Kaderine razı olmak üzeresin BİLGİSAYARCI!

Kodla Büyü

mfk

Süper Üye
Süper Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
1,363
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.

Ben 35 yaşıma geldiğimde böyle bir işim olsun isteseydim 17 yıl okul okumazdım arkadaşlar. Neden uzaktan seyrettiğinizi aklım almıyor.
 
hocam hakikaten kötü oldum okurken.

şimdi genç olduğumuz için bu tempoya alışabilecekmişiz gibi geliyor. ama evlenip, çoluk çocuğa karışınca, yaş da ilerleyince ben halimizi düşünmek bile istemiyorum.

ve malesef, memnun olmadığı halde hala sessiz kalan, cebit'e ilgi göstermeyen arkadaşlar olduğunu görünce de sinirlenmeden duramıyorum :!: :!:
 
dramatik olmuş, senaryo yaklaşık olarak böyle olacaktır, inşallah çalıştay bizim için hayırlara vesile olur
 
Valla ben şu şartlarda en fazla 3 4 yıl sonra müdür ya da müdür yardımcılığı sınavına girmiş olurum. Umarım kazanırımda şu branştan bir nebze olsun kurtulmuş olurum
 
ya arkadaşlar böyle felaket senaryoları yazarak kendimizin ve birbirimizin moralini bozmuş oluyoruz.
farklı hayal edelim.. 9-15 mesai saatleri güzel bir çalışma ortamı ve özlük haklarıyla çalışıyoruz.bir de böyle düşünün
 
angel_33' Alıntı:
ya arkadaşlar böyle felaket senaryoları yazarak kendimizin ve birbirimizin moralini bozmuş oluyoruz.
farklı hayal edelim.. 9-15 mesai saatleri güzel bir çalışma ortamı ve özlük haklarıyla çalışıyoruz.bir de böyle düşünün

ama öğretmen olmayacağız hocam.
 
evet ya 9-15 çalışma saaatleri ki öyle olacağını sanmıyorumbiizm canımız 9-15 istiyo
ozlar biza 8-17 vercekler ve ben bt sınıfını internet kullanımı için açıp teeknik servis gibi pc düzeltmicem
bunu yapmaya hiç niyetim yok
 
neden 9-15 vermesinler ki senelerdir bizim en büyük sorunumuzun çalışma saatleri olduğunu biliyorlar.
Eğerki herhangi bir müdür yardımcılığı kadrosu vermezlerse günlük 6 saatten fazla yapmazlar diye düşünüyorum.
Arkadaş yazmış yaşımız ilerlediğinde tamirci diyecekler falan filan diye.ne ilgisi var hocam ders anlattığımız zamanlarda da bilgisayarda sorun olduğunda elimize tornavidayı alıp kasayı açmıyor muyuz?öğrenciler bizim hem ders anlatıp hem de teknik olarak iyi seviyede olduğumuz gördüklerinde saygıları artıyor.
Öğretmenliğimiz elden gitmez biz Eğitim-öğretim sınıfında atanmışız madem ders sayımızı azalttılar bizi bir yere koymak zorundalar ve özlük haklarımızı düzenlemek zorundalar.Bırakalım bunu onlar düşünsün .yeter artık ya sıkıldım bu belirsizlikten yeterki birşeyler belli olsun diyorum başka birşey demiyorum artık!!
 
VaVgibi' Alıntı:
2015 e kadar gitmeye gerek yok valla
dün ders zili çalmış herkes dersine çıkıyor ben de tersine aşağı iniyorum,millet karşılaştıkça birbirine iyi dersler diyor bana da kocaman bi kolay gelsin deniyor,herşey ortada ders bizim neyimize
aynen hocam. ilk mesajda yazılanların gerçekleşmesi bence o kadar uzun süre almaz. Birde şu 9-15 mesaisine takıldım.Ya arkadaşlar adamlar bu şartlarda çalıştırmazlar sizi. Ben hiçbir zaman destek vermedim bt rehber öğretmenliği vs kavramlarına. cebit toplantısına da işlerimi ayarlayabilirsem katılmayı düşünüyorum. Ama kesinlikle öğretmenlik mesleği dışındaki hiçbir ünvanı şahsım adına kabul etmeyeceğimi belirtmeliyim.
üç gündür öğretmenler odasına giremiyorum bt sınıfındaki işlerden dolayı. Belki klasik bir söz olacak ama biz öğretmen olmak için okuduk tamirci yada diğer öğretmenlerin asistanı olmak için değil.BENcE EĞER BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİ KADIRACAKLARSA BRANŞ DEĞİŞİKLİĞİ HAKKI VERİLMELİDİR.
ÖĞRETMEN OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM
 
Bende buna benzer bir şey yaşamıştım geçen sene. Ana sınıfının bilgisayarı arızalanmış ben bakmaya gittiğimde tamirci amca sen napıyorsun dediler. İnsan öğretmen olarak kendini çok kötü hissediyor.
 
Öğretmenlerim,

Foruma yeni üye oldum. Ben bir teknikerim. Olaya farklı bir misyon katmak isterim. İçinizden biri olmadığım için sizleri belki tam olarak anlayamam. Mesai şartlarınız ne kadar zor bilemem. Ancak askerliğimi düşünüyorum da...

