BT Derneği Ne İşe Yarar?
- Konbuyu başlatan namaldish
- Başlangıç tarihi
- Mesajlar
- 3,002
Pardon hocam ama derneğe üyemiydiniz?
- Mesajlar
- 3,002
En büyük sendikaların bile iş yapamadığı yaptıramadığı bir yönetimde, şehit hesabının bile sorulmadığı sorulamadığı bir ülkede ne işe yaramasını bekliyorsunuz...
Formatörlük görevlendirmesiyle uğraşmak yerine hiçbir işe yaramıyor olmasını şahsen tercih ederim ama uğraşmak isteyen varsa ahkam kesmek yerine üye olsun komisyona girsin yardımcı olsun... Yada konuyu formatörler derneği düşünsün değil mi..
Formatörlük görevlendirmesiyle uğraşmak yerine hiçbir işe yaramıyor olmasını şahsen tercih ederim ama uğraşmak isteyen varsa ahkam kesmek yerine üye olsun komisyona girsin yardımcı olsun... Yada konuyu formatörler derneği düşünsün değil mi..
- Mesajlar
- 442
23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.
- Mesajlar
- 3,002
alideniz2000' Alıntı:
Şurayı bir inceler misiniz ?
https://docs.google.com/spreadsheet/ccc ... li=1#gid=0
- Mesajlar
- 1,435
Madem o kadar neden buraya gelipte yazma gereği hissediyorsunuz? Tahmin edeyim içten içe sizde destek bekliyorsunuz. Belki diğer illerden de dava açılsın istiyorsunuz. O zaman soruyorum. 100 üyesiyle etkin olamadı diye derneğe neden kızıyorsunuz... Bencede lafı uzatmaya gerek yok durum ortada...alideniz2000' Alıntı:
NOT: Derneği savunmuyorum hali hazırda şu an için üye bile değilim. Sadece, kendi çelişkilerinizle boğulduğunuzu belirtmek istedim. Sevgilerimle değerli meslektaşım...
- Mesajlar
- 390
derneğin olması iyidir ama dernekten çok şey beklemek iyi değildir.
şu bir gerçeke meb bilişimciler için iyi yada kötü bir karar vermesi şarttır. yıllardır mehter marşı gibi 2 ileri 1 geri olmaz. sendiklarda bunun için her türlü girişimde bulundu ancak meb hiç bir ciddi adım atmıyor. burda en büyük sorun bilişimcilerin birlikte hareket etmemesidir.
sendiklardan çok şey bekleyenlerin büyük bir kısmı sendikalı bile değil. derneğe üye olmayıp dernekten çok şey beklemekte çok abest bir durum.
branşlardan sendika üyesi en az olan branş bilişimcilerdir ve sendiklardan çok şey bekleyende yine bilişimcilerdir.
avrupada sivil toplum örgütlerine üye olma ortalaması 6 dır. hemen hemen her insan derneğe sendikaya veya vakıflara üye olur ama bizim bilişimciler üye olmamak için yaratılmış
şu bir gerçeke meb bilişimciler için iyi yada kötü bir karar vermesi şarttır. yıllardır mehter marşı gibi 2 ileri 1 geri olmaz. sendiklarda bunun için her türlü girişimde bulundu ancak meb hiç bir ciddi adım atmıyor. burda en büyük sorun bilişimcilerin birlikte hareket etmemesidir.
sendiklardan çok şey bekleyenlerin büyük bir kısmı sendikalı bile değil. derneğe üye olmayıp dernekten çok şey beklemekte çok abest bir durum.
branşlardan sendika üyesi en az olan branş bilişimcilerdir ve sendiklardan çok şey bekleyende yine bilişimcilerdir.
avrupada sivil toplum örgütlerine üye olma ortalaması 6 dır. hemen hemen her insan derneğe sendikaya veya vakıflara üye olur ama bizim bilişimciler üye olmamak için yaratılmış
- Mesajlar
- 3,002
cesur yürek99' Alıntı:
En büyük sorun bilişimcilerin birlikte hareket edememesi değildir...
Herkes ders istiyor olsaydı ders mi gelecekti, herkes bitefo ve türevi gibi birşey istiyor olsaydı bitefoluk, bt rehberlik neyse adı o mu gelecekti... Buna inanabiliyormusunuz siz?
