ÜCRETLERİN DÜŞÜKLÜĞÜ BİZE MÜSTAHAK MI? DİSİPLİN SORUNU VE KALİTESİZLİK

Kodla Büyü

muzyonur

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
597
Biz öğretmenler hem kendi branşımız olarak hem de tüm öğretmenler camiası olarak neden toplumda bu kadar değersiz hale geldik? aslında biz iğneyi kendimize batırmıyoruz sanki. Mesela sendikalar bizim ücretlerimiz konusunda verdiği mücadele kadar bizim hem öğrencilerin oyuncağı konumuna düşmemiz, disiplin sorunları hem velilerin oyuncağı olmamız, itibarsızlaşmamız konularında mücadele verdi mi? Bizim ders işlenişi esnasında ısrarla dersi sabote eden bir öğrenciyi derslikten çıkarma yetkimiz bile yok. onca aldığımız eğitime rağmen bizde böyle bir salahiyet bile ne MEB tarafından ne halk/veli tarafından görülmüyor. Ayaklar altına düşmüşüz.


Bizler itibarı, değerli görülmeyi aldığımız ücretle eşdeğer görme işini fazla abartıyoruz. Bizlerin zaten neredeyse öğrencilerin oyuncağı konumuna düşmemiz bence parasal konuların da dayandığı asıl nokta burası. Yani önce biz neden onurlu bir duruş gösteremiyoruz. Okulların belki neredeyse öğrenci mevcudununun %50e yakını takdir belgesi alıyor. Bu normal mi? Çünkü biz öğrenci düşük not aldığında veliden gelecek baskılardan korkuyoruz, yıldık. Sınav sorularını da ona göre ayarlıyoruz, en kolay sorular yapıyoruz. Bu Türkiye’nin geleceğine zarar vermiyor mu? Tamam 12 yıl zorunlu eğitim hatası yapıldı. Peki öğretmen camiası Şube Öğretmenler Kurulunda öğrenciler sınıfı geçsin de başımızdan atalım kurtulalım diyerek bu hatalı sistemi dolaylı yoldan desteklemiyor mu? Eğer bizler gerçekten sınav sorularını müfredatın, kazanımların eksiksiz olarak ölçüleceği seviyede sınav soruları hazırlasak kaç öğrenci takdir alır? Sınıf geçemeyecek bir çok öğrenci var. Böyle olsa daha hayırlı olmaz mı?

Böyle bir düzeni biz öğretmen camiası olarak ortadan kaldıramamışken bizim aldığımız ücretler belki de bize müstahak
 
İktidarın en büyük yanlışı, okullardaki disiplinsizliğin her geçen gün artmasına çare bulamaması. Biz öğretmenler bazen öğrencilerin güttüğü konuma düşüyoruz. Öğrenciye ses yükseltmek bile ağır eleştiri ve hatta ceza konusu olabiliyor. Öğretmenler öğrencilerin şımarık davranışları karşısında bezmiş durumda, her sınıfta olabilen bu 3-5 öğrencinin sinir bozmaları sebebiyle eğitim öğretim faaliyetini gerektiği gibi yapamıyoruz Bu da eğitim öğretim kalitesinin düşmesine sebep oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın çıkaracağı kanun, yönetmelikler neticesinde öğretmenlere inisiyatifler tanınmalı, sistem öğretmene güvenmeli. Sistem, şımaran ve dersin işlenişini sürekli sabote eden bir öğrenciyi derslikten çıkarma salahiyetini bile öğretmenlerde görmüyor. O zaman biz üniversitelerde boşuna mı eğitim aldık. Hükümet bu soruna acil el atmalı. Yeni nesilde son yıllarda görülen ahlaki dağılmanın kökeni bile bu hususlara dayanıyor.

Bir de aile kurma oranımız, nufus artışı çok düştü deniliyor. Boşanmalar da arttı deniliyor. Suç oranları da arttı deniliyor. 12 yıl boyunca bir öğrenci hiç bir sorumlluk almadan da laylaylomla sınıf geçebiliyorsa, okulda işlediği suçlarda ciddi bir ceza yaptırımı görmüyorsa bu çocukta sorumluluk bilinci, sabır, tahammül, özveri gibi aile kurma veya bir işyerinde çalışabilme bilinci yetişmiyor.