Bende mesai mefhumu tanımadan, kimi zaman yatağımdan pijamalarım ile kaldırılarak alay komutanın huzuruna çağrılarak, kimi zaman içtimada haber gönderilip ordu evine giderek kameraman olarak yaşammışlıklarımla galiba sizi anlıyorum... :roll:

Bence çözüm öğretmen olamayan biz teknikerler için öğretmen yardımcısı kadrosu açılması olabilir. Gerçi formasyon eğitimini alıp biz de kadrosuz öğretmen olabiliyormuşuz ancak neye yarar! Oysa tıpkı üniversitedeki bir asistan gibi siz öğretmenlerin yanına bir tekniker verilebilir. Böylece siz eğitim mevzularına yoğunlaşırken tekniker her türlü işe koşabilir. Böylesi her iki çalışan için de daha verimli olacaktır.

Sevgiler, saygılar...
 
mfk' Alıntı:
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.

Ben 35 yaşıma geldiğimde böyle bir işim olsun isteseydim 17 yıl okul okumazdım arkadaşlar. Neden uzaktan seyrettiğinizi aklım almıyor.

Değerli Forum yazarları Adminlerin isteği üzerine yazılanları okuyorum ancak anlaşılan siz beni uyutmayacaksınız. :D

Şu filmi bir geri saralımmı

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Kusura bakmayın çocuklar acelem var türkçe öğretmeninizin yarın ki derste bu laboratuarı kullanabilmesi için beraber çalışmalıyız diyor. Öğrenciler anlayışlı o olmadan diğer öğetmenler bilgisayar kullanmıyor çünkü "Tamam büyük öğretmenim" diyorlar.

Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor. Amca(teyze) "kusura bakma hocam; matematik ve İngilizce öğretmenleri için hazırladığım materyalleri biliyorsun onları değerlendirmeliyiz yoksa dersler aksar" diyor müdür yardımcısı sinirli ancak materyellerde gözünün önünde "tamam Formatör Öğretmenim yada Rehber Öğretmenim bakıcaz başımızın çaresine" diyor sinirli sinirli m.yardımcısı için mühim olan işlerini halletmek ancak AMca(teyze) laf üretmiyor diğer öğretmenler için hazırladığı materyaller elinde duruyor. Üstelikte Diğer Öğretmenlerle koridorlarda, toplantılarda "hocalarım bu BT sınıfını kullanmalısınız devlet sizin için yaptı buraları. allah aşkına günahtır. Siz bir meyledin ben size hertürlü desteği vereceğim" diye yaptığı pazarlıklarda gözünün önünde olmuş m.yardımcısının "bu kadar işten sonra amca(teyze) daha ne yapsın arkadaş" diyor içinden.

Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer." Ama öğretmenim okulda planladığımız İl milli eğitim müdürlüğünün açtığı etkin kullanım kursuna gelin bunları halledersiniz bana ihtiyacınız kalmaz. anlaştıkmı" diyor Öğretmen oflayarak "tamam Formatör Öğretmenim senden kaçış yok tamam geliyorum" diyor öğrencilerinin önünde. Öğretmenden hizmetiçi eğitime gitme sözünü alınca onu listeye ekliyeceğini takım elbisesinin içinden çıkardığı bir kağıda not ediyor.Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.

E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor.Bak evlat " ben üniversitede Bilgisayar ve Öğretim teknoljileri eğitmenliği bölümü okudum. Bana Formatör Öğretmenim yada BT rehber Öğretmenim diyebilirsin bu okuldaki öğretmenlerin çoğu sevmez beni, gidip işlerini halletmiyorum hocam halledebilirsiniz deyip onlara anlatıyorum diye. AMa boşlamayıp yarım saatlerce :) onlara anlattığım içinde için için takdir ederler bilirim. Onları BT sınıfına getirmek için attığım 50 takla yüzünden sevmemeleride cabası. Ben olmasam Milli eğitim bakanlığının BT sınıfı yatırımları , yapılandırmacı yaklaşımla öğrenme çabaları sonuçsuz kalır. O yüzden benim başımı kaşıyacak vaktim yok ama yandaki okulda bir meslektaşım var o kendine formatör der genelde onun bunun işlerini yapar zaten herkesle arası iyidir ama kimse saygı duymaz ona ancak alışkın olduğu için senin makinenede format atar parada almayabilir adı üstünde formatör o yahu" diyor koca bir kahkaha atıyor olanca yorgunluğu ile Sonra dönüp gidiyor.

Omuzları yorgunluktan çökmüş içinden "allahım ben nereden BÖTE okudum gidip paşa paşa bilgisayar öğretmenliği okusam liselerde bilgisayar anlatırdım. Ancak yaptığım işin önemini biliyorum şimdi gidip sadece 4. sınıflarda zorunlu olan 2 saatlik bilgisayar dersime hazırlanayım. Yürü bakalım Öğretmen, Formatör Öğretmen yürü" diyor.

