise bütün gelirin bir kişide toplandığını gösteriyor. Yani 1'e yaklaştıkça gelir adaletsizliği artıyor. Kaynak OECD 2011 - 2012 Fact Book
 

Ekli dosyalar

  • Gini.JPG
    Gini.JPG
    51.6 KB · Görüntüleme: 833
Dunyada en rahat yasayacagimiz yer kanadadir balik bol,oksijen bol,dinine milletine karisilmayan en saygili ulke.gidecegim gunun birinde
 
ekteki verileri inceleyin.

içinde dünya bankasından vikipediden oecd den alınmış veriler var. Türk basınında verilen verilerin ne kadar şişirme olduğunu göreceksiniz. ayrıca krizde denilen yunanistanın, ispanyanın portekizin hatta daha düne kadar yağmalamalar yapan arjantinin ekonomik verilerine dikkat edin. ha birde son 10 yılda yıllara göre kişi başı gelirler nasıl arttmış diğer ülkelerde ona dikkat edin. sanıyorsunuz ki bi bizim gelirimiz artmış. adamlar 15-20 bin dolar artarken biz ne kadar artmışız iyi inceleyin.
 

Ekli dosyalar

  • ekonomik bilgiler.zip
    178.9 KB · Görüntüleme: 20
Tv'de gazetede çıkan şişirme rakamlara inananların aklına şaşarım. Gerçek rakamları görmek isteyenler, kredi ve kredi kartı borçlusu sayısını araştırsın.

Üretimin artmadığı tüketimin inanılmaz boyutlara geldiği bir ülkede ekonominin artmasına imkan var mı Allah aşkına?
 
teksen' Alıntı:
1960 yılında dünya genelinde 70 milyon ton et tüketilirken bu rakam 2007'ye gelindiğinde 268 milyon tona yükseldi.

ZENGİNLER ÇOK ET YİYOR
Listenin zirvesinde yıllık kişi başına 136.5 kiloluk et tüketimiyle Lüksenburg yer alıyor. Lüksenburg'u 125.4 kilo ile ABD, 121.2 kilo ile Avustralya, 115.7 kilo ile Yeni Zelanda ve 110.2 kilo ile İspanya takip ediyor.

TÜRKİYE GERİLERDE KALDI
Genel olarak gelişmiş ülkeler listenin üst sıralarında yer alırken fakir ülkeler listenin altında kaldı. Et tüketimi söz konusu olduğunda Türkiye'nin durumu pek parlak sayılmaz.Yıllık 25.4 kiloluk et tüketimiyle Türkiye 177 ülkeli listede ancak 121'inci sırada yer aldı. Kişi başına 58.8 kilo et tüketimi olan Afrika ülkesi Gabon ve 51.1 kilo ile Güney Amerika ülkesi olan Suninam Türkiye'yi geride bıraktı.

Dünya ortalaması olan 38.7 kilo da Türkiye'deki et tüketiminin oldukça üzerinde.Türkiye'den fazla et tüketen bir kaç ülke de şunlar:

Yunanistan: 74.8 kilo
Romanya: 62.7 kilo
Çin: 54.1 kilo
Ermenistan: 37 kilo
İran: 33.3 kilo
Namibya: 32.5 kilo
Myanmar: 29.8 kilo
Libya: 28.5 kilo

Nikaragua: 26 kilo
http://www.haberturk.com/dunya/haber/73 ... belli-oldu

TÜİK verilerine göre 550 bin kişi açlık, 16 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşam sürüyor.

Çocuklarımızın yüzde 27,4'ünde kronik beslenme yetersizliği,
doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 27'sinde ise yetersiz beslenme görülmektedir.

ama olsun hem cari açık azalıyor,
hem kişi başı milli gelir 10.000$,
hem de dolar yerinde sayıyor ya.....
gerisi teferruat!
 
teksen' Alıntı:
ülkemizde
çocuklarımızın yarısında
demir eksikliği görülmektedir.

demir,
çocukların zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişiminde
çok önemlidir.

çocuk,
özellikle, 2 yaşına gelene kadar
yeterli miktarda demir alamamışsa,
sonraki yaşamında
eksikliği giderilmiş olsa bile
gerçek IQ'sundan %5 daha az
zihinsel performans gösterir.

demir içeren yiyecekler;
kırmızı et,
kurutulmuş meyveler,
balık,
bakliyatlar.

