Ders için sendikanızdan istifa eder misiniz?

Kodla Büyü

Derslerin geri gelmesi için sendikanızdan istifa eder misiniz?

  • Eğitim-Bir Sen'e üyeyim. İstifa ederim.

    Oy: 42 22.2%
  • Türk Eğitim Sen'e üyeyim. İstifa ederim.

    Oy: 20 10.6%
  • Eğitim Sen'e üyeyim. İstifa ederim.

    Oy: 5 2.6%
  • Eğitim-Bir Sen'e üyeyim. İstifa etmem.

    Oy: 11 5.8%
  • Türk Eğitim Sen'e üyeyim. İstifa etmem.

    Oy: 27 14.3%
  • Eğitim Sen'e üyeyim. İstifa etmem.

    Oy: 7 3.7%
  • Sendikalı degilim. İstifaları desteklerim.

    Oy: 72 38.1%
  • Sendikalı değilim. İstifaları desteklemem.

    Oy: 5 2.6%

  • Kullanılan toplam oy
    189
  • Anket kapatılmış .
Bilişim öğretmenleri olarak sorunlarımızı gidermek adına en işe yarar çözümün
LGS, YKS, KPSS benzeri merkezi sınavlarda bilişim sorularına yer verilmesi yönünde çalışmalar yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Zira her kademede ders olması sağlansa bile
bir sonraki bakan dersleri tekrar kaldırabilir
Zaten sınavda çıkmıyor diyen öğrencilerinde ilgisini çekebilmek zorlaşır

Ancak merkezi sınavlarda bilişim sorularının olması
beraberinde her kademeye bilişim dersini getirecektir.
Öğrencileri derse karşı motive edecektir.
Ve bilişim dersinin ve öğretmenlerinin hak ettiği değeri görmesinin yolunu açacaktır.
Bu nedenle gerek BTE derneğinde yapılacak çalışmalarda gerek sendikadan istenecek baskıda bu vurgu yapılmalıdır.

Her şeyin dijitalleştiği günümüz dünyasında merkezi sınav adaylarının dijital yeterliliklerinin de ölçülmesi gerekmiyor mu?
Asıl çözümü çok güzel açıklamışsınız. Bu dersin gerekli değeri görebilmesi için müşterinin (Veli-Öğrenci) talep etmesi gerekiyor. Talepte maalesef sınavda çıkacak derslere oluyor. Kendimi değersiz hissettiğim için idareciliğe geçtim. Gördüm ki sınav dersleri dışında ki bütün derslerin kaderi bizimkiyle aynı. Adamlara seçmeli bilişim, resim vb. ders seçtiremiyoruz. Varsa yoksa sınav dersleri. Bu anlayışın kırılabilmesi için eğitim sistemimizin komple bir yenilenmeye ihtiyacı var. Sınavımı kaldırırlar notlara göre bir sistemmi getirirler o kadarına benim aklım ermez. Sendika konusuna gelince ben bir kaç arkadaşımız dışında sendikasına gidip hakları için başvuru yaptığını düşünmüyorum. Sadece kendi aramızda dertleşiyormuşuz gibi geliyor bana. Böyle olunca da 'tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmuyor' misali oluyor.
 
Hocam aslında bu başlığı açmamın sebebi biraz da buydu. Belki arkadaşlar sendikalarla görüşüp görüşmediklerini anlatırlar diye düşündüm. Ya gerçekten dediğiniz gibi hiç konuşan olmadı ya da konuşanlar foruma girmiyor.
Şimdiye kadar sendikalarla ilgili nasıl bir görüşme geçmişimiz var, hangi sendikalarla konuşuldu bir bilsek ona göre bir tutum alırız.
Evet, yazılanlar dertleşmeden öteye geçmiyor. Ama şimdiye kadar böyle olması bundan sonra da aynı şekilde devam edeceği anlamına gelmiyor. Elbet bir noktada harekete geçeceğiz. Umutsuz olmak ya da umutlu olmak bir yana, yapılması gereken şeyleri yapmamız lazım. En azından vicdanen rahat ederiz.
Sendikaların kapısı çalmamız gerekiyor bence. Bir şey yapmayacaklarını biliyorum ama yine de meseleye ordan başlamak lazım herhalde?

Hakkikaten işyer(okul) sendka temsilcisi bir arkadaş yok mu?
 