Değerli forum yazarları 2002 yılında vecdi isimli bir bilgisayar mühendisliği öğretmenim Authorware dersinin ardından bak oğlum sizin buraya geliş amacınız bu bu diye BÖTE nin amacını anlatmasa siz bilgisayar anlatmak için yetiştirilmiyorsunuz ama isteyen özelde çalışır diye beni adam yerine koyup açıklamasa bende sizlere hak verirdim herhalde.
Not: Bu hikayemde ki amca(teyze) BÖTE mezunudur. TEF bitirip bu işlere hakkıyla emek harcayanlara "sadece allah razı olsun" diyorum
 
ist_koord' Alıntı:
mfk' Alıntı:
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.
.....................

Hocam arkadaş özet şekilde durumu anlatmış ama sizinki hikaye olmuş malesef, okurken bayıyor kusura bakmayın. :-1: Siz en iyisi kendinizi hangi yüce makamlarda görüyorsunuz bilmem ama burdaki arkadaşlara nasihat etmeyi bırakın, olmuyor yani bu gelinen aşamada sarmıyor.. :wink:
 
ist_koord' Alıntı:
...
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer." Ama öğretmenim okulda planladığımız İl milli eğitim müdürlüğünün açtığı etkin kullanım kursuna gelin bunları halledersiniz bana ihtiyacınız kalmaz. anlaştıkmı" diyor Öğretmen oflayarak "tamam Formatör Öğretmenim senden kaçış yok tamam geliyorum" diyor öğrencilerinin önünde. Öğretmenden hizmetiçi eğitime gitme sözünü alınca onu listeye ekliyeceğini takım elbisesinin içinden çıkardığı bir kağıda not ediyor.Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
...
Hocam bardağın dolu kısmına bakmış. Hatta boş kısmını başka bir sıvıyla doldurarak daha lezetli bir içecek yapmış...:)

Tebrikler... :alkis:
 
netame' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
mfk' Alıntı:
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.
.....................

Hocam arkadaş özet şekilde durumu anlatmış ama sizinki hikaye olmuş malesef, okurken bayıyor kusura bakmayın. :-1: Siz en iyisi kendinizi hangi yüce makamlarda görüyorsunuz bilmem ama burdaki arkadaşlara nasihat etmeyi bırakın, olmuyor yani bu gelinen aşamada sarmıyor.. :wink:

yüksek makam olayını hiç idrak edemedim de orası çok önemli değil; ben gelinmiş hiç bir aşama da göremedim hocam. yan yana 2 okuldan birinde 4-5 lere bilgisayar öğretmeni derse giriyor, diğerinde idare giremezsin ders serbest etkinlik oldu diyor. birini zorla formatör yapmışsın ders vermişsin. geçen sene 4-5 lere girmiş. bu sene 7-8 ler verilmiş! sözleşmeli bilgisayar öğretmenim bi ilde formatör olabiliyor, diğerinde olamıyor. çocuklara e-posta işletim sistemi office programı nedir bilen var mı diyorum ses çıkmıyor. Cebit e gelin diyoruz, sayı 50 yi geçmiyor. Ne aşaması. hangi aşama?
 
eeee o zamn neden hala önlemler alınmıyor:D:D Beden eğitimi ve teknoloji tasarımı derslerine girmek için mi okudum ben:(:(:(: Ama ben bilişim teknolojileri öğretmeni olmak istiyordum....
 
Bu böte mezunlarını bazılarını anlamak gerçektende güç, hatta bazıları tamamen zırvalıyorlar... Sizlerin amacı bilgisayar öğretmek falan değil, eğitim öğretim faaliyetleri içerisinde kullanılacak eğitim metaryelleri geliştirmek veya var olan eğitim metaryellerini kullandırmak... Bence 6,7 ve 8 sınıftaki bilgisayar derleri bile seçilmeye bilir yeri geldiğinde... Batı da okuyan öğrenciler için bence gereksiz bi seçim...

Lütfen eğitim fakültesinde gördüğünüz eğitimin doğrultusunda isteklerde bulunun... Eğer yanlış seçim yaptığınızı düşünüyorsanız özel sektörde çalışacak bilişimciye ihtiyaç çok...
 
mfk' Alıntı:
netame' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
mfk' Alıntı:
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.
.....................

Hocam arkadaş özet şekilde durumu anlatmış ama sizinki hikaye olmuş malesef, okurken bayıyor kusura bakmayın. :-1: Siz en iyisi kendinizi hangi yüce makamlarda görüyorsunuz bilmem ama burdaki arkadaşlara nasihat etmeyi bırakın, olmuyor yani bu gelinen aşamada sarmıyor.. :wink:

yüksek makam olayını hiç idrak edemedim de orası çok önemli değil; ben gelinmiş hiç bir aşama da göremedim hocam. yan yana 2 okuldan birinde 4-5 lere bilgisayar öğretmeni derse giriyor, diğerinde idare giremezsin ders serbest etkinlik oldu diyor. birini zorla formatör yapmışsın ders vermişsin. geçen sene 4-5 lere girmiş. bu sene 7-8 ler verilmiş! sözleşmeli bilgisayar öğretmenim bi ilde formatör olabiliyor, diğerinde olamıyor. çocuklara e-posta işletim sistemi office programı nedir bilen var mı diyorum ses çıkmıyor. Cebit e gelin diyoruz, sayı 50 yi geçmiyor. Ne aşaması. hangi aşama?