çok geç kalınmış bi uygulama.
daha da ileri gidip
her okulda öğrencilere sıcak, sulu yemek
verilmeli.

gerçi,
kişi başına düşen gelirin 10.000$ olduğu,
devlet büyüklerinin 1, 2 değil 7 uçakla,
yüzlerce bin liralık makam otolarıyla gezdiği
bi ülkede karşılaşılması beklenmeyen bi durum,
ama,
demek ki çocuklarımızın 10.000$'dan paylarına düşen bu.....
 
teksen' Alıntı:
volkankey' Alıntı:
insan eğitimine ve insan sağlığına dinden daha az değer verildiğinin göstergesi ...
bazıları anlamak istememiş sanırım

10 milyon emeklinin olduğu
ve bunların hayatlarının son yıllarını
(aileleriyle birlikte)
yoksulluk sınırının çok altında kalan
komik bir gelirle geçirmeye mecbur bırakıldığı,


-gerçi çalışırken de olsa-
sigortalı olarak çalışan
10 milyona yakın kişinin
yaklaşık yarısının asgari ücrete tabi olduğu,
-aileleriyle birlikte kaç kişi ettiklerini siz hesaplayın-


DİSK'in araştırmasına göre
son 32 yılda asgari ücret,
ekonomik büyümeye paralel olarak (3.19 kat)artmış olsaydı,
-asgari ücretle çalışanlar,
"büyüme ve gelişmeden" paylarına düşeni alabilselerdi-
bugün bir asgari ücretlinin
eline 2.300 TL geçmeliydi.


10 milyona yakın çalışanın kayıt dışı-kaçak
(hiç bir denetim ve sosyal güvencesi olmadan)
çalıştığı,

4 kişilik bir ailenin
yoksulluk sınırının
2.500 TL civarında olduğu,

asgari ücretin 700 TL olduğu,

yeşil kartlı kişilerin sayısının 10 milyonu bulması
(şimdi GSS ile çoğu iptal edilecek)

uçak yakıtından hiçbir vergi alınmayıp
1.60 TL'ye satıldığı,

ziynet eşyalarından hiçbir vergi alınmadığı,

ama öğrencinin aldığı kalemden, defterden, silgiden,
okul kantininden aldığı simitten, poğaçadan, kdv alındığı,


özel okullara öğrenci başına 1500 TL ödeneceği ve
%2 olan özel okul oranının, %20'lere yükseltilmesi

akaryakıta ödediğimiz 4.70 TL'nin dünyanın en pahalı yakıtı olduğu,
bunun yaklaşık 2.60 TL'sinin vergi olduğu ve zengin-fakir ayrımı gözetmeksizin
herkesin aynı oranda ödediği, adaletsiz olduğu,
kendi benzinimizi dışarıya 1.60 TL'ye sattığımızı,

ve vergi gelirlerinin %70'e yakınının
zengin-yoksul ayrımı yapmadan herkesten alınan
bu adaletsiz -kdv-ötv-öiv- gibi vergilerden
ve bordrolu olarak çalışan
işçi, memur gibi, daha aylığı eline geçmeden
kaynağında vergi kesintisi yapılanlardan
elde edildiği,
-diğer ülkelerde bunların genel bütçedeki oranı
%30-40-kdv-ötv-öiv gibi dolaylı vergi-

Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olmamıza rağmen
-yarısı 30 yaşın altında- işyeri sahiplerinin çalıştıracak
kalifiye eleman, bu gençlerin de çalışacak iş bulamayışını


en büyük ekonomiye sahip
ilk 20 ülke arasında olduğumuz sürekli söylenirken,


insani gelişmişlik endeksinde Sırbistan, Rusya, İran'dan
sonra 90. sıralarda olduğumuzu,

unutturmak için olmasın.
 
teksen' Alıntı:
jemba35' Alıntı:
Ya arkadaşlar zam oranı nereden çıktı şimdi. Ben 3+3 ü benimsiyormuyum. Ama bazı hesapsız kişiler sadece zam 3+3 diye Yunanistan gibi olalım diyorlar, ben bilimsel bir alıntı yaptım. Siz ne yapıyorsunuz habire laf salatası ve hakaret.


