denge tazminatı gidiyor ve gerşye dönük ödenecek aynı zamanda

Kodla Büyü
Ben çok para kazanmayı düşünseydim bu görevi hiç kabul etmezdim. Fakat bir sınav yapılmış ve bu sınavda kazananlar görevlendirilmişse bu öğretmenlerin özlük hakklarında bir iyileştirilme yapılması beklenirken kazanılmış haklarımızın elimizden alınması hak ettiğimiz değeri alamadığımızı gösterir. Milli Eğitim Bakanlığı içinde bir sınav yapıldıktan sonra görevlendirilen personelden özlük haklarında bizden başka kaybı olan bir tane daha görev ya da ünvan var mı? (Okul Müdürlüğü, Müdür Yardımcılığı, Şube Müdürlüğü, Genel Müdürlük, Müfettişlik, Yurt Dışı Öğretmen Görevlendirmesi) Para konusuna gelince ben bu görevi almakla haftada 18 saat ders ücreti hariç ( Bu görevde de aldığımız için saymıyorum), ayda 48 saat belleticilik, 24 saat egzersiz ve ayda ortalama 100 YTL döner sermaye kazancını bıraktım. Bu arada 8 aylık görev süremde toplam 30 saat kurs verdim. Bu görevi sırf kendimi geliştirmek ve sevdiğim için kabul ettim. Fakat kazanılmış bir hakkımın geri alınmasını kubul edemem. Her şeyi para ile değerlendirmiyoruz
 
Yahu bu denge tazminatı ek ödenek almayan memurlara verilmiyor mu? Yanlış mı hatırlıyorum? Eğitici formatörler ek ödenek almadığına göre bu parayı almalı. Değilmi?
 
hocalarım, bazı kendini bilmez meslektaşlarımız "Bu işi para için mi yapacaksınız" falan diyor, ya elbetteki öğretmenlik kutsal,Ama KİM BABASININ HAYRINA YAPIYOR BU İŞLERİ, inanıyorum ki aranızda çok arkadaş kendi cebinden,kendi emeğince çalışmıştır, AMA O, BİZE ""YATIYORLAR"" DİYEN ZİHNİYETİN TAAA KENDİSİ YATMAYA,SÖMÜRMEYE, ÇALIŞMADAN PARA ALMAYA MEYYALDİR.
Bu meb kadar irezil bi kurum yok ya, resmen KURUM bağlamışlar, fosil fosil hocalara,müdürlere sarı matbu kağıt severlere hiiiiiç laf yok, iş yapmak isteyenlere ZIRTİPIRT KESİNTİSİ,FİLAN ZORLUĞU bu ne leeen... Özel sektöre geçip,atacan kazığıı bunlara görecekler... Sınav yapmışın,fazla bişeler vereceğine kesecen BU NE PEHRİZ,BU NE TURŞU MUYDU LAFI DA UNUTTURDULAR SİNİRDEN İDARE EDİN,ÖF ULAN ÖF!!!!!!!!!!!!!!!!!111 :x :x :x :x :x :x :x :x :x :x :x :x
 
geri ödeme isteseler bile en fazla 2 ay evvelinin parasını alırlar. dava evvelinin ücretini isteyemezler emsal danıştay kararları var.
 
Resmi Gazete Tarihi: 20.02.2004 Resmi Gazete Sayısı: 25379


Bakanlık Adı
:
Maliye Bakanlığından

Tebliğin Adı
:
Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No:16) Kişilerden Alacaklar

Tebliğ No
:
Sıra No:16

R. Gazete Tarihi
:
20/02/2005

R. Gazete Sayısı
:
25379




MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO:16)



KİŞİLERDEN ALACAKLAR



GİRİŞ



Bilindiği gibi;



1- Bütçe içi ve bütçe dışı işlemlerden doğan yersiz, fazla ve haksız ödemeler,



2- Çalınan, kaybedilen veya zimmete geçirilen ya da yersiz ve kanunsuz harcanan ayniyat bedelleri,



3- Mecburi hizmet kaydıyla okutulan, staj için yurt dışına gönderilen öğrenci, öğretmen, memur, araştırma görevlisi ve benzerlerinden başarılı olamayan veya herhangi bir şekilde akdini ihlal edenler için yapılan harcamalardan geri alınması gereken tutarlar,



4- Kendilerinin muhafazası altında bulunan nakit, menkul kıymet, pul ve değerlerden çalınan, kaybedilen veya zimmete geçirilenler,



5- Kendilerine sayman nam ve hesabına tahsil yetkisi verilenlerin tahsil ettikleri paralardan zimmete geçirilenler,



6- Yukarıda sayılanlar için tahakkuk ettirilecek faizler ile Bakanlıkça kişilerden alacaklar hesabında izlenmesi gerektiği bildirilenler,



kişilerden alacaklar konusunu oluşturmaktadır.