Ne oldu burda bir karışıklık mı oldu alıntıdan dolayı, durumu özetle anlatmış dediğim hocamız mfk, hikaye dediğim de ist_koord hocamızın anlattıkları. Bu durumda bir cevap vermeye gerek yok aslında çünkü zaten aynı şeyleri söylüyoruz, ortada toz pembe bir durum yok, öyle bardağın boş kısmına başka sıvı koyup oohh pek datlı olmuş gibi bir durum da yok, gelinen aşamada tam bir karmaşa ortamı var, ama karmaşayı sadece belli kesim yaşıyor:

- Formatörlük görevlendirmesi yapılmayan illerdeki öğretmenler -ki maaş karşılığını doldurmak için bile okul okul gezenler gurubudur,
- Öğretmenlik ideali olup da gerek ders saati eksikliği yüzünden gerekse mecbur tutularak formatör olan hocalar,
.
.
.
Katılımın az olmasının sebebi de bence büyük ihtimalle formatörlük, başka birşey aklıma gelmiyor, insanlar halinden memnun, tam ek ders alıp işine bakıyor, dersin azalması umurlarında değil çünkü formatörken ne kadar az ders o kadar iyi mantığı var doğal olarak. Belki ben de rahat bir formatör olsam bu kadar kafa yormazdım onlara da hak veriyorum, insanın doğasında var bu, rahatı iyiken kalkıp ne diye istanbul a git etkinlik yap uğraşsın ki. Bir şekilde formatörlüğe karşı olanlar, şartları zor olanlar ve formatör olamayıp ders sıkıntısı çekenler zaten burada, yana yana dönüyor :)
 
netame' Alıntı:
Hocam arkadaş özet şekilde durumu anlatmış ama sizinki hikaye olmuş malesef, okurken bayıyor kusura bakmayın. :-1: Siz en iyisi kendinizi hangi yüce makamlarda görüyorsunuz bilmem ama burdaki arkadaşlara nasihat etmeyi bırakın, olmuyor yani bu gelinen aşamada sarmıyor.. :wink:

+1.000.000
 
netame' Alıntı:
mfk' Alıntı:
netame' Alıntı:
ist_koord' Alıntı:
mfk' Alıntı:
2015 yılında bir ilköğretim öğrencisi canlandı gözümde. Paylaşmak istedim.

Okulda takım elbiseli bir amca(teyze) dolaşıyor koridorlarda. Ara ara görünüp kayboluyor. Bazen önlük giyiyor. Sık sık öğretmenler tuvaletini kullanmak zorunda kalıyor çünkü elleri hep kirli. Ama buna rağmen çocuklar ona öğretmenim, hocam demiyor. Sonra BT sınıfına geliyorlar bakıyorlar o amca(teyze) orda oturuyor. Elinde bi liste "ne yapacaksın yavrum ne için geldin" diyor. Sonra bi gün M.yardımcısı odasına giriyorum. Orda yerde bilgisayar kasasını kurcalarken görüyorum. Stresli M.yardımcısı'nın belli ki işleri aksamış, ters ters ona bakıyor.
Öğretmenim projeksiyonu açamadığında ki anlamıyor zaten bu işlerden. Sonra gene o amca(teyze) geliyor. Bilgisayarın arkasına giriyor. Orası da çok tozlu kimse girip temizlemez öyle berbat bi yer. Neyse o giriyor hallediyor ne varsa.
E biz de tamam diyoruz bu amca(teyze) BİLGİSAYARCI. Hani şu bizim mahalledeki Rüstem amca var ya format atıyo bilgisayarlara, ondan. Hem bu mahalledeki Mehmet abi gibi internet kafe de işletiyor hem de para da almıyor. Bi gün yanına gidip "amca(teyze) formatı kaça atıyorsun?" diye soruyorum. Garip bi gülümseme ile bana bakıyor. Sonra dönüp gidiyor.
.....................

Hocam arkadaş özet şekilde durumu anlatmış ama sizinki hikaye olmuş malesef, okurken bayıyor kusura bakmayın. :-1: Siz en iyisi kendinizi hangi yüce makamlarda görüyorsunuz bilmem ama burdaki arkadaşlara nasihat etmeyi bırakın, olmuyor yani bu gelinen aşamada sarmıyor.. :wink:

yüksek makam olayını hiç idrak edemedim de orası çok önemli değil; ben gelinmiş hiç bir aşama da göremedim hocam. yan yana 2 okuldan birinde 4-5 lere bilgisayar öğretmeni derse giriyor, diğerinde idare giremezsin ders serbest etkinlik oldu diyor. birini zorla formatör yapmışsın ders vermişsin. geçen sene 4-5 lere girmiş. bu sene 7-8 ler verilmiş! sözleşmeli bilgisayar öğretmenim bi ilde formatör olabiliyor, diğerinde olamıyor. çocuklara e-posta işletim sistemi office programı nedir bilen var mı diyorum ses çıkmıyor. Cebit e gelin diyoruz, sayı 50 yi geçmiyor. Ne aşaması. hangi aşama?

