- Mesajlar
- 744
Milli Eğitim Bakanı bugün A Haber - Erdoğan Aktaş'a konuk oldu ve sorulması gereken soru tam isabetli değil ama zaten cevap sorumuza cevap oluyor...
Genellikle bu tip itirazlar bu dersi veren yani Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinden gelmektedir.....
cümlesi ile başlayan açıklama sonucunda derslerin tamamen gözden çıkarılmış olduğunu görmüş oluyoruz...
Ve özellikle sorulan 2.soruya ( O zaman bu eğitimi veren yüksekokullarımız niye var??? ) bakanın cevabı ise maalesef içler acısı..
http://tvarsivi.com/player.php?y=483&z= ... 2020:30:00
Bu da yazılı metni;
Genellikle bu tip itirazlar bu dersi veren yani Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinden gelmektedir.....
cümlesi ile başlayan açıklama sonucunda derslerin tamamen gözden çıkarılmış olduğunu görmüş oluyoruz...
Ve özellikle sorulan 2.soruya ( O zaman bu eğitimi veren yüksekokullarımız niye var??? ) bakanın cevabı ise maalesef içler acısı..
http://tvarsivi.com/player.php?y=483&z= ... 2020:30:00
Bu da yazılı metni;
Sunucu Erdoğan Aktaş- Efendim, teknoloji ve teknoloji yatırımından söz ediyorsunuz. Özellikle izleyicilerimizden gelen soru da şu: Bilişim bölümünden mezun olanların atanmasıyla ilgili. Atamalarla ilgili çok soru var, genel olarak zaten bir soru soracağım ama hem bilişim teknolojilerinden yararlanırken, hem de bilişim eğitimi almış uzmanların ya da öğretmen adaylarının atanmamasının izleyicilerimiz, öğretmen adaylarımız çelişki olduğunu ifade ediyor. Buna açıklamanız nedir acaba?
Bakan Ömer Dinçer- Bu çok doğru bir yorum değil, bunu açıkça söylemekte ben fayda görüyorum. Çünkü genellikle bu tip itirazlar bilişim dersleri veren öğretmen adaylarından gelmekte ve itirazlarının arka planında daha çok Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilgisayar öğrenimiyle alakalı dersleri seçimlik ders haline getirmesi üzerine kurgulanmış vaziyette. Halbuki bu ülkenin gerçeğini görmekte yarar var bence. Çünkü şu anda neredeyse bütün öğrencilerimiz bilgisayar kullanmayı öğrenerek okullarına gelmeye başladılar. Genç nesil ve özellikle çocuklarımız bilgisayar konusunda gerçekten çok kabiliyetliler ve çok da öğrenmeye istekliler. Onların bahsettiği söz konusu dersler, daha çok bilgisayar kullanmayı öğrenme üzerine odaklanmış derslerdi. Halbuki yine okullarımızda bugün bizim seçimlik hale getirdiğimiz ders, bilgisayar ve bilişim teknolojileri üzerinden tasarım yapmaya dayalıdır. Ve biz bugün bilişim teknolojileri üzerinden tasarım ve endüstriyel tasarım yapabilecek türden derslere seçimlik olarak sahibiz ve maalesef o alanlarda öğretmen bulmakta da zorlanıyoruz.
Sunucu Erdoğan Aktaş- Peki, yanlış anladıysam da lütfen siz düzeltin Sayın Bakan; bilişim teknolojileriyle ilgili eğitim veren yüksek okullarımız niye var o zaman?
Bakan Ömer Dinçer- O zaman siz böyle bir düşünceden hareketle Türkiye'deki bütün fakülteleri sorgulayabilirsiniz. Çünkü eğer meseleye üniversiteden mezun olan veya herhangi bir fakülteden mezun olanın devlette iş bulacağı ve devlette istihdam edileceğine dair bir yaklaşımla meseleye bakarsanız, sadece bilişim teknolojileriyle ilgili değil bugün tüm Türkiye'deki fizik bölümlerini, kimya bölümlerini, matematik bölümlerini de sorgulamalısınız. Daha da önemlisi, iletişim bölümlerini, maliye bölümlerini sorgulamalısınız. Halbuki tüm dünyada artık üniversite eğitimi, geçin devlette istihdam olmayı, herhangi bir alanda, yani özel sektör de dahil olmak üzere istihdam olmayı zorunlu kılan bir sonuç doğurmuyor. Tüm dünya çok sağlam ve çok etkin bir üniversite eğitiminin üzerine kurgulanmış olan yeni bir vizyonu, girişimcilik kabiliyetini, yenilik yapabilme özelliklerini öne alan bir istihdam anlayışını ortaya koymaya başladı. Gelişmiş ülkelerin pek çoğu toplam nüfus içerisinde üniversite mezunlarının oranlarını artırmaya çalışıyor, ama hiçbirisinde bizim ülkemizde olduğu kadar üniversite mezunlarının istihdamı söz konusu değil. Hele hele hiçbirisinde bizim ülkemizde olduğu kadar devletten iş bekleyen üniversite mezunu da yok. Bizim bu anlamda konuya yaklaşım tarzımızı ve algılamalarımızı değiştirmeye kesinlikle ihtiyaç var. Üniversiteden mezun olmak, devlette istihdam edilmenin karşılığı olmamalıdır.Hele hele bizim ülkemizdeki üniversite mezunlarının istihdam edilme oranlarının gelişmiş ülkelerden bile iyi olduğunu görecek olursak, bu yorum daha da netlik kazanır. Bakınız, bugün Avrupa ülkelerinden bile Türkiye'de üniversite mezunu olanların istihdam edilme oranları daha yüksektir. Üniversiteden mezun olanların yüzde 72'si ülkemizde iş bulabiliyorlar. Ama şunu söyleyeyim: Bütün bunlara rağmen yüzde 28'i iş bulamıyor. O zaman o geri kalan yüzde 28 için de aynı soruyu sormanız gerekmez mi? Bu açıdan bakıldığında, üniversite eğitiminin mutlaka yaygınlaştırılması her fakülte alanında herkes kendi ilgisi ve kabiliyeti doğrultusunda eğitim alacak fırsatı bulması gerekir. Ancak bunların devlette istihdam edileceklerine dair algının ise artık çok geçerli bir algı olmadığını ifade etmek lazım.