Vergi ve benzeri Devlet alacakları ile mahkemelerce verilip saymanlıklara tebliğ edilen ilamlar içinde bulunan mahkeme giderleri, vekalet ücretleri ve para cezaları gibi alacaklar bu kapsamda olmadığından, kişilerden alacaklar hesabında izlenmeyecektir.



Ayrıca, kişilerden alacaklar hesabına alınacak tutarın, Sayıştay Genel Kurulunun 12/2/1981 tarihli ve 4107/1 sayılı Kararı uyarınca, Sayıştay denetimine giren idare ve kurumların saymanlık hesaplarının incelenmesi sonunda saptanan mevzuata aykırı ödemelerden genel bütçeli dairelere ilişkin bulunanların, vergi kesintileri düşüldükten sonra kalan tutarlar üzerinden; katma bütçeli dairelerle diğer kuruluşlara ilişkin olanların ise, bütçelerine gider olarak kaydedilen kesintisiz tutarlar üzerinden hesaplanması gerekmektedir.



Diğer taraftan, Hazine lehine doğan ilamlı veya ilamsız bütün alacaklar saymanlıklarca, sorumluları veya borçluları adına borç kaydedilecek ve özel kanunlarındaki hükümlere göre veya takas suretiyle ya da icra yoluyla takip ve tahsil edilecektir. Borç kayıtları yapılan bu tutarlardan tahsil edilenler ile af veya tahsil olanağı kalmaması nedeniyle silinecek olanların ise, hesaplardan usulüne göre çıkarılması gerekmektedir.



Söz konusu alacakların, alacağın çeşidi ve doğuş şekline göre doğru olarak saymanlık kayıtlarına alınmasında, ilgili mevzuat ve yargı kararları uyarınca takip ve tahsil edilmesinde uygulama birliği sağlanması bakımından, aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.





I- KİŞİLERDEN ALACAKLARIN TAKİBİ, TAHSİLİ VE TERKİNİNE İLİŞKİN İŞLEMLER


Kişilerden alacakların sürüncemede bırakılmadan ve zaman aşımına uğratılmadan takip edilerek, kanuni faizi ile birlikte tahsil edilmesi esastır.



Kişilerden alacaklar konusunu oluşturan yersiz, fazla ve haksız ödemelerin geri alınmasına ilişkin olarak tesis edilen işlemlerin borçlular tarafından dava konusu edilmemesi veya idare aleyhine sonuç doğuracak işlem tesis edilmemesi bakımından, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun, 14/6/1974 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 22/12/1973 tarihli ve E. No. 1968/8, K.No.1973-14 sayılı kararının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.



Anılan kararda;



- İdarenin, hatalı terfi veya intibak işlemine dayanarak ödediği meblağın geri istenmesine bir mahkeme kararına lüzum olmadan işlem tesis edebileceği ve bu işleme karşı açılacak davaların çözümünün Danıştay’ın görevi içinde olduğu,



- İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceği,



- Yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin geri alınmasının, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 gün içinde mümkün olduğu, 60 günlük süre geçtikten sonra geri istenmesinin mümkün olamayacağı,



belirtilmiştir.



İçtihatlar, hukukun yazılı kaynakları arasında sayılmakta ve içtihadı birleştirme kararları, benzer olaylarda mahkemeleri bağlayıcı bir nitelik kazanmış bulunmaktadır. Bu nedenle, idarelerin yapacakları işlemlerde, bu kararlarda belirtilen hususlara uymaları gerekmektedir.