Sendikaya az veya çok bilişimci üyeler var, sendika 1 üyesi dahi olsa onu savunmak üzere var değil midir? Sendikaların hepsi az çok birşeyler yapmaya çalıştı ama hiç birisi bizim konumuzda sayıca çok az kişiden oluşan dernek yönetimi kadar mücadele etmedi... Sendikanın tek derdi biz değiliz eyvallah ama dernek yöneticisi arkadaşların da tek derdi dernek değilken girişimleri yaptılar, evli barklı iş güç sahibi çalışan insanlar onlarda..
Ülkemizde STK daha çok önem kazanmaya başlamış ve hükümet gerçekten iyi niyetli ülkesi için faydalı işler yapmaya ve bunu resmi bir ortamda organize olup akıllı adımlarla ilerletmeye çalışan derneklere veya STK'lara destek vermektedir.Benim görüşüme göre durum böyle iken bizim sağolsun bazı arkadaşlarımız dernek adımını attı ve kurdu şimdi iş sırası bizde biz derneğimize üye olup ona sahip çıkıp bakın biz organize ve birlik olabiliyoruzu kurumlara veya liderlere gösterebilmek.Daha sonra ki aşama da sorunlarımız için ortak çözümler üretip bu çözümleri derneğimizin başkanları yöneticileri vasıtasıyla ilgili kurumlara liderlere iletmek.
Evet dernek şuan ilk olarak bizden resmi destek bekliyor sonraki aşama da ise dernek biz şukadar üyeyle Bilişim branşındaki öğretmenlerin ortak sesiyiz diyerek kendini kurumlara gösterecek ve sonraki aşama ise problemlerimiz için ortak çözümler bulup bu kararların alınıp ilgilere kabul ettirmeye çalışmak.
Günümüzde bireysel davranmak problemlerini bireysel şekilde dava açarak veya bilmem ne yaparak halletmek mümkün gözükmüyor.Birlik olmak Birlik olmak ve Birlik olmak lazım sonra da bu birliğin sesini resmi yollardan ilgililere duyurmak duyurmaya çalışmak lazım.
Örneğim 12000 bilgisaya öğretmeninin 5000bini derneğe üye olabilsek ve ortak bir kararla bu konuda sendikalara kurunlara sürekli bakın biz 5000 kişi ortak bir paydada bunu itiyoruz ve bunu kabul ettirmek için heryere başvuracağız diyerek herzaman dile getirsek bu ilk başlarda önemsenmese de bizim ısrarlarımız ve çabalarımızla göz ardı edilemeyecek hale gelecektir.Bu 5000 kişilik grubu kendine çekebilmek için sendikalar somut adımlar atmaya çözümlerimizi kabul ettirmek için yanımızda olacaklardır.
Evet dernek şuan ilk olarak bizden resmi destek bekliyor sonraki aşama da ise dernek biz şukadar üyeyle Bilişim branşındaki öğretmenlerin ortak sesiyiz diyerek kendini kurumlara gösterecek ve sonraki aşama ise problemlerimiz için ortak çözümler bulup bu kararların alınıp ilgilere kabul ettirmeye çalışmak.
Günümüzde bireysel davranmak problemlerini bireysel şekilde dava açarak veya bilmem ne yaparak halletmek mümkün gözükmüyor.Birlik olmak Birlik olmak ve Birlik olmak lazım sonra da bu birliğin sesini resmi yollardan ilgililere duyurmak duyurmaya çalışmak lazım.
Örneğim 12000 bilgisaya öğretmeninin 5000bini derneğe üye olabilsek ve ortak bir kararla bu konuda sendikalara kurunlara sürekli bakın biz 5000 kişi ortak bir paydada bunu itiyoruz ve bunu kabul ettirmek için heryere başvuracağız diyerek herzaman dile getirsek bu ilk başlarda önemsenmese de bizim ısrarlarımız ve çabalarımızla göz ardı edilemeyecek hale gelecektir.Bu 5000 kişilik grubu kendine çekebilmek için sendikalar somut adımlar atmaya çözümlerimizi kabul ettirmek için yanımızda olacaklardır.
- Mesajlar
- 402
@alideniz2000
Derneklerin, oluşumların, örgütlerin nasıl ortaya çıktığını anlatmamıza gerek yok sanırım:
* 2-3 kişiyle başlar,
* Taşın altına bir tek onlar elini koyar,
* Kaldırabileceklerinden fazla yükü kaldırmaya başlar,
* Ezilir ve birşeyler yapmaya çalışırlar. Bu arkadaşlar da camiamız için koşturuyorlar.
Birşeyi öngörmek lazım diye düşünüyorum: Formatörlük teranesi.
