Kariyer Tercihimde Yardıma İhtiyacım Var

Kodla Büyü
Mesajlar
21
Ben Bilgisayar Mühendisiyim. Sizlere kafamı kurcalayan birkaç konu da danışmak istiyorum. Ben 2017 haziran ayında mezun oldum. 2017 ağustos ayından itibaren ise bir yazılım firmasında backend ve android developer olarak halen çalışmaktayım.

Benim kafamda ki soru açık ve net olarak şu: --> Özel Sektör mü Kamu mu?

Ancak sorumun detaylarına geçmeden önce tıpkı doğa kanunları gibi kabul edilmesi gereken hayatın genel kabulleri başlığı altında hayatın gerçeklerini ve kabul edilmesi gereken ince nüansları belirledim. Bunları okuyarak devam edelim.

A.) Hayatın Genel Kabulleri

1.) Hiç birşey mükemmel değildir. Herşeyin kendi alternatiflerine karşı avantaj ve dezavantajları vardır. Hayatta ki seçimlerimizi bunu bilerek, kabul ederek ve en önemlisi herşeyi ile kabullenerek bize uygunsa yapmalı bu yüzden o seçeneği tek bir avantajı ile değerlendirmeyip olaya geniş bir açıdan bakarak tüm olanaklarıyla değerlendirme yapılmalı.

2.) Hayat çok yönlüdür. Evet insanın başarılı, mutlu, üretken ve insan olmanın tüm yönlerini yaşayabilmesi için hayata bu ölçüden bakmalıdır. Örnek olarak hayata sadece para kazanıp yuva kurmak yada bunların dışında nerde akşam orda sabah yada buna benzer yaklaşımlarla bakılmaması gerekir. Hayat çok yönlü bir matematik fonksiyonudur. Bu fonksiyonun parametrelerini en uygun değerde tutarsak bu fonksiyon en doğru sonuca ulaşır. Bu parametrelerde hayatta ki yaptığımız şeylerdir. Yani hayatı özgür yaşayabilip hayatta ki zevkleri tadıp hayatı ve yaşamı tanımalıyız. Ancak dedim her parametre uygun değerlerde kalmalı.

3.) İnsan beyni ve bedeni mutlaka ama mutlaka boş kalmaz ve kalamaz. Sürekli bir eylem içerisinde olacaktır. Kendimizi özellikle beynimizi oyalayacak yada kullanabileceğimiz bir iş yada meşgale ömrümüzün sonuna kadar bulmamız şarttır. Çünkü insan bedenen ve en önemlisi zihnen boş kalırsa çevresine ailesine ve en önemlisi kendisine sarmaya başlayarak otafajiye dönüşür. Bunların farkında olarak hayat şekillenmeli. Yani tüm hayatı yatarak geçirmeyi beklememeliyiz. Mutlaka bir meşgale ruh sağlığı için faydalı bir birey olabilmek için bulunmalı.

4.) Sorguluyorsan sevmiyorsun! Evet bu sözde bana ait bunu şöyle açıklayayım. İçinde bulunduğun durum eğer sana yeni alternatifler aratıyorsa acaba bu işin başka yolu var mı diyorsan zaten bu işi sevmediğinden o işin zorluğuna katlanıp fedakarlık göstermiyorsun. İşte bu yüzden fedakarlığı göze almayıp bunun daha kolay bir yolu olmalı diyorsun ve arayışa giriyorsun. Şimdi diyeceksin ki adam belki araştırmacı bir ruhtur. Elbette bu mümkün ama her halükarda fedakarlık yapıyo olsa bu işi kesinlikle seviyor yada yapmaya mecbur bir durumdadır deriz. Kimi arkadaşlarım var adamlar sabahlara kadar çalışıyor ne cefalar çekiyor ama asla sorgulamıyor çünkü memnun ve seviyor bu işi o işi kafada halletmiş. O tarz insanların ülküsü daha çok şey öğrenip daha çok para kazanmak. İşte ben buna da karşıyım. Hayat bu döngüden ibaret olup tüm yaşamımızı patronların projelerine harcamamalıyız.

5.) Hiç bir iş kolay değil. Buna eminim hepsinin kendine göre zorlukları mutlaka vardır.

6.) Hayatta bir amacın ve hedefin olsun. Bu olursa fedakarlık yapacağın ve yaşamak için bir sebebin olacak.

