Hükümeti terörün nedeniymiş gibi görenler ideolojik düşünüyor...Tabiki hükümetin beceriksizliği vardır ve 10 yılda çözmesi gerekirdi ama bunda kasıt aramak kasıtlı olmaktır...bunun baş sorumlusuda bir bakandır aşağıdaki yazıda aknin bu beceriksizliğinin nelere malolabileceği anlatılıyor
her-telden-f29/yazik-ki-tarih-boyle-yaziliyor-t93320.html
pkk ne zaman nasıl ortaya çıkmış buyrun okuyun
---------------
TÜRKİYE-PKK TERÖRÜ
Türkiye'nin başına PKK terör örgütünü musallat eden, 12 Eylül 1980 askeri darbesidir. 1974 yılında bir öğrenci yapılanması olan ve kendilerine APOCU denilen örgüt, 1978 yılında MİT 'in askeri mensupları tarafından kurdurulmuş ve adına da PKK denilmiştir.
1980 askeri darbesinden dokuz ay kadar önce de Öcalan'ın kendisine örgütü kurduranlar tarafından yurt dışına çıkışına yardımcı olunmuştur. Örgütün eski yöneticilerinden Selim Çürükkaya'nın ifadesine göre; örgütün ilk yapılanmasından günümüze kadar seyreden kurucuları ve örgüte hakim olanlar, biyografik olarak şöyle bir tablo arz etmektedir;
Örgütte 1974-1978 tarihleri arasında üst düzey görev alanların çoğunluğu Tunceli doğumludur. Büyük bir kısmı da Tunceli öğretmen okulu öğrencisi veya mezunudur. Tunceli doğumlu olanların sayısı 35 iken, Bingöllü olanların sayısı 16, Urfalıların sayısı 15'dır. İlk kurucular diyeceğimiz 120 kişinin içinde; 7 Batmanlı, 4 Karslı, 4 Antepli, 3 de Ağrılı yer almaktadır. Bunların dışında Ordulu, Gümüşhaneli, Adanalı, Eskişehirli, Mardinli olanlar da var. Bunların arasından 9 kişi Türk olarak bilinirken, 1 kişinin de Arnavut olması söz konusuydu.
Ancak günümüzdeki PKK yapılanmasının üst düzey yönetiminde, Tunceli ve Bingöllü ağırlığı azalırken Urfa, Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Van illeriyle ve Suriyeli Kürtlerin ağırlığı ise artmaktadır denilebilir.
Dünya İslâm coğrafyasında o zamanki gelişmelerden etkilenen 1970'lerin Kürt gençliği; "Kimliğinin yok sayılması, yaşadıkları bölgenin sosyo-ekonomik yönden geri bırakılmışlığı, solcu ve Marksist kamu görevlilerinin yıllarca bölgelerine Sibirya misali sürgün olarak gönderilmesi, bu zihniyetteki idarecilerce yönetilmeleri ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında bölgede yaşanan siyasal gelişmeler" gibi nedenlerle, yıllarca kendisine alternatif zihniyet olarak sunulan Türk soluna öncelikle inandı. Daha sonrasında da Türk Solu'na kanmaktan vazgeçtiği bir süreçte de PKK'ye doğru dönüşüme uğradı...
NATO'nun güçlülerinden olan devletlerin, TSK'nin, Türkiye devleti üzerindeki vesayetini tesis etmek suretiyle, Türkiyeli Kürtlerce ve dahi Türk Müslümanlarca yaşanması muhtemel; "İslam Baharı" sürecini sabote etmek için, Türkiye'de hep darbeler yaptırmışlar ve sivil yönetimleri güçsüzleştirmişlerdi.