Bilişim öğretmenim eğer derslerinin peşine düşmüş olsaydı ve formatörlük gibi pek önemsiz bu görev herkes tarafından arzu edilen -ve maalesef bugün tek seçenekmiş gibi görülen- bu görevin peşine düşülmeseydi bugün serzeniş başlıkları açılmayacaktı. Oysa formatörlük istemeyenlerin bile bu yola başvurmak zorunda kaldığı bir döneme girdik. Çevremden sürekli Üniversiteye geç şeklinde baskı görüyorum. Bunların hepsi asli görevim olan, sınıf içindeki Öğretim görevinin peşinden koşturmadığım için. Aslında ben uykumu bölüp çok çaba gösterdim ama kafi gelmedi. Yine de yapacaklarım bitmedi, bizi bekleyen 4-5 yıl sonraki bir dönemin bundan daha kötü olmayacağını bilemeyiz. Uykunuz bölündüğünde 'Başka ne yapabiliriz?' diye düşünmüyorsanız bence başınıza geleceklerin bir listesini çıkarıp 'Gönlümü en kötüsüne razı eyle...' diye yaradana dua edin...
Zannediyorum ki biz geçmişte dersleri savunurken Formatörlük naraları atan arkadaşlar bile işlerin bu noktaya geleceğini bilmiyorlardı. Hepimiz, bir sürecin canlı tanıklarıyız. Bu noktadan sonra insanların Formatörlük görevinin peşinden koşmak bir kenara; ağızlarına almayı bile istememelerini hoşgörmek lazım. Benim kanaatim şahsen bu yönde. Ve Dernek diye bir olgu, bazı insanlar diğerlerinden farklı ve önde düşünüyorlar diye var. Bu insanları tıkırtıda fırtına koparmaya çalışan insanlarla bir tutmayalım lütfen !
Bu nedenle kendi sıkıntımızı düşünüp Dernek niye böyle yapmıyor şeklinde yönlendirmek yerine, açıp geçmişe bakarsak Derneğin neden öyle yapmadığını görürüz !
* Geçmişte okullarımızda idarecilerimizle yaşadığımız sorunlarda gelip buraya başlık açmak yerine aynı gün dilekçemizi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne verseydik,
* Klasik memur zihniyetinden sıyrılıp öğrenilmiş çaresizliği yaşamayı reddetseydik, ceza almayı, uyumsuz görünmeyi sindirebilseydik,
* Zarf korkusu yaşamadan, insani ilişkilerimizin kötü gidebileceği ihtimalini düşünmeden biraz bağır çağır yapsaydık,
* Suistimale açık konularda, insanlara problemlerini çözmenin yolunu anlatıp sonradan 'Hamal gibi çalışıyorum; anlayışsız ve pişkin bu insanlar!' şeklindeki söylemlere mahal vermeseydik,
* İnsanlar tarafından sürekli şikayet eden, burun kıvıranlar olarak görülebileceğimiz bir rolü işte böyle dolaylı yoldan çizmeseydik,
* Bizler için en önemli görevin Formatörlük değil kalıcılığı olan BT Öğretmenliği olduğuna inansaydık ve bu yönde mücadele etseydik,
* Sert çıkmamız gereken durumlarda köşeye sinmek yerine biraz sesimizi yükseltseydik...
bugün burada 'Dernek ne işe yarar ki ?' diye sormaz hala kendi çözümlerimizin ve ekseriyetle hepimizin benimsediği ortak bir çözümün peşinden koşturuyor olurduk.
Bu da belki dersin 2 saat değil 3 saat olması gibi keyfe keder bir konuda olurdu. Bugün sendikaların gücüne inanan kaldı mı? Bunu, biz birşeyler yapamadık diye söylemiyorum, dava masrafları şikayetçiye kesiliyor ki insanlar hakkını savunamasın. Kim takar sendikayı !
Sürekli benimsediğim ve tüm arkadaşlarımla paylaştığım bir düşüncem var:
Dünyayı yöneten 3-5 kişi, bu sorunun üstesinden gelirsek, bu da en az o 3-5 kişi gibi nadide insan sayesinde olacak. 12bin 13bin nidaları atarak camiayı abartmaya hiç gerek yok.
Bırakalım işini iyi yapan insanlar, iyi yaptıkları işleri yapmaya devam etsinler. Birşey sormak, nedenini öğrenmek istiyorsanız açın telefonu Dernek Yöneticilerimize bizzat sorun. Hiçbirisi Sendika yöneticileri gibi Bakanlıkla ve diğer sendikalarla danışıklı-döğüş yapmıyor. Evini barkını bırakıp çoluk çocuğundan çaldığı zamanla camia adına koşturuyorlar. Yukarıda bahsettiğim gibi yaşama inmek yerine, mücadele etmek yerine klavye tıkırtısında boğulursanız yarın o klavye 'Teknoloji Tasarım yolunu mu düşünsek acaba?' yazacak. Dernek var, mücadele ediyor ve misyonu belli.