Asıl çözümü çok güzel açıklamışsınız. Bu dersin gerekli değeri görebilmesi için müşterinin (Veli-Öğrenci) talep etmesi gerekiyor. Talepte maalesef sınavda çıkacak derslere oluyor. Kendimi değersiz hissettiğim için idareciliğe geçtim. Gördüm ki sınav dersleri dışında ki bütün derslerin kaderi bizimkiyle aynı. Adamlara seçmeli bilişim, resim vb. ders seçtiremiyoruz. Varsa yoksa sınav dersleri. Bu anlayışın kırılabilmesi için eğitim sistemimizin komple bir yenilenmeye ihtiyacı var. Sınavımı kaldırırlar notlara göre bir sistemmi getirirler o kadarına benim aklım ermez. Sendika konusuna gelince ben bir kaç arkadaşımız dışında sendikasına gidip hakları için başvuru yaptığını düşünmüyorum. Sadece kendi aramızda dertleşiyormuşuz gibi geliyor bana. Böyle olunca da 'tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmuyor' misali oluyor.

Hocam buradaki talep kısmından emin değilim açıkçası. Esasında öğrencinin talebi var, veli ve idare işbirliği ile bu talebin önü kesiliyor. Arz-talep ilişkisinin de çift yönlü bir tarafı var. Her zaman talep arzı doğurmuyor, arz da talebi yaratıyor. İnsanlar starbucks'ı talep etmedi ama arz edilince herkes gitti. Bugün bisiklet gibi bir talebiniz olmayabilir, hatta "bisikletim olsa ne yapacağım ki?" diye düşünebilirsiniz de. Ancak size bir bisiklet versem binersiniz, binme olasılığınız artar.

Bilgisayar bilimleri dersi ortaokuldan lise son sınıfa kadar(sözelciler hariç) zorunlu olarak gelsin velinin bakışı da değişir. Burada devletin, meb'in eğitim planlamacılarının veliden daha bilinçli, daha öngörülü olması gerekiyor.

Henry Ford "İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı koşan atlar isterlerdi" diyor. Velinin beklentisi çocuğunun çağın gereksinimlerine göre iyi bir eğitim alması, iyi bir iş bulması, ailesine-çevresine-ülkesine faydalı bir insan olması. Ama veli bunu nasıl yapacağını bilemez. Gerizekalı vizyon yoksunu okul idarecilerine bırakılırsa bu, veliye sınava dönük ders seçtirirler tabii ki. Talep de oluşmuyor zannederiz. Talebin alâsı var aslında. Ama bunu doğru yorumlayacak mekanizmalar kurulmamış, doğru bir sistem tasarımı yapılmamış. Çocuklar ve gençler ne yapacağını bilmeyip sadece çocuğunun iyi eğitim almasını isteyen velileriyle, liyakatsiz idarecilere terk edilmiş resmen.

Bir de bilgisayar bilimleri/bilişim teknolojileri alanından sınavlarda soru çıksın diyenler var. Arkadaş sınav zaten yanlış bir şey. Overfitting gibi mekanizmalar yüzünden eğitim sisteminin canına okuyor. Yanlışı yanlışla kapatmak büyük bir hata olur. Gelişmiş ülkelerde üniversite sınavı bile yok. Mesela Fransa'da isteyen herkes tıp fakültesine kaydolabilir. Eleme mekanizmaları orada işletiliyor. Finlandiya'da yok böyle bir şey. Öğretmen kendi müfredatını belirler, çocukların/gençlerin mutluluğunu ve ideal becerileri kazanmasını gözeterek ne isterse onu öğretir. Amerika'da sat sınavı üniversiteye girişte tek yol değildir. Sadece bir referanstır. Üniversiteden kabul alıp almamanız daha önceden aldığınız eğitimin kalitesi ile, başka becerilerinizle ilişkilidir. Sınav manyağı olan kimler var bizden başka, singapur ve güney kore gibi uzak doğu ülkeleri var. Öğrencinin pestilini çıkarıyorlar. Pisa skorlarına aldanmayın, öğrenci intiharı en yüksek ülkeler.

Bunun haricinde bir de ilkokula da ders gelsin diyenler var. Ne öğretecekler ilkokulda merak ediyorum. code.org'dan döngü anlatmak, if else anlatmak, oyunlarla bilgi işlemsel düşünme becerisi kazandırmak için yaşları çok küçük. Soyut düşünme becerileri yok. Robot kitleriyle 4 sene boyunca oyun mu oynatacaklar ne yapacaklar bilmiyorum. Norm problemi kalksın diye böyle kurnazlıklara gerek yok cidden. Varsın norm fazlası olalım, okul okul gezelim ama öğrenci yararına olmayacak bir işe de imza atmayalım.
 