3+3 le nasıl bağlantı kurdunuz hayret.

teksen' Alıntı:
bence Yunanistan gibi olalım:
http://www.stargazete.com/ekonomi/papan ... 384815.htm

Almanya gibi de olabilir!....
Eski eşlerine ödediği nafakalar nedeniyle parasız kalan,
Wolkswagen'e binen, mütevazı bir evde oturan Schröder,
çöpçülük kadrosuna başvuran erkek kardeşine iltimas geçmiyordu.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=51060

ben Yunanistan gibi olalım derken,
verdiğim örneklere bakılırsa,
orada,
krizde yokluk ve sıkıntıyı,
her türlü zorluğu,
herkesin,
hatta mevcut başbakanın ve oğlunun bile yaşadığını,
kimseye,
başbakanın oğluna bile,
başbakan tarafından bile,
en ufak bi iltimas gösterilmediğini
vurgulamak istemiştim.

söylemek istediğim,
keşke bizde de
krizleri atlatmak için
bazı "fedakarlıkları", "kemer sıkma politikalarını",
hep dar gelirliler, işçiler ve memurlar yapmak zorunda kalmasa,
krizlerin faturası hep bu kesimlere kesilmese,
krizleri aşmak için herkes mevcut şartlarından
fedekarlık, feragat etse,
toplumun her kesimi "kemer sıksa",....

-kendi maaşlarına kendileri karar verebilen tek zümre vekillerimiz.-


En Zengin 100 Türk''ün toplam serveti 92 milyar 351 milyon lirayı bulurken,
''Vergi Rekortmeni 100 Türk''ün ödediği yıllık vergi 530.5 milyon lira olarak gerçekleşti.
En zengin 100 Türk'ün ödediği gelir vergisinin oranı
servetleriyle karşılaştırıldığında
yüzde 5.7'lik
bir oran ortaya çıkarırken,
asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı yüzde 15
ile bu oranın yaklaşık üç kat üzerinde gerçekleşti.

32 bin 150 asgari ücretlinin yılda kazandığı geliri bir zengin tek başına elde edebiliyor.


dünyada gelişmiş ülkelerde
vergi adaletinin temel unsurunu oluşturan
''az kazanandan az, çok kazanandan çok'' ilkesini
Türkiye'nin de hayata geçirmesi gerektiğini belirterek,
http://cumhuriyet.com.tr/?hn=335394

Japonya'da kişi başı milli gelir 45.000$,
milli gelir 5.7 trilyon dolar,
dolar milyarderi sayısı 26 kişi,

Türkiye'de kişi başı milli gelir 10.000$,
milli gelir 702 milyar dolar,
dolar milyarderi sayısı 38....

http://www.internethaber.com/ne-fransa, ... 11303y.htm

dolar milyarderi sayısında
Japonya'yı bile geride bırakmışız ama
-tabi ki her şeyin güzel gittiği anlamına gelmez.-
Yunanistan'ın nüfusu kadar da yoksul vatandaşımız var.

DİSK'in araştırmasına göre
son 32 yılda asgari ücret,
ekonomik büyümeye paralel olarak (3.19 kat)artmış olsaydı,
-asgari ücretle çalışanlar,
"büyüme ve gelişmeden" paylarına düşeni alabilselerdi-
bugün bir asgari ücretlinin
eline 2.300 TL geçmeliydi.


70-80'li yıllarda,
dünya dolar milyarderleri listesinde
Türkiye'den belki hiç kimse yoktu,
belki de 1-2 kişi vardı.

demek ki geliri adil bölüştürememişiz,
birileri kalkınırken birileri de yerinde saymış.


söylemek istediğim krizlerin faturası işçiye, çiftçiye, memura kesilirken,
ekonomik büyümeden, gelişmeden payına düşeni alamayan da yine bu kesim,

ama devletin kasasını dolduran da yine işçi-memur,

şöyle ki,
adı en zengin 100 türk listesinde olan bi çok kişinin adı,
vergi rekortmenleri listesinde yok.


vergi gelirlerinin %70'e yakını
zengin-yoksul ayrımı yapmadan herkesten alınan
adaletsiz -kdv-ötv-öiv- gibi vergilerden
ve bordrolu olarak çalışan
işçi, memur gibi, daha aylığı eline geçmeden
kaynağında vergi kesintisi yapılanlardan
elde edilmekte,
-diğer ülkelerde bunların genel bütçedeki oranı
%30-40-kdv-ötv-öiv gibi dolaylı vergi-
 
keşke kişi başına düşen milli gelirden başka veriler de haber yapılsa.
kişi başına düşen et tüketim miktarı,
insanı gelişmişlik endeksi,
kişi başına düşen kitap sayısı,
kişi başına düşen kağıt tüketim miktarı,
kişi başına düşen, alınan patent sayısı,
iş kazaları oranı gibi,

bunlar da ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirlerken kullanılan kriterler iken,
biz sadece kişi başına düşen yıllık milli geliri kriter olarak ele alıyoruz.
 