Dernek ne işe yarar ki nevinden söylemlerin benzerleriyle 'Toplanalım, eylem yapalım...' masallarının gün sonundaki akıbetini bildiğimiz için başlığa fazla takılmak istemiyorum ama Derneğin birşeyleri başarabileceğine inanılıyorsa bu yönde kişisel mücadele verilmesi için bir engel de olmamalı. Böyle bir engel olmadığını görmüşsünüz ki siyah giyinen adamlardan destek almaya karar vermişsiniz.
Derneği, ilerleyişini ve işleyişini yermenin alemi yok diye düşünüyorum. Hele ki bir yandan Derneğe inanıp diğer yandan Üye olma nezaketini göstermemişseniz !
Derneklerin, oluşumların, örgütlerin nasıl ortaya çıktığını anlatmamıza gerek yok sanırım:
* 2-3 kişiyle başlar,
* Taşın altına bir tek onlar elini koyar,
* Kaldırabileceklerinden fazla yükü kaldırmaya başlar,
* Ezilir ve birşeyler yapmaya çalışırlar. Bu arkadaşlar da camiamız için koşturuyorlar.
Birşeyi öngörmek lazım diye düşünüyorum: Formatörlük teranesi.
Bilişim öğretmenim eğer derslerinin peşine düşmüş olsaydı ve formatörlük gibi pek önemsiz bu görev herkes tarafından arzu edilen -ve maalesef bugün tek seçenekmiş gibi görülen- bu görevin peşine düşülmeseydi bugün serzeniş başlıkları açılmayacaktı. Oysa formatörlük istemeyenlerin bile bu yola başvurmak zorunda kaldığı bir döneme girdik. Çevremden sürekli Üniversiteye geç şeklinde baskı görüyorum. Bunların hepsi asli görevim olan, sınıf içindeki Öğretim görevinin peşinden koşturmadığım için. Aslında ben uykumu bölüp çok çaba gösterdim ama kafi gelmedi. Yine de yapacaklarım bitmedi, bizi bekleyen 4-5 yıl sonraki bir dönemin bundan daha kötü olmayacağını bilemeyiz. Uykunuz bölündüğünde 'Başka ne yapabiliriz?' diye düşünmüyorsanız bence başınıza geleceklerin bir listesini çıkarıp 'Gönlümü en kötüsüne razı eyle...' diye yaradana dua edin...
Zannediyorum ki biz geçmişte dersleri savunurken Formatörlük naraları atan arkadaşlar bile işlerin bu noktaya geleceğini bilmiyorlardı. Hepimiz, bir sürecin canlı tanıklarıyız. Bu noktadan sonra insanların Formatörlük görevinin peşinden koşmak bir kenara; ağızlarına almayı bile istememelerini hoşgörmek lazım. Benim kanaatim şahsen bu yönde. Ve Dernek diye bir olgu, bazı insanlar diğerlerinden farklı ve önde düşünüyorlar diye var. Bu insanları tıkırtıda fırtına koparmaya çalışan insanlarla bir tutmayalım lütfen !
Bu nedenle kendi sıkıntımızı düşünüp Dernek niye böyle yapmıyor şeklinde yönlendirmek yerine, açıp geçmişe bakarsak Derneğin neden öyle yapmadığını görürüz !
* Geçmişte okullarımızda idarecilerimizle yaşadığımız sorunlarda gelip buraya başlık açmak yerine aynı gün dilekçemizi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne verseydik,
* Klasik memur zihniyetinden sıyrılıp öğrenilmiş çaresizliği yaşamayı reddetseydik, ceza almayı, uyumsuz görünmeyi sindirebilseydik,
* Zarf korkusu yaşamadan, insani ilişkilerimizin kötü gidebileceği ihtimalini düşünmeden biraz bağır çağır yapsaydık,
* Suistimale açık konularda, insanlara problemlerini çözmenin yolunu anlatıp sonradan 'Hamal gibi çalışıyorum; anlayışsız ve pişkin bu insanlar!' şeklindeki söylemlere mahal vermeseydik,
* İnsanlar tarafından sürekli şikayet eden, burun kıvıranlar olarak görülebileceğimiz bir rolü işte böyle dolaylı yoldan çizmeseydik,
* Bizler için en önemli görevin Formatörlük değil kalıcılığı olan BT Öğretmenliği olduğuna inansaydık ve bu yönde mücadele etseydik,
* Sert çıkmamız gereken durumlarda köşeye sinmek yerine biraz sesimizi yükseltseydik...
bugün burada 'Dernek ne işe yarar ki ?' diye sormaz hala kendi çözümlerimizin ve ekseriyetle hepimizin benimsediği ortak bir çözümün peşinden koşturuyor olurduk.
