- Mesajlar
- 10,719
Öğretmenlerimizin çalışma şartları ve şekilleri uzunca bir süre gündemi meşgul etti. Kimine göre üç ay çalışmadıkları kimine göre ise haftada 15 saat derse girdiği söylendi. Eğitime vakıf olmayan kişilerce yapılan bu yorumlar kimi zaman öğretmenlerimizi rencide edici düzeylere ulaştı. Ancak tüm bu olumsuz yorumları yapanların devlet okullarında bir saat dahi derse girmeden, öğretmenlerimizi rencide etmeleri tüm eğitim camiasınca tepkilere ve eleştirilere maruz kalmalarına neden oldu. Öğretmenlerimiz ile ilgili tüm bu eleştirileri yapanlar, bulundukları makamları kendilerine mülk görenler fazla zaman geçmeden, kalıcı zannettikleri koltuklarından birden kaldırıldılar. Gerçekleşen bu büyük değişimdeki amaç eğitim sisteminin işleyişini devam ettirmek, bunun yanı sıra öğretmenlerle bozulan barışı yeniden sağlamaktı. Bunun için atılan ilk adım olarak il içi ve il dışı özür grubu atamalarını örnek gösterebiliriz.
Milli Eğitim Bakanlığında değişen yapı ile birlikte öğretmenlerimiz açısından olumlu gelişmelerin olacağı düşünülürken okul müdürlerimize, müdür yardımcılarımızın ve öğretmenlerimizin değerlendirilmesi amacı ile “Performans Değerlendirme Formu” dağıtıldı. Bu formun tüm okul müdürleri tarafından 30 Nisan tarihine kadar doldurulup öğretmen ve müdür yardımcılarımızın değerlendirilmesi istendi.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çalışan idareci ve öğretmenlerimizin değerlendirilmesi amacı ile hazırlanan “Performans Değerlendirme Formu ”nu incelediğimizde ortaya konulan değerlendirme kriterlerini hazırlayanların, öğretmenlerimizin yaşadığı sorunlara ve öğretmenlik mesleğinin zorluklarına ne kadar uzak olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı genelgelerden de bihaber oldukları ortaya çıkmaktadır. Performans değerlendirme kriterlerindeki bazı maddeleri ise okul müdürlerimizin okullarındaki birçok sorunla uğraşırken nasıl takip edecekleri ise işin bir başka boyutunu ortaya çıkarmaktadır.
Performans Değerlendirme Formundaki bazı maddelerin ise öğretmenlik mesleğinin tanımına ve saygınlığına aykırı bir şekilde hazırlandığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Çünkü öğretmenlik fedakârlık mesleğidir. Öğretmenlerimizde bu fedakârlığı tüm olumsuz eleştirilere, mağduriyetlere ve yaşanan sıkıntılara rağmen göstermektedirler. Bir öğretmeni “Kötü bir alışkanlığı önlemek için bir faaliyet yaptı mı? Bir öğrencinin elinden tuttu mu? (Ne yaptı?)” ya da “Öğretmenimiz öğrencilerine örnek veya rol model olabiliyor mu? (Olabiliyorsa neler yaparak rol model, örnek olabiliyor?” soruları ile değerlendirmek performans değerlendirme kriterlerini hazırlayanların öğretmene ve öğretmenlik mesleğine ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.
Performans Değerlendirme Formunun sonuna düşülen not ise oldukça dikkat çekicidir. “Yukarıda sorulan sorulara verilen cevaplar ışığında idareci veya öğretmenimiz gayretli, çalışkan, proje üreten, kendini geliştiren, okulla öğrenciyle yakından ilgilenen ödüllendirmeye layık bir öğretmen midir?” denilerek öğretmenlerimizin başarılı olup olmadığı idarecisinin himmetine bırakılmıştır. Bu durum ise bize kaldırılan sicil notlarında yaşanan adaletsizlikleri hatırlatmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çalışan idareci ve öğretmenlerimizi hazırlanan bu “Performans Değerlendirme Formu” ndaki kriterlere göre okul müdürlerimizin değerlendirmesine tabi tutmak hem idareci ve öğretmenlerimize hem de okul müdürlerimize karşı yapılan bir haksızlık olacaktır. Çünkü bu kriterleri hazırlayanların sordukları sorulardan da anlaşılacağı gibi bu maddeleri hazırlayanların okullarımızda idarecilerimizin ve öğretmenlerimizin yaşadıkları sıkıntılara, çalışma şartlarına ayrıca öğretmenlik mesleğine ne kadar uzak olduklarını ortaya koymaktadır. Çünkü okullarımızda her şey dört dörtlük değil ve tüm okullarımızın imkan ve şartları birbirine eşit değildir.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerimizi bu atılan yanlış adımdan bir an önce vazgeçmesi konusunda uyarıyoruz. Çünkü öğretmenlik mesleğine bu kadar uzak olan kişilerce hazırlanan kriterlere göre yapılacak bir değerlendirme eğitim camiasınca kabul edilebilir bir durum değildir.
