BEŞ ÖNEMLİ DERS

Kodla Büyü

mkocaman

Site Gezgini
Mesajlar
43
Birinci ve de en onemli ders.
-----------------------------
Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti. Ben okulun en
iyi ogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim
ve orada cakildim kaldim. Son soru soyleydi: "Hergun okulu temizleyen
hademe kadinin ilk adi nedir?.."
Bu herhalde bir cesit saka olmaliydi. Kadini yerleri silerken hemen
hergun goruyordum. Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde
falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki!.. Son soruyu
yanitsiz
birakip kagidi teslim ettim.
Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test sonuclarina dahil olup
olmadigini sordu.
"Tabii dahil" dedi, hocamiz.. "Is yasaminiz boyunca insanlarla
karsilacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin
ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece
gulumsemeniz ve'Merhaba' demeniz gerekse bile.."
Bu dersi hayatim boyunca unutmadim. O hademenin adini da.. Dorothy
idi.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Ikinci onemli ders.. Yagmurda otostop!..
----------------------------------------
Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran
bir zenci kadin gordum. Bardaktan bosanirca yagan yagmura rağmen,
bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu.
Gecen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'li yıllarda bir
beyazın bir zenciye hem de Alabama'da yardıma kalkışması pek olağan
şeylerden değildi. Onu kente kadar goturdum. Bir taksi durağına
bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi Verdim.
Bir hafta sonra kapım calindi. Muazzam bir konsol televizyon
indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda.. "Gecen gece
otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece
elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi
yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan
kocamın yatağının bas ucuna zamanında ulaşmayı basardım. Biraz sonra
son nefesini verdi. Tanrı bana yârdim eden
sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yârdim eden herkesi
kutsasın!..
En iyi dileklerimle,
Bayan Net King Cole."
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Uçuncu onemli ders.. Size hizmet edenleri hep hatırlayın..
----------------------------------------------------------
Bir pastanın uç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yasında bir çocuk
pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuk sordu:
"Cukulatali pasta kaç para?.."
"50 cent!.."
Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu:
"Peki dondurma ne kadar.."
"35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla.. Dükkânda yığınla müşteri
vardı ve kız hepsine tek basına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne
kadar vakit geçirebilirdi ki..
Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim
lütfen" dedi.
Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya
koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız
masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı
sanki akan yaslar temizleyecekti. Bos dondurma tabağının yanında
çocuğun bıraktığı 15 centlik bahşiş duruyordu..
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Dördüncü onemli ders.. Yolumuzdaki engeller..
---------------------------------------------
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir
kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler
olacaktı?. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray
görevlileri birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi
kayanın
etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle
eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz
tutamıyordu.
Sonunda bir koylu çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına
sıkına
itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun
kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki,
kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı.. Kese altın
doluydu.
Bir de kralın notu vardı içinde..
"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral.
Koylu, buğun dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
"Her engel, yasam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.."
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
*
Besinci onemli ders.. Onemli olan vermektir..
---------------------------------------------
Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler.
Tek yasam sansı beş yasındaki kardeşinden acil kan nakli idi.
Küçük oğlan ayni hastalıktan mucizevî şekilde kurtulmuş ve kanında
o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu
beş yasındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini
sordu.
Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve "Eğer
kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi.
Kan nakli ilerken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve
gülümsüyordu.
Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük
çocuğun yüzü de giderek soluyordu.. Gülümsemesi de yok oldu.
Titreyen bir sesle doktora sordu:
"Hemen mi öleceğim?.."
Küçük doktoru yanlış anlamış, ablasına vurundaki bütün kani verip,
öleceğini sanmıştı.
 
Geri
Üst