Bu da belki dersin 2 saat değil 3 saat olması gibi keyfe keder bir konuda olurdu. Bugün sendikaların gücüne inanan kaldı mı? Bunu, biz birşeyler yapamadık diye söylemiyorum, dava masrafları şikayetçiye kesiliyor ki insanlar hakkını savunamasın. Kim takar sendikayı !
Sürekli benimsediğim ve tüm arkadaşlarımla paylaştığım bir düşüncem var:
Dünyayı yöneten 3-5 kişi, bu sorunun üstesinden gelirsek, bu da en az o 3-5 kişi gibi nadide insan sayesinde olacak. 12bin 13bin nidaları atarak camiayı abartmaya hiç gerek yok.
Bırakalım işini iyi yapan insanlar, iyi yaptıkları işleri yapmaya devam etsinler. Birşey sormak, nedenini öğrenmek istiyorsanız açın telefonu Dernek Yöneticilerimize bizzat sorun. Hiçbirisi Sendika yöneticileri gibi Bakanlıkla ve diğer sendikalarla danışıklı-döğüş yapmıyor. Evini barkını bırakıp çoluk çocuğundan çaldığı zamanla camia adına koşturuyorlar. Yukarıda bahsettiğim gibi yaşama inmek yerine, mücadele etmek yerine klavye tıkırtısında boğulursanız yarın o klavye 'Teknoloji Tasarım yolunu mu düşünsek acaba?' yazacak. Dernek var, mücadele ediyor ve misyonu belli.
Dernek ne işe yarar ki nevinden söylemlerin benzerleriyle 'Toplanalım, eylem yapalım...' masallarının gün sonundaki akıbetini bildiğimiz için başlığa fazla takılmak istemiyorum ama Derneğin birşeyleri başarabileceğine inanılıyorsa bu yönde kişisel mücadele verilmesi için bir engel de olmamalı. Böyle bir engel olmadığını görmüşsünüz ki siyah giyinen adamlardan destek almaya karar vermişsiniz.
Derneği, ilerleyişini ve işleyişini yermenin alemi yok diye düşünüyorum. Hele ki bir yandan Derneğe inanıp diğer yandan Üye olma nezaketini göstermemişseniz !
btedernegi
Üye
- Mesajlar
- 85
alideniz2000' Alıntı:
Başvuru ve taleplerinizi Derneğe iletebilirseniz daha hızlı ve tatmin edici cevap alabilirsiniz hocam. Çoğu zaman takip edemeyebiliyoruz.
Tam olarak yapmaya çalıştıklarımızı öğrenmek için bir mesaj mı
yoksa sadece serzeniş mi,
yoksa artık birilerinin bir şey yapması gerektiğine ilişkin büyük beklenti yüklediğiniz Derneğin az kişiyle kısa sürede sonuç alamayacağına ilişkin inancın dile getirilişi mi
yoksa yaşadığınız formatörlük sıkıntılarına ilişkin bir çeşit yardım talebi mi,
yapılabileceklere ilişkin öneri mi,
yoksa sendika varken niye dernek kurdunuz diye bir sitem mi karar vermekte zorlandım.
Yaptıklarımızı, yapmaya çalıştıklarımızı yazmak bir yana anlatmak bile bizim için gerçekten çok zor. Bilinmediği için, biz yeterince anlatacak kadar büyüyemediğimiz için her soruyu anlayışla karşılıyoruz.
Ama asıl soru "NE YAPILMASINI İSTİYORSUNUZ ve SİZ NE YAPABİLİRSİNİZ? Sizi fikirleriniz üzerinde çalışan üyelerimize yönlendirebiliriz.
BURCU YILMAZ
btedernegi
Üye
- Mesajlar
- 85
Hukuksal işlemlerle Yeşim Doğan Hocamız ilgilenmektedir.
- Mesajlar
- 932
Şaka mısın?alideniz2000' Alıntı:
Mahkemeye vermekten bahsediyorsun, bel bağlamadım diyorsun