Liseli gençlerin halini görüyoruz. Bu insanlar çocukluğundan itibaren bu kadar disiplinsiz ve işlediği suçlar karşılığında herhangi bir ciddi ceza almayacağı düşüncesi ve gevşekliği bilinç altına yerleşiyor. Böylece ileri yaşlarında da sıkıya gelemediğinde bilinçaltındaki bu duyguyla kanunları da düşünemeyerek ciddi suçlar işleyebiliyor bence.
 
Son düzenleme:
Bugün ogretmen ülkenin mimari diyorlar lakin avukat, asker, polis, hakim seviyelerinde kıymetli bir maasimiz yok.27'ye az kaldı maaşım 59 bin iyi ki basogretmenlik vermisler, yoksa 11 bin daha aşağı idi.
Ogretmenlik para için yapılmaz ama ulaşıma aylık 5 bin veren, İnternete ve mobile 1000 lira ödeyen, kitap alan, gezen, çocuğuna onun okuluna para harcayan, evine kredi çekenler var.Maasi yetmiyor ayrıca derste borçlarını düşünüyor.
Dikkat ederseniz eğitim sendikaları hep politik yerden vuruyor.Maas ve ek ders konusunda birsey beceremiyorlar. Ogretmene bedava internet, ücretsiz yol, bedava tablet bilgisayar verilmesi lazım.
Böyle olmaması lazım.Cok da kalp atınca çıldırmamak lazım.Neticede memursun.

Not: Ders kitapları artık basilmaz ve sınıf tekrarı öğretmene bırakıldığı an eğitim düzelir.Hadi yüksek maaştan vazgeçtim.
 
Son düzenleme:
Bugün ogretmen ülkenin mimari diyorlar lakin avukat, asker, polis, hakim seviyelerinde kıymetli bir maasimiz yok.27'ye az kaldı maaşım 59 bin iyi ki basogretmenlik vermisler, yoksa 11 bin daha aşağı idi.
Ogretmenlik para için yapılmaz ama ulaşıma aylık 5 bin veren, İnternete ve mobile 1000 lira ödeyen, kitap alan, gezen, çocuğuna onun okuluna para harcayan, evine kredi çekenler var.Maasi yetmiyor ayrıca derste borçlarını düşünüyor.
Dikkat ederseniz eğitim sendikaları hep politik yerden vuruyor.Maas ve ek ders konusunda birsey beceremiyorlar. Ogretmene bedava internet, ücretsiz yol, bedava tablet bilgisayar verilmesi lazım.
Böyle olmaması lazım.Cok da kalp atınca çıldırmamak lazım.Neticede memursun.
Topluma en önemli hizmeti veren, milli güvenliği bile ilgilendiren, toplumun geleceğe dönük dizayn edilmesini sağlayan ve memur kesiminin arasında en çok emek sarfeden belki 2-3 meslekten biriyiz ama halkın içinde bu değerimiz fazla anlaşılmıyor, görülmüyor. Böyle olmasında belki yeterince ve isabetli mücadelemiz olmadı, birlik beraberlik de olamadık.
 
Eğitim işi şakaya gelmez ülkenin geleceğidir acilen önlem alınmalı parasını gectim ama disiplin icin biseyler yapılmalıdır
 
Aynen.Ortaokul sonrası lise zorunlu olmamalı.Uzaktan, açıktan programlar tavsiye edilmeli.Okullar daha az enerji tüketen, sessiz, akıllı, zekalı çocukların daha iyi eğitim aldığı mekanlar haline gelmeli.Biz hep egitilebilir sorunlu çocuklara daha iyi imkanlar sağlayarak, zeki çocukları amerikaya gönderdik.Benim yeğen Agustosda Amerika yolcusu 2 seneliğine J1 vizesi aldı.Cocuk da artık dönmem diyor.
 