Ne oldu burda bir karışıklık mı oldu alıntıdan dolayı, durumu özetle anlatmış dediğim hocamız mfk, hikaye dediğim de ist_koord hocamızın anlattıkları. Bu durumda bir cevap vermeye gerek yok aslında çünkü zaten aynı şeyleri söylüyoruz, ortada toz pembe bir durum yok, öyle başka sıvı koyup oohh pek datlı olmuş gibi bir durum da yok, gelinen aşamada tam bir karmaşa ortamı var, ama karmaşayı sadece belli kesim yaşıyor:

- Formatörlük görevlendirmesi yapılmayan illerdeki öğretmenler -ki maaş karşılığını doldurmak için bile okul okul gezenler gurubudur,
- Öğretmenlik ideali olup da gerek ders saati eksikliği yüzünden gerekse mecbur tutularak formatör olan hocalar,
.
.
.
Katılımın az olmasının sebebi de bence büyük ihtimalle formatörlük, başka birşey aklıma gelmiyor, insanlar halinden memnun, tam ek ders alıp işine bakıyor, dersin azalması umurlarında değil çünkü formatörken ne kadar az ders o kadar iyi mantığı var doğal olarak. Bir şekilde formatörlüğe karşı olanlar, şartları zor olanlar ve formatör olamayıp ders sıkıntısı çekenler zaten burada, yana yana dönüyor :)


affedersin hocam yanlış anlaşılma olmuş. açıkcası çok üzülmüştüm çünkü 6. yılım görevde ve bütün olan bitenin içinde bizzat yaşadım ve kaçınılmaza doğru gittiğimiz düşünüyorum. Bu arada ben Böte li değilim. TEF meznuyum (diğer bir hocamın cevabına karşılık) ve isteyerek ilköğretim seçtim. Batıda bilgisayar dersi 6-7-8 lerde kalkması için öğretmenlerin 4-5 de düzenli bilgisayar eğitimi vermesi şart. Tam norm kadrolar doldu, BT ler hazırlandı zorunlu formatörlük çıktı. Eski okuluma gitsen ki istanbul pendikteyim (gayet batıdayım) temel bilgisayar eğitiminden tamamen yoksun kaldılar. Ben gittim gelen hocayı zorunlu formatör yaptılar çocuklar için BT bitti. Açık söyliyim evet resmen bitti. Benim okulumda ben gelene kadar ücretli bir öğretmen vardı. 3 haftada bir lab.a indiriyordu. Ben dolu dolu bir yıl geçirdim çocuklarımı bu sene yarışmalara hazırlamak istedim pat ortalık karıştı 4-5 leri müdürüm verdi ama nasıl aldım o nasıl verdi ücretini alabilecek miyim hala bu forumda onları tartışıyoruz. Konu burda böte nin işi gücü değil.. 12 yaşında bir çocuk kimseye ihtiyacı olmadan oturup ödevini araştırmasını bilgisayarda yapabilene dökümanlarını hazırlayabilene kadar biz olmuş sayılamayız.
 
O zamanlar Vecdi Hoca, bizi epey uğraştırmıştı, Authorware,Delphi falan "kendinizi özel sektöre hazırlayın" diye çok nasihat etti. Ahmet Kaşlı hocanın emeklerini de unutmamak lazım. Ama forumda son günlerdeki tartışmaları okudukça Mehmet Teyfur hocanın söyledikleri daha çok aklıma geliyor ve onu daha iyi anlıyorum. "BÖTE bölümlerinin açılması kararının alındığı çalıştayda ben de vardım. Bu bölümün açılmasındaki amaç ilköğretimlerde veya liselerde öğrencilere Bilgisayar kullanmayı öğretecek öğretmenler yetiştirmek değil. Asıl amaç eğitimde bilgisayar kullanımının yaygınlaşması için öğretmenlere destek olup öğretmenlerin kullanabilecekleri eğitim yazılımlarını hazırlayacak personel yetiştirmek."
Ege - BÖTE mezunları bahsettiğim hocaları hatırlamışlardır. Enver Tahir Rıza hocanın dersinden geçebilmek için hepimiz küçük birer eğitim programı hazırlayıp CD içersinde teslim etmişizdir.
Her neyse Hamit'in yazdıklarını okuyunca aklıma gelenleri sizinle paylaşayım dedim.
 
çok güzel anlatmışsınız hocam..
yeni okulumda öğrencilerle tanışamadm tam olarak laboratuvarda seste sorun vardı tenefüsde koridordan bir öğrenci çağırdım sesi dinle kulaklıktan gelecekmi diye neyse sorun bitince sen gidebilirsin dedim çocuğa ne dese öğretmene iyi dersler denilir ama aldığım cevap HAYIRLI İŞLER .. sonra da ay yani iyi dersler öğretmenim dedi çıktı çocuk sınıftan gayet iyi niyetliydi
.. öğrencilerin de kafası karışıyor ki daha da dersler kalkarsa okulun tamircisi olcaz resmen ..
forumda bi konu açmıştım ne çok formatör sevdalıları varmışda haberim yokmuş. bizde çalışıyoruz ama haklarımız çalınınca insanın çalışma azmi filan kalmıyor..
 
bibiku' Alıntı:
Mehmet Teyfur: "BÖTE bölümlerinin açılması kararının alındığı çalıştayda ben de vardım. Bu bölümün açılmasındaki amaç ilköğretimlerde veya liselerde öğrencilere Bilgisayar kullanmayı öğretecek öğretmenler yetiştirmek değil. Asıl amaç eğitimde bilgisayar kullanımının yaygınlaşması için öğretmenlere destek olup öğretmenlerin kullanabilecekleri eğitim yazılımlarını hazırlayacak personel yetiştirmek."