Şimdi ise yukarıda ki soruyu sormamın sebeplerini daha doğrusu beni bu soruya iten sebepleri aşağıda ki gibi listeleyeceğim.

B.) Çalışma hayatı ile ilgili problemler!

1.) Özel sektör de ki başlangıç maaşları.( Bu arada 2017 ağustos ayından aralık ayına kadar yani 4 ay sigortasız 500 liraya çalıştım. 2017 aralık ayında sigortamın yapılacağını söylediler şuan 2018 şubat ayındayız ve iki aydır hala yapmadılar. Sigortasız çalışsan ne olur ki diye bir de bu işi küçümseyerek beni salladılar. Hatta her seferinde ben sordum yapıp yapmadıklarını sorduğumda da sanki bu mevzuyu konuşmamışız gibi salağa yatarak anlamamazlıktan geliyorlardı. Şimdi ise 2018 ocak ayının altısından itibaren yine sigortasız ilk maaşımı 1600 lira olarak verdiler. Durum o kadar vahim yani. Yada hata bende ki Sgk ya şikayet etmiyorum. Yani maaş ve sigorta işi cidden problem.)

2.) Çalışma saatlerinin yoğunluğu. (Evim ilçede olduğundan sabah 7 akşam 9 luk bir hayat döngüm var ve hiçbir sosyal aktivite yapamıyorum. Dahası kendime ve aileme vakit ayıramıyorum. Bu maddeyi sizin eviniz uzak diye cevaplamamanız için şöyle bir ekleme yapmak istiyorum. Genelde 8 - 5 olarak çalışma saatini kurumsal firmalar uygular. Ancak sektörün büyük çoğunluğu 8- 6 yada 9 - 6 olarak uygulamaktadır. Ayrıca şehir merkezinde oturabilirsin diyorsanız 1600 liralık verdikleri parayla geçinmeye mi çalışayım yoksa hayatımı kurmaya mı çalışayım. )

3.) Sürekli kendini geliştirme zorunluluğu. (Sürekli yeni teknoloji öğrenme gerekliliği. Mesleğin kendisi dinamik ancak yapılışı statik bir yapıda. Bunu abez olarak görmeyin ne olur. Çünkü artık gerçekten insanı bıktırıyorlar onu öğren bunu öğren zaten tüm ömrünü versin bir dili zor öğrenirsin.)

4.) Tatillerin çok kısıtlı oluşu. ( Sadece hafta sonu ve yıllık izin. Bayram tatillerinin ve resmi tatillerinin olmayışı. Ayrıca yıllık izni toplu bir şekilde yaptırmamaları. Böylesi bir durum beni gerçekten çıldırtıyor. Yani ben tüm senemi vereceği üç kuruş için harcıycam ve tek tesellim ileride artıracağım maaşım ve konumum olacak yada 65 e geleyimde emekli olunca hayatı yaşarız diycem ve evet sorguluyorum ve bu düzeni sevmiyorum.)

5.) Sigortayı aldığımız maaş üzerinden ödememeleri. Bunu yapmayan yerler genelde kurumsal büyük firmalardır. Yani ben 3 bin lira alıyorsam işveren hala asgari ücret üzerinden maaşımı yatırıyor olacak. Karşı çıksanda iş korkusundan birşey diyemeyeceksin çünkü sistemin içindesin sistemin kölesisin omuzlarında hayatın sorumlulukları var ve işini riske edemessin bu yüzden hakkın yenecek ve susacaksın. Olacak olan bu ki olanda bu. Açın meslek odalarının mühendis başlangıç fiyatlarını hangi işveren takıyor bunları. Yani vasıfsız bir insan değilsin 4 yıllık üniversite mezunusun adam asgari ücreti bile çok görüyor. 4 aydır 500 liraya çalıştım ama biliyor ki vasıfsız biri bile o parayı almıyor.

6.) Çalışma saatleri ve iş yoğunluğu yüzünden hiçbir sanatsal ve sportif faaliyetlerine katılamıyor olmam. Yani işten eve - evden işe. Siz yaşça benden büyük ve tecrübeli birisisiniz. Eminim sizde böyle yaşıyorsunuzdur. Onu öğren bunu öğren çalış ay sonu gelsin harç borç ödeyelim ev araba alalım derken eee ne anladık bu hayattan? Hiç renkli bir hayata fırsat ve izin yok.