OECD raporuna göre Şili ve Meksika’dan sonra Türkiye adaletsizliğin ve gelir dağılımının en yüksek olduğu üçüncü ülkedir.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=20793

Bizde de durum hiç iç açıcı değil. Toplanan verginin yüzde 9`unu zenginlerin ödediği, kalan yüzde 91`ini ise sade vatandaşın ödediği bir vergi sistemimiz var! Vergilerin büyük bir kısmı gelir düzeyine bakılmaksızın tüketim üzerinden (dolaylı vergi) alınmaya devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlara göre; 2011`de Türkiye`de, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasında 8 kat gelir farkı olduğunu açıkladı...
http://www.ozgundurus.com/Haber/Dusunce ... sulluk.php
 
Türkiye'de nüfusun en üstteki yüzde 20'lik bölümü gelir ya da tüketimin yüzde 45'ini elde ediyor.

Türkiye’de, kişi başına en az gelire sahip olanların oluşturduğu beşinci yüzde 20'lik kesim ise tüm gelir ya da tüketimin yüzde 5,7'sini aldı.

http://www.kayserigunes.com/yazar.asp?yaziID=2226
 
teksen' Alıntı:
aslında gider çok değil,
gelir az.

devletin gelirleri, topladığı vergiler ve bi takım harçlardır.
devletimiz varlıklı kesimlerden vergi toplayamıyor.

gelişmiş ülkelerde vergi,
çok kazanandan çok,
az kazanandan az alınır.

o ülkelerde futbolcular bile gelirlerinin hemen hemen yarıya yakınını devlete vergi olarak öder.

bizim gibi ülkelerde ise asgari ücretten %15 gelir vergisi alınırken,
en zenginler listemizdeki kişilerin ödedikleri vergi, servetlerinin %5,5'u dolayındadır.

ve en zengin 100 kişimizin yarıdan fazlasının ismi,
en çok vergi verenler listesinde yoktur.

bizde devletin kasasının yaklaşık %75'ini bordrolu çalışan işçi ve memurdan kesilen vergiler ve
herkesten alınan, dolaylı vergi denen ötv, kdv, öiv, vb. gibi vergiler oluşturur.

bu dolaylı vergilere "kalleş vergi" denir.
çünkü 2bin TL'lik arabaya binen de,
500bin TL'lik arabaya binen de yakıta aynı oranda dolaylı vergi öder.

gelişmiş ülkelerde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki oranı %30 civarındadır.

bizim "ileri demokrasimizde" ise %75 civarındadır.

devlet gelirini artırmak için vergi artırımına gider.
vergiyi toplayacağı 2 kesim vardır:

ya zenginlerden toplayacaktır,
ya da fakirlerden.

zenginlerden alacağı gelir vergisi, kurumlar vergisi, faiz vergisidir.
bu değişiklikleri yapması için vergi kanunlarını değiştirmesi gerekir.
bu zaman alır,
ayrıca hükümetler bundan korkar çünkü gürültü patırtı çıkar.

o da ötv, kdv gibi dolaylı vergileri artırır.
yani fakirin vergisini.
fakir,
biraz söylenir möylenir ama unutur.
üstelik bunu bi kararname ile yapabilir.
çok kolaydır.
fazla gürültü patırtı çıkmaz yani.

vergi, kazanılan paradan alınır.
olması gereken ve gelişmiş ülkelerde olan budur.

oysa ülkemizde devlet,
para kazanan varlıklı kesimlerden vergi alamadığı için,
fakire dolaylı vergiyi yükleyerek gelirini artırır.


dolaylı vergi, "kalleştir."
çünkü tüketimden alınır.


fakir tüketmek zorundadır,
tasarruf edemez gelirinin hemen hepsini tüketir.