Buna göre başından beri biz aslında hiç olmadığımız birşeyi olmaya çalışıyoruz, sayın hocamızın söyledikleri malesef zamanla anlamını yitirdi. Çünkü bu dersi koyan biz değiliz, lab ları açıp hadi bakalım derse diyen de biz değiliz. Word, excel, powerpointi de müfredata biz koymadık. Haliyle bölüme gelecekler olaya normal öğretmenlik olarak baktılar.

Şahsen özel sektöre girmeyi hayal edip sonra da mühendisliğe ya da benzer bir teknik bölüme girmesi nasip olmayan birisi de değilim. Yönlendirme ve tespitlerin hiçbiri bana uymuyor. Bu bölüm başından ucube doğmuş o zaman.
 
bibiku' Alıntı:
O zamanlar Vecdi Hoca, bizi epey uğraştırmıştı, Authorware,Delphi falan "kendinizi özel sektöre hazırlayın" diye çok nasihat etti. Ahmet Kaşlı hocanın emeklerini de unutmamak lazım. Ama forumda son günlerdeki tartışmaları okudukça Mehmet Teyfur hocanın söyledikleri daha çok aklıma geliyor ve onu daha iyi anlıyorum. "BÖTE bölümlerinin açılması kararının alındığı çalıştayda ben de vardım. Bu bölümün açılmasındaki amaç ilköğretimlerde veya liselerde öğrencilere Bilgisayar kullanmayı öğretecek öğretmenler yetiştirmek değil. Asıl amaç eğitimde bilgisayar kullanımının yaygınlaşması için öğretmenlere destek olup öğretmenlerin kullanabilecekleri eğitim yazılımlarını hazırlayacak personel yetiştirmek."
Ege - BÖTE mezunları bahsettiğim hocaları hatırlamışlardır. Enver Tahir Rıza hocanın dersinden geçebilmek için hepimiz küçük birer eğitim programı hazırlayıp CD içersinde teslim etmişizdir.
Her neyse Hamit'in yazdıklarını okuyunca aklıma gelenleri sizinle paylaşayım dedim.


aynen böyle söylemişlerdi :sleep:
 
netname hocam arkadaşlarım anlattılar vecdi ve ahmet hocalarımız ege bilgisayar mühendisliğinden geldiler dersimize ve bizlerde deli gibi programlama gördük(deli gerçek anlamıyla kullanılmıştır. Vecdi hocamın istediklerini yetiştiren çok arkadaş delirdi bizden :puhaha: ) . Bunun üstüne mehmet teyfur hocam, asuman hocam öğretim teknikleridir materyal geliştirmedir bir sürü ders anlattılar bize. Bölüm ucube değil tam istendiği yere ilerliyor ancak geçiş sürecindeki sıkıntıları biz BT öğretmenleri yaşıyoruz. Bu ders 4. sınfta öğrencilere verilir onun dışında kalanları öğrenci Fen dersini işlerken kendi öğrenir.

hocam size 2 cümle

1-yıl 2002 üniversiteki hocamız (İZMİR-Bornova)"bilgisayar dersi için değil tüm dersler bilgisayarla işlensin diye her okula bilgisayar laboratuarı kurulacak.
2-yıl 2007 eğitek genel müdür yardımcımız (Ankara-Beşevler)" biz Bilgisayar laboratuarlarını bilgisayar dersi ile meşgul olsun diye kurmadık tüm dersler bilgisayarla işlenebilsin diye kurduk. Bilgisayar dersi elbette olacaktır ancak haftada 30 saati bilgisayar dersi ile doldurmayın diğer öğretmenlerde girebilsinler o labaoratuarlara."

2. cümle bulunduğumuz salonda ne yaygara koparmıştı arkdaşlarımız ancak benim için hiçte garip değildi ben 5 sene evvelinden biliyordum bu olayı ve gayette mantıklıydı benim için çünkü BÖTE mezunu olarak benim alanımdan bahsediliyordu. TEF mezunu arkadaşlarımız isyan ediyorlardı.

Not: 1- Netname öğretmenim siz neden ucube buldunuz bu BÖTE yi?
2-MFK öğretmenim ne zor bir işe girmişsiniz bir TEF li olarak çünkü sizler az bir formasyon ve yoğun teknik bilgi alıyorsunuz lisedelerde geçerli olarak. Ancak ilköğretim için düşünülen yapıda sistem çok farklı sanırım şu ara diyorsunuzdur "ben yanlış gemideyim" :) . Allah kolaylık ve Sabır versin.
3- Salihdinçer forum yazarı ve diğer forum yazarları ben sadece olması hedefleneni, üniversitede bize anlatılanı, hayalimdekini yazdım. Benim hayalimde 2004ten beri hiçbir zaman dersime gireyimde bilgisayar anlatayım olmadı. Bir çırpıda beni sevmeyen 50 öğretmen sayarım onları laboratuara sokucam diye al takke ve külah pazalık yaptığım branş ve sınıf öğretmenleri.
4- Tarık hocam, deniz hocam ve burada ismi geçmeyen ama bizde emeğigeçen hocalarımı sevgi ile anıyorum iyiki bize o zamandan gerçekleri anlatmışlar. İnanmamıştık o zaman :puhaha: ama iyiki anlatmışlar.
 