Sırf istatistik kasacağız diye,bu ülkede cehaleti biz bitirdik demek için liseleri zorunlu yaptılar,kuş uçmaz kervan geçmez anadolu şehirlerini üniversitelerle doldurdular. Sonuç:ertelenmiş işsizlik,milyonlarca ev genci,hizmet sektöründe kalifiye eleman eksikliği,mevcut hizmetlerin ederinden çok çok daha pahalı olması. Berbere bile randevu almadan gidemez olduk. İlkokul dışında hiçbir kurum zorunlu olmamalı.
 
ne zamandır aklıma takılan değişik bir soru var,
buraya yazayım,
dersin işlenişini bilerek bozan bize ders işletmeyen, bunu alışkanlık huy haline getiren bir öğrenciye karşı
"devlet memuruna kamu görevini yaptırmama" türünde bir adli dava açılabilir mi?
biliyorum biraz garip bir soru oldu,
ama öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki artık bu yıl sonu aklıma bu soru takıldı?
 
Bizim kucuklerde de oluyor bu sorunlar.Mudure toplantıda dedim.Hocam ailesini çağırayım tutanak tutalım ayrıntılı yazalım siz de imzalayın yok olmaz dedi.Sinifin kapısına sandalye koyarım orada beklesin dedim yine olmaz dedi.

Egitim bitmiş artık.Burada 1 milyonluk lise amerikada 500 bin.Neden gitmesin çocuk?Bir de orada aile ayarlanıyor yatak yemek bedava.Buradaki de hem sınıfın okulun huzurunu bozuyor hem de disarda memur mühendis olacak çocuktan daha fazla para kazanıyor.

Şurada 3 sene daha çalışıp 30 sene dolsun hemen bırakacağım.Bizim yeğen bir de üniversiteye geçip kalırsa hemen doğru Amerikaya gidip çalışacağım.
 
(ek olarak)
Bir de aile kurma oranımız, nufus artışı çok düştü deniliyor. Boşanmalar da arttı deniliyor. Suç oranları da arttı deniliyor. 12 yıl boyunca bir öğrenci hiç bir sorumlluk almadan da laylaylomla sınıf geçebiliyorsa, okulda işlediği suçlarda ciddi bir ceza yaptırımı görmüyorsa bu çocukta sorumluluk bilinci, sabır, tahammül, özveri gibi aile kurma veya bir işyerinde çalışabilme bilinci yetişmiyor.

Liseli gençlerin halini görüyoruz. Bu insanlar çocukluğundan itibaren bu kadar disiplinsiz ve işlediği suçlar karşılığında herhangi bir ciddi ceza almayacağı düşüncesi ve gevşekliği bilinç altına yerleşiyor. Böylece ileri yaşlarında da sıkıya gelemediğinde bilinçaltındaki bu duyguyla kanunları da düşünemeyerek ciddi suçlar işleyebiliyor bence.
 
Sayın hocam, bir sistemin düzgün işlemesi çok büyük emek gerektirir. Sistem bozulduğunda da onu tek bir faktörün düzeltmesi imkansızdır. Öğretmenin sistemin bu duruma gelmesinde payı en azdır.

MEB'de her şeyden önce sistem denen şey yok. Şirket gibi devlet yönetim anlayışında sistem olmasına da imkan yok.
 
Her başarısızlığı siyasetçi üzerinden dine mal etmekten vazgeçin ben burada siyasetçi savunma derdinde değilim inancıma iftira atılmasına karşı sessiz kalmam bu başarısızlık dine uygun olmayan anlayıştan kaynaklanıyor tarihe bakarsan İslam'a uygun uygulamalar olduğu zaman kalkınmada, bilimde ve ahlakta zirvenin yaşandığını görürsün
 
İlkokuldan liseye okul bitirme sınavı, ücretli kitap, bir üst ogrenim için ogretmen tavsiye mektubu...bak eğitim nasıl düzeliyor.Veli kapında bekler.
 
Dine mal eden yok. Dinle derdi olan da yok. Mesele başka ama yukarıda da yazmıştım gel de bazılarına anlat. Dini siyasete karıştırmayın desenize siyasetçilere...
Biz de müslümanız ona bakarsan.
Bana ne başkasının dininden. Yaşasın kendi içinde. Ama tüm gününü namaz saati gelse de namazımı kılsam ile geçirip geriye kalan işleri savsaklayanı da o kadar çok ki olacak gibi değil. Neyse derin konular anlayan anladı.
 
Son düzenleme:
BBNET
Geri
Üst