zengin ise fazlasıyla tüketse bile tasarruf edebilir.
tüketimi gelirine göre azdır.
ve fakir ile aynı oranda "dolaylı vergi" öder.

mücevherattan alınan dolaylı vergiler 2004 kaldırıldı.
--gariban adam mücevherat alamaz ki,
alabilseydi eminim, ondan da kdv, ötv alırlardı bizim "ileri demokratlar".--

neyse,
böyle olur demokrasinin ilerisi,
ne demeli ak demokrasi!...
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
Türkiye Kamu-Sen, 15 Haziran itibarı ile maaşları yüzde 4 oranında artan memurların büyük çoğunluğunun, maaş bordrolarına baktıklarında kötü bir sürprizle karşılaştığını belirterek, “Yıllık toplam geliri 10 bin TL’nin üzerine çıkan memurlardan kesilen gelir vergisinin oranı da yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıktı. Böylece Hükümet, memurlara yüzde 4 zam verirken, vergiler yoluyla yüzde 5 kesinti yapıp verdiğini fazlasıyla geri almış oldu” görüşünü savundu.

“Düşük maaşlı memurların bile ödeyeceği gelir vergisi oranları da Haziran ayında yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıktı.

Haziran ayında yüzde 4 zam alan memurlar da gelir vergilerine gelen yüzde 5’lik artış dolayısıyla maaş artışından faydalanamamış oldu. Hükümet bir eliyle verdiğini öbür eliyle geri aldı” ifadeleri kullanıldı.

Mayıs ayında ek ders ücretleri de dâhil 223,5 TL’den gelir vergisi ödeyen bu öğretmen; yüzde 20’lik vergi dilimine girdiği Haziran ayı sonrasında 298 TL gelir vergisi ödeyecek. Buna göre 89 TL zam alan öğretmenin ödediği vergi 74,5 TL artacak. Böylece yüzde 4’lük zam bir öğretmenin maaşına yalnızca 14,5 TL olarak yansıyacak.

SÖZLEŞMELİ PERSONELİN MAAŞI ARTMADI; AZALDI

Kamu görevlileri arasında gelir vergisi bakımından en mağdur kesim, hiç şüphesiz sözleşmeli personel. Maaşı yaklaşık 2 bin 150 TL olan bir sözleşmeli personelin ödediği gelir vergisi, Mayıs ayında 104 TL artarak 312 TL’den 416 TL’ye çıktı.

Toplam 86 TL maaş zammı alan bu sözleşmeli personel, ödediği verginin 104 TL artması nedeniyle maaşında 18 TL’lik bir azalma yaşadı.

KONCUK: “GELİR VERGİSİNİN YÜZDE 65’İNİ ÜCRETLİ ÇALIŞANLAR ÖDÜYOR”

asıl amacı çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi almak olan vergi sisteminin, Türkiye’de yakaladığından vergi almak şeklinde işlediğini belirtti.

Memurların ve sözleşmeli personelin; iş adamlarından, sanayiciden, yıllık kazancı milyonlarca TL’yi bulan işletmeciden daha fazla gelir vergisi ödediğini vurgulayan Koncuk, bu adaletsizlik nedeniyle memur maaşlarına yapılan yüzde 4’lük zammın tamamının vergiye gittiğini belirtti.

“Türkiye’de gelirin yüzde 10-15’ini alan çalışanlar, toplanan gelir vergisinin yüzde 65’ini ödüyorsa; burada adaletten söz etmek imkânsız.

En düşük maaş alan bir hizmetli bile, gelirinin yüzde 20’si kadar gelir vergisi öderken; iş adamları, sanayiciler, işletmeciler, çeşitli yollarla daha az vergi ödemeyi başarıyorlar. Dünyada, çalışanların bu denli mağdur edildiği başka bir ülke yoktur” ifadelerini kullandı.
http://ekonomi.milliyet.com.tr/memurun- ... efault.htm
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
“Sayın Şimşek, memura % 3.5’ten daha fazla zam vermek için vergileri artırması gerektiğini söylüyor.
Zaten Türkiye’de en büyük vergiyi, en az geliri olanlar, memurlar ve asgari ücretliler ödüyor.
Türkiye’de stopaj yoluyla toplanan her 100 liralık gelir vergisinin 65 lirasını memur ve işçi ödüyor.
Kaldı ki 2012 yılının ilk çeyreğinde vergi gelirlerinin yüzde 12.2 arttığını da,
vergi gelirlerinin 2011 yılında da % 20.5 oranında artarak 254 milyar lira olarak gerçekleştiğini de,
2012’den bu yana % 320 oranında artan vergi geliri olduğunu da söyleyen kendisidir.”
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20630388.asp

En zengin 100 Türk'ün ödediği gelir vergisinin oranı servetleriyle karşılaştırıldığında yüzde 5.7'lik bir oran ortaya çıkarırken,
asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı yüzde 15 ile bu oranın yaklaşık üç kat
üzerinde gerçekleşti.