Günümüz Mezopotamya havzasında oluşturulan ve/veya oluşturulması öngörülen yeni ve emperyal yapılanmalar / haritalar nedeniyle, devletin kurumları tarafından kurdurulmuş PKK gibi Marksist ve seküler bir örgüt, ülkemizin başına musallat edildi. Bunun sistematize edilmesi ve Kürtlerin böylesi PKK gibi bir bölücü örgüte odaklanmasının arzu edilmesi, onun emperyal güçlere hizmet etmesi noktasındaki sadakati ve onlara bağlılığı olabilir...
PKK'nın karşısında duruşları nedeniyle İslâmi hassasiyetleri olan Müslüman Kürt gençliğinin, bu yönden bertaraf edilmesi gerekli görülüyordu. Buna çare olarak da, o dönemlerde kitapevleri çevresinde ümmet anlayışı içinde odaklaşan Kürt gençliği üzerinde senaryolar oynanarak, bizzat devlet eliyle -Ergenekon ve JİTEM örneği yapılar aracılığıyla- provokatif olaylar icra edilmekte, domuz bağlarıyla adam öldürmeler gerçekleştirilmekte ve Müslüman Kürtlerin itibarsızlaştırılması operasyonu yapılarak, bilinçli bir şekilde PKK terör örgütünün önü açıldı...
Günümüzde mevcut olan BDP-PKK çizgisinin son on yıllık yerel yönetimlerdeki hâkimiyetleri sayesinde de, özellikle kent merkezlerinde, ciddi anlamda Müslüman Kürtlere mahalle baskısı yapıldı. Anlar korku sarmalı içinde bırakıldı ve bu gelişmeler de gündemlerine "demokratik özerklik" gibi ayrışma ve bölünmeye basamak olacak yapılanmalar ile dillendirdi...
KCK gibi illegal, alternatif ve eş zamanlı devlet yapılanmaları, bu süreçte özellikle bölge başta olmak üzere, yakınlıkduyar kitlesine sahip oldukları metropollerde oluşturuldu ve sürekli artması çalışmaları yapıldı...
2012 ağustos ayı itibarıyla, PKK örgütünü şu anda –hâlâ- yöneten kişilere bakarsak;
1. Abdullah Öcalan: (Şanlıurfalı) İmralı'da hükümlü.
2. Murat Karayılan: (Şanlıurfalı) PKK'ya 1979'da katıldı. Silahlı mücadelenin ön planda olmasını savunan muhafazakâr kanadın lideri. KCK Yürütme Kurulu Başkanıdır.
3. Cemil Bayık: (Elazığ-Hazarlı) Kandil'de, Örgütün asıl yöneticisi "Derin PKK" denilecek kişi ve PKK'nın halen yaşayan 5 kurucusundan birisi.
4. Duran Kalkan: (Tunceli asıllı, Adana doğumlu) Kandil'de Adanalı bir Türk. Tek kelime Kürtçe bilmiyor. PKK'nın halen yaşayan kurucu üyelerinden birisi.
5. Mustafa Karasu: (Gürün / Sivaslı) Kandil'de "Derin PKK"nın sözcüsü konumunda. Türk asıllı 2010'da Oslo'da dönemin Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan ile birlikte örgüt adına görüşmelerde bulunan kişilerden birisi.
6. Ali Haydar Kaytan: (Tuncelili) Kandil'de Öcalan'ın peygamber olduğunu savunur.
7. Rıza Altun: (Adıyamanlı) Kandil'de ama işlevsizleştirilmiş durumda.
8. Sabri Ok: (Adıyamanlı) Kandil'de KCK TM Yöneticisi olarak görev yapıyor. 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'nun Sabri Ok ile sürekli bağlantıya geçtiği belirtiliyor. Örgütün hâlen gizli lideridir. Avrupa ile Kandil arasında gidip geliyor.
9. Fehman Hüseyin: (Suriyeli) Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) adlı grubu yönetiyor. 2004 - 2009 yılları arasında örgütün askeri kanadı olan Halk Savunma Güçleri'nin (HPG) kumandanlığını yaptı.
önder aytaç
yazının tümü için bkz
http://www.medyafaresi.com/yazi/946/ond ... li-mi.html