Çıkıp Dağ Başına Haykırmak İstiyorum...

Kodla Büyü

only61

Hiperaktif Üye
Hiperaktif
Mesajlar
3,749
Önceden yalnız değildi insanlar.Herkes birbirine selam verir hal hatır sorardı.Komşuluk vardı.Şimdi ise insanlar yalnız.Aynı apartmandaki insanlar birbirini tanımıyor.
Selam sabah hak getire...İnsanlar korkunç bir yalnızlığa itiliyor.
Önceden mahalledeki abilerden amcalardan korkardık.Onların bizim kulağımızı çekme hakkı vardı.Ne baban ne anan bişey demezdi.Şimdiyse herkes çocuklarını şımartmış,
küçüklerin büyüklere saygısı kalmamış..Önceden babalar çocuklarını öğretmene teslim ederken eti senin kemiği benim derdi...Şimdi ise çocuk kıymete bindi üstelik öğretmenin eti ve kemiği de herkesin oldu.
İnsanlar devamlı tüketmenin peşinde.Önceden bir pantolonu yamaya yamaya giyerdik.Şimdi küçük bir yırtılmada yenisi alınıyor.LCD televizyon yetmiyor LED tvler alınıyor.
Bilmiyorlar ki biz tüplü televizyonlarla 30 sene idare ettik hala daha çalışıyor üstelik.
Slogan bu...tüket tüket tüket...ama insan da tükeniyor.Kimse kimsenin umrunda değil artık.Herkes geçim ve para derdinde.Selam verip borçlu çıkmayayım anlayışı hakim.Yüzümüz gülmüyor.
Sabah mutsuz bir uyanış,rutin hazırlıklar ve ok gibi fırlayıp işe gitmeler...Yoldan geçene selam yok....Akşam eve gelip direk televizyon ve bilgisayar başına geçmeler...İnsan kalabalığı yok artık.Körebe yok.Saklambaç yok.Muhabbet yok.Komşu,akraba,hasta ziyareti yok...Çocuklar diğer odada yeni çıkan bilgisayar oyunlarını oynuyor...Günler böyle geçip gidiyor.İnsanların derdi arabasını değiştirmek,tatile nereye gittiğini düşünmek oluyor.Kimse kimseyi sormuyor.
"Nasılsın iyi misin" tarihe karıştı...söylense bile kuru bir sorudan başka bişey değil...Herkes bişeylerden biyerlerden korkuyor.Herkes içine kapanmış...Ülkenin hali içler acısı.ekonomi büyüyor mu küçülüyor mu belli değil.zengin daha zengin olmuş ama gariban hala aynı gariban...düşüncelere saygı yok.insanlar bencilleşmiş...menfaati için değerlerinden taviz veren mi dersin kendini satan mı dersin...şöhret ve para hırsı her yeri kaplamış..hiçbir şey yetmiyor...ev,araba,en yeni giysiler,en güzel yemekler,en güzel tatiller,,yetmez daha fazla yemek daha fazla tatil en lüks araba..benim olmalı....dost arayan yok...Sonra da ben niye mutsuzum diye soruyorsun?...çok doluyum çook....
 
Bu devirde cocuk yetistirmek zor, ev gecindirmek zor, hayallerini bile yasayamiyorsun.meslegimiz yarim gun derken iyice zorlasti, itibarli derken hayatta kalmak icin zoraki bir meslek oldu.
 
güzel yazmışsınız :+1:
hemen hemen çoğumuzun geçmişi bu kültürde, ama akla da şu gelmiyor değil
acaba o zamanlar bizler küçüktük, bakışımız dünyamız küçüktü görebildiğimiz hayallerimiz hep yaşımız kadar küçüktü, artık büyüdük bir de çocukluğun dışında o saflığın dışında gerçek bir dünya varmış bunu gördük gözlerimiz aynı kaldı ama gördüklerimiz büyüdü ve kirlendi...
kısacası devir her zaman aynı değişen,büyüyen kişiler olduğu için.. onlara eskisi daha güzel geliyor gördüğü gerçeklerin azlığında güzellikler yaşadığı için tümüyle...
ve doluluk konusunda özellikle bu hassas dönemde yalnız değilsiniz bunu da ekleyeyim, hatta o kadar ki hepimiz yanınızdayız...
 
düşüncelerime tercüman olmuşsun hocam maalesef bu hale geldik..
 
Yazdıklarınızn birçoğuna katılmakla beraber bazı noktalarda katılmıyorum size.Eskiden bilinçsiz bir toplumduk şimdi ise hakkını daha fazla arayan, saygı kavramını yaşla sınırlandırmayan bilgiye ve bilgili insana verilen değerin fazla olduğu bir yaşam tarzına sahip topluma sahibiz.Bu arada artık inanın kimse kimseyi dinlemek istemiyor çünkü herkes birbirine derdini anlatıyor.Kimse mutluluğunu paylaşmıyor.İnsanların gelir düzeyleri farklı benim gelir düzeyim yüksekse ona göre bir yaşam tarzım olur.Yani paramı istediğim gibi kullanırım bunun hesabını vermem.Çünkü o değerde bir uğraş içerisindeyim.
Eskiden dedikodu had safhada idi şimdi ise insanların vakitleri olmuyor:)Eskiden eti senin kemiği benm mantığı hakimdi şimdi ise sorgulayan ebeveynler mevcut.Bu bence güzel birşey.
 
