Atatürk'e göre dünyanın en büyük insanı kim biliyormusunuz?

Kodla Büyü

yalanaşk

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
539
ATA'MIZA göre dünyanın en büyük insanı kim biliyormusunuz..?

Atatürk bir akşam, Çankaya'da arkadaşlarına sordu

- Dünyanın en büyük insanı kimdir?

- Timur'dur Paşam!

- Değil.

- Fatih'tir.

- Değil.

- Yavuz Sultan Selim.

- Değil.

- Alpaslan.

- Değil.

- Napolyon.

- İskender.

- Değil.

Nafile!.. Ne derlerse Atatürk "değil" diyordu. Dalkavuklardan biri dayanamadı:

- Sizsiniz Paşam., dedi.

Atatürk, bu zatı tersledikten sonra, sualinin cevabını kendisi verdi:

- Dünyanın en büyük insanı Hz. Muhammed'dir. Ölümünden bu yana bin üç yüz sene geçtiği halde, günde beş vakit, Cenab-ı Allahtan sonra adı söylenen Hz. Muhammed'dir...

alıntıdır...
 
birdaha Atatürk gibi birisi daha dunyaya gelmez keske suan bizimle olsaydi türkiye daha cok kalkinirdi ama genclerimiz biraz onun yolunda ilerleseler keske

tesekkürler arkadasim güzel yazi
 
anathema' Alıntı:
http://www.cansuyum.net/?p=54

Hocam bu söz ile Atatürk: "Ben ne Peygamberim ne de Halife. Ben size aklın yoluyla önderlik edebilirim" demek istemiş. Atatürk'ün Peygamberimizi ve dinimizi öven konuşmaları vardır. Bunu görmezden gelmek yanlış olur.

O'na taş atmaktansa onun ışığınıı görüp ondan hayatımıza birşeyler katarak yolumuza devam etmemiz lazım.

Atatürk savaş ortamında askerlere ait Kur'an'ları yaktırmıştır diye bir düşmanlık var mesela. Atatürk'ü sevmeyelnler böyle de sataşıyor. Halbu ki o Kutlu İnsan yırtılmış parçalanmış Kur'an yapraklarını toprağa gömdürmektense askerler üzerine basıp geçmesin(savaş ortamında) diye yaktırmıştır. Bu islamın bir gereğidir. Bu Atatürk'ün inceliğidir düşünmesidir. Ama bir kaç tane düşmanı sırf adını kötüye çıkarmak için bu tür karalamalar yapıyor.

Şuan dahi eskiyen bayraklar kaymakamlıklara teslim edilir ve görevliler esk bayrakları yakarak imha eder.
 
kaynak araştırırken bulduğum bir yazı....

Atatürk´ün peygamberine hayranlığı

Atatürk aynı ismi taşıdığı Hz. Muhammed Aleyhisselam’a son derece bağlı ve saygılı bir insandır. Bu saygı ve bağlılığı ifade etmesi açısından şu olayı nakletmemiz yerinde olacaktır: Bir vesile ile Batılı bir oryantalistin Hz. Peygamber hakkında yazdığı bir kitap kendisine sunulur. Oryantalist kitabında Yüce Peygamberimizden; “cezbeyetutulmuş sönük bir derviş” diye söz eder. Bunu okuyunca Atatürk şu yorumu yapar: “Bu gibi cahil adamlâr onun yüksek şahsiyetini ve başardığı büyük işleri kavrayamazlar. O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. O’nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O anılacaktır, yaşayacaktır.”
Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan, Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milleti'ne, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allah'a yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir: "Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)
Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Ata'nın o anki halini şöyle anlatmıştır:
"... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammed'in büyük Bedir Cengi'ni adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve O'nun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibi'ni göklere çıkarırken, "O'nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diye heyecanlandı. Ata'nın son sözü şu olmuştu:
- Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların kârı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır. (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.28)
Atatürk"ün Hz. Muhammed'e duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir: "Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)
 
Bu yazıyı ya Genç bakış ya da Bakış ismindeki bir Dergi 1980 yılında vermişti.Tabi ben o yıllarda okumadın sonraki zamanlarda okuduğum bir yerde onu kaynak gösteriyorlardı.
 
çok guzel hocam gec okudum ama :(

ahh bu ınsanlar gormek ıstedıklerını goruyorlar:(UTANIYORUM şu halımıze bakınca:(
 
karinca_52' Alıntı:
Atatürk'e laf uzatanlar bunu okurlar inşallah
aynen.. :+1:
halkımız kolay gaza geliyor insan karalamakta..
ki düşünün, bu insan bu mücadeleye önderlik etmeseydi, ezan okunduğunda abdestinizi alıp namazını kılacak rahat bir eviniz, ne evi vatanınız olmayacaktı.. ya da hatta bu ezanlar okutulmayacaktı bile..
öyle nankör insanları gördükçe "yazık"diyorum, "Atatürk boşuna mı her gün sabahlamış, günde 2 saat bile anca uyumuş.. kendini bu vatan-millet adına heba etmiş?..."
herkesin aklını başına alıp düşünmesi gerek.. at gözlüklerini takarak değil..
 
Geri
Üst