7.) Sürekli mesai olması ve bunların karşılığının olmaması. Mesai ücreti varmı diye soramassın bile.

8.) Parayı patronlar kazanır. Evet bana göre bu durum böyle. Yani kendi işin olmadığı sürece bir maaşla çok zengin olabilmek hele ki Türkiye de gerçekten çok zor ve yıpratıcı. Yani iyi bir maaş alıyım çok çalışayım derken birde bakıyorsun 30 lu yaşları devirmişsin ve sadece yaşam standardın biraz artmış o kadar çok büyük fark yaratamıyorsun.

C.) Sektör ve mesleğimiz ile ilgili eleştirilerim.

1.) Sürekli birşeyler öğrenme ve kendini geliştirme zorunluluğu. Her meslekte bu durum var ancak 2 yıl önce öğrenilen teknoloji hangi meslekte bu kadar kolay terkedilebiliyor. Böyle bir örnek varsada bu durum çok can sıkıcı.

2.) Sürekli oturarak yapılan bir iş olması. Buna bağlı olarak kireçlenme ve eklem ağrılarının yaşanması. Sol dizim işe başladıktan sonra hızla kireçlenmeye ve ağrımaya başladı. Omuz ve sırt ağrımı anlatmıyorum bile.

3.) İnsanları asosyalliğe itmesi. İşin çoğunluğu makine ile muhatap olarak yapıldığından sosyal bir meslek değil.

4.) Tamemen soyut meslek olması. Zihni daha çok yorması.

5.) Sosyal bir meslek olmadığından sosyal becerilerin ve insan ilişkilerinde ki yeteneklerin körelmesi.

D.) Olası Tereddütler

1.) Şimdi efenim ben özel sektörü bırakmayı her düşündüğümde içimden bir ses ileriye dönük kazanacağın ünvan ve maaşları düşün diyerek beni tereddüte düşürüyor.

2.) Bir başka içimden gelen bir ses de diyor ki yahu bu ömür böyle mi geçecek o işi yap bu işi yap hep daha fazla para kazanmak için çalış sistemin parçası ol ve hayatında hiç yeni ve güzel farklı faaliyet olmaksızın tatil yapmaksızın monoton bir hayat yaşayarak emekliliği bekle. Bu mudur yani! Ha birde devleti seçmedin bak mesleğin ve maaşın garanti, sosyal hakların da güvence altında olacaktı diye sesler gelecek.

3.) Devleti seçsem ise bu rahat durmayan içimde ki ses bu defa yahu sen bu dünyaya fark yaratmak iyi bir yere gelmek iyi bir statüde iyi bir konumda güzel projeler işler yapmak için gelmişsin burada kendini harcıyorsun diye beni hırpalayacak.

İnanın tüm bunlar size komik ve anlamsız gelebilir ama benim için çok ciddi ve değerli bir konudur. Bunu size anlatıyorsam size değer verdiğimden sizin yol göstereceğinize inandığımdandır. Bu yüzden cevabınız oldukça önemli. Çünkü gerçekten ben bu konuyu düşünmekten bıktım hayatıma yol verip zihnimi boşaltıp hedefime kitlenmek istiyorum. Ama bir yandan hayatı sorgulamayı öğrettiğinden bana olgunluk kazandırdığını düşünüyorum.

E.) Olası Çözümler

1.) Üniversite son sınıfta formasyon kursuna giderek formasyon almaya hak kazandım. Bu doğrultuda lisede ve ilkokulda bilgisayar öğretmenliği yapabiliyorum.
2.) Mühendis olarak kamuda çalışabilme imkanım var.
3.) Özel sektörde mühendislik.


Tüm bunların ışığında sizden ricam kendi dünya görüşünüze ve hayat tecrübenize göre bu anlatıklarımı göz önünde bulundurarak anlatığım maddelerin de sizin için önemini belirterek bana yol göstermeniz.

Yazım çok uzun oldu buraya kadar okuduysanız bile teşekkür ederim değer verip vaktinizi ayırdığınız için, yazımda istemediğim imla yanlışları ve anlatım bozuklukları varsa özür dilerim.
 
Hepsini okudum dostum. Öğretmen ol al maişini bak keyfine. Tatilin 4 ay, maiş üçret 4000 net cebinde, formatör olursun kod yazmaya da devaaamm edersin. Ohh miss
 
Ben de özel sektöre mesafeli olanlardanım. Zira kamu da ortalamanın üzerinde sabit bir geliriniz olur ve yatarak ömür tüketmeyi sevmeyenlerdenseniz geçim endişesi yaşamadan üretken olabileceğiniz alanlara yoğunlaşabilirsiniz. Yanlış olabilir ama hayatta insanın hayallerine ulaşmasındaki en büyük engel paradır diye düşünüyorum.
 