Bütün bunların nedeni bence insanlarda kaybolan vefa duygusu.Vefa artk günümüzde İstanbul'da bir semt olarak algılanıyor.Bunun yanında birşeyi belirtmek isterim(en azından kendi adıma) vefa duygusuyla minnet duygusunu birbirine karıştırmamak gerekir.Hepimiz insanız birisi için kendimizi maddi manevi parçalıyorsak en azından ''nasılsın'' diye bir hatır sormasını bekleriz.Bu yapılanların bir karşılığı değildir olmasınıda istemem.Sadece biraz vefa.
Bunlar olmayınca bir süre sonra insan mutsuz oluyor ve diyor ki ''vere vere kalmadı''. Kendi kabuğuna çekiliyor.''keşke''lerle yaşamaktansa ''iyiki''lerle yaşamayı tercih ediyor.
 
bugüne kadar yaptıklarınızı anlatmışsınız.
Herkes kendi kapısının önünü temizlerse, her yer tertemiz olur.
 
NEME LAZIMcı bir toplumun çatırdılarını duyuyorum... sonumuz hayır ola. Hocam diyecem de biz zaten dağ başındayız be. bak 23 mayısta paramız pulumuz için eylemdeyiz, herkes bizi o kanala sokuyor. fransız soykırımı için, israilden alınan silahlar vs için artık eylem de yapan yok. ve sizin dediğiniz gibi akşamları Tek gözlü deccalin de karşısına geçip oturuyoruz, her kes ilah oluyor, yağmur yağdırıyor, kar yağdırıyor vs.
 
DENİZ YILDIZI

Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden
bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder
gibi hareketler yapan birini görür.
Biraz yaklaşınca , bu kişinin sahile
vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir
adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek.
Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar;
- Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var.
Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı
daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama...

Bu cevap bilgeyi şaşırtmış ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönmüş, yazısının başına geçmek üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca birşeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü gözünün önünden hiç gitmemiş. Aklından çıkarmaya çalışmış, ama bir türlü olmamış. Nihayet akşama doğru farketmiş ki, bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Cünkü bu gencin asıl yaptığının; evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni gözlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve fark yaratmayı seçmek olduğunu sonradan anlamış ve utanmış. O gece sıkıntı içinde yatmış. Sabah olduğunda birşey yapması gerektiğini bilerek uyanmış. Yataktan kalkmış, giyinmiş, sahile inmiş ve o genci bulmuş. Ve bütün sabahı onunla okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş.
 
o bir denizyıldızını kurtarana kadar bizim bir güzel ömrümüz çürüyor.Bu devirde iyi niyet bitti.milletvekillerine git de ki bir deniz yıldızı var bunu kurtaracağız bu ay komple maaşlarınızı bağışlar mısınız yoooo düğünde altın takıyoruz arabaya benzin lazım çocuk Amerikada staj görüyor
Geç hocam bunları geç ben nice köylerde 13 senemi çürüttüm şimdi memleketteyim biraz iyiyim.
 
:alkis: :alkis:

Hocam gerçekten yüreğinize sağlık bunları düşünen birileri varmı benim gibi diyordum varmış. Bazı ortamlarda bunlardan bahsedince insanlar tuhaf tuhaf bakıyor ve kendi kendime diyorum ki aynı nefesi soluyorum bu insanla diye. teknoloji bir çok konuda insan hayatını kolaylaştırdı ama birde yalnızlaştırma gibi yan etkiside var.

Çevremdeki arkadaşlarım sen bilgisayar öğretmenisin bir tweter adresin yok , face hiç girmiyosun falan diye eleştirilerde bulunuyorlar, teknoloji gerektiği yerde kullanıp bırakıyorum sonra:) bu büyük tuzağa düşmek istemiyorum, avm ye girince çılgınlar gibi alış veriş yapan insanları görüyorum ve kendi kendime emperyalizmin ne kadar başarılı olduğunu zikrediyorum , tüket tükettt tükettttt başka bir amaç yok , birileri multimilyarder oluyor diğerleri köleleşiyor, birilerinin piyonu olmak bu şekilde hayat yaşamak beni boğuyor o yüzden elimden geldiği kadar bu tuzağa düşmemeye çalışıyorum. umarım birileri de kendisine bazı soruları sormaya başlar bu vesile ile....
 
tenten' Alıntı:
bugüne kadar yaptıklarınızı anlatmışsınız.
Herkes kendi kapısının önünü temizlerse, her yer tertemiz olur.


kısmen evet ama ben burda toplumsal bir çözülmeyi aktarmak istedim...olaya bireysel bakmadım hiç
tabi ki herkes gibi eleştirdiğim şeyleri yapmışlığım olmuştur...sonuçta çamura bulaşmış birinde iz muhakkak kalır....
bundan kurtulmak mümkün değil...Zaten uçlara inanmak mantıksız...hepimiz biraz iyiyiz biraz da kötüyüz...
hangisi daha fazla? onun kararını da vicdanlar verir.
 
hocam Türkiye'nin doğu illerine davet ediyorum sizleri. ben buralı değilim ama komşuluğu ve dostluğu burada çok güzel bir şekilde yaşıyorum.(tabiki bu konudaki görüşlerim görecelidir.)
 
Geri
Üst