100 zenginin kazancı 3 milyon 215 bin asgari ücretlinin kazancına eşit çıktı

Zenginlerin çoğu vergi rekortmenleri listesinde yok

İSMMMO'nun incelemesinde, her yıl açıklanan ''En Zengin 100 Türk''ten çok sayıda ismin Maliye'nin açıkladığı vergi rekortmenleri listesinde bulunmayışına da dikkat çekildi.

Varlıklı sınıflara ait şirket ve banka gibi işletmelerin, kurumlar vergisi olarak toplam vergide yüzde 10 payları olduğunu bunun da büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen İSMMMO Başkanı Arıkan ''Varlıklıların gelir vergisindeki katkısı da toplamın içinde devede kulak kalıyor'' dedi.

Arıkan, dünyada gelişmiş ülkelerde vergi adaletinin temel unsurunu oluşturan ''az kazanandan az, çok kazanandan çok'' ilkesini Türkiye'nin de hayata geçirmesi gerektiğini belirterek, ''Vergi tabanının genişletilmesi, düşük gelir gruplarına vergi muafiyeti sağlanması ve dolaylı vergilerin bütçe payının geriletilmesi vergi politikasının temel karakterini oluşturmalı'' şeklinde konuştu.
http://cumhuriyet.com.tr/?hn=335394

Avrupa'da
bi ölümden kaçamazsınız
bi de vergi borcundan.....
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
Futboldan bu yıl 5.2 milyon TL kazanan futbolcu yüzde 15 vergi ile 784.8 bin lira gelir vergisi verecek. Buna karşılık brüt 3.000 lira maaş alan memur ise ise yüzde 27’lik dilime kadar gelir vergisi ödeyecek.

Futbolcu için vergi cenneti
Bu arada Türkiye futbolcular için adeta bir “vergi cenneti” özelliği taşıyor. Transferlerde birçok büyük Avrupa kulübünün ödediği rakamlardan aşağı imza atmayan futbolcular, vergi sonrası net kazançlar dikkate alındığında ise Avrupa liglerinde oynayan birçok yıldızı geride bırakıyor. Süper Lig’de oynayan futbolcular yüzde 15, bir alt ligdeki kulüplerde oynayan futbolcular yüzde 10, diğer kulüpler yüzde 5 vergi ödüyor.

Avrupa’da daha yüksek
Ancak, İngiltere, Japonya, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkeler de futbolcular açısından bir “vergi cehennemi”. En üst ligde oynayan bir futbolcunun ödediği vergi İngiltere ve Japonya’da yüzde 50, Almanya’da yüzde 45, İspanya ve İtalya’da yüzde 43, Fransa’da yüzde 40, Hollanda’da ise yüzde 30 düzeyinde bulunuyor.
Yabancı futbolcular ise Türkiye’de 6 ay yeşil sahalarda top koşturmaları halinde, Türkiye’deki vergi kanunlarına göre vergilendiriliyor.

İşçi 2 kat fazla veriyor
Topal ise 2012-2013 sezonu için 2 milyon Euro garanti para alacak. Mehmet Topal, bu sezon 30 maç oynasa maç başı 10 bin Eurodan 300 bin Euro daha kazanacak ve yıllık geliri 2 milyon 300 bin Euroya çıkacak. Böylece Topal, bu yıl futboldan 5 milyon 232 bin 500 lira kazanmış olacak ve yüzde 15 vergi ödeyecek.
Topal, bu ücret karşılığında 784 bin 875 bin lira gelir vergisi ödeyecek. Buna karşılık 5 milyon 232 bin lira kazanç elde eden doktor, avukat, mühendis, mimar, fırıncı, otelci Mehmet ise yaklaşık 1 milyon 821 bin 910 lira gelir vergisi tahakkuk edecek.Halen brüt maaşı 2.000 lira olan bir işçi ya da memur, başlangıçta yaklaşık 1.500 lira net maaş alıyor. Yıl içerisinde vergide bir üst dilime girdiğinde maaş 1.360 liraya kadar düşüyor. Brüt 3.000 lira maaş alanlar ise yüzde 27’lik dilime kadar gelir vergisi ödüyor. Beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin yanı sıra işçi ve memurlar da yüzde 15, yüzde 20, yüzde 27 ve % 35’lik gelir vergisi tarifesine tabi bulunuyor. Günümüzde yıllık 300 bin lira kazancı olan bir ücretli (bekar ya da evli ve eşi çalışan) yılda 95 bin 710 lira gelir vergisi veriyor. Futbolcu ise aynı gelir için 45 bin lira vergi ödüyor.