Üniversitedeyken birçok dersimize giren bote bölümünden bir hocamız(şu anda müfettiş olmuş olmalı),
her dersinde "siz eğitim teknoloğusunuz" deyip dururdu. Şimdi daha iyi anlıyorum.
Kulakları çınlasın..
 
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, öncelikle rumuz netname değil, netame dir.

Bölümün neden ucube doğduğunu söyledim yukarda ama bir daha açıkça söyleyelim. Forumu şöyle bir gezerseniz "Formatörlük istemiyoruz" "Her türlüsüne hayır" "Ben tamirci olmak istemiyorum" "Dersimizi geri verin" "Ben öğretmenim, öğretmek istiyorum" gibi haykırışlar göreceksiniz.

- Yıl 2002 muhterem hocanız sıkı laf etmiş, kabul ediyorum. Söylediği gibi olsaydı hiçbir itirazım olmazdı çünkü benzer cümleleri sadece siz değil biz de duyduk.

- Yıl 2007 sayın müdür yardımcısı da güzel söylemiş, bu yolda sağlam adımlar atacaklarsa ben destek de veririm.

Peki arada geçen 5 yılın hesabını kim verecek? İnsanlara yukardaki haykırışları koparttıracak kadar kim beklentiye soktu. Biz kendi kendimize mi dersimizi abarttık, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar dersi 2 saat yapıp, bu alanın gözde bir öğretmenlik branşı havasına sokan da biz miyiz?

Şimdi siz burda neyi anlatmaya çalışıyorsunuz söyleyin artık, bu bölümün başta kuruluş amacı zaten belliydi de yapılan bütün uygulamalar da bu amaç etrafında yapıldı ve biz şimdi dersimiz elimizden alındı diye boşuna çırpınıyoruz, bunu mu söylüyorsunuz?

Gördüğüm kadarıyla aynı bölümden çıkmış olmamıza rağmen konumunuzdan dolayı buradaki insanlara boşuna üst perdeden nasihat ediyorsunuz, an itibariyle Güneydoğu dan bile İstanbul a insanların hangi can haliyle gittiklerini anlamanız mümkün değil :-1: Bu bölüm asıl kuruluş amacına yeniden hizmet etmeye başlayacaksa bu geçiş biraz gürültülü ve sancılı olacak, olay bu kadar basit. Tabi olayı biran önce netliğe kavuşturmazlarsa.
 
Eğitim Teknoloğu olacaksınız sözünü biz de duyduk ama Bilgisayar Tamirci olacağımızı söylememişlerdi.
Durumumuza fazla iyimser bakıyosunuz.. iki yıldır Formatör Öğretmenlik yapıyorum. Eğitim teknoloğu olduğumu farkeden bu konuda yaptıklarımı soran birini görmedim. Sorulan ne biliyor musunuz? "Bu ay kaç tane bilgisayar tamir ettiniz? Bilgisayarlara hangi bakımları yaptınız? Sınıfı ne zaman temizlettiniz? Hangi Programları kurdunuz?" Forumu baştan beri takip ediyorsanız derselerin geri verilmesinin yanında Formatör öğretmenliğin tekrar tanımlanması konusunda istekde de bulunuyoruz.
Siz çoktan kabullenmişsiniz Sizden Bekleneni. Aynı zamanda bizden istenilenin sizin sandığınız şey olmadığını görmüyorsunuz!
 
Maşallah ist_koord hocam, madem konuşmaya iştiyakiniz var konuşalım, öncelikle rumuz netname değil, netame dir.
Bölümün neden ucube doğduğunu söyledim yukarda ama bir daha açıkça söyleyelim. Forumu şöyle bir gezerseniz "Formatörlük istemiyoruz" "Her türlüsüne hayır" "Ben tamirci olmak istemiyorum" "Dersimizi geri verin" "Ben öğretmenim, öğretmek istiyorum" gibi haykırışlar göreceksiniz.

- Yıl 2002 muhterem hocanız sıkı laf etmiş, kabul ediyorum. Söylediği gibi olsaydı hiçbir itirazım olmazdı çünkü benzer cümleleri sadece siz değil biz de duyduk.

- Yıl 2007 sayın müdür yardımcısı da güzel söylemiş, bu yolda sağlam adımlar atacaklarsa ben destek de veririm.

Peki arada geçen 5 yılın hesabını kim verecek? İnsanlara yukardaki haykırışları koparttıracak kadar kim beklentiye soktu. Biz kendi kendimize mi dersimizi abarttık, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar dersi 2 saat yapıp, bu alanın gözde bir öğretmenlik branşı havasına sokan da biz miyiz?

