Yönetmen Sinan Çetin enteresan bir adam...Nedense bir film yapıyor ve yalnızca eserinin konuşulmasını beklemek yerine öncesinde bir salvoya başlıyor, ortalık toz duman oluyor.
SİNE-YORUM: RASİH YILMAZ
Eseri, konuştuklarının gölgesinde kalıyor, ezilip gidiyor. Sanki Çetin sırf bir şeyler söylemek adına ve onun üzerinden polemiğe girmek için fırsat kolluyor. Veya sırf gündemoluşturmak için film yapıyor. Elbette takdir kendisine ait. Ama sanatıyla konuşmak her zaman sanatçı için daha iyi diye düşünenlerdenim.
MÜCADELEYİ YOK SAYMIŞ
Çanakkale Çocukları, Çetin’in savaş karşıtı söylemlerinin perdeye yansımış hali aslında. Bu arada sakın bir Çanakkale ruhu filan bekleyerek gitmeyin bu filme. Çünkü, “Bütün anneler savaş meydanlarına gidip çocuklarını alırsa dünyada savaş kalmaz” diyen bir 68 kuşağı söylemiyle taçlandırılan Çanakkale Çocukları, omuhteşemmücadelenin amacını anlamaktan uzak duruyor. “Yönetmen ıskalamışmücadelenin anlamını” demek isterdimama yönetmen bilerek yok sayıyor Çanakkale ruhunu.
Ayrıca Sinan Çetin filmi vizyona girmeden Mel Gibson’un oynadığı filmini yerden yere vurmuştu. Acı olan ise kendi filmi Gelibolu’nun yanına dahi yaklaşamazken birçok filmden hatırladığımız kolajlarla kotarılmış hissi uyandırıyordu izleyene. Anne ve çocuk ilişkisini kutsaması ne kadar masum bir duruşmuş gibi kendini gösterse de filminde Çetin geriye kalan tümdeğer yargılarını, inançları ve anlamları elinin tersiyle itmek bir yana “tu kaka” ilan ediyordu.
NEDEN ŞEHİT OLDULAR?
Bembeyaz elbiselerle siperleri dolaşan anne hiç kirlenmemiş, çamurlanmamış sembolik bir gönderme gibi karşımızda dururken yapaylığın tavan yaptığı kareler olarak seyircinin zihnine kazınıyordu. Sinan Çetin’in eşi RebekaHaas’ın canlandırdığı Avustralyalı anne Catherine, biri Türk diğeri Anzak iki oğlunun peşine düşmesiyle ivme kazanan, Haluk Bilginer’in canlandırdığı İttihatçımilitarist babanın söylevleriyle İnklap Tarihi söylevlerine taş çıkaran diyaloglara boğulan filmenteresan biçimde İngilizce bir tınıyla bitiyordu.
Çanakkale Çocukları’nın ‘bir barış filmi’ iddiası içi boş bir felsefe ürünü olarak sizi koltuğunuza esir ederken bu kadar insan Çanakkale’de sırf ‘Sinan Çetin Cihangir’in emlaklarının çoğuna sahip olsun’ diyemi şehit oldu, sorusunu sordurmuyor da değildi aslında!
RASİH YILMAZ