http://www.kamudanhaber.com/ozel-haber/ ... 45851.html
Milli Eğitim Bakanlığında değişen yapı ile birlikte öğretmenlerimiz açısından olumlu gelişmelerin olacağı düşünülürken okul müdürlerimize, müdür yardımcılarımızın ve öğretmenlerimizin değerlendirilmesi amacı ile “Performans Değerlendirme Formu” dağıtıldı. Bu formun tüm okul müdürleri tarafından 30 Nisan tarihine kadar doldurulup öğretmen ve müdür yardımcılarımızın değerlendirilmesi istendi.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çalışan idareci ve öğretmenlerimizin değerlendirilmesi amacı ile hazırlanan “Performans Değerlendirme Formu ”nu incelediğimizde ortaya konulan değerlendirme kriterlerini hazırlayanların, öğretmenlerimizin yaşadığı sorunlara ve öğretmenlik mesleğinin zorluklarına ne kadar uzak olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı genelgelerden de bihaber oldukları ortaya çıkmaktadır. Performans değerlendirme kriterlerindeki bazı maddeleri ise okul müdürlerimizin okullarındaki birçok sorunla uğraşırken nasıl takip edecekleri ise işin bir başka boyutunu ortaya çıkarmaktadır.
Performans Değerlendirme Formundaki bazı maddelerin ise öğretmenlik mesleğinin tanımına ve saygınlığına aykırı bir şekilde hazırlandığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Çünkü öğretmenlik fedakârlık mesleğidir. Öğretmenlerimizde bu fedakârlığı tüm olumsuz eleştirilere, mağduriyetlere ve yaşanan sıkıntılara rağmen göstermektedirler. Bir öğretmeni “Kötü bir alışkanlığı önlemek için bir faaliyet yaptı mı? Bir öğrencinin elinden tuttu mu? (Ne yaptı?)” ya da “Öğretmenimiz öğrencilerine örnek veya rol model olabiliyor mu? (Olabiliyorsa neler yaparak rol model, örnek olabiliyor?” soruları ile değerlendirmek performans değerlendirme kriterlerini hazırlayanların öğretmene ve öğretmenlik mesleğine ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.
Performans Değerlendirme Formunun sonuna düşülen not ise oldukça dikkat çekicidir. “Yukarıda sorulan sorulara verilen cevaplar ışığında idareci veya öğretmenimiz gayretli, çalışkan, proje üreten, kendini geliştiren, okulla öğrenciyle yakından ilgilenen ödüllendirmeye layık bir öğretmen midir?” denilerek öğretmenlerimizin başarılı olup olmadığı idarecisinin himmetine bırakılmıştır. Bu durum ise bize kaldırılan sicil notlarında yaşanan adaletsizlikleri hatırlatmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çalışan idareci ve öğretmenlerimizi hazırlanan bu “Performans Değerlendirme Formu” ndaki kriterlere göre okul müdürlerimizin değerlendirmesine tabi tutmak hem idareci ve öğretmenlerimize hem de okul müdürlerimize karşı yapılan bir haksızlık olacaktır. Çünkü bu kriterleri hazırlayanların sordukları sorulardan da anlaşılacağı gibi bu maddeleri hazırlayanların okullarımızda idarecilerimizin ve öğretmenlerimizin yaşadıkları sıkıntılara, çalışma şartlarına ayrıca öğretmenlik mesleğine ne kadar uzak olduklarını ortaya koymaktadır. Çünkü okullarımızda her şey dört dörtlük değil ve tüm okullarımızın imkan ve şartları birbirine eşit değildir.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerimizi bu atılan yanlış adımdan bir an önce vazgeçmesi konusunda uyarıyoruz. Çünkü öğretmenlik mesleğine bu kadar uzak olan kişilerce hazırlanan kriterlere göre yapılacak bir değerlendirme eğitim camiasınca kabul edilebilir bir durum değildir.
http://www.kamudanhaber.com/ozel-haber/ ... 45851.html