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ha ... aber=69948
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
Büyüme yavaşladı Cari Açık küçülüyor
Açığın büyüklüğünün göstergesi, yıllık cari açığın ülkenin yıllık milli gelirine oranıdır.

Bizim 2011 yılı milli gelirimiz 772.2 milyar dolar, cari açığımız 76.9 milyar dolar, cari açığımızın milli gelire oranı yüzde 9.9’dur.

2012 yılı ilk 3 aylık milli gelir rakamına göre, yılın ilk 3 ayındaki cari açık toplamının milli gelire oranı yüzde 8.9’a geriledi.

Biz en kötü cari açığı olan ülkeler sıralamasında 4’üncüyüz. Bizden daha büyük açığı olan ülkeler Mozambik (%12.7), Kenya (%13.0) ve Mongolya (%15).
http://ekonomi.milliyet.com.tr/buyume-y ... efault.htm
devler ligi!...
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
pardon "fiyat güncelleme"lerini diyecektim!

uçak yakıtı kullanalım!!!!

uçak yakıtı vergisiz satılıyor. jet yakıtı ÖTV'siz yaklaşık 1.60 TL.
http://ekonomi.haberturk.com/airport/ha ... it-vurgunu

ayrıca uçağın ötv'si de %0,5.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19229032.asp
her-telden-f29/benzin-zamlarini-elestirmeyelim-t83607.html

HAVA YOLU HALKIN YOLU OLDU!...

HAYALDİ GERÇEK OLDU!...
http://www.youtube.com/watch?v=UIfNOuV-sPI
 
teksen' Alıntı:
teksen' Alıntı:
Az çalışana çok, çok çalışana az maaş

“BU DA neyin nesi?” diye sormayın.

Uygulama, öteden beri tam gaz devam ediyor!

2.800 TL’NİN ALTI SORUNLU

Asgari ücretliler başta olmak üzere, ayda 1.000-2.000 TL aylık alanlar, hatta ayda 2.800 TL’ye kadar aylık alanlar, çalışmaya devam ettikçe, bağlanacak emekli aylıkları azalıyor!
“Olur mu öyle şey?” demeyin, 1 Ekim 2008 tarihinden bu yana yani yaklaşık dört yıldır, uygulama (maalesef) böyle!
Aylık ücreti 2.800 liranın üzerinde örneğin 4.000-5.000 TL olanlarda, böyle bir sorun yok.

YANLIŞ BİLİNİYOR

Çok kişi, “çalışabildiğim kadar çalışıp, gün sayısı olarak daha fazla prim ödeyerek, daha çok emekli aylığı alayım” diye düşünüyor ama yanılıyor!
Bu uygulama, sadece SSK’lılar (4/a’lılar) değil, Bağ-Kur sigortalıları için de geçerli.
Yani SSK’lı ve Bağ-Kur’lular, ne kadar çok çalışır ve prim öderlerse, bağlanacak emekli aylığı, o kadar düşük oluyor!
İster inanın ister inanmayın, mevzuat ve uygulama böyle!..
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21586868.asp
her-telden-f29/ne-zaman-emekli-olacaz-t89509.html
 
Bankalardaki mevduatların 50% si nüfusumuzun 1% ine ait.
Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,
hesabı.
 
Havalar soğudu kombiler açıldı. Elektrikle ısınanlar da sobalarını yakmaya başladı. Geçen kışın sonundan günümüze doğalgaz ve elektriğe %30 civarında zam geldi. İlk faturalarda ekonominin ne kadar büyüdüğü belli olacak.
 
Geri
Üst