Hocam buradaki talep kısmından emin değilim açıkçası. Esasında öğrencinin talebi var, veli ve idare işbirliği ile bu talebin önü kesiliyor. Arz-talep ilişkisinin de çift yönlü bir tarafı var. Her zaman talep arzı doğurmuyor, arz da talebi yaratıyor. İnsanlar starbucks'ı talep etmedi ama arz edilince herkes gitti. Bugün bisiklet gibi bir talebiniz olmayabilir, hatta "bisikletim olsa ne yapacağım ki?" diye düşünebilirsiniz de. Ancak size bir bisiklet versem binersiniz, binme olasılığınız artar.

Bilgisayar bilimleri dersi ortaokuldan lise son sınıfa kadar(sözelciler hariç) zorunlu olarak gelsin velinin bakışı da değişir. Burada devletin, meb'in eğitim planlamacılarının veliden daha bilinçli, daha öngörülü olması gerekiyor.

Henry Ford "İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı koşan atlar isterlerdi" diyor. Velinin beklentisi çocuğunun çağın gereksinimlerine göre iyi bir eğitim alması, iyi bir iş bulması, ailesine-çevresine-ülkesine faydalı bir insan olması. Ama veli bunu nasıl yapacağını bilemez. Gerizekalı vizyon yoksunu okul idarecilerine bırakılırsa bu, veliye sınava dönük ders seçtirirler tabii ki. Talep de oluşmuyor zannederiz. Talebin alâsı var aslında. Ama bunu doğru yorumlayacak mekanizmalar kurulmamış, doğru bir sistem tasarımı yapılmamış. Çocuklar ve gençler ne yapacağını bilmeyip sadece çocuğunun iyi eğitim almasını isteyen velileriyle, liyakatsiz idarecilere terk edilmiş resmen.

Bir de bilgisayar bilimleri/bilişim teknolojileri alanından sınavlarda soru çıksın diyenler var. Arkadaş sınav zaten yanlış bir şey. Overfitting gibi mekanizmalar yüzünden eğitim sisteminin canına okuyor. Yanlışı yanlışla kapatmak büyük bir hata olur. Gelişmiş ülkelerde üniversite sınavı bile yok. Mesela Fransa'da isteyen herkes tıp fakültesine kaydolabilir. Eleme mekanizmaları orada işletiliyor. Finlandiya'da yok böyle bir şey. Öğretmen kendi müfredatını belirler, çocukların/gençlerin mutluluğunu ve ideal becerileri kazanmasını gözeterek ne isterse onu öğretir. Amerika'da sat sınavı üniversiteye girişte tek yol değildir. Sadece bir referanstır. Üniversiteden kabul alıp almamanız daha önceden aldığınız eğitimin kalitesi ile, başka becerilerinizle ilişkilidir. Sınav manyağı olan kimler var bizden başka, singapur ve güney kore gibi uzak doğu ülkeleri var. Öğrencinin pestilini çıkarıyorlar. Pisa skorlarına aldanmayın, öğrenci intiharı en yüksek ülkeler.

Bunun haricinde bir de ilkokula da ders gelsin diyenler var. Ne öğretecekler ilkokulda merak ediyorum. code.org'dan döngü anlatmak, if else anlatmak, oyunlarla bilgi işlemsel düşünme becerisi kazandırmak için yaşları çok küçük. Soyut düşünme becerileri yok. Robot kitleriyle 4 sene boyunca oyun mu oynatacaklar ne yapacaklar bilmiyorum. Norm problemi kalksın diye böyle kurnazlıklara gerek yok cidden. Varsın norm fazlası olalım, okul okul gezelim ama öğrenci yararına olmayacak bir işe de imza atmayalım.
Dediklerinize katılıyorum hocam. Dediğim gibi şu an müdür yardımcısıyım müdürüm resim öğretmeni seçmeli ders ve dyk seçimlerinde sinir krizi geçiriyoruz. Veliler sınav dersleri dışındaki dersleri kabul etmiyor. Sınavı savunmuyorum dersimin sınava eklenmesi gibi bir derdim de yok. Öğretmen arkadaşlarımıza bile çocukları için ders seçtiremiyoruz. Çocuk 5 saat ders +2 saat dyk toplam 7 saat matematik görüyor. Seçmeli ders farklı olsun diyoruz bu çocuk kafa dağıtsın resim çizsin, spor yapsın, bilişim öğrensin. Cevap bizim çocuk matematikten geri mi kalsın 2 saatte matematik uygulamaları koyalım. Sonuç olarak haftada toplam 9 saat matematik gör sene sonu lgs ortalaması 4 net. Yani diyeceğim idarecileri aşar bu durum. Tepeden düzenleme lazım. 21. yüzyıl gereksinimlerine uygun eğitim sistemi ortaya konmalı
 
Geri
Üst