Buna göre;



1- a) Kanuna aykırı şekilde yapılan terfi veya intibak işlemine ya da başka usulde yapılan yersiz veya fazla ödemeye o memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi ya da idareyi aldatıcı belge ibraz etmesi sebep olmuşsa,



b) İdarece yapılan işlem, yapıldığı tarih itibarıyla, idare hukuku yönünden yoklukla malûl (sakat) ise ve özel hukuk yönünden de mutlak butlan ile sakat olmuşsa,



c) Yapılan terfi ve intibakta memurun kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata mevcut olduğu halde idareyi haberdar etmemişse,



yapılan fazla ödemelerin dayanağı olan hukuka aykırı işlemlerin, 60 günlük süreye bağlı kalınmaksızın her zaman geri alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bu hukuka aykırı işlem sebebiyle yapılan fazla, yersiz ve haksız ödemelerin geri alınmasında genel hükümlere göre zaman aşımı süresinin dikkate alınması gerekmektedir.



2- Yukarıda belirtilen istisnai haller dışında kalan ve idarenin kendi ihmali ve bilgi azlığı gibi nedenlerden kaynaklanan idari işlemlere dayanılarak yapılan fazla ve yersiz ödemelerin ise (Örneğin; bir memura, memurun bilgisi dışında idarece fazla ve yersiz maaş, ücret, tazminat ... ödenmesi gibi), ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 günlük dava açma süresi içinde geri istenmesi mümkündür. Bu durumda kamu görevlilerinin herhangi bir tazmin kararıyla karşı karşıya kalmamaları için, fazla ödenen paraların genel hükümlere göre zaman aşımı süresi içinde tahsili gerekmektedir.



A- ALACAKLARIN TAKİP VE TAHSİLİNDE UYULACAK ESASLAR


Bilindiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ilk fıkra hükmü ile akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğan alacakların takip ve tahsili, Kanunun kapsamı (özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla) dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanun uygulamasına girmeyen kişilerden alacaklara ilişkin alacakların genel hükümlere göre takip ve tahsili için hazırlanan dosyaların mahallin muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığına gönderilmesi gerekmektedir.



Ayrıca, kişilerden alacakların uyuşmazlıklara konu olmadan daha kısa sürede tahsil edilebilmesi için;



1- İdarelerin, verilen yargı kararlarının icaplarına göre işlem tesis etmeleri,



2- Sayıştayca düzenlenen ilamların, 832 sayılı Sayıştay Kanununun 63 üncü maddesi gereğince; 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre merkez kuruluşlarda görevli kişilere bağlı olduğu dairelerce, bunlar dışında kalanlara ise o yerin mülki amirleri aracılığıyla Kanunda belirtilen esaslar dahilinde geciktirilmeden tebliğ edilmesi,



3- İdare aleyhine verilen yargı kararlarına bağlı tazminat borçlarının ödenmesini takiben rücua konu bir Hazine alacağı doğduğu takdirde, Borçlar Kanununda belirlenen zaman aşımı süresi geçirilmeden dava açılması gerektiğinden, dava konusu ödemeleri yapan saymanlıklarca söz konusu ödeme belgelerinin onaylı örneklerinin, rücu davası açılmak üzere (zaman aşımı süresi içinde dava açılması sağlanacak şekilde) mahallin muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığına gönderilmesi,



4- Fazla, yersiz veya haksız ödemelere ilişkin olarak ilgili idare, kişi veya kurumlarca bildirilen tutarların bekletilmeksizin saymanlık hesaplarına alınarak takip ve tahsiline derhal başlanması,



5- Memur veya diğer ücretlilerin saymanlık kayıtlarında yer alan borçlarına karşılık ücretlerinden rızaen veya özel kanunları gereğince re’sen yapılacak kesintilerde, yerine göre İcra ve İflas Kanununda veya özel kanunlarında belirlenen oranlar dikkate alınmak suretiyle kesinti yapılması,



gerekmektedir.
 
söylenecek çok bişey yok galiba. vatan sağolsun. ne yapalım bu işler demek böyle oluyor milletvekili amcalara eğiticilerden kesecekleri 100 ytlyi imza karşılığı versinler böylece daha rahat çalışırlar kendileri saygılar
 
Hiç dava açan arkadaşımız yok mu? Varsa durum nedir? Bizde ona göre bir adım atsak. Beklemekli bir sonuç alamayacağımız malum. Ayrıca sendikalar bu konuda niçin bir adım atmıyorlar?
 
Geri
Üst