Öncelikle size o maaşı verenlere yazıklar olsun. 500 tl veya 1600TL nedir yahu. Freelance olarak çalışsanız zaten aynı parayı alırsınız hatta daha fazlasını bile. Emin olun orası size hiçbirşey kazandırmayacaktır. ne maddi anlamda ne mesleki anlamda. Size o parayı layık gören firma eminim ki kalite bir firma da değildir. Önünüzde iki alternatif var biri özel sektör diğer kamu.
Şimdi eğer özel sektör olacaksa şöyle olmalı bana göre: Eğer ben mesleki yeterliliğe sahibim, yeni mezunum heyecanlıyım kendimi geliştireceğim,projeler üreteceğim diyorsanız risk alabiliyorsanuz ve şahış şirketi kuracak sermayeniz var ise kendi işinizi kurmak daha mantıklı (eğerki böyle 1600 tl ile çalışmaya devam etmeyi düşünüyorsanız) şirket açmak kolay ama devam ettirmek zor. Ama piyasada kalabilirseniz ve ilerleyen zamanlarda ihalelere girebilirseniz ve iş alabilirseniz belki siz bile kendinize inanamayacaksınız.(ihaleleri bi araştırın derim)

Kamu sektörü olacaksa: Kpss olmadan birşey olmuyor artık biliyorsunuz. Kpss en az 1 yılınızı yiyecektir. 1 yıl içerisinde belki dersane vs. olaylarına gireceksiniz para kazanamadığınız gibi birde para harcayacaksınız. 1 yıl size çok maliyetli olacaktır. ama sonunda şansınız varsa atanırsınız. ve maaşınızın sizi her türlü tatmin eder. Boş kalan zamanlarınızda yine projeler üretip ek kazançlar sağlayabilirsiniz. AMA sınav olmazsa tekrar geri vitese takıp mecbur özel sektöre yöneleceksiniz
 
Aşağı yukarı hepimiz benzer süreçlerden geçtik. Ne yapsak da bazen kaderimizde olanı yaşıyoruz.
Ama yapabilirseniz öğretmen olun. Artan boş vakitlerinizde yine kendi işinizi yapmaya devam edersiniz. Maddi olarak rahat olacağınız için daha iyi işler çıkartırsınız (veya benim gibi rahata alışıp bilginiz ve yeteneğiniz olduğu halde bir şey yapmazsınız)
 
Öğrencilik yıllarında biz de benzer yollardan geçtik ama ben hiçbir zaman para için çalışmadım, yaptığım iş para etsin diye gayret ettim. O yüzden yok pahasına ücretleri kesinlikle kabul etmedim. 500 TL nedir yahu? bir de mühendise. Kardeşim bu paraya çalışacağına arkadaşın dediği gibi freelance iş yapsan, bunun kaç katını kazanırsın. Emek tacirlerine fırsat vermemek gerek. Özel sektör tecrübesi olan biri olarak, bizim gibi krize meyilli ekonomilerde uzun yıllar tutturmak imkansız.Zaten sektörde en fazla 4-5 yılda kendini yenileme ve göçmen kuş yöntemini seçiyor. Öyle olunca da sektör transfer dönemlerinde hızlı hareket ediliyor. Kamu tabi ki sağlamcı ama eğer bir ayağın sektörde olmazsa körelip gideceğin bir alan. Tavsiyem madem uzman olduğun bir alan var, gözünü karart yurt dışına çık. En kötü ABD'de tesisatçı olsan deli para kazanırsın. allah kolaylık versin
saygılar
 
Yazdıklarına katılıyorum. Yanlış düşünüyorsun diyebileceğim bir yer yok. Bu şartlarda karar senin. Ama imkan dahilinde ise önce kamudan başla, eğer köreldiğini düşünür ya da mesleki bir doyum yaşamazsan özele geçersin.
 
peki arkadaşlar teknik öğretmenlik maaşları nasıl ve meslek olarak zorlukları nelerdir? meslek liseli çocuklar ile aranız nasıl çok yoruyorlar mı?
 
Geri
Üst