Netame forum yazarı öncelikle nickinizi yanlış yazdığım için özür dilerim. Buyurun konuşalım üstadım .
Demek sizlerde 2002 de bizim aslı işimizin bilgisayar öğretmek olmadığını öyle olsa bölümün adının bilgisayar öğretmenliği olacağını ve bizim bölümün kuruluş amacını biliyordunuz. Bu güzel aynı yerleri yaşamışız. Hocam sizlerde tenefüste "hoca saçmaladı bizler bilgisayar öğretmessek kim öğretecek" dedinizmi sizde "hocam neden böyle bilgisayar dersleri görüyoruz bunları anlatmayacaksak" deyip içinizden "hadi canım sende çektinizmi" :)
sizde bu çalıştayın 1999 da yapıldığını ve hedefin 2014 olarak belirlendiğini biliyordunuz değilmi. Ooo hocam çok uzunmuş deyince sizede "oğlum MEB de planlar 5-10-15 yılık vadelerde yapılır" dendimi. 5 yıl demişsiniz çizilen planda ilk BÖTEler 2003 ve 2004 te çıkacak esas mezunlar 2005 ve sonrasında gelecekti 2007 de beklenen kitlenin geldiğinin ilk senesiydi.neyse üniversiteden mezun olup 30 saat derse girince sizde içinizden " ya bu benim işim değildi bir terslik var demek yerine üniversitedeki hocanıza ehh be adam sende hiçbirşey bilmiyormuşsun korkuttun beni" dedinizmi. Yukarıda bir cümle var "ben öğretmenim öğretmek istiyorum" bizim gördüğümüz derslerde yapılandırmacısistemde, proje tabanlı yaklaşımda yada tam öğrenmede öğretme varmı hocam yoksa terimler öğrenme olarakmı geçiyordu.Nasıl son 10 senede mezun olmuş bir BÖTE ci eğer üniversitedeki hocalarına küfür etmiyorsa ben öğreticem der orada çocuklar benimle öğrenicek demek gerekmiyormu. Diğer öğretmenler klasik öğretmenliği bize ince ince işlerken demedinizmi sayın hocam yeni kuram bu değil yapı değişecek. Yoksa sizde pekçoğumuz gibi 50 yıllık öğretmenlerimize uyup ben kralım arkadaş ben bilgisayar öğreticem akımına mı kapıldınız.


Şimdi siz burda neyi anlatmaya çalışıyorsunuz söyleyin artık, bu bölümün başta kuruluş amacı zaten belliydi de yapılan bütün uygulamalar da bu amaç etrafında yapıldı ve biz şimdi dersimiz elimizden alındı diye boşuna çırpınıyoruz, bunu mu söylüyorsunuz?

Ben diyorum ki üstadım bizim dersimiz 4. sınıflarda zorunlu ve 2 saat olmalıdır. buda bir okulda taş çatlasın 12 saat demek kalan zamanlarda diğer derslerin öğretmenleri istesede istemesede bizim rehberliğimizle o laboratuarı kullanmalıdır. Eğer amacınız buysa mücadeleniz benimkiyle aynı ve sonuna kadar yanınızdayım ama eğer çırpındığınız haftada 30 saat bilgisayar anlatmaksa üzgünüm acı dünyaya hoşgeldin bilgisayarcı dostum evet boşuna çırpınıyorsunuz.

Gördüğüm kadarıyla aynı bölümden çıkmış olmamıza rağmen konumunuzdan dolayı buradaki insanlara boşuna üst perdeden nasihat ediyorsunuz, an itibariyle Güneydoğu dan bile İstanbul a insanların hangi can haliyle gittiklerini anlamanız mümkün değil :-1: Bu bölüm asıl kuruluş amacına yeniden hizmet etmeye başlayacaksa bu geçiş biraz gürültülü ve sancılı olacak, olay bu kadar basit. Tabi olayı biran önce netliğe kavuşturmazlarsa.

Bu üst perde cümlesini üzülerek kıskançlığınıza veriyorum üstadım belkide bizim üniiversitede hocalarımıza yaptığımız gibi "konuşuyor ai bol keseden" diye düşünüyorsunuz . Değerli Öğretmenim benim erkek kardeşimde dokuz eylül BÖTE mezunu, bir sürü sınıf arkadaşım var şu an sizin formatörlük diyerek aşağıladığınız Formatör Öğretmenliği yapan ve mebbiste sorgulayınca ben BT öğretmeni gözüküyorum gözüm nasıl dönmüşki şu an yaptığım işin görevlendirme olduğunu yarın bu işin bitebileceğini unutmuşum da ben üst onlar alt diye düşünmüşüm bu akla mantığa uygunmu. Bilgisayar öğretmeni iken bilgisayar öğretmek için değil öğretmenleri o laboratuara sokmak için neler yapmışım ararsınız necip fazıl kısakürek ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız. Sizinle aynı konumda iken(bunu sizin üst perde deyiminizden dolayı kullanıyorum :) ) oğlum boşver biz yıllardır böyle anlatıyoruz dersi diyen öğretmenleri laboratuara sokmak için çevirdiğim numaraları ararsınız ismet yorgancılar ilköğretim okulunu(izmir-buca) oradaki öğretmenlere sorarsınız.(çoğu beni sevmiyordur eminim işleyen tekere çomak sokuyorum diye